ABD ve Batı İttifakı Türkiye, Rusya, İran'ın muhtemel “2019 - Tahran Zirvesi” ile dağıtılabilir!
ABD ve Batı İttifakı Türkiye, Rusya, İran'ın muhtemel “2019 - Tahran Zirvesi” ile dağıtılabilir!
- 21-07-2019 22:27
- 501
- 21-07-2019 22:27
- 501
2019 - TAHRAN ZİRVESİ
-İran’ın Hürmüz Boğazı’ndan verdiği mesajı, Batı anlamamakta ısrar ederse, Türkiye de İstanbul Boğazı üzerinden Batı İttifakına benzer bir mesaj verebilir…
:
ABD'nin Ortadoğu coğrafyasındaki kontrol gücü günden güne azalmaktadır; daha önceleri siyasi/ ekonomik/ diplomatik yollar ve ambargolarla ülkeleri köşeye sıkıştıran, ardından askeri müdahaleler ile bölgeyi dizayn etmeye çalışan ABD, artık bu potansiyelini yitirmeye başlamıştır.
İran üzerindeki tüm baskıları artırmasına rağmen İran'ın geri adım atmıyor olması, İran'ın savaşa hazır olduğunu göstermektedir; burada savaşmayı henüz göze alamayan ABD'dir,
Çünkü Türkiye'yi "İran'a müdahale" konusunda ikna edemeyen ABD, Türkiye'nin büyük bir savaş durumunda bölge ülkeleri ile hareket edeceğini görmektedir.
ABD'nin olası bir müdahalesi sonucu, gayri-nizami harp usüllerinin her türlüsünü bu coğrafyanın her yerinde uygulama imkanına sahip olan Türkiye ve İran, ABD'nin askeri/sivil/diplomatik tüm unsurlarını imha edebilir.
Bu etkenleri göz önünde bulundurarak adımlar atmaya çalışan ABD için iki yol kalmıştır; ya bu coğrafyanın başat ülkeleri ile savaşmayı göze alacak, ya da bu ülkeler ile uzlaşmaya çalışacaktır.
İşte bu süreçte İran'ın Hürmüz Boğazı'ndaki hamleleri, Batı İttifakı’na açık bir mesajdır!
Eğer Batı, bu mesajı anlamamakta ısrar ederse benzer bir mesajı Türkiye, İstanbul Boğazı üzerinden verecektir.
Türkiye, İstanbul Boğazı'ndan geçen Batılı ülkelere ait askeri veya sivil tüm gemiler üzerinde denetimi arttırıp gemi trafiğini yavaşlatabilir.
İran'a tehdit ve baskıların arttığı bu dönemde, İran'ın yalnız olmadığını, İran'a karşı yapılacak bir hamlenin bölgedeki tüm komşu ülkelere yapılmış sayılacağını göstermek amacıyla, bölgesel bir Zirve yapılması zaruret haline gelmiştir.
Rusya, Türkiye, İran arasındaki "Avrasya eksenli işbirliği", tam da bu kritik dönemde Tahran üzerinden dünyaya yeni bir mesaj verebilir.
Dolayısıyla bu yıl içerisinde başta “Türkiye - Rusya - İran"ın katılımı ve öncülüğünde diğer komşu ülkelerin de katılabileceği bir "Tahran Zirvesi"nin gerçekleştirilmesi muhtemel olacaktır.
Bu "Zirve”de, Suriye meselesinin de artık kalıcı bir çözüme ulaştırılması için gereken adımların atılacağını net şekilde söyleyebiliriz; hatta zirveye Suriye Devlet yetkililerinin de katılacağını söylemek sürpriz olmayacaktır.
Suriye meselesinin tüm taraflar açısından kalıcı bir çözüme ulaştırılması, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki güç savaşında manevra alanını genişletmiş olacaktır.
Türkiye ile Suriye'nin yapacağı ortak bir mutabakat, muhtemel bir "YPG koridoru"nun da artık imkansız hale gelmesini sağlayacak, ABD'nin Suriye’nin kuzeyindeki hakimiyet alanını kısıtlayacaktır.
Umuyoruz ve diliyoruz ki;
bu yıl içerisinde yapılması muhtemel olan "Tahran Zirvesi" Türkiye, Rusya, İran arasındaki ekonomik/ askeri/ siyasi bölgesel işbirliğinin tüm dünyaya bir deklarasyonu haline gelir.
.
Cengiz Han Güven, dikGAZETE.com
2019 - TAHRAN ZİRVESİ
-İran’ın Hürmüz Boğazı’ndan verdiği mesajı, Batı anlamamakta ısrar ederse, Türkiye de İstanbul Boğazı üzerinden Batı İttifakına benzer bir mesaj verebilir…
:
ABD'nin Ortadoğu coğrafyasındaki kontrol gücü günden güne azalmaktadır; daha önceleri siyasi/ ekonomik/ diplomatik yollar ve ambargolarla ülkeleri köşeye sıkıştıran, ardından askeri müdahaleler ile bölgeyi dizayn etmeye çalışan ABD, artık bu potansiyelini yitirmeye başlamıştır.
İran üzerindeki tüm baskıları artırmasına rağmen İran'ın geri adım atmıyor olması, İran'ın savaşa hazır olduğunu göstermektedir; burada savaşmayı henüz göze alamayan ABD'dir,
Çünkü Türkiye'yi "İran'a müdahale" konusunda ikna edemeyen ABD, Türkiye'nin büyük bir savaş durumunda bölge ülkeleri ile hareket edeceğini görmektedir.
ABD'nin olası bir müdahalesi sonucu, gayri-nizami harp usüllerinin her türlüsünü bu coğrafyanın her yerinde uygulama imkanına sahip olan Türkiye ve İran, ABD'nin askeri/sivil/diplomatik tüm unsurlarını imha edebilir.
Bu etkenleri göz önünde bulundurarak adımlar atmaya çalışan ABD için iki yol kalmıştır; ya bu coğrafyanın başat ülkeleri ile savaşmayı göze alacak, ya da bu ülkeler ile uzlaşmaya çalışacaktır.
İşte bu süreçte İran'ın Hürmüz Boğazı'ndaki hamleleri, Batı İttifakı’na açık bir mesajdır!
Eğer Batı, bu mesajı anlamamakta ısrar ederse benzer bir mesajı Türkiye, İstanbul Boğazı üzerinden verecektir.
Türkiye, İstanbul Boğazı'ndan geçen Batılı ülkelere ait askeri veya sivil tüm gemiler üzerinde denetimi arttırıp gemi trafiğini yavaşlatabilir.
İran'a tehdit ve baskıların arttığı bu dönemde, İran'ın yalnız olmadığını, İran'a karşı yapılacak bir hamlenin bölgedeki tüm komşu ülkelere yapılmış sayılacağını göstermek amacıyla, bölgesel bir Zirve yapılması zaruret haline gelmiştir.
Rusya, Türkiye, İran arasındaki "Avrasya eksenli işbirliği", tam da bu kritik dönemde Tahran üzerinden dünyaya yeni bir mesaj verebilir.
Dolayısıyla bu yıl içerisinde başta “Türkiye - Rusya - İran"ın katılımı ve öncülüğünde diğer komşu ülkelerin de katılabileceği bir "Tahran Zirvesi"nin gerçekleştirilmesi muhtemel olacaktır.
Bu "Zirve”de, Suriye meselesinin de artık kalıcı bir çözüme ulaştırılması için gereken adımların atılacağını net şekilde söyleyebiliriz; hatta zirveye Suriye Devlet yetkililerinin de katılacağını söylemek sürpriz olmayacaktır.
Suriye meselesinin tüm taraflar açısından kalıcı bir çözüme ulaştırılması, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki güç savaşında manevra alanını genişletmiş olacaktır.
Türkiye ile Suriye'nin yapacağı ortak bir mutabakat, muhtemel bir "YPG koridoru"nun da artık imkansız hale gelmesini sağlayacak, ABD'nin Suriye’nin kuzeyindeki hakimiyet alanını kısıtlayacaktır.
Umuyoruz ve diliyoruz ki;
bu yıl içerisinde yapılması muhtemel olan "Tahran Zirvesi" Türkiye, Rusya, İran arasındaki ekonomik/ askeri/ siyasi bölgesel işbirliğinin tüm dünyaya bir deklarasyonu haline gelir.
.
Cengiz Han Güven, dikGAZETE.com