ABD, Orta Asya jeopolitiğine yatırım yapıyor

ABD, Orta Asya jeopolitiğine yatırım yapıyor

ST. PETERSBURG

Rusya'daki türbülans ve Orta Asya'daki ‘sinofobi’nin büyümesi karşısında, Amerika Birleşik Devletleri bölgede etkisini artırmaya başladı. 

Vaşington, bölgedeki etkisini artırmayı ve Avrasya'nın stratejik açıdan önemli bölümünde, kendi konumunu güçlendirmek için pandemi ve küresel ekonomik krizden yararlanmayı planlıyor.

Rusya ile Çin'in ortasında yer alan Orta Asya, Vaşington için jeopolitik konumunu güçlendirmenin ve uzun vadede rakiplerinin yakınlaşmasını önlemenin bir yolu olarak görünüyor. 

Haliyle ABD, bu bölgedeki etkisini güçlendirmeyi düşünmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri için en önemlisi, siyasi ve ekonomik işbirliğini güçlendirmeyi ifade eden “C5+1” formatıdır.

Yakın gelecekte Amerika Birleşik Devletleri, bölge devletleri olan Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan'a ticaret ve yatırım konusunda ekonomik etkileşim için geniş fırsatlar açacak yeni anlaşmalar sunacak.

Buradaki ana aktör, ABD Uluslararası Kalkınma Finans Kurumu (DFC), ABD Ticaret Bakanlığı ve Eximbank olacaktır. 

Bu kurumların eylemleri, Orta Asya ekonomilerinde ve özellikle Özbekistan'da yatırımların ölçeğini artırmayı amaçlıyor.

Vaşington, büyük ölçekli yatırımlar olmadan jeopolitik etkisini artırmanın imkansız olduğunun farkına vardı ve bölge ekonomisine yatırım yapmaya karar verdi. 

Siyasi kaynaklar ve “Batı tipi demokrasi” inşası tek başına işe yaramıyor. Yatırımlar ise siyasi etkiyi artırabilir.

Uzmanların tahminlerine göre; 2021 yılı sonuna kadar ABD, Türkiye'yi Özbekistan'ın en büyük üç yatırım ortağı konumundan çıkarabilir. 

Özbekistan’daki mevcut yabancı yatırımlara bakarsak; bunların yüzde 23Çin'in, yüzde 10'u Rusya’nın ve yüzde 5,3Türkiye'nindir. 

Amerika Birleşik Devletleri'nin konumu ise çok daha mütevazı: sadece yüzde 1. Ancak bu yatırımları artırma potansiyeli oldukça yüksek.

Bu arada, Amerika Birleşik Devletleri de Orta Asya'da bölgesel bir elektrik piyasasının oluşturulması için lobi faaliyetleri yürütüyor. 

ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı USAID’in sürdürdüğü Power the Future, CAREM, Power Central Asia gibi projeler, Orta Asya cumhuriyetlerinin ekonomilerine yapılan uzun vadeli yatırımlar olarak göze çarpıyor. 

Bu durum, Amerikan yönetiminin bölgedeki etkisini artırmaya yönelik büyük ölçekli planlarını ortaya koyuyor.

Amerika Birleşik Devletleri, kelimenin tam anlamıyla Orta Asya için jeopolitik mücadeleye giriyor ve bölgedeki tüm oyuncuları sıkıştırmaya hazır. 

Tarih ve kimlik bağlamında Orta Asya'nın Türkiye için önemini de hesaba katan Vaşington'un mevcut eylemleri, Türkiye’nin bölgedeki potansiyelini yeterli bir şekilde güçlendirilmesini gerektirmektedir. 

Bunun için Ankara'nın ABD ile ilişkilerinde çok çalışması ve keskin köşelerden kaçınması; bir diğer taraftan da Rusya'nın yanı sıra ABD'nin de getireceği olası engellere rağmen gündemini ilerletmesi gerekecektir.

.

İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com

ST. PETERSBURG

Rusya'daki türbülans ve Orta Asya'daki ‘sinofobi’nin büyümesi karşısında, Amerika Birleşik Devletleri bölgede etkisini artırmaya başladı. 

Vaşington, bölgedeki etkisini artırmayı ve Avrasya'nın stratejik açıdan önemli bölümünde, kendi konumunu güçlendirmek için pandemi ve küresel ekonomik krizden yararlanmayı planlıyor.

Rusya ile Çin'in ortasında yer alan Orta Asya, Vaşington için jeopolitik konumunu güçlendirmenin ve uzun vadede rakiplerinin yakınlaşmasını önlemenin bir yolu olarak görünüyor. 

Haliyle ABD, bu bölgedeki etkisini güçlendirmeyi düşünmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri için en önemlisi, siyasi ve ekonomik işbirliğini güçlendirmeyi ifade eden “C5+1” formatıdır.

Yakın gelecekte Amerika Birleşik Devletleri, bölge devletleri olan Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan'a ticaret ve yatırım konusunda ekonomik etkileşim için geniş fırsatlar açacak yeni anlaşmalar sunacak.

Buradaki ana aktör, ABD Uluslararası Kalkınma Finans Kurumu (DFC), ABD Ticaret Bakanlığı ve Eximbank olacaktır. 

Bu kurumların eylemleri, Orta Asya ekonomilerinde ve özellikle Özbekistan'da yatırımların ölçeğini artırmayı amaçlıyor.

Vaşington, büyük ölçekli yatırımlar olmadan jeopolitik etkisini artırmanın imkansız olduğunun farkına vardı ve bölge ekonomisine yatırım yapmaya karar verdi. 

Siyasi kaynaklar ve “Batı tipi demokrasi” inşası tek başına işe yaramıyor. Yatırımlar ise siyasi etkiyi artırabilir.

Uzmanların tahminlerine göre; 2021 yılı sonuna kadar ABD, Türkiye'yi Özbekistan'ın en büyük üç yatırım ortağı konumundan çıkarabilir. 

Özbekistan’daki mevcut yabancı yatırımlara bakarsak; bunların yüzde 23Çin'in, yüzde 10'u Rusya’nın ve yüzde 5,3Türkiye'nindir. 

Amerika Birleşik Devletleri'nin konumu ise çok daha mütevazı: sadece yüzde 1. Ancak bu yatırımları artırma potansiyeli oldukça yüksek.

Bu arada, Amerika Birleşik Devletleri de Orta Asya'da bölgesel bir elektrik piyasasının oluşturulması için lobi faaliyetleri yürütüyor. 

ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı USAID’in sürdürdüğü Power the Future, CAREM, Power Central Asia gibi projeler, Orta Asya cumhuriyetlerinin ekonomilerine yapılan uzun vadeli yatırımlar olarak göze çarpıyor. 

Bu durum, Amerikan yönetiminin bölgedeki etkisini artırmaya yönelik büyük ölçekli planlarını ortaya koyuyor.

Amerika Birleşik Devletleri, kelimenin tam anlamıyla Orta Asya için jeopolitik mücadeleye giriyor ve bölgedeki tüm oyuncuları sıkıştırmaya hazır. 

Tarih ve kimlik bağlamında Orta Asya'nın Türkiye için önemini de hesaba katan Vaşington'un mevcut eylemleri, Türkiye’nin bölgedeki potansiyelini yeterli bir şekilde güçlendirilmesini gerektirmektedir. 

Bunun için Ankara'nın ABD ile ilişkilerinde çok çalışması ve keskin köşelerden kaçınması; bir diğer taraftan da Rusya'nın yanı sıra ABD'nin de getireceği olası engellere rağmen gündemini ilerletmesi gerekecektir.

.

İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com