Alger
30 Ağustos'a kadar sürecek “Cezayir kurtuluş devriminin ikinci aşaması Kuzey Konstantin Saldırıları ve Sonuçları” konulu dosya haberimizin ikinci bölümünde, Kuzey Konstantin Saldırılarının efsanevi komutanı Yusuf Ziğud’un hayatı ve mücadelesi ele alındı.
Cezayir devrimine ruh veren ve bu devrim sürecinde sömürge güçlerine büyük darbe indiren Ziğud, vatanı özgürlüğüne kavuşmadan önce şehadeti temenni etmiş ve bağımsızlığı görmeden bu dünyadan ayrılmış.
“Bu büyük halk, çok büyük, dolayısıyla biz de bu büyüklüğün seviyesinde olmalıyız. Yoksa felaket daha büyük olur.” diyen Si Ahmed kod adıyla bilinen Ziğud, sömürgeciliğin boyunduruğundaki ülkesinde yaşananları fark etmeye başladığı henüz 17 yaşında özgürlük mücadelesine katılarak Cezayir halkının gönlünde büyük bir taht kurdu.
Fransız sömürgesi altındaki Cezayir’in Konstantin vilayetine bağlı bugün kendi adını taşıyan Semendo beldesinde fakir bir ailenin yetim çocuğu olarak, 18 Şubat 1921 yılında dünyaya gelen Ziğud, çok küçük yaşlarda Kur’an-ı Kerim hafızlığı yapmış, ilkokulu bitirmiş ancak dönemin zor şartları altında daha fazla eğitim hayatına devam edememiş.
Cezayir ulusal kurtuluş mücadelesinin en önemli aktör kurumlarından biri olan Cezayir Müslüman Alimler Birliği’nin kurucusu Şeyh İmam Abdülhamid Bin Badis’in hutbelerinden etkilenen Ziğud, Demokratik Özgürlüklerin Zaferi Hareketi’ne katılmış ve bir süre sonra söz konusu hareketin silahlı kanadının başına geçmiş.
Ziğud, Fransız sömürgeciliğinin 8 Mayıs 1945’te Setif ve Kalima kentlerinde gerçekleştirdiği katliamın üzerine silahlı mücadele çalışmalarına hız verirken, sömürgeciler tarafından 1950’de yasaklı örgüte üye olma suçlamasıyla tutuklanarak Cezayir’in kuzeydoğusundaki Annaba Cezaevi'ne gönderildi.
Cezaevine atıldıktan dört yıl sonra firar eden Ziğud, Cezayir Kurtuluş Ordusu’nun Kuzey Konstantin Bölge Komutanı Murad Diduş’un yardımcısı olarak fiili silahlı mücadelenin içinde yer aldı.
Ziğud, komutan Diduş’un Fransız makamlarınca Ocak 1955’te öldürülmesinin ardından söz konusu bölge komutanlığını devraldıktan kısa süre sonra 20 Ağustos Kuzey Konstantin Saldırılarının fitilini ateşleyerek, Cezayir Kurtuluş Devrimi’ne yeni bir ruh kazandırdı.
Cezayir ulusal kurtuluş mücadelesinin ikinci aşaması sayılan Kuzey Konstantin Saldırılarının mimarı Ziğud, "Hiç şüphesiz bağımsızlık kaçınılmaz olarak geliyor ama ben bunu görmeden önce şehit olmayı temenni ediyorum." diyerek adeta ölüme yürümüş ve 23 Eylül 1956’da henüz 35 yaşında, Fransız sömürgeciler tarafından Sidi Mezğiş beldesinde kurulan bir tuzak ile öldürülmüştü.
Ziğud, komuta ettiği 20 Ağustos 1955 saldırıları için "Fransız askerlerine 'onlar sarhoşken', saldırdığımız söylenmesin diye gece değil, güpegündüz saldırdık. Çünkü onlara öyle saldırmak erkekliğin şanından değil." ifadelerini kullanırken, kendisi Fransızlar tarafından kurulan bir tuzakla hayatını kaybetti.
Devrime zekâsı ve dehasıyla katkıda bulundu
Skikda Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Muhammed Yusuf Kuveysim, Yusuf Ziğud’un öldürüldüğü bölgede adına inşa edilen anıtın yanında AA muhabirine yaptığı açıklamada, Ziğud’un iyi bir asker oluşunun yanı sıra zekası ve dehasıyla da bağımsızlık mücadelesine büyük katkı sağladığını belirtti.
Kuveysim, Ziğud’un çok dindar bir kişiliğe de sahip olduğuna dikkati çekerek, “Komutan, takvasıyla adeta bir sahabe ahlakı taşıyordu.” dedi.
Ziğud’un Cezayir ulusal kurtuluş mücadelesinin kahramanlarından biri olduğuna vurgu yapan Kuveysim, şunları kaydetti:
"Yetim ve fakir olarak büyüdü. Fransız bir yerleşimcinin yanında demirci olarak çalışıyordu. Avrupalı yerleşimciler ile Cezayir halkının yaşam koşulları arasındaki farkı görüyordu. Cezayirliler korkunç bir fakirlik içinde yaşıyorlardı, günlük yiyecek dahi bulamıyor, giyecek kıyafet alamıyordu. İşte tüm bu zulüm, Ziğud Yusuf’u da vatanperverliğe yöneltmişti."
Demircilik maharetini kullanarak cezaevinden kaçtı
Kuveysim, Ziğud’un kısa süre sonra Cezayir Müslüman İzciler grubuna katıldığını ve Şeyh Bin Badis’in fikirlerinden etkilendiğini belirterek, Ziğud’un daha sonra Demokratik Özgürlüklerin Zaferi Hareketi’ne katıldığını ve hareketin silahlı kanadının başındayken tutuklanarak cezaevine atıldığını kaydetti.
Cezayirli komutanın, 1954’te tutuklu bulunduğu Annaba Cezaevi’nden demircilik maharetini kullanarak firar ettiğini söyleyen Kuveysim, Ziğud’un arkadaşlarıyla Kuzey Konstantin Bölge Komutanlığı’na katıldığını ve Avras bölgesindeki “mücahit” kamplarında silah eğitimi aldığını aktardı.
Devrimin rayına oturmasını sağladı
Kuveysim, Ziğud’un Kuzey Konstantin Bölge Komutanı Murad Diduş’un şehadetinden sonra komutayı devraldığını ve 20 Ağustos 1955 saldırıları ile Cezayir Kurtuluş Devrimi tarihinde büyük bir başarıya imza attığını belirterek, Ziğud’un bu saldırılardan bir yıl sonra Bicaya kentindeki Summam Vadisi'nde gizlice düzenlenen Summam Konferansı'na katıldığını ve burada devrimin rayına oturmasını sağladığını belirtti.
Ziğud’un Summam Konferansı’ndan sonra yaklaşık 300 kişilik bir askeri grubun başında Sidi Mezğiş beldesindeki Hırba köyüne geldiğini ifade eden Kuveysim, Fransız sömürge istihbaratının aldığı haber çerçevesinde başlattığı operasyonla Ziğud ve bazı arkadaşlarının bulunduğu evin kuşatıldığını, burada yaşanan çatışmada 23 Eylül 1956’da hayatını kaybettiğini aktardı.
Kuveysim, Si Ahmed kod adıyla bilinen Ziğud’un devrimciler arasında çokça sevilen bir komutan olduğuna işaret ederek, Ziğud’un sosyal adalete inanan bir şahsiyet olarak modern Cezayir tarihinde önemli bir iz bıraktığını kaydetti.
Fransız sömürgeciliğinin generallerini alt eden komutan
Skikda Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve Yusuf Ziğud Vakfı Başkanı Hasan Tililani ise Ziğud’un genç bir komutan olarak, zekası ve dehasıyla Fransız sömürge generallerini alt ettiğini belirtti.
Tililani, “Yusuf Ziğud, büyük komutan, zeki bir genç, 35 yaşında, yeşil gözlü, akıllı, stratejik düşünce sahibi, demirci, marangoz, sanatçı. Tüm bu kabiliyete sahip bir adam olarak, 20 Ağustos 1955 saldırılarını planladı ve Fransız sömürgesinin dahi generallerini alt etti." dedi.
Ziğud’un kendisi için bir sembolden daha fazlası olduğunu belirten Tililani, "Ben bu adamın 23 Eylül 1956’nın hüzünlü bir sabahında şehit oluncaya kadar sık sık yaşadığı, mücadele ettiği ve Cezayir'in kurtuluşu için mücadele ettiği Sidi Mezğiş beldesinin oğluyum. Biz onun kahramanlıklarıyla büyüdük.” diye konuştu.
Tililani, Ziğud’un hayatını sinemaya çekmek için bir senaryo hazırladıklarını da ifade ederek, bu senaryonun Cezayir Mücahitler Bakanlığı tarafından kabul gördüğünü ve yakında “Devrimci Demirci” ya da “Ateşin Şövalyesi” adıyla beyaz perdeye aktarılacağını söyledi.
Fransa’nın Cezayir'deki sömürgesi 5 Temmuz 1962'de, 132 yıl süren bir işgalin ardından son buldu.
Cezayir makamlarına göre, Fransız sömürgesi ülkenin servetini yağmalaması ve ulusal kimliğini yok etme girişimlerinin yanı sıra arkasında 5 milyondan fazla şehit bıraktı.
-Fransız sömürgesini yenilgiye uğratan Cezayir devriminin ikinci aşaması: Kuzey Konstantin Saldırıları