Cenevre
Ağustos ayı için hazırlanan "Avrupa'nın Parkları" dosya haberi kapsamında Cenevre'nin en önemli turistik mekanlarından İngiliz Bahçesi'nin tarihçesini ve özelliklerini derledik, parkı ziyaret eden turistlerle görüştük.
Cenevre şehrinin en merkezi yerinde ve Leman Gölü'nün kıyısında bulunan İngiliz Bahçesi, 1855 yılında gölden kazanılan arsa üzerine kuruldu.
İngiliz bahçeleri modeline göre düzenlenen ve bu haliyle ün yapan şehir parkı,1862'de bitişiğinde Mont-Blanc Köprüsü'nün inşa edilmesinin ardından genişletildi ve yeni halini alması için restorasyondan geçirildi.
Bahçe, 1870-1871 yıllarında Eaux-Vives bölgesinin genişletilmesi dolayısıyla yeniden büyütüldü.
Parkın göbeğinde beyaz kaya ve dökme demir heykellerin olduğu, su sesiyle ziyaretçilerini ferahlatan meşhur Anıtsal Çeşme yer alıyor. Geniş dairesel havzanın ortasına yerleştirilmiş iki katlı bölümden oluşan çeşmede oturan ve ayakta duran dört figür bulunuyor.
Çeşmeyi İsviçreli ressamlar Alexandre Calame ile François Diday ve heykeltıraş Rodo de Niederhausen'in büstleri çevreliyor.
Leman Gölü'nün etkileyici manzarasına sahip, içinde geniş yürüyüş yolları ve dinlenme alanları bulunan parkın girişinde Ulusal Anıt yer alıyor.
1869'da açılan anıt, Cenevre'nin 12 Eylül 1814'te İsviçre Konfederasyonu'na katılmasını simgeliyor.
Robert Dorer tarafından yapılan bu bronz heykelde bakışlarını gölle İsviçre'ye çevirmiş, kılıçlar ve kalkanlar taşıyan iki genç kadın, Cenevre ve İsviçre'yi simgeliyor.
En çok ilgiyi Çiçek Saati görüyor...
İngiliz Bahçesi'nin kalbinde yer alan ve görüntüsüyle ziyaretçileri etkileyen Çiçek Saati, parkın en çok ilgi çeken unsuru olarak öne çıkıyor.
İsviçre saatçiliğinin öneminin de simgesi 4 metre çapındaki ünlü Çiçek Saati, 1955'te şehrin bahçıvanları tarafından binlerce çiçek kullanılarak oluşturuldu.
Her mevsimde yenilenen Çiçek Saati'nin bakımı özenle yapılıyor, çok sayıda turist bu alanda hatıra fotoğrafı çektiriyor.
Yaşlı ağaçların bulunduğu, çok sayıda farklı bitki türüne de ev sahipliği yapan bahçe, ziyaretçilerine doğayla iç içe ortam sağlıyor.
Bahçedeki banklar ve restoranlarda vakit geçiren ailelerin çocukları yeşillik alanlarda eğlenme fırsatı buluyor.
İngiliz Bahçesi'nin popülerliğini ünlü turistik mekanlara yakınlığı artırıyor...
Şehrin bir diğer ünlü simgesi Jet d'eau'nun (su jeti) karşısında bulunması, İngiliz Bahçesi'ni daha popüler hale getiriyor.
1891'de Eaux-Vives İskelesi'nin sonunda ve gölün ortasında konumlanan alana kurulan Jet d'eau, Cenevre'nin turistik cazibesini de artırıyor.
Jet d'eau, 1930'dan bu yana aydınlatılıyor.
Saatte 200 kilometre su püskürtme hızına sahip, 140 metre uzunluğundaki Jet d'eau, özellikle gece ışıklı gösteriyle ziyaretçilerine görsel şölen yaşatıyor.
Turistler, "Cenevre İngiliz Bahçesi" isimli duraktan vapur turu yapabiliyor, bahçeden kalkan Cenevre'nin meşhur treniyle parkın etrafı ve şehir merkezini turlama imkanı buluyor.
Bahçenin girişinde turistler için bilgi merkezi yer alıyor, yer yer görülen sokak sanatçıları ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Parkın diğer ucunda bulunan dönme dolap da ziyaretçilerine şehrin merkezini ve parkı tepeden görme olanağı sağlıyor.
İngiliz Bahçesi'nin yakınındaki ünlü mağazalara alışveriş için gelen turistler, bahçeyi de ziyaret edilecek yerler listesine ekliyor.
"Bir yanda göl manzarasını izlerken diğer yanda yemeğinizi yiyebiliyorsunuz"
Parkı ziyaret eden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden (KKTC) Serpil Arkan, ilk kez Cenevre'ye geldiğini ve İngiliz Bahçesi'nin temiz ve bakımlı olmasından çok etkilendiğini söyledi.
Arkan, özellikle buraya özgü Çiçek Saati'ni çok beğendiğini kaydetti.
Fransa'dan gelen Emma Breart da ilk kez ziyaret ettiği İngiliz Bahçesi için "Bir yanda göl manzarasını izlerken diğer yanda yemeğinizi yiyebiliyorsunuz. Parkın girişindeki Çiçek Saati benim için en ilgi çeken nesne oldu. Turist olarak şehrin merkezinde arabaların olmadığı böyle bir alanda yürüyüş yapmak etkileyici." dedi.
Fransız turist Carine Faudon ise böylesine güzel ağaçların arasında bulunmaktan büyük keyif aldığını, ağaçların gölgesinde ve etkileyici manzarada vakit geçirmenin tadını çıkardığını ifade etti.
Faudon, yoğun şehrin ortasında doğal güzelliklere sahip böyle bir mekana gelmeleri için arkadaşlarına tavsiyede bulunacağını söyledi.