Suriyeli sığınmacılar meselesi: İlay-ı Kelimetullah ruhu ve kaybeden fitne odakları

Türkiye’nin son yıllardaki sığınmacı politikası, sadece bir insani yardım faaliyeti değil, aynı zamanda tarihsel misyonumuzun, İlay-ı Kelimetullah ruhunun yeniden dirilişini temsil etmektedir. Bu süreç, merhamet ve adaletle hareket eden Türk milletinin büyüklüğünü ortaya koyarken, ne yazık ki içimizdeki fitne odakları tarafından karalanmaya çalışılmıştır. Ümit Özdağ gibi fitneciler ve Kemalizm’le ruhları zehirlenmiş kitleler, Türk milletinin bu büyük insani ve medeniyet misyonunu anlamaktan aciz kalmışlardır ve bu yüzden kaybetmişlerdir.

Ümit Özdağ gibi isimler, Suriyeli sığınmacılar üzerinden toplumdaki hassasiyetleri kaşıyarak, Türk milletinin tarihsel misyonunu gölgelemeye çalışmışlardır. Özdağ’ın söylemleri, sadece toplumu kutuplaştırmayı ve korku üretmeyi amaçlayan bir fitne politikasıdır. Oysa Türk milleti, tarih boyunca mazlumlara kucak açan, gönülleri fetheden bir medeniyet inşa etmiştir. Bu fitne siyaseti, Türk milletinin derin vizyonu ve merhameti karşısında hiçbir zaman başarılı olamayacaktır.

Kemalizm, bir dönem Türk milletinin İlay-ı Kelimetullah ruhunu unutturmayı, tarihsel misyonunu gölgede bırakmayı hedeflemiştir. Bu ideoloji, merhameti ve adaleti merkeze alan Türk-İslam medeniyetini reddederek, Batı’nın kopyası bir yaşam tarzını dayatmıştır. Bu zihniyetin etkisinde kalan kitleler, mazlumlara merhametle yaklaşmak yerine, nefret ve düşmanlık politikalarını benimsemiştir.

Yılbaşında kafasına kırmızı don geçirip sarhoş olmayı modernlik zanneden; Batı’ya kapağı atma hayaliyle yaşayan bu zihniyet, Suriyeli sığınmacılar gibi mazlumlara kucak açmayı anlayamamış, onların entegrasyonunu bir tehdit olarak görmüştür. Oysa Türk milletinin asıl modernliği, kendi köklerinden aldığı güçle, adalet ve merhameti kuşanarak mazlumlara kucak açmaktır.

Ümit Özdağ ve benzer fitne odakları, Türk milletinin tarih boyunca üstlendiği büyük misyonu anlamaktan uzaktır. Sadece kısa vadeli siyasi kazançlar için toplumun hassasiyetlerini istismar eden bu kişiler, insan kazanmaya dayalı Türk-İslam medeniyetinin ruhunu kavrayamamışlardır. Aynı şekilde Kemalizm’le ruhları zehirlenmiş ve Batı’nın yozlaşmış değerlerine özenen kitleler de bu büyük vizyonu anlamakta başarısız olmuştur.

Ancak kazanan, Türk milletinin merhameti ve vizyonuyla hareket eden, mazlumları koruyan ve adaleti dünyaya yaymaya çalışan büyük ideali olmuştur. Suriyeli sığınmacılarla birlikte Türkiye, sadece insani bir kriz yönetmekle kalmamış, aynı zamanda kültürel ve toplumsal dönüşümün öncüsü olmuştur.

Türk milleti, tarih boyunca İlay-ı Kelimetullah ruhunu taşıyan bir lider millet olmuştur. Bu ruh, yalnızca savaş meydanlarında değil, toplumsal ve kültürel alanlarda da kendini göstermiştir. Bugün Suriyeli sığınmacılar üzerinden yürütülen politika, bu büyük misyonun modern dünyadaki bir yansımasıdır. Merhamet ve adaletle kuşanmış bu vizyon, Türk milletini mazlumların umudu, adaletin kalesi haline getirmiştir.

Ümit Özdağ gibi fitne odakları ve Kemalizm’le ruhları zehirlenmiş kitleler, Türk milletinin büyüklüğünü ve misyonunu anlamakta başarısız olmuşlardır. Bu nedenle tarih karşısında kaybetmişlerdir. Kazanan ise İlay-ı Kelimetullah ruhuyla hareket eden, mazlumlara kucak açan ve barışla yeni bir medeniyet inşa eden Türk milletidir. Türkiye’nin yükselişi hem Suriyeli sığınmacılar üzerinden hem de Türk-İslam coğrafyasındaki liderliğiyle devam edecek, büyük Türkiye ideali gerçeğe dönüşecektir.