CAN HOLDİNG OPERASYONU VE KLİKLER
Zürih, İsviçre
Bünyesinde Habertürk, Bloomberg, Show TV gibi televizyon kanallarını ve Bilgi Üniversitesi, Doğa Kolejleri gibi eğitim kurumlarını da barındıran Can Holding, TMSF’ye devredildi.
Önümüzdeki günlerde yeni bilgiler geldiğinde, bu işin sıradan bir “el koyma” olmadığını göreceğiz. Büyük iş!..
Gurubun 122 şirketi varmış. Patronlar ve medya birimini yöneten Kenan Tekdağ ile birlikte -sadece- 8 gözaltı olduğu duyuruldu.
Can Holding’in hukuk işlerini geçen haftalarda tutuklanan Rezan Epözdemir’in hukuk bürosu takip edermiş. 10 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığı söylenen Can Holding, tütün ve akaryakıt kaçakçılığıyla anılıyordu. Her ne kadar medyaya girmesiyle dikkatleri çekmiş olsa da grup, 2021’den beri devletin radarındaymış.
Şimdi herkesin dilinde şu soru: “neden şimdi?”
“Sultanın keyfine göre dönen talih çarkının kimi ne zaman yükseltip, kimi ne zaman alçaltacağını sadece sultan bilir” diyerek cevaplarım ben şahsen bu soruyu. Aynı zamanda bazı gereksiz meraklanmaların, “asıl soru”yu perdelemek gibi bir işlevselliğinin de olduğunu akıldan çıkarmamak iktiza eder ama.
İsterseniz “neden şimdi” sorusunu hızlı geçip; “operasyonun yapılacağı bir haftadır Ankara’da konuşuluyordu. Ancak Ankara’da ‘güçlü’ birileri, engel olmak için ellerinden geleni yapmalarına rağmen operasyonu engelleyemediler” bilgisinin peşine düşelim.
Kim o birileri?
Dün gazeteci Barış Pehlivan, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un Can Holding’den aylık 2 milyon TL “danışmanlık” ücreti aldığını söyledi.
Ee tamam işte; demek ki bu holdingin Ankara’daki hamisi Mehmet Uçum’muş. Her şey apaçık ortada bakın!..
Hayır hayır!..
O iş öyle değil. O kadar basit değil yani. Kurumsal büyüklüğün 10 milyar dolarla ifade edildiği bir yerde, 2 milyon aylık ödeme, tavuk yemi bile sayılmaz. Birilerine iş takipçiliği için 2 milyon veya duruma göre 22 milyon aylık verilir, takılmayalım buralara!
Şimdi sorularla ilerleyelim;
Son on yılda Doğu Anadolu’dan (Dikkat! Güney Doğu Anadolu demedim) yükselen büyük sermaye gruplarının;
- Binali Yıldırım’la ilişki düzeyleri nasıldır?
- Cevdet Yılmaz’ın; adeta “müteahhitlik”in mucidiymişcesine yap-satçılıktan büyük kamu ihalelerine kadar her “inşaat işi”nden son 10 yılda büyük mesafe kat eden, Bingöllü müteahhitler ile yakınlığı sadece “hemşehri” dayanışması mı? Keza Doğu Anadolulu “kısa dönem zenginleri”nin hızlı kalkınmasında “kalkınmacı” Cevdet Yılmaz’ın etkisi nedir?
Bu arada şu da var;
“Gürsel Tekin’in İstanbul kayyımlığı, 5 bin polis, canlı yayınlarla, gündemin meşgul edilmesinin mezkûr holdinge operasyonun zamanlaması açısından bir ilgisi olabilir mi” diye bir soru da akla geliyor. Yukarda zamanlamayı “sultan’ın keyfi” diye izah ettim, biliyorum. Ancak saha elemanları var, ‘sultan’ın eşref saatini kollayıp, ona göre aksiyon alan. Yani şunu diyorum “Kars ekibi” (*) iki yerde birden olamadı mı?
.
Güven Akıncı, dikGAZETE.com
(*) Önümüzdeki günlerde adını sıkça duyacağımız bir klik.