"Erdoğan'ın Cemali ve Celali" diye başlık attığı yazısında Atılgan Bayar, bir "politik analiz" ile gidişatı ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı oluşturulan kampanyayı ve gelinen son noktayı yorumladı...
Erdoğan'ın içeriden ve dışarıdan, bilinçli ve (yakınındakiler tarafından da belki) bilinçsizce nasıl bir cendereye sıkıştırılmak istendiğine işaret ettikten sonra Başbakan Davutoğlu'na yönelik değerlendirmeleriyle de yazısını sürdüren Bayar'ın söylediklerine bakın bakalım ne dersiniz.
Yazıya geçmeden küçük bir not: Bu yazıyı iki-üç paragraf arasına girerek, birer cümle ile "dedi... söyledi... Bayar, yazısına şöyle devam etti... daha sonra şunları kaydetti..." falan gibi, "Aynen alıntılamadık, haber formatına soktuk" yolu ile de sunmak vardır amma hiç öyle bir yola girmeden, yazı "bütün" olarak okunsun diye buraya olduğu gibi yerleştiriyoruz... Katılıp-katılmama meselesi değil, bütününe de bir kısmına da katılabilir ya da hiç bir noktasına katılmayabilirsiniz ama kulak arkası edilmemesi gereken tesbitler var.
Çünkü "Dost ve içeriden" görünen bazıları ya da o tiplerin çevresindekilerin de burada söylenenlere biraz olsun kulak kabartması, "Cemal"i olmadığı halde "Celal"le işi götürmeye kalkanlara artık pirim verilmemesi vakti geldi de geçiyor bile.
İşte yazısı (Punto büyütme ve siyahlaştırmalar bize ait) buyrun:
[caption id="attachment_66084" align="aligncenter" width="599"]
Atılgan Bayar[/caption]
Önce şunu ifade edeyim; Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dört seçim kampanyasında, strateji danışmanı olarak görev yaptım. Strateji ve konseptlerde, müzik ve sloganlarda karınca kararınca katkım vardır.
Bu vesile ile Sayın Erdoğan ile bir kaç strateji toplantısında birlikte bulundum, yurtdışında da bir kaç özel yemekte...