Uluslararası alanda madalyalar kazanan şef adayları bölümlerine ilgiyi artırıyor

Uluslararası alanda madalyalar kazanan şef adayları bölümlerine ilgiyi artırıyor

Sinop Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü'nde eğitim alan ve son 2 yılda katıldıkları uluslararası yemek yarışmalarında 17 madalya kazanan geleceğin şef adayları, bölümlerine ilginin artmasında rol oynuyor.

Sinop

Üniversite bünyesinde 5 yıl önce eğitime başlayan Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü, kısa sürede yetiştirdiği başarılı şef adaylarıyla dikkati çekiyor.

Türk ve dünya mutfağı ile yöresel yemeklerin yapımı konusunda teorik ve pratik eğitim alan öğrenciler, Kovid-19 pandemi ve deprem süreçlerinin ardından son 2 yıldır katıldıkları yemek yarışmalarında hünerlerini sergileyerek birçok başarıya imza attı.

Yarışmalarda kazanılan madalya ve kupalar, 264 öğrencinin eğitim gördüğü bölüme ilginin her geçen yıl artmasını sağlıyor.

Her akademik yıl için açılan 55 kişilik kontenjanın tamamen dolduğu bölüme ilk üç yılda toplam 20 öğrenci yatay geçişle geldi. Sinop Üniversitesine yatay geçişle gelen öğrencisi sayısı son iki yılda ise 46 olarak gerçekleşti.

Birçok üniversite öğrencisinin yatay geçiş başvurusu ise kontenjan doluluğundan ötürü üniversite yönetimi tarafından geri çevriliyor.

Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Başkanı Doç. Dr. Hasibe Yazıt, AA muhabirine, öğrencileri tarafından yarışmalarda ortaya konulan başarıyı, verdikleri eğitimin meyvesi olarak gördüklerini söyledi.

Başarıya giden yolda eğitimin ilk sırada yer aldığını ancak öğrencilerin istekli ve özverili olmasının da önem taşıdığına dikkati çeken Yazıt, "Son 2 yılda öğrencilerimiz katıldıkları uluslararası yemek yarışmalarında 17 madalya aldı. Bu da Sinop Üniversitesinde verdiğimiz eğitimin yavaş yavaş karşılığını aldığımızı gösteriyor." dedi.

Yemeklerde yöresel ürün kullanımının önemine dikkat çekiliyor

Bir yemeğin ana hatlarının lezzet, sağlık ve görsellikten oluştuğunu vurgulayan Yazıt, eğitimlerde öğrencilerinden bunları yöresel ürünlerle buluşturmalarını istediklerini dile getirdi.

Yazıt, yarışmalara katılan öğrencilerin hazırladıkları yemek veya sunumlarda mutlaka kestane, mantar ve dağ inciri gibi yöresel bir ürünü kullanmalarına özen gösterdiklerini, bunun da elde edilen başarılarda önemli rol oynadığının altını çizerek, şöyle devam etti:

"Öğrencilerimiz, yöresel yiyecekleri tabaklarında bir hikaye oluşturarak güzel şekilde sunuyor. Bu durum tabii ki öğrencilerimizin yöresel ürünleri ön plana çıkarmasını sağlıyor. Derslerde uluslararası, Türk ve dünya mutfağını anlatıyoruz ama bunun yanında sadece Sinop'a özgü yiyeceklerle neler yapılabilir, onu da anlatıyoruz. Yöresel ürünleri ön plana çıkarırken Sinop'ta unutulmaya yüz tutmuş yiyecekler, yöresel lezzetler var; bunlar daha farklı nasıl sunulabilir, bunun daha çok tanıtımını nasıl yapabiliriz, gerçek hikayelerine, gerçek reçetelerine nasıl ulaşabiliriz, bu konuda üniversite olarak çeşitli çalışmalar yapıyoruz."

Yazıt, öğrencilerinin kazandıkları başarıların bölümlerine ilgiyi de artırdığını belirterek, "Son 2 yılda öğrencilerimizin uluslararası yarışmalarda aldığı sonuçlar, çevre üniversitelerden çok fazla yatay geçişle öğrencinin gelmesini sağladı. O kadar ki ne kadar kontenjan açarsak öğrenciyle doluyor. Çok fazla sayıda öğrenci gelmek istiyor." diye konuştu.

Sunumlarında Sinop'un yöresel ürünlerini kullandı

Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü 3. sınıf öğrencisi Birsen Gedik ise yöresel ürün ve geleneklerinin aldıkları eğitimde kendilerine ışık olduğunu söyledi.

Bu yıl katıldıkları "Uluslararası GastroAntalya" yemek yarışmasında geçen yıl olduğu gibi ekip olarak madalya kazanma başarısı gösterdiklerini aktaran Gedik, kendilerini başarıya götüren yolda aldıkları eğitim ve yöresel ürünlerin önemli yer tuttuğunu kaydetti.

Yarışmada 13 madalya kazanmalarının üniversiteleri adına gurur verici olduğunu dile getiren Gedik, "Sinop'un kendisine has yemekleri, gelenekleri, kültürü, aldığımız eğitimde ışık olmakta. Yarışma tabağımda sunduğum asitle balığı, lakerdadan esinlenerek yaptım. Geçen yıl antrikot yapmıştım, onda Sinop'ta yetişen yaban incirini kullanmıştım. Bu sene belki birçok kişinin bilmediği, bizim de burada öğrendiğimiz 'Bileydin' denilen dağ çileğini kullanarak tatlı yaptım." diye konuştu.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ
...