Günümüzde dünyanın yaşlanmasıyla birlikte, 21. yüzyılda başlayan küreselleşmenin ilerlemesi ile beraberinde gelen ve her geçen gün giderek artan doğal afetler, iklim değişiklikleri ve çevre sorunları, doğal kaynakların hızla tükenmesi, sosyal, politik, siyasal sorunlar, kapitalizm ve şu günlerdeki en önemli sorunlar arasına giren EKONOMİ VE SAĞLIK alanında giderek artan sorunlarımız ve bu sorunların KURTARICISI OLARAK İLK SIRALARDA YARDIMIMIZA YETİŞECEK MUCİZEVİ BİR BİTKİ...
Kinnap, kendir veya KENEVİR…
“Cannabaceae” familyasına ait tek yıllık otsu görüntüye sahip olan tarihsel bir bitkidir. İlk olarak 8000 yıl önce ortaya çıkan bu bitkinin, 3000 yıl öncesinde ise ilk kez tıp alanında kullanıldığı görülüyor.
Çok yönlü kullanım alanına sahip olan kenevir endüstriyel bir bitkidir.
İlaç, gıda, akaryakıt, tekstil, kozmetik, inşaat, otomotiv sektörüne kadar oldukça geniş bir yelpazede kullanıma sahip olan bu mucizevi bitkinin 50 bine yakın kullanım alanı olduğu gözlemlenmiştir.
YILLARCA UYUŞTURUCU ETKİSİ YÜZÜNDEN YASAKLANAN KENEVİRİN GERÇEK SIRRI!
Kenevir içerisinde “THC” ve “CBD” maddelerini bulundurur. Kenevirin 3 türü vardır.
Bu türleri; “Cannabis sativa”, “Cannabisindica” ve “Cannabisrudelasis”tir.
Cannabissativa en yaygın türü olarak bilinirken, cannabisindica içerisinde pisiko-aktif bir madde olan THC maddesini bulundurur.
Cannabisindica keneviri, içerisinde yüzde 5 ile yüzde 20 THC maddesini bulundurur; bu oran uyuşturucu yapımında kullanılmasına sebep olur.
“İndica” halk arasında “dişi hint keneviri” olarak bilinen çiçek açan bir türdür.
Pisikoaktif olmayan ve tıbbi alanda kullanılan maddesi “CBD”dir.
“Erkek kenevir” dediğimiz polenleri olan “Cannabis sativa”da yüzde 0.3’ün altında “THC” maddesi bulunmasından dolayı ENDÜSTRİYEL alanda kullanılan çeşididir!.. Günümüzde “yeşil altın” denilmektedir.
Kenevir, üretimi oldukça basit, üretim maliyeti az olan neredeyse her türlü ortamda yetişebilecek olan bir bitkidir…
- Bu bitkiye, oksijen fabrikası da diyebiliriz..karbon negatif olan bu bitki bir hektarlık alanda 22ton karbon tüketimi sağladığı için ,orman yangınlarının ve hava kirliliğinin giderek arttığı bu günlerde kurtarıcımız olarak karşımıza çıkmaktadır.
- Yaşanan doğal afetlerden sonra mucizevi bir kurtarıcıdır. Yakın zamanda başımıza gelen orman yangınları sonucu, seller sonucu tahrip olan, hasar görmüş arazilere ekilirse, kısa sürede büyüyecek, havayı temizleyecek, oksijen ihtiyacını arttıracak ve ekolojik döngünün düzene girmesini sağlayacaktır… Toprak erozyonunu engelleyecek, havanın nem dengesini koruyup, doğal afetler sonrasında oluşabilecek sorunlara karşı hızlı ve etkili bir çözüm olacaktır.
- Bir ağaçtan çok daha kısa sürede büyür ve daha çok etki sağlar;
- Bir ağaç ortalama 25 yılda büyürken bir kenevir bitkisi 5 ayda 5 metre kadar büyümektedir..
- Bir yıl içinde birden fazla hasat yapılabilir.
- Bir ağaç 3 defa kağıda dönüştürülürken, kenevir 8 defa kağıda dönüşebilir. Dönüştürülen kağıtlar, geri dönüşümde doğaya zarar vermez.
Keten, kanvas, ilk yelkenler, halatlar ve niceleri..
- Kenevirden dünyanın en sağlam ipleri yapıldığı için dokumacılık sektörünün en ucuz ve en kaliteli kumaşları elde edile bilinir. (denizcilikte kullanılan halatlar ve yelkenler kenevirden yapıldıktan sonra ilk defa uzun mesafeler katedildiği için reform hareketlerinin başlamasına sebep olmuştur.)
- Kenevirden yapılan ipler, anti bakteriyeldir.
- İçerisinde nanoteknoloji vardır.
- Çelikten 10 kat sağlam, daha esnek ve hafiftir; bu sebeple bir otomotivin tüm gövdesinde kullanılabilir.
- Kenevirden yapılan odalar ses geçirmez.
- Binaların ısı yalıtımında kullanılır
- Kenevirle kaplanmış odalarda telefon çekmez.
- RADRASYON emicidir.
- TIP alanında (kanser, AIDS, vs) çok fazla tedavide etkin ve kesin çözümleriyle mucizevi bir ilaç niteliğindedir.
- Kenevirle beslenen hayvanlara ekstra hormon takviyesi yapılmaz.
- Kozmetik alanında ve gıda sektöründe yüzlerce alanda kullanılır.
“ÇIT ÇIT ÇIT ÇEDENE DE SAR BEDENİ BEDENE…"
Anadolu’da kenevir tohumuna “çedene” de denir.
Çedene deyince aklıma rahmetle ve özlemle andığımız Barış Manço’nun “Çıt çıt çedene…" türküsü geldi
O dönemde (60'lı yıllar) sokaklarda bağırırlarmış “Hint keneviri ekimi yasaklanmıştır” diye.
Düşünüyorum da Barış Manço, kenevirin önemini önceden fark edip belki de “ÇIT ÇIT” derken Anadolu’da “ÇITIN ÇIKMASIN!..” diye bir deyimden esinlenerek, o dönemde ekimi yasaklı olan bu bitkinin gizemini vurgulamış…
Veya,
“Gavurga” olarak yenilen bu tohumun, önem ve faydasını eğlenceli şekilde hafızalara kazımak istemiş olabilir.
Kenevir tohumunun faydaları…
- Dünyadaki en yüksek protein kaynaklarından biri olan, yüksek miktarda OMEGA 3,6 ve 9 yağ asitlerinin içeren kenevir kolesterol savaşçısıdır.
- A, B1, B2, B3, B6, C ve E vitaminleri, folik asit (B9) bakımından zengindir.
- Kalsiyum, magnezyum, manganez, demir, fosfor, potasyum, sodyum ve çinko minerallerini içerir.
- Protein bakımından oldukça zengindir. İnsan vücudunun işleyişi için oldukça önemli olan aminoasitleri içerir.
- Günde 3 yemek kaşığı kenevir tohumu tüketmek, günlük protein ihtiyacının üçte birini karşılar.
- Vücuttaki hormon dengesini sağlamaya yardımcı olur.
- Kolesterolü düşürmeye yardımcı olur.
- Saç ve cilt sağlığı için faydalıdır.
- Hormonları dengeleyerek adet dönemi sorunlarını giderir.
- Sindirim sistemi rahatsızlıklarını düzenler.
- İçeriğindeki magnezyumdan dolayı uyku sorunlarına şifa olur.
- Beyin ve beyin yapısındaki oluşumlara destek sağlayarak unutkanlığı giderir ve Alzheimer hastalığı riskini azaltır.
Ülkemizde çok rahat üretilebilecek bir bitki olan kenevire, doğal afetlerin kısa zamanlı çözümü olarak, tarım sektöründe, teknoloji, inşaat, tıp kozmetik ve giyim, kırtasiye gibi bir çok alanda kullanıma uygun olması ile ekonomimize kalkınma refah ve gelişmişliğimize çok büyük katkısı olacağı açıkça belli olan kenevirin, üretim ve tüketimine ivedilikle ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.