Ardahan
Ardahanlı eski futbolcu Soner Görmüş, katıldığı bir yakınının nikah töreni sonrası sağlık çalışanlarının uyarısıyla, hiç bir hastalık belirtisi olmamasına rağmen Ardahan Devlet Hastanesinde yaptırdığı PCR testinin pozitif çıktığını söyledi.
Test sonucu pozitif çıkınca evinde karantinaya alındığını ifade eden Görmüş, karantinanın 3. gününde ağrıları olunca sağlık çalışanlarınca tedavisine başlandığını aktardı.
Görmüş daha sonra her geçen gün ağrılarının şiddetlendiğini dile getirerek, "Yaklaşık 15 yıl amatör liglerde futbol oynadım. Sporcu olmama, sigara ve benzeri kötü alışkanlıklarım ya da kronik hastalığım olmamasına rağmen bu hastalığı bu kadar zor geçireceğimi düşünmemiştim. Öyle bir ağrı ki Allah kimsenin başına vermesin. 4. ve 5. günü eklem ağrıları daha da arttı. Hem eklem yerlerim hem de başım ağrıyordu, ağrı kesici bile baş ağrısını geçirmiyordu." dedi.
Görmüş, "Ağrılar artınca bacağımı yumrukluyor, bıçakla kesmek istiyordum. Oturduğum yerden kalkıp lavaboya gidecek halim yoktu. O an 'herhalde öleceğim' dedim. Hastalık vücuda hasar veriyor, bacak ve ayaklarımda morarmalar oldu, sanki kanser gibi belirtiler oluştu. Ağrılardan uyuyamıyorsunuz. Sıvı alamıyordum, aldığımı kusuyordum." ifadelerini kullandı.
"Vallahi ölümü istiyorsunuz"
Görmüş, aşı ve salgın kurallarına uyulmasının önemine işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Özellikle gençler bu hastalığı ciddiye alsın, hastalığa yakalanmamak için herkes kurallara uysun. Sabahlara kadar Allah'a dua ediyordum. İnsan ölüm ister mi, vallahi ölümü istiyorsunuz. Hastalık ağır olunca ölümü beklemeye başladım.
O an eşimle konuşup borçlarımızın olup olmadığını, olanların ödenmesi için liste çıkarmalarını istedim.
Yani ölürsek borçlar ödensin diye. Ölümü o an yaşıyorsunuz, bunu çeken bilir. Bunu kimseye anlatamıyoruz, özellikle gençlere anlatamıyoruz. Biz yaşadık başkaları yaşamasın."
Ağrı'da halsizlik ve öksürük şikayetiyle gittiği Ağrı Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki PCR testi pozitif çıkan ve tedavisinin ardından sağlığına kavuşan 25 yaşındaki Oğuzhan Hançer de evindeki karantinanın 3. gününde inanılmaz kas, eklem ağrısı ve yüksek ateşle karşılaştığını anlattı.
Bundan sonra zor günler geçirdiğini belirten Hançer, "Bir hastalıkta ne yaşarsanız hepsini yaşadım. Çok zor süreçti. İzolasyon ekiplerinin getirdiği ilaçları kullanmaya başladım. Yaklaşık 9 gün hastalığı çok ağır geçirdim. Bu süreçte solunum desteği almak için 2 defa hastaneye gittim." dedi.
"Karantina süreci hapis hayatı gibi"
Tedavisi tamamlandıktan sonra bile 20 gün boyunca öksürüğünün devam ettiğine dikkati çeken Hançer, şunları kaydetti:
"Ağrıdan dolayı yaklaşık bir hafta neredeyse hiç uyumadım. Çok farklı ağrılar ve farklı hastalıktı. Vücudumun her yeri kırılmış gibiydi.
Bu acılar özellikle geceleri dayanılmaz oluyordu. Bulaşıcı hastalık olmasa istediğin gibi dışarıya çıkabilirsin ama başkasına bulaştırma korkusu vardı.
Camdan dışarıya bakıyorsun ama çıkamıyorsun, markete gidemiyorsun, yemeğini kapının önüne bırakıyorlar. Tamamen hapis hayatı gibiydi."
"Virüs yaşlı, genç dinlemiyor"
Hançer, karantinasının bittiği gün ailesinin tamamının testinin pozitif çıkmasıyla 10 gün daha dışarıya çıkamadığını aktararak, "Hastalığı atlattık ama etkileri kaldı. Erken yorulmalar başladı, yeri geliyor nefes darlığı yaşıyoruz." dedi.
Virüsü atlattığımız için 6 ay boyunca aşı olamayacağını ve bu süreç sonrası aşı olacağını söyleyen Hançer, "Virüs yaşlı ve genç dinlemiyor. 25 yaşındayım ama hastalığı inanılmaz ağır atlattım. Hastanede solunum desteği aldım ve çok kötü histi. 80 yaşındaki teyze de yanımda solunum desteği alıyordu. İnsanın psikolojisi bozuluyor." dedi.
Kaynak: AA