2024 ABD Başkanlık Seçimi ve Ukrayna
2024 ABD Başkanlık Seçimi ve Ukrayna
- 04-02-2023 06:16
- 6692
- 04-02-2023 06:16
- 6692
St. PETERSBURG
Bir sonraki ABD Başkanlık Seçiminin, 5 Kasım 2024 tarihinde yapılması planlanıyor. Eski başkanlardan Donald Trump, 2022 yılının Kasım ayında adaylık için başvurusunu yaptı. Ancak mevcut Başkan Joe Biden’ın akıbeti, merak uyandırıyor.
Biden, tekrardan aday olacağına dair henüz resmi bir açıklama yapmadı. Ancak koltuktan vazgeçtiğini de açıklamadı.
Amerikan yasalarına göre; Başkan adayları, bundan tam 1 yıl sonra Şubat 2024’te başlayacak ve Haziran 2024’e kadar her eyalette yapılacak ön seçimler sonucunda belirlenecek.
Gelecek sene 82 yaşına girecek olan Biden’ın aday olup olmayacağı herkesin en çok merak ettiği sorulardan bir tanesi.
Amerikan basınında çıkan haberlere bakacak olursak: Demokrat Parti’deki birçok isim, Biden’ın kendisinden daha genç bir adaya yol vermesi gerektiğini düşünüyor.
Örneğin: Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg’in isimleri ön plana çıkıyor. Yani, bir sonraki seçimlerin sonucunda ABD, ilk defa bir kadın (ve dahi ilk Afro-Amerikan kadın) veya ilk defa açık eşcinsel başkana sahip olabilir.
Biden’ın görev süresi boyunca düşüşe geçen ve 2022 yılının Mayıs ayında yüzde 36’ya kadar gerileyen toplumdaki destek notu, Demokrat Partililerin bu isteğindeki en büyük etken olarak göze çarpıyor. Bu oran, 2022 Mayıs ile 2023 Ocak arasında yüzde 41’e kadar yükselse de genel olarak Amerikalılar Joe Biden’ın performansını olumsuz olarak değerlendiriyor.
Bu noktada Biden’ın aleyhinde kullanılabilecek kanıtlar veya bir skandal, belirleyici bir rol oynayabilir. Bu türde bilgiler için Amerikan seçkinleri arasında ciddi bir mücadele olduğunu görebiliyoruz.
Joe Biden’ın oğlu Hunter’ın 2021 yılında “tesadüfen” gazetecilerin eline geçen bilgisayar verileriyle ilgili skandalı ya da Joe Biden’ın Beyaz Saray’a taşınmadan önce kullandığı ofiste yakın zamanda keşfedilen bazı gizli belgeleri hatırlayalım.
Kaldı ki ABD’deki “her şeyin farkında olan kişiler”, Joe Biden’ı “nakavt” edecek kanıtların Ukrayna’da bulunabileceğinin gayet farkındalar.
Joe Biden, ABD’nin Ukrayna’daki politikalarını denetlemeye 2014 yılında Başkan Yardımcısı olarak başladı.
Kısa bir süre sonra oğlu Hunter’a Ukrayna’nın Başkenti Kiev’deki bir enerji firması olan Burisma’dan iyi maaşlı bir iş teklifi geldi.
Görünüşe göre Joe Biden, hızlı yaşamı ve uyuşturucu sorunları nedeniyle oğlu Hunter’ın kendisi için sorun yaratabileceğini ve bu iş teklifinin iyi bir fikir olduğunu düşündü. Böylece Vaşington’dan uzaklaşacak olan skandal makinesi Hunter, artık babasının siyasi kariyerine müdahale edemeyecekti.
Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı.
Enerji sektöründe hiçbir deneyimi olmayan Hunter’ın, bu şirkette işe başlaması, birçok kişi tarafından “rüşvet” olarak algılandı ve Burisma’nın Ukrayna makamlarının yolsuzluk planlarıyla çok yakından bağlantılı olduğu ortaya çıktı.
Ortaya çıkan kanıtları incelerseniz; Biden’ın ahlaksız oğlu, bu ahlaksız planlara seve seve katılım sağladı ve işi o kadar ileri götürdü ki, cezai kovuşturma tehditleri savurmaya bile başladı.
Bir ara işler o kadar karıştı ki: Joe Biden, dönemin Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko’dan, Burisma aleyhindeki bir ceza davasını soruşturan, o dönemki Ukrayna Başsavcısı Viktor Shokin’in derhal görevden alınmasını talep etmek zorunda kaldı.
Joe Biden, bu isteklerinin yerine getirilmemesi durumunda ABD’nin Ukrayna’ya 1 Milyar Dolarlık kredi vermeyeceği tehdidinde bile bulundu.
Sonuç olarak Ukrayna Başsavcısı Shokin, emekli edildi ve dava sümen altı edildi.
Bu durum, basına yansıdığında ise neredeyse Joe Biden’ın siyasi kariyerine mal olacak bir skandal olarak nitelendirildi.
Biden, Başsavcının istifasını gerçekten talep ettiğini ancak bunun basında söylendiği gibi değil “işini layığıyla yerine getirmediği” gerekçesiyle talep ettiğini açıklamak zorunda kaldı.
Daha sonra basına konuşan Viktor Shokin, istifasının gerekçesinin Burisma’daki yolsuzluk soruşturması olduğunu söyledi.
ABD Başkanlık Seçimleri yaklaşırken, bu soruşturmaya dahil olan herkes tehlikede olduğunu her geçen gün daha fazla hissediyor.
Ukrayna’nın Kiev bölgesindeki Brovariy şehrine 18 Ocak 2023 tarihinde bir helikopter düştü. Aralarında Ukrayna İçişleri Bakanı Birinci Yardımcısı Yevgeniy Yenin’in de bulunduğu 14 kişi hayatını kaybetti.
Yenin, 2016 yılından 2019 yılına kadar Uluslararası İşbirliği ve Yolsuzlukla Mücadeleden Sorumlu Ukrayna Başsavcı Yardımcısı olarak görev yaptı.
ABD ile Burisma Davası konusunda temas kuran isim Yenin’di. Bu uçak kazasının arefesinde CIA Başkanı William Burns’ün Kiev’e plansız bir ziyareti ise oldukça ilginç bir gelişmeydi.
Yakın gelecekte, garip koşullar altında, Biden ailesinin Burisma’daki yolsuzluğa karıştığına dair tanıklık edebilecek veya kanıtları olabilecek başka insanların da Ukrayna’da ölebileceğini söylemek abartı olmaz.
Ukrayna, uzun yıllardır Avrupa’nın en fakir devleti; Amerika Birleşik Devletleri ise dünyanın en zengin ülkesi. Feleğin işine bak; bu iki zıt ülke, tek bir düğüme birbirlerine bağlı durumda.
Vaşington’un Ukrayna’nın geleceğiyle alakalı endişeleri, jeopolitik sebeple alakalı bile değil. Tamamen 2024 ABD Başkanlık Seçimleri ile alakalıdır.
Dustin Hoffman ve Robert De Niro’nun oynadığı “Başkanın Adamları” (Wag the Dog) filmindeki gibi: ABD Başkanının reytingi için verilen mücadele, Avrupa’nın varoşlarındaki fakir bir ülkede suikastlara ve savaşa dönüşüyor.
.
İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com
St. PETERSBURG
Bir sonraki ABD Başkanlık Seçiminin, 5 Kasım 2024 tarihinde yapılması planlanıyor. Eski başkanlardan Donald Trump, 2022 yılının Kasım ayında adaylık için başvurusunu yaptı. Ancak mevcut Başkan Joe Biden’ın akıbeti, merak uyandırıyor.
Biden, tekrardan aday olacağına dair henüz resmi bir açıklama yapmadı. Ancak koltuktan vazgeçtiğini de açıklamadı.
Amerikan yasalarına göre; Başkan adayları, bundan tam 1 yıl sonra Şubat 2024’te başlayacak ve Haziran 2024’e kadar her eyalette yapılacak ön seçimler sonucunda belirlenecek.
Gelecek sene 82 yaşına girecek olan Biden’ın aday olup olmayacağı herkesin en çok merak ettiği sorulardan bir tanesi.
Amerikan basınında çıkan haberlere bakacak olursak: Demokrat Parti’deki birçok isim, Biden’ın kendisinden daha genç bir adaya yol vermesi gerektiğini düşünüyor.
Örneğin: Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg’in isimleri ön plana çıkıyor. Yani, bir sonraki seçimlerin sonucunda ABD, ilk defa bir kadın (ve dahi ilk Afro-Amerikan kadın) veya ilk defa açık eşcinsel başkana sahip olabilir.
Biden’ın görev süresi boyunca düşüşe geçen ve 2022 yılının Mayıs ayında yüzde 36’ya kadar gerileyen toplumdaki destek notu, Demokrat Partililerin bu isteğindeki en büyük etken olarak göze çarpıyor. Bu oran, 2022 Mayıs ile 2023 Ocak arasında yüzde 41’e kadar yükselse de genel olarak Amerikalılar Joe Biden’ın performansını olumsuz olarak değerlendiriyor.
Bu noktada Biden’ın aleyhinde kullanılabilecek kanıtlar veya bir skandal, belirleyici bir rol oynayabilir. Bu türde bilgiler için Amerikan seçkinleri arasında ciddi bir mücadele olduğunu görebiliyoruz.
Joe Biden’ın oğlu Hunter’ın 2021 yılında “tesadüfen” gazetecilerin eline geçen bilgisayar verileriyle ilgili skandalı ya da Joe Biden’ın Beyaz Saray’a taşınmadan önce kullandığı ofiste yakın zamanda keşfedilen bazı gizli belgeleri hatırlayalım.
Kaldı ki ABD’deki “her şeyin farkında olan kişiler”, Joe Biden’ı “nakavt” edecek kanıtların Ukrayna’da bulunabileceğinin gayet farkındalar.
Joe Biden, ABD’nin Ukrayna’daki politikalarını denetlemeye 2014 yılında Başkan Yardımcısı olarak başladı.
Kısa bir süre sonra oğlu Hunter’a Ukrayna’nın Başkenti Kiev’deki bir enerji firması olan Burisma’dan iyi maaşlı bir iş teklifi geldi.
Görünüşe göre Joe Biden, hızlı yaşamı ve uyuşturucu sorunları nedeniyle oğlu Hunter’ın kendisi için sorun yaratabileceğini ve bu iş teklifinin iyi bir fikir olduğunu düşündü. Böylece Vaşington’dan uzaklaşacak olan skandal makinesi Hunter, artık babasının siyasi kariyerine müdahale edemeyecekti.
Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı.
Enerji sektöründe hiçbir deneyimi olmayan Hunter’ın, bu şirkette işe başlaması, birçok kişi tarafından “rüşvet” olarak algılandı ve Burisma’nın Ukrayna makamlarının yolsuzluk planlarıyla çok yakından bağlantılı olduğu ortaya çıktı.
Ortaya çıkan kanıtları incelerseniz; Biden’ın ahlaksız oğlu, bu ahlaksız planlara seve seve katılım sağladı ve işi o kadar ileri götürdü ki, cezai kovuşturma tehditleri savurmaya bile başladı.
Bir ara işler o kadar karıştı ki: Joe Biden, dönemin Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko’dan, Burisma aleyhindeki bir ceza davasını soruşturan, o dönemki Ukrayna Başsavcısı Viktor Shokin’in derhal görevden alınmasını talep etmek zorunda kaldı.
Joe Biden, bu isteklerinin yerine getirilmemesi durumunda ABD’nin Ukrayna’ya 1 Milyar Dolarlık kredi vermeyeceği tehdidinde bile bulundu.
Sonuç olarak Ukrayna Başsavcısı Shokin, emekli edildi ve dava sümen altı edildi.
Bu durum, basına yansıdığında ise neredeyse Joe Biden’ın siyasi kariyerine mal olacak bir skandal olarak nitelendirildi.
Biden, Başsavcının istifasını gerçekten talep ettiğini ancak bunun basında söylendiği gibi değil “işini layığıyla yerine getirmediği” gerekçesiyle talep ettiğini açıklamak zorunda kaldı.
Daha sonra basına konuşan Viktor Shokin, istifasının gerekçesinin Burisma’daki yolsuzluk soruşturması olduğunu söyledi.
ABD Başkanlık Seçimleri yaklaşırken, bu soruşturmaya dahil olan herkes tehlikede olduğunu her geçen gün daha fazla hissediyor.
Ukrayna’nın Kiev bölgesindeki Brovariy şehrine 18 Ocak 2023 tarihinde bir helikopter düştü. Aralarında Ukrayna İçişleri Bakanı Birinci Yardımcısı Yevgeniy Yenin’in de bulunduğu 14 kişi hayatını kaybetti.
Yenin, 2016 yılından 2019 yılına kadar Uluslararası İşbirliği ve Yolsuzlukla Mücadeleden Sorumlu Ukrayna Başsavcı Yardımcısı olarak görev yaptı.
ABD ile Burisma Davası konusunda temas kuran isim Yenin’di. Bu uçak kazasının arefesinde CIA Başkanı William Burns’ün Kiev’e plansız bir ziyareti ise oldukça ilginç bir gelişmeydi.
Yakın gelecekte, garip koşullar altında, Biden ailesinin Burisma’daki yolsuzluğa karıştığına dair tanıklık edebilecek veya kanıtları olabilecek başka insanların da Ukrayna’da ölebileceğini söylemek abartı olmaz.
Ukrayna, uzun yıllardır Avrupa’nın en fakir devleti; Amerika Birleşik Devletleri ise dünyanın en zengin ülkesi. Feleğin işine bak; bu iki zıt ülke, tek bir düğüme birbirlerine bağlı durumda.
Vaşington’un Ukrayna’nın geleceğiyle alakalı endişeleri, jeopolitik sebeple alakalı bile değil. Tamamen 2024 ABD Başkanlık Seçimleri ile alakalıdır.
Dustin Hoffman ve Robert De Niro’nun oynadığı “Başkanın Adamları” (Wag the Dog) filmindeki gibi: ABD Başkanının reytingi için verilen mücadele, Avrupa’nın varoşlarındaki fakir bir ülkede suikastlara ve savaşa dönüşüyor.