HATAY
Suriye'de Beşşar Esed rejiminin İdlib'in güneyinde yer alan Han Sayhun'a düzenlediği ve kimyasal gaz kullandığı saldırıda etkilenen Anadolu Ajansı (AA) serbest muhabiri Abdulrauf Kantar, tedavi için Hatay'ın Reyhanlı ilçesine getirildi.
Gece saatlerinde durumunun kötüleşmesi üzerine Türkiye'ye getirilen Kantar, Reyhanlı Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı.
AA ekibinin hastanede ziyaret ettiği Kantar, yaptığı açıklamada, gece fenalaşması üzerine Türkiye'ye getirildiğini ve şu an sağlık durumunun iyi olduğunu kaydetti.
Olay günü çok zor anlar yaşadıklarını vurgulayan Kantar, sabah güne normal şekilde başladığını ve arkadaşlarıyla buluşmaya gitmeyi planladığını söyledi.
"Olay yerine vardığımızda etrafımız çocuk cesetleriyle doluydu"
Sabah 08.00 sularında telefonuna gelen yardım çağrıları nedeniyle Han Sayhun'a doğru yola çıktığını aktaran Kantar, yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Yaşadığım yer Han Sayhun'a 30 kilometre kadar mesafede. Yoldayken patlama oldu. Olay yerine vardığımızda etrafımız sağa sola saçılmış çocuk cesetleriyle doluydu. İç savaş süresince çok patlamalara denk geldim ama böyle bir patlamaya daha önce hiç denk gelmemiştim. Bu farklıydı. Bir tarafta yerdekileri görürken bir taraftan da ayakta durmakta zorlanan insanları görüyordum. 20-30 kişilik sivil savunma ekibi vardı. Onlar bir şeyler yapmaya çalışıyordu ama çaresizlerdi. İnsanların üzerine su sıkıyorlardı. Bir yandan su sıkıyorlar bir yandan da kıyafetlerini değiştirmeye çalışıyorlardı. Etrafta ambulans olmadığı için etkilenenleri sivil halkın arabalarına bindiriyor hastanelere götürüyorlardı ama hastane de bombalanmıştı. Tabi bu sürede zaman kaybediliyordu. Daha sonra Babul Hava'ya doğru yönelmeye başladılar."
Kendisinin de bu sürede birkaç kare görüntü alabildiğini belirten Kantar, daha sonra bombanın atıldığı bölgeye gitmeye çalıştığını ifade etti.
Bu sırada kimyasal saldırı olduğunu anladıklarını anlatan Kantar, şöyle devam etti:
"Sivil savunma ekipleri özel kıyafetler giydi. Bir yandan insanları uzaklaştırmaya çalışıyor bir yandan da enkaz altındakileri kurtarmaya çalışıyorlardı. Saatler ilerledikçe bölgeye ambulans gelmeye başladı. Bu arada birden başım döndü ve fenalaştım. Yarı baygın halde beni ambulansa bindirdiler. Bilincim yerindeydi. Sonra taburcu edildim fakat gece saatlerine doğru kötüleştim. Bölgede yaralıları kabul edecek hiçbir hastane olmadığı için Türkiye'ye sevk ediyorlardı. Gece saatlerinde Türkiye'ye geldim. Oksijen maskesi taktılar. Sınırda beklerken Anadolu Ajansı ekibi benimle irtibat kurdu ve bana yardımcı oldu."