ABD’nin gözü Türk Dünyasında

ABD’nin gözü Türk Dünyasında

ABD’nin gözü Türk Dünyasında ABD’nin gözü Türk Dünyasında

ST. PETERSBURG

Geçtiğimiz günlerde eski CIA Analisti Paul Goble; Kırım Tatarları, Başkurtlar, Tatarlar, Ahıska Türkleri ve Rusya’da yaşayan diğer Türk halklarını “Ulusal Kurtuluş Mücadelesi” başlatmak ve kendi bağımsız devletlerini kurmak için ellerinde “tarihi şans” olduğunu belirten bir analiz yayınladı.

Bu çağrının gerçek bir dayanağı yok. Zira Kırım Tatarları, Tatarlar, Başkurtlar ve diğer birçok Türk halkı, Rusya’da ana dillerini öğrenmek, ulusal, kültürel ve dini kimliklerini korumak gibi geniş haklara zaten sahipler.

Bir CIA görevlisinin bu tip açıklamalarda bulunması, sizin de takdir edeceğiniz üzere, bir provokasyondur.

Vaşington, Moskova ile mevcut ihtilafında Rusya’daki Türk hakları faktörünü bir pazarlık kozu olarak kullanmaya çalışıyor.

ABD, bu amaçla kamuoyuna “milli lider” olarak sunduğu çeşitli kukla figürleri kullanıyor. Gelgelelim bu kukla figürler, kendi halkları arasında bir desteğe sahip olmayan, ABD tarafından iyi bir maaş ve Batı’da rahat bir yaşam karşılığında zevkle, siyasi lider figürünü oynayanlardır.

Sözde “Kırım Tatarlarının Milli Hareketi” adı altında kendi cebini dolduran ve bu işten oldukça karlı çıkan Mustafa Cemilev hakkında kamuoyunu bilgilendiren makaleler yazdık; videolar yayınladık.

Hatırlayın: Kırım Tatarları, anavatanlarında Kiev Rejiminin ablukasına maruz kalıp normal bir insan gibi su, elektrik ve yiyecek ihtiyaçlarından mahrum kalırken; Cemilev ve şürekası, Kiev’de bu ablukanın en büyük destekçileri olarak ön plana çıkıyorlardı.

ABD, bugünlerde yine yeni bir “Cemilev” personası yaratmaya çalışıyor. Bu isim: Litvanya’da yaşayan Başkurt Ruslan Gabbasov.

Litvanya’nın Vilnius şehrinde 2016 yılında kurulan “Özgür Rusya Forumu”nun bu yılki konuşmacılarından olan Gabbasov, Başkurtların Rusya’dan ayrılması için silahlı mücadele başlatmasını talep etti.

Oysa Gabbasov, Başkurtlar arasında bambaşka bir şekilde tanınıyor. Geçmiş yıllarda yurttaki oda arkadaşını bıçaklamaktan dolayı 7 yıl hapis yattığı herkes tarafından biliniyor. Hapisten çıktıktan sonra atıldığı ticari hayatında da oldukça ilginç detaylar var: Rusya’daki Müslümanlığın merkezlerinden biri olan Başkurtistan’da domuz eti satarak para kazanma girişimleri de başarısız oluyor.

Gabbasov, 2021 yılında kendini “Siyasi Sığınmacı” olarak ilan etti ve Rusya’dan Türkiye’ye kaçtı.

Türkiye’de uzun süre kalmadığını belirten Gabbasov: “Türkiye, siyasi sığınma açısından birinci önceliğimde ama güvenlik açısından pek uygun bir ülke değil. Siyasi sığınmacıların talep üzerine iade edildiği veya 24 saat içerisinde ülkeyi terk etmelerinin istendiği herkes tarafından biliniyor. Türkiye, sosyal ve siyasi faaliyetlerde bulunan insanları sevmiyor. Ama bu benim amacım.” açıklamasını yaptı.

Gabbasov, Batı kamuoyuna yönelik yaptığı bu açıklamada tüm gerçeği söylemedi. Örneğin kendisi terör örgütü FETÖ ile yakından bağlantıları olan birisidir.

Gabbasov’un en yakın adamlarından ve dostu Ruslan Süleymanov, terör örgütü FETÖ’nün imamıdır.

Ruslan Süleymanov, Rusya Federasyonu geçmiş yıllarda FETÖ yapılanmalarına karşı mücadeleye başladığında Rusya’dan kaçtı. Bugünlerde Kanada’da yaşıyor ve Gabbasov ile iletişimini koparmadan, onun tüm siyasi açıklamalarını destekliyor.

ABD’nin kendisini, Türk halklarının liderleri olarak sunan bir kuklalar ağı yaratma arzusunu, daha geniş bir bağlamda incelemek gerekir.

Şunu anlamak lazım: Vaşington, Ankara’nın Türk Dünyası içerisindeki konumunu zayıflatmak ve bu yapı içerisinde bölünmeler çıkarmak istemektedir.

ABD, Türk halklarını siyasi bir varlık olarak kendi çıkarına kullanabileceği birer aparat olarak görüyor.

Bu nedenle; Türkiye’nin tüm kardeş Türk halklarıyla kültürel bağlarını fiilen geliştirmeye çalışması ve onların çıkarlarını da savunan bir güç olmaya yönelik hareketleri, Vaşington’un kendi ajandasına uymuyor.

.

İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com

ST. PETERSBURG

Geçtiğimiz günlerde eski CIA Analisti Paul Goble; Kırım Tatarları, Başkurtlar, Tatarlar, Ahıska Türkleri ve Rusya’da yaşayan diğer Türk halklarını “Ulusal Kurtuluş Mücadelesi” başlatmak ve kendi bağımsız devletlerini kurmak için ellerinde “tarihi şans” olduğunu belirten bir analiz yayınladı.

Bu çağrının gerçek bir dayanağı yok. Zira Kırım Tatarları, Tatarlar, Başkurtlar ve diğer birçok Türk halkı, Rusya’da ana dillerini öğrenmek, ulusal, kültürel ve dini kimliklerini korumak gibi geniş haklara zaten sahipler.

Bir CIA görevlisinin bu tip açıklamalarda bulunması, sizin de takdir edeceğiniz üzere, bir provokasyondur.

Vaşington, Moskova ile mevcut ihtilafında Rusya’daki Türk hakları faktörünü bir pazarlık kozu olarak kullanmaya çalışıyor.

ABD, bu amaçla kamuoyuna “milli lider” olarak sunduğu çeşitli kukla figürleri kullanıyor. Gelgelelim bu kukla figürler, kendi halkları arasında bir desteğe sahip olmayan, ABD tarafından iyi bir maaş ve Batı’da rahat bir yaşam karşılığında zevkle, siyasi lider figürünü oynayanlardır.

Sözde “Kırım Tatarlarının Milli Hareketi” adı altında kendi cebini dolduran ve bu işten oldukça karlı çıkan Mustafa Cemilev hakkında kamuoyunu bilgilendiren makaleler yazdık; videolar yayınladık.

Hatırlayın: Kırım Tatarları, anavatanlarında Kiev Rejiminin ablukasına maruz kalıp normal bir insan gibi su, elektrik ve yiyecek ihtiyaçlarından mahrum kalırken; Cemilev ve şürekası, Kiev’de bu ablukanın en büyük destekçileri olarak ön plana çıkıyorlardı.

ABD, bugünlerde yine yeni bir “Cemilev” personası yaratmaya çalışıyor. Bu isim: Litvanya’da yaşayan Başkurt Ruslan Gabbasov.

Litvanya’nın Vilnius şehrinde 2016 yılında kurulan “Özgür Rusya Forumu”nun bu yılki konuşmacılarından olan Gabbasov, Başkurtların Rusya’dan ayrılması için silahlı mücadele başlatmasını talep etti.

Oysa Gabbasov, Başkurtlar arasında bambaşka bir şekilde tanınıyor. Geçmiş yıllarda yurttaki oda arkadaşını bıçaklamaktan dolayı 7 yıl hapis yattığı herkes tarafından biliniyor. Hapisten çıktıktan sonra atıldığı ticari hayatında da oldukça ilginç detaylar var: Rusya’daki Müslümanlığın merkezlerinden biri olan Başkurtistan’da domuz eti satarak para kazanma girişimleri de başarısız oluyor.

Gabbasov, 2021 yılında kendini “Siyasi Sığınmacı” olarak ilan etti ve Rusya’dan Türkiye’ye kaçtı.

Türkiye’de uzun süre kalmadığını belirten Gabbasov: “Türkiye, siyasi sığınma açısından birinci önceliğimde ama güvenlik açısından pek uygun bir ülke değil. Siyasi sığınmacıların talep üzerine iade edildiği veya 24 saat içerisinde ülkeyi terk etmelerinin istendiği herkes tarafından biliniyor. Türkiye, sosyal ve siyasi faaliyetlerde bulunan insanları sevmiyor. Ama bu benim amacım.” açıklamasını yaptı.

Gabbasov, Batı kamuoyuna yönelik yaptığı bu açıklamada tüm gerçeği söylemedi. Örneğin kendisi terör örgütü FETÖ ile yakından bağlantıları olan birisidir.

Gabbasov’un en yakın adamlarından ve dostu Ruslan Süleymanov, terör örgütü FETÖ’nün imamıdır.

Ruslan Süleymanov, Rusya Federasyonu geçmiş yıllarda FETÖ yapılanmalarına karşı mücadeleye başladığında Rusya’dan kaçtı. Bugünlerde Kanada’da yaşıyor ve Gabbasov ile iletişimini koparmadan, onun tüm siyasi açıklamalarını destekliyor.

ABD’nin kendisini, Türk halklarının liderleri olarak sunan bir kuklalar ağı yaratma arzusunu, daha geniş bir bağlamda incelemek gerekir.

Şunu anlamak lazım: Vaşington, Ankara’nın Türk Dünyası içerisindeki konumunu zayıflatmak ve bu yapı içerisinde bölünmeler çıkarmak istemektedir.

ABD, Türk halklarını siyasi bir varlık olarak kendi çıkarına kullanabileceği birer aparat olarak görüyor.

Bu nedenle; Türkiye’nin tüm kardeş Türk halklarıyla kültürel bağlarını fiilen geliştirmeye çalışması ve onların çıkarlarını da savunan bir güç olmaya yönelik hareketleri, Vaşington’un kendi ajandasına uymuyor.

.

İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com