Türkiye'nin en doğusundaki Küçük Ağrı Dağı'nda bulunan huş ormanları inceleniyor

Türkiye'nin en doğusundaki Küçük Ağrı Dağı'nda bulunan huş ormanları inceleniyor

Dağın kuzey yamacının bir bölümünü kaplayan farklı noktalardaki toplam 161 hektara yakın ormanlık alanın, bitki örtüsü, ağaç türleri ve yaban hayatı çeşitliliği araştırılıyor.

Iğdır

Türkiye-İran sınırında yer alan, yurdun en kurak alanlarından Küçük Ağrı Dağı eteklerindeki huş ormanları, akademisyenler tarafından inceleniyor.

Geçmişte terör tehdidi nedeniyle bilimsel çalışma yapılamayan Küçük Ağrı Dağı, sürdürülen terörle mücadele çalışmalarının ardından kavuştuğu huzur ortamıyla turistlerin yanı sıra bilim insanlarının da ilgisini çekmeye başladı.

Sınırın sıfır noktasında bulunan ve 3 bin 925 metre yüksekliğe sahip Küçük Ağrı Dağı'nın kuzey yamacının bir bölümünü kaplayan farklı noktalardaki ormanlık alanlarda, Iğdır Üniversitesi Biyoçeşitlilik ve Araştırma ve Uygulama Merkezince (BİYOMER) TÜBİTAK çalışması başlatıldı.

Tamamı doğal yollarla oluşan ve dağın kuzeyinde bulunan toplam 161 hektara yakın alandaki ağaç türleri ve yaban hayatı çeşitliliği, 5 akademisyenden oluşan ekiple araştırılıyor.

Huş ağaçlarının, toprak erozyonunu önlemede, su kaynaklarını korumada ve karbondioksit emiliminde önemli bir rol oynadığı biliniyor.

Iğdır Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Ormancılık Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Belkıs Muca Yiğit, AA muhabirine, BİYOMER olarak şehirdeki biyoçeşitlilik açısından önemli birçok sahayı incelediklerini söyledi.

Dağın bitki yapısıyla ilgili Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) çalışması hazırlıkları olduğunu belirten Yiğit, Küçük Ağrı Dağı'nda ön gözlemler yaptıklarını, ileriye dönük olarak alanda incelenmesi ve toplanması gereken bitki türlerini tespit etmeye çalıştıklarını dile getirdi.

Bununla ilgili de proje hazırlıklarının olduğunu, bölgeye farklı üniversitelerden proje çalışmaları için araştırmacıların geldiğini aktaran Yiğit, "Onlara bu alanı tanıtıyoruz, ya da alanda bulunan araştırdıkları bitki türleri ile ilgili yol gösteriyoruz. Bu sayede Iğdır'ın biyoçeşitliliğinin aydınlatılması açından Iğdır Üniversitesi BİYOMER olarak katkı sağlamaya çalışıyoruz." dedi.

"Burası korunması gereken önemli alanlardan bir tanesidir"

Ormanda huş ağırlıklı, titrek kavak, meşe, ardıç, kuşburnu türleri ve üvez gibi çalılar ile buna benzer türlerin bulunduğunu belirten Yiğit, şöyle devam etti:

"Burası korunması gereken önemli alanlardan bir tanesidir çünkü Iğdır'da orman varlığı çok zayıf, tabii bununla birlikte Bakanlığın orman varlığını artırma çalışmaları da sürdürülüyor. İlimizde Orman İşletme Müdürlüğü ve çeşitli kurumlar orman varlığını çoğaltma anlamında çalışmalar yürütüyor, üniversitemiz de bu kurumlardan biridir ve Iğdır'da orman varlığını artırmak çalışma yürütmekteyiz."

Iğdır'ın kurak yapısına uygun, zorlu şartlara elverişli ağaç türlerinin artırılması gerektiğini dile getiren Yiğit, şunları kaydetti:

"Bu alanın, çevresinin incelenmesi ve ağaç varlığının yayılışının irdelenmesi, şehrimize uyumlu ağaç türlerinin orman varlığının artırılması konusu çok önemli. Yani yurdumuza yurt dışından getirilen yabancı menşeli ağaçlarla orman varlığının artırılması doğru değil. Iğdır'ın orman habitatını bozacak bitkilerin buralarda kullanılması doğru değildir. Bu nedenle huş, karaağaç, sedir gibi ağaçların varlıklarının artırılması söz konusudur. Bölgede bulunan bu ormanın da varlığının devam etmesi için gayret gösteriyoruz."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
...