Açık Kapı ilkesinin tehlikeli sonuçları: Sığınmacıların politize hale gelmesi bir milli güvenlik tehdididir
Açık Kapı ilkesinin tehlikeli sonuçları: Sığınmacıların politize hale gelmesi bir milli güvenlik tehdididir
- 29-04-2023 06:02
- 2375
- 29-04-2023 06:02
- 2375
ST. PETERSBURG
Bir süredir Türkiye’ye gelen sığınmacılar meselesi, ülke gündeminin manşetlerinden inmiyor. Yalnızca Suriye, Afganistan gibi yerlerden değil aynı zamanda Rusya’dan da sığınmacılar geliyor. Geçen iki yılda Türkiye’deki Rus nüfusu önemli ölçüde arttı. Türkiye Cumhuriyeti, 2022 yılında Ruslara 153.000 oturma izni verdi.
Ekseriyetle İstanbul ve Antalya gibi şehirlere yerleşen Ruslar arasında Türkiye’yi siyasi faaliyetlerini rahat bir şekilde yürütecekleri bir yer olarak görenler, karanlık geçmiş ve şüpheli bağlantıları olanlar var.
Örneğin geçtiğimiz günlerde İstanbul’da Ahmad Ozdoyev isimli biri, sözde ‘Kurtuluş Ordusu’ kurduğunu ve İnguşetya’nın Rusya Federasyonu’ndan ayrılması için mücadeleye başladıklarını duyurdu.
Ozdoyev, 2023 yılının Ocak ayında İstanbul’da sözde ‘İnguşetya Bağımsızlık Komitesi’ adı altında bir örgüt kurulduğunu duyurdu. Bilmeyenler için: İnguşetya, Rusya Federasyonu’nu oluşturan federal yapılardan bir olmakla birlikte; Kuzey Kafkasya’da bulunan ve yarım milyon kadar nüfuslu, oldukça küçük bir yerdir. İstanbul’daki etkinliğin internet ve sosyal medyada bulunan yayınlarına baktığımızda ise buraya birkaç kişinin katıldığını görüyoruz.
-Ahmad Ozdoyev
Ozdoyev, kendisini ‘İnguş halkının lideri’ olarak konumlandırıyor. Ancak işin gerçeği: bu zat, 10 yıldır ülkemizde yaşıyor. 60 yaşından büyük olduğunu gördüğümüz bu orta yaşlı adam, ne siyasette ne de halk arasında başarıya sahip olacak biri gibi durmuyor.
Kaldı ki 2022 yılına kadar İnguşetya’da kimse onun adını bile duymadığını söylüyor. Ozdoyev’in paylaşımlarına bakarsak: sık sık Avrupa başkentlerini ziyaret ettiğini görüyoruz. Zaman zaman İsveç’te ve özellikle İngiltere’de gördüğümüz, Rusya’dan gelen siyasi sığınmacılar arasında üne sahip, uzun yıllardır da Londra’da Rus adaletinden kaçan Çeçen terörist Ahmad Zakayev ile de sıkı ilişkiler geliştirdi.
Görünüşe göre; sözde ‘İnguşetya Bağımsızlık Komitesi’ adlı örgütün kurulması için finansman sağlayan da ABD ve İngiltere’den aldığı paralarla yaşayan Zakayev’in kendisiydi.
Ahmad Zakayev, 1990’lı yıllarda Rusya’da 129 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan Budenovsk saldırısı da dahil olmak üzere birçok terör saldırısına katılmasıyla biliniyor.
Hem İnguşetya hem de Çeçenistan, Kuzey Kafkasya’nın iç savaşa sürüklendiği 1990’lar ve 2000’lerdeki korkunç olayları çok iyi hatırlıyor. Bu bölgelerin sakinlerİ, bu tip hadiselerin tekrarlanmasını istemiyor. Hatta bu sebeple Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu bölgelerdeki popülaritesi ve bölgeden Rus Ordusu’na hizmet etmek isteyen gönüllülerin sayısında rekor artış var.
Ozdoyev’in fikirlerinin Kafkasya’da destek bulmaması şaşırtıcı değil. Bu hareketin, sözde ‘İnguşetya Bağımsızlık Komitesi’nin ‘Telegram’ kanalının 2500’den az abonesi var.
ABD ve İngiltere, bugünlerde sadece Zakayev ve Ozdoyev’i değil; Türkiye’deki Rus sığınmacıların diğer faaliyetlerini de finanse ediyor.
George Soros, Ulusal Demokrasi Enstitüsü (NDI) ve Ulusal Demokrasi Vakfı (NED) tarafından finanse edilen ‘Özgür Rusya’ örgütü, bu yılın Mayıs ve Haziran ayları arasında Rusya’dan ayrılan gazeteci ve bloggerlara İstanbul’da “Şiddetten uzak protesto faaliyetleri” öğrenebilecekleri bir dizi eğitim vermeyi planlıyor. Ocak ayının sonlarında, sizinle bu köşeden paylaştığım gibi: Antalya’da gazeteci Yelena Srapyan da buna benzer bir konferans verdi. (*)
-Yelena Srapyan
Soros, NDI ve NED gibi kurumların terör örgütü FETÖ yapılanmalarıyla yakından bağlantılarını da düşündüğümüzde; bu tür faaliyetler, oldukça endişe vericidir.
Terör örgütü FETÖ itirafçısı, örgütün eski ‘emniyet imamı’ Kemalettin Özdemir’in Fetullah Gülen ve George Soros arasındaki ilişkiler hakkında kamuoyuna yansıyan sözlerini unutmayalım. Bu itiraflarda: terör örgütü elebaşı Gülen’in birçok ülkede bulunan eğitim kurumlarının Soros Vakfı çalışanları ile yakın işbirliği içinde çalıştıklarını açıkça söyledi.
Geçtiğimiz yıl ‘Özgür Rusya Forumu’na katılan ve kendisini Başkırt halkının temsilcisi olarak tanımlayan, Rusya’dan ayrılan bir başka siyasi sığınmacı olan Ruslan Gabbasov’un FETÖ ile olan ilişkilerini de yazdım. Söz konusu Foruma, Ahmad Ozdoyev de katıldı.
-Gabbasov
Gabbasov, 2021 yılında Rusya’dan Türkiye’ye gitmek üzere ayrıldı. Ancak kısa süre sonra Litvanya’ya taşınmak zorunda kaldı. Türkiye’de neden kısa süreli kaldığını şu sözlerle ifade ediyordu: “Türkiye, siyasi sığınma açısından birinci önceliğimde ama güvenlik açısından pek uygun bir ülke değil. Siyasi sığınmacıların talep üzerine iade edildiği veya 24 saat içerisinde ülkeyi terk etmelerinin istendiği herkes tarafından biliniyor. Türkiye, sosyal ve siyasi faaliyetlerde bulunan insanları sevmiyor. Ama bu benim amacım.”
Gabbasov’un Türkiye’den ayrılma kararının tesadüf olmadığını düşünüyorum. Başka bir ülkeye yerleşen sığınmacılar, o ülkenin geleneklerini kabul etmeli ve yerel yasalara uymalıdır. Bu süre zarfında siyasi faaliyetlerde bulunması, özellikle de bu faaliyetlerin Atlantik’in ötesindeki sponsorlar tarafından karşılanması kabul edilemez.
Devletimizin yakında bu bağlamda düzeni yeniden sağlayacağına; Ozdoyev veya Srapyan gibi sığınmacıların ya topluma entegre olmaya, dürüst bir yaşantı sürmeye, vergi ödemeye ya da ülkemizi terk etmeye karar vermek zorunda kalacaklarına inanıyorum.
.
İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com
(*) Türkiye’deki Rus göçmenler için kurallar değişiyor
https://www.dikgazete.com/yazi/turkiye-deki-rus-gocmenler-icin-kurallar-degisiyor-5257.html
(**) ABD’nin gözü Türk Dünyasında
https://www.dikgazete.com/yazi/abd-nin-gozu-turk-dunyasinda-5343.html
ST. PETERSBURG
Bir süredir Türkiye’ye gelen sığınmacılar meselesi, ülke gündeminin manşetlerinden inmiyor. Yalnızca Suriye, Afganistan gibi yerlerden değil aynı zamanda Rusya’dan da sığınmacılar geliyor. Geçen iki yılda Türkiye’deki Rus nüfusu önemli ölçüde arttı. Türkiye Cumhuriyeti, 2022 yılında Ruslara 153.000 oturma izni verdi.
Ekseriyetle İstanbul ve Antalya gibi şehirlere yerleşen Ruslar arasında Türkiye’yi siyasi faaliyetlerini rahat bir şekilde yürütecekleri bir yer olarak görenler, karanlık geçmiş ve şüpheli bağlantıları olanlar var.
Örneğin geçtiğimiz günlerde İstanbul’da Ahmad Ozdoyev isimli biri, sözde ‘Kurtuluş Ordusu’ kurduğunu ve İnguşetya’nın Rusya Federasyonu’ndan ayrılması için mücadeleye başladıklarını duyurdu.
Ozdoyev, 2023 yılının Ocak ayında İstanbul’da sözde ‘İnguşetya Bağımsızlık Komitesi’ adı altında bir örgüt kurulduğunu duyurdu. Bilmeyenler için: İnguşetya, Rusya Federasyonu’nu oluşturan federal yapılardan bir olmakla birlikte; Kuzey Kafkasya’da bulunan ve yarım milyon kadar nüfuslu, oldukça küçük bir yerdir. İstanbul’daki etkinliğin internet ve sosyal medyada bulunan yayınlarına baktığımızda ise buraya birkaç kişinin katıldığını görüyoruz.
-Ahmad Ozdoyev
Ozdoyev, kendisini ‘İnguş halkının lideri’ olarak konumlandırıyor. Ancak işin gerçeği: bu zat, 10 yıldır ülkemizde yaşıyor. 60 yaşından büyük olduğunu gördüğümüz bu orta yaşlı adam, ne siyasette ne de halk arasında başarıya sahip olacak biri gibi durmuyor.
Kaldı ki 2022 yılına kadar İnguşetya’da kimse onun adını bile duymadığını söylüyor. Ozdoyev’in paylaşımlarına bakarsak: sık sık Avrupa başkentlerini ziyaret ettiğini görüyoruz. Zaman zaman İsveç’te ve özellikle İngiltere’de gördüğümüz, Rusya’dan gelen siyasi sığınmacılar arasında üne sahip, uzun yıllardır da Londra’da Rus adaletinden kaçan Çeçen terörist Ahmad Zakayev ile de sıkı ilişkiler geliştirdi.
Görünüşe göre; sözde ‘İnguşetya Bağımsızlık Komitesi’ adlı örgütün kurulması için finansman sağlayan da ABD ve İngiltere’den aldığı paralarla yaşayan Zakayev’in kendisiydi.
Ahmad Zakayev, 1990’lı yıllarda Rusya’da 129 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan Budenovsk saldırısı da dahil olmak üzere birçok terör saldırısına katılmasıyla biliniyor.
Hem İnguşetya hem de Çeçenistan, Kuzey Kafkasya’nın iç savaşa sürüklendiği 1990’lar ve 2000’lerdeki korkunç olayları çok iyi hatırlıyor. Bu bölgelerin sakinlerİ, bu tip hadiselerin tekrarlanmasını istemiyor. Hatta bu sebeple Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu bölgelerdeki popülaritesi ve bölgeden Rus Ordusu’na hizmet etmek isteyen gönüllülerin sayısında rekor artış var.
Ozdoyev’in fikirlerinin Kafkasya’da destek bulmaması şaşırtıcı değil. Bu hareketin, sözde ‘İnguşetya Bağımsızlık Komitesi’nin ‘Telegram’ kanalının 2500’den az abonesi var.
ABD ve İngiltere, bugünlerde sadece Zakayev ve Ozdoyev’i değil; Türkiye’deki Rus sığınmacıların diğer faaliyetlerini de finanse ediyor.
George Soros, Ulusal Demokrasi Enstitüsü (NDI) ve Ulusal Demokrasi Vakfı (NED) tarafından finanse edilen ‘Özgür Rusya’ örgütü, bu yılın Mayıs ve Haziran ayları arasında Rusya’dan ayrılan gazeteci ve bloggerlara İstanbul’da “Şiddetten uzak protesto faaliyetleri” öğrenebilecekleri bir dizi eğitim vermeyi planlıyor. Ocak ayının sonlarında, sizinle bu köşeden paylaştığım gibi: Antalya’da gazeteci Yelena Srapyan da buna benzer bir konferans verdi. (*)
-Yelena Srapyan
Soros, NDI ve NED gibi kurumların terör örgütü FETÖ yapılanmalarıyla yakından bağlantılarını da düşündüğümüzde; bu tür faaliyetler, oldukça endişe vericidir.
Terör örgütü FETÖ itirafçısı, örgütün eski ‘emniyet imamı’ Kemalettin Özdemir’in Fetullah Gülen ve George Soros arasındaki ilişkiler hakkında kamuoyuna yansıyan sözlerini unutmayalım. Bu itiraflarda: terör örgütü elebaşı Gülen’in birçok ülkede bulunan eğitim kurumlarının Soros Vakfı çalışanları ile yakın işbirliği içinde çalıştıklarını açıkça söyledi.
Geçtiğimiz yıl ‘Özgür Rusya Forumu’na katılan ve kendisini Başkırt halkının temsilcisi olarak tanımlayan, Rusya’dan ayrılan bir başka siyasi sığınmacı olan Ruslan Gabbasov’un FETÖ ile olan ilişkilerini de yazdım. Söz konusu Foruma, Ahmad Ozdoyev de katıldı.
-Gabbasov
Gabbasov, 2021 yılında Rusya’dan Türkiye’ye gitmek üzere ayrıldı. Ancak kısa süre sonra Litvanya’ya taşınmak zorunda kaldı. Türkiye’de neden kısa süreli kaldığını şu sözlerle ifade ediyordu: “Türkiye, siyasi sığınma açısından birinci önceliğimde ama güvenlik açısından pek uygun bir ülke değil. Siyasi sığınmacıların talep üzerine iade edildiği veya 24 saat içerisinde ülkeyi terk etmelerinin istendiği herkes tarafından biliniyor. Türkiye, sosyal ve siyasi faaliyetlerde bulunan insanları sevmiyor. Ama bu benim amacım.”
Gabbasov’un Türkiye’den ayrılma kararının tesadüf olmadığını düşünüyorum. Başka bir ülkeye yerleşen sığınmacılar, o ülkenin geleneklerini kabul etmeli ve yerel yasalara uymalıdır. Bu süre zarfında siyasi faaliyetlerde bulunması, özellikle de bu faaliyetlerin Atlantik’in ötesindeki sponsorlar tarafından karşılanması kabul edilemez.
Devletimizin yakında bu bağlamda düzeni yeniden sağlayacağına; Ozdoyev veya Srapyan gibi sığınmacıların ya topluma entegre olmaya, dürüst bir yaşantı sürmeye, vergi ödemeye ya da ülkemizi terk etmeye karar vermek zorunda kalacaklarına inanıyorum.
.
İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com
(*) Türkiye’deki Rus göçmenler için kurallar değişiyor
https://www.dikgazete.com/yazi/turkiye-deki-rus-gocmenler-icin-kurallar-degisiyor-5257.html
(**) ABD’nin gözü Türk Dünyasında