TBMM
Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) kapsamında Lübnan'da bulunan Türk askerinin görev süresinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasını taşıyan tezkerede, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 11 Ağustos 2006'da kabul ettiği 1701 sayılı karar ve TBMM'nin 5 Eylül 2006 tarihli kararıyla 1 yıl için verdiği izin çerçevesinde, Türkiye'nin, Lübnan'da konuşlu UNIFIL'e Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarıyla katkı sağladığı, iznin süresinin son olarak 31 Ekim 2023'ten itibaren 1 yıl uzatıldığı hatırlatıldı.
Türkiye'nin, UNIFIL'e yaptığı katkılarla barışı koruma harekatının etkin biçimde icrasında önemli bir işlev üstlendiği belirtilen tezkerede, "Bu çerçevede Türkiye'nin katkısı gerek BM sistemi içinde gerek bölgesel ve küresel ölçekte gerek kapsamlı sivil-asker işbirliği faaliyetleri vasıtasıyla Lübnan toplumunun her kesimi nezdinde görünürlüğünün artmasına, ayrıca barış ve istikrarın korunmasına yönelik politikasının sürdürülmesine hizmet etmiştir. Bu itibarla UNIFIL'e katkımızın sürdürülmesinin önem arz ettiği değerlendirilmektedir." ifadelerine yer verildi.
Tezkerede, UNIFIL'in görev süresinin BMGK tarafından 31 Ağustos 2025'e kadar uzatıldığı hatırlatılarak, bu kapsamda Lübnan'la ikili ilişkiler ve bölgedeki çatışma ortamının yol açtığı mevcut güvenlik şartları da göz önünde tutularak BMGK'nin UNIFIL'in görev süresinin uzatılması yönündeki kararı uyarınca; hudut, şümul ve miktarı Cumhurbaşkanınca belirlenecek TSK unsurlarının, BMGK ve TBMM kararıyla tespit edilen ilkeler kapsamında 31 Ekim 2024'ten itibaren 1 yıl daha UNIFIL'e iştirak etmesi ve bununla ilgili düzenlemelerin Cumhurbaşkanınca yapılması için gereğinin yapılması istendi.
Görüşmelerden
Tezkere üzerinde Saadet Partisi Grubu adına söz alan Bursa Milletvekili Cemalettin Kani Torun, Türkiye'nin Lübnan halkının yanında olduğunu göstermesi ve bölgesel konularda daha aktif rol alması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin eski sömürgecilere meydanı bırakmaması gerektiğini dile getiren Torun, "İsrail'in bölge için oluşturduğu tehdide karşı daha net tedbirler almamız gerekiyor. Türkiye'nin tek başına hareket ederek İsrail'i durduramayacağını biz de biliyoruz ama yapabileceklerini yapmadığı zaman ortada bir samimiyet kalmıyor. Bölgesel barış ve istikrarın sağlanmasında Türkiye'nin önderlik etmesi elzemdir. Bu nedenle tezkereyi destekliyoruz." dedi.
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Berdan Öztürk, İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarının Lübnan'da konuşlu BM'nin bölgedeki varlığını ve etkinliğini ciddi şekilde sorgulattığına dikkati çekerek, "Türkiye'nin bu katkısı Lübnan'daki barışı sağlamaya ne ölçüde katkı sunuyor? İsrail'in saldırıları sürerken UNIFIL'in etkisizliği ortada. Türkiye'nin bu misyona katkısı sadece sembolik bir katkı olarak gözüküyor." değerlendirmesinde bulundu.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, bölgedeki diplomatik ilişkileri sağlamak açısından TSK'nın Lübnan'daki varlığının son derece önemli olduğunu söyledi.
Tezkereye 'evet' oyu vereceklerini bildiren Kavuncu, "Tezkerede 'hudut, şümul ve miktarı Cumhurbaşkanınca belirlenecek TSK unsurları' ifadesi yer alıyor. Bu açık çek verilmesinin risklerini acaba tartıştık mı? Buradaki riskin büyüklüğünün farkında mıyız?" sorusunu yöneltti.
"Lübnan'ın güvenliği Türkiye'nin güvenliğidir"
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, Türkiye'nin dış politikasının esas hedeflerinden birinin, bölgede ve dünyada barış ve istikrarın tesisine katkıda bulunmak olduğunu; bu çerçevede halen BM'nin barış gücü ve barışın inşası harekatına en fazla katkı sunan ülkelerden biri olduklarını vurguladı.
Lübnan'ın, Türk-İslam medeniyetinin bin yılı aşkın süredir hüküm sürdüğü kadim topraklar olduğunu söyleyen Akçay, Türkiye'nin, Lübnan'ın istikrarını hedef alan her türlü teşebbüs karşısında ülkenin toprak bütünlüğünü, siyasi bağımsızlığını desteklemeye devam edeceğini, Lübnan'da olanların tüm bölgeyi ve Türkiye'yi de ilgilendirdiğini dile getirdi.
"MHP olarak sınır güvenliğimize ve memleketimizin huzurunu tehdit edecek her türlü tehlikeye karşı devletimizin ilgili kurumlarına her türlü desteği vereceğiz." diyen Akçay, "Filistin'in, Lübnan'ın, Suriye'nin güvenliği Türkiye'nin güvenliğidir. Devletimiz bu kapsamda gerekli önlemleri almaktadır, alacaktır. İsrail'in Arz-ı Mev'ud hayalleri hüsranla sonuçlanacaktır. Lübnan tezkeresinin ülkemizin, milletimizin ve tüm dünyanın huzur ve barışına katkıda bulunmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.
CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, BM'nin misyonlarına öteden beri olumlu oy kullanma politikalarının olduğunu, Lübnan tezkeresine de olumlu oy vereceklerini söyledi.
UNIFIL misyonunun kara ve deniz görev gücü olmak üzere iki görev gücünden oluştuğunu belirten Emre, "Türkiye olarak böyle bir görev gücünün dışında kalmamız, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki çıkarları bakımından önemi de düşünüldüğünde olacak bir şey değil. Türkiye'nin BM misyonunun içinde bulunması önemlidir. Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'de böyle bir deniz gücü komutası niyetinin olduğu bir ortamda, Türkiye'nin böyle bir görev gücünün dışında kalması düşünülmez." ifadelerini kullandı.
Emre, İsrail'in saldırıları karşısında BM'nin Lübnan'daki görev gücü sayısının artırılabilmesi ve görev tanımının değişebilmesinin gündeme gelmesi durumunda Lübnan tezkeresinin yeniden değerlendirilmesi gerekeceğini kaydetti.
"Ulusal güvenliğimizi tehdit eden durumlarda gerekli tedbirleri almamız bir zorunluluktur"
TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Hulusi Akar, Türkiye'nin ve TSK'nın bugüne kadar bölgesel ve dünya barışa yönelik katkılarını anlattı.
İsrail'in bölgedeki saldırgan politikasını yakından takip ettiklerini ifade eden Akar, İsrail'in son olarak kara saldırısı başlatarak Lübnan'ın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü ihlal etmesinin yasa dışı bir işgal girişimi olduğunu söyledi.
Ortamı boş bulan ve saldırganca hareket eden İsrail'in, UNIFIL kampına bile girdiğini hatırlatan Akar, "Bu saldırı derhal sona ermeli ve İsrail askerleri Lübnan topraklarından çekilmelidir. İsrail'in saldırıları bölgenin ve Türkiye dahil ötesinin güvenlik ve istikrarı için büyük bir risk ve tehdit oluşturmaktadır. Bunu görmemiz ve anlamamız lazım. Bu saldırıların yeni bir göç dalgasını tetiklemesi ve aşırılık yanlılarına zemin kazandırması da muhtemeldir. Gazze ve Lübnan'da ateşkesin sağlanamadığı her geçen gün bölgesel bir savaşa daha fazla yaklaşmaktayız." diye konuştu
Türkiye'nin, her zaman barışçıl bir politika izleyerek, diyalog yoluyla sorunları çözmeye gayret gösterdiğini kaydeden Akar, "Bölgesel ve ulusal güvenliğimizi tehdit eden durumlarda gerekli tedbirleri almamız bir zorunluluktur. Bu tezkere, Lübnan'daki BM gücüne katkı sağlamayı hedeflerken aynı zamanda Türkiye'nin milli çıkarlarını korumayı da amaçlamaktadır. Sizlerin oylarıyla bu tezkere, bu tür durumlar için bir yetki niteliğinde olacaktır." dedi.
Şahsı adına söz alan DEVA Partisi Gaziantep Milletvekili Ertuğrul Kaya, tezkereyi desteklediklerini ve 'evet' oyu vereceklerini söyledi.
Görüşmelerin ardından, Türk askerinin Lübnan'daki görev süresinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi oylanarak kabul edildi.
Kaynak: AA