Avrupalılar alfabeyi mi değiştirecekler? Ukrayna’da yaşananlar Rus kültürüne karşı bir savaşa dönüşüyor!

Avrupalılar alfabeyi mi değiştirecekler? Ukrayna’da yaşananlar Rus kültürüne karşı bir savaşa dönüşüyor!

Avrupalılar alfabeyi mi değiştirecekler? Ukrayna’da yaşananlar Rus kültürüne karşı bir savaşa dönüşüyor! Avrupalılar alfabeyi mi değiştirecekler? Ukrayna’da yaşananlar Rus kültürüne karşı bir savaşa dönüşüyor!

Ukrayna’daki askeri çatışmalar yeni bir boyut kazanıyor. Ortada bir ideoloji çatışması mevcut: Bir yanda ultra-liberal Batı ve diğer yanda dünyada giderek daha fazla insanın geleneksel değerlerin kalesi olarak gördüğü Rusya var.

Amerikan medyasına baktığımızda en sık gördüğümüz konu: otokratik (!) Rusya ve Çin ile demokratik (!) Batı arasındaki küresel çatışma. Ancak durum, biraz tersine gibi duruyor sanki.

Gelin açıklayayım: Şaşırtıcı bir şekilde ifade özgürlüğü, fikri ve kültürel çeşitlilik konularında totaliter bir tavır sergileyen aslında Batı’dır.

Batı’da insanlar kendini ifade etmek istediği an, ABD’nin mevcut hükumeti tarafından sıkı desteklenen ultra-liberal ideolojiye, LGBT toplumunun çıkarlarına, radikal ulusal azınlıklara ve feminist gruplara uygunluğu için katı bir sansüre uğrayabilirler.

Batı toplumunun temelini oluşturan ögelerden birisi olarak kabul edilen ifade özgürlüğü ilkesi, bugün Batı’yı terk etti.

ABD ve Avrupa ülkeleri, Rusya’nın Russia Today gibi Batının modern değerlerini (?) kabul etmeyen medya kurumlarını uzunca bir süredir resmi olarak engelliyor. Ancak buna rağmen engelleri aşmayı bilen bir sürü insan, alternatif platformlardan bu haberleri de takip etme şansına sahip olabiliyor.

Ukrayna’daki askeri çatışmaların başlamasının ardından ABD’li ve özellikle Avrupalı entelektüeller arasında büyük bir saygı kazanmış Rus kültürüne karşı bir saldırı başladı.

Malumunuz “yasak” adı altında Çaykovski ve diğer bazı Rus bestecilerin yüz yıldan fazla bir süre önce yarattıkları eserler, artık sanat icra edilen sahnelerde çalınmıyor.

Dostoyevski’nin kitaplarından uyarlanan yapımlar, Avrupalı tiyatro sahnelerinden kaldırıldı. Olay; içerisinde “Rus” kelimesi geçen yemeklere bile sansür geldi ve isimleri değişti.

Çatışmalar tırmanırken sıra alfabenin harflerine bile geldi. Rus askeri araçlarında tasvir edilen ‘V’ ve ‘Z’ harflerinin açıkça sergilenmesine yasak geldi.

Alman Federal Organlarının bazılarında ‘Z’ sembolüne yönelik yasak geldi. Bu sebeple, ‘Z’ harfini kullanmak, bazı Alman şehirlerinde ceza gerektiren bir suç oldu. İhlal edenlere para cezası uygulanıyor. Eğer ki suç tekrar işlenirse 3 yıla kadar hapis cezası uygulanıyor.

Alman mahkemeleri, Alman Ceza Kanununun 140. Maddesine göre bu cezayı uygulamakta. Ek olarak Almanya’nın kuzeyindeki Herford şehrinde ‘Z’ harfi içeren araba plakalarının verilmesi durduruldu.

Letonya Savunma Bakanı Artis Pabriks, Ukrayna’da yaşananlar sonucunda Latince ‘Z’ harfinin kullanımının yasama düzeyinde yasaklanması gerektiğini dile getirdi.

Çekya’da polisler ‘Z’ harfini alenen sergiledikleri için kendi vatandaşlarını cezalandırmakla tehdit etmeye başladı. Bunun “Rusya’nın Ukrayna’daki askeri operasyonunu desteklemek” bağlamında bir ihlal olduğunu ve ihlalde bulunanların hapis cezasına çarptırılacağını söylüyorlar.

Litvanya’da ise ‘Z’ harfi ve SSCB’nin Nazilere karşı zaferinin simgesi olan Aziz Georgiy Kurdelesi yasaklanma yolunda. İdari Suçlar Kanunundaki ilgili değişiklikleri gerçekleştirmek isteyen bir milletvekili grubu, inisiyatif alarak bunu meclise sundu. Mevzubahis değişiklikler gerçekleşirse ‘Z’ harfi ve Aziz Georgiy Kurdelesi, Komünist semboller ile eşit sayılacak ve böylece bu sembollerin dağıtımı ve/veya halka açık şekilde sergilenmesi durumunda 300 ila 500 Avro arasında para cezasına çarptırılması söz konusu.

Estonya Emniyeti ve Sınır Muhafız Kurulu Genel Müdürü Elmar Vaher de ‘Z’ harfi hakkında açıklamalarda bulundu.

Vaher’e göre polis, kimsenin “Rus yanlısı” semboller kullanmamasını sağlayacak.

Örneğin: Üzerinde ‘Z’ işareti olan bir araç, mutlaka polis tarafından durdurulacak; araç sahibi, işareti kaldırmakla yükümlü olacak ve polis de konuyla ilgili gerekli kontrolleri yapacak.

Fransız moda devi Louis Vuitton da bu saçmalıktan payını alanlardan.

Louis Vuitton’ın “Volt” isimli yeni koleksiyonunda bulunan, ünlü model Alicia Vikander’in sergilediği ve ‘V’ ile ‘Z’ harflerine benzeyen sembollerin yer alması, sosyal medya kullanıcıları tarafından markanın linç edilmesine yol açtı.

İsviçre merkezli “Zürih Sigorta Grubu” da logosunda bulunan ‘Z’ harfini kaldırma kararı aldı. Şirket, kararı yanlış anlaşılmak istemedikleri gerekçesiyle aldığını açıkladı.

Batı’nın Rusya ile ilgili her şeyi yasaklaması, Amerikan linç kültürü ile uyumludur.

Bu, sakıncalı herhangi birinin basitçe linç edilebileceği ve kamusal hayattan silinebileceği anlamına geliyor.

Batı ülkelerinde artık ifade ve düşünce özgürlüğünün olmadığı açıkça söylenmelidir.

Pek çok insan, kültürel linçe uğramaktan korktuğu için özgürce konuşmaktan korkuyor. Bu durumda, hemen herkes Rusya’ya karşı tarafsız davransa dahi tacize uğrayabilir, işini kaybedebilir veya üniversiteden atılabilir.

Bu yaklaşım, ülkemizde de meşhur olan Amerikalı yazar George Orwell’in “1984” kitabında tarif ettiği gibi: Her şeyin “Hakikat Bakanlığı” yönergelerine uyması gereken totaliter bir toplumun yaşadığı kasvetli bir geleceği hatırlatıyor.

İlginçtir, tüm bunlara karşın, Rusya’da hiç kimse Amerikan, Avrupa hatta Ukrayna kültürüne yönelik bir linç kampanyası başlatmayı düşünmüyor. Her şey eskisi gibi; olması gerektiği gibi yürüyor.

Acaba Otokratik Rusya’da Demokratik Batı’dan daha mı fazla özgürlük var?

.

İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com

Ukrayna’daki askeri çatışmalar yeni bir boyut kazanıyor. Ortada bir ideoloji çatışması mevcut: Bir yanda ultra-liberal Batı ve diğer yanda dünyada giderek daha fazla insanın geleneksel değerlerin kalesi olarak gördüğü Rusya var.

Amerikan medyasına baktığımızda en sık gördüğümüz konu: otokratik (!) Rusya ve Çin ile demokratik (!) Batı arasındaki küresel çatışma. Ancak durum, biraz tersine gibi duruyor sanki.

Gelin açıklayayım: Şaşırtıcı bir şekilde ifade özgürlüğü, fikri ve kültürel çeşitlilik konularında totaliter bir tavır sergileyen aslında Batı’dır.

Batı’da insanlar kendini ifade etmek istediği an, ABD’nin mevcut hükumeti tarafından sıkı desteklenen ultra-liberal ideolojiye, LGBT toplumunun çıkarlarına, radikal ulusal azınlıklara ve feminist gruplara uygunluğu için katı bir sansüre uğrayabilirler.

Batı toplumunun temelini oluşturan ögelerden birisi olarak kabul edilen ifade özgürlüğü ilkesi, bugün Batı’yı terk etti.

ABD ve Avrupa ülkeleri, Rusya’nın Russia Today gibi Batının modern değerlerini (?) kabul etmeyen medya kurumlarını uzunca bir süredir resmi olarak engelliyor. Ancak buna rağmen engelleri aşmayı bilen bir sürü insan, alternatif platformlardan bu haberleri de takip etme şansına sahip olabiliyor.

Ukrayna’daki askeri çatışmaların başlamasının ardından ABD’li ve özellikle Avrupalı entelektüeller arasında büyük bir saygı kazanmış Rus kültürüne karşı bir saldırı başladı.

Malumunuz “yasak” adı altında Çaykovski ve diğer bazı Rus bestecilerin yüz yıldan fazla bir süre önce yarattıkları eserler, artık sanat icra edilen sahnelerde çalınmıyor.

Dostoyevski’nin kitaplarından uyarlanan yapımlar, Avrupalı tiyatro sahnelerinden kaldırıldı. Olay; içerisinde “Rus” kelimesi geçen yemeklere bile sansür geldi ve isimleri değişti.

Çatışmalar tırmanırken sıra alfabenin harflerine bile geldi. Rus askeri araçlarında tasvir edilen ‘V’ ve ‘Z’ harflerinin açıkça sergilenmesine yasak geldi.

Alman Federal Organlarının bazılarında ‘Z’ sembolüne yönelik yasak geldi. Bu sebeple, ‘Z’ harfini kullanmak, bazı Alman şehirlerinde ceza gerektiren bir suç oldu. İhlal edenlere para cezası uygulanıyor. Eğer ki suç tekrar işlenirse 3 yıla kadar hapis cezası uygulanıyor.

Alman mahkemeleri, Alman Ceza Kanununun 140. Maddesine göre bu cezayı uygulamakta. Ek olarak Almanya’nın kuzeyindeki Herford şehrinde ‘Z’ harfi içeren araba plakalarının verilmesi durduruldu.

Letonya Savunma Bakanı Artis Pabriks, Ukrayna’da yaşananlar sonucunda Latince ‘Z’ harfinin kullanımının yasama düzeyinde yasaklanması gerektiğini dile getirdi.

Çekya’da polisler ‘Z’ harfini alenen sergiledikleri için kendi vatandaşlarını cezalandırmakla tehdit etmeye başladı. Bunun “Rusya’nın Ukrayna’daki askeri operasyonunu desteklemek” bağlamında bir ihlal olduğunu ve ihlalde bulunanların hapis cezasına çarptırılacağını söylüyorlar.

Litvanya’da ise ‘Z’ harfi ve SSCB’nin Nazilere karşı zaferinin simgesi olan Aziz Georgiy Kurdelesi yasaklanma yolunda. İdari Suçlar Kanunundaki ilgili değişiklikleri gerçekleştirmek isteyen bir milletvekili grubu, inisiyatif alarak bunu meclise sundu. Mevzubahis değişiklikler gerçekleşirse ‘Z’ harfi ve Aziz Georgiy Kurdelesi, Komünist semboller ile eşit sayılacak ve böylece bu sembollerin dağıtımı ve/veya halka açık şekilde sergilenmesi durumunda 300 ila 500 Avro arasında para cezasına çarptırılması söz konusu.

Estonya Emniyeti ve Sınır Muhafız Kurulu Genel Müdürü Elmar Vaher de ‘Z’ harfi hakkında açıklamalarda bulundu.

Vaher’e göre polis, kimsenin “Rus yanlısı” semboller kullanmamasını sağlayacak.

Örneğin: Üzerinde ‘Z’ işareti olan bir araç, mutlaka polis tarafından durdurulacak; araç sahibi, işareti kaldırmakla yükümlü olacak ve polis de konuyla ilgili gerekli kontrolleri yapacak.

Fransız moda devi Louis Vuitton da bu saçmalıktan payını alanlardan.

Louis Vuitton’ın “Volt” isimli yeni koleksiyonunda bulunan, ünlü model Alicia Vikander’in sergilediği ve ‘V’ ile ‘Z’ harflerine benzeyen sembollerin yer alması, sosyal medya kullanıcıları tarafından markanın linç edilmesine yol açtı.

İsviçre merkezli “Zürih Sigorta Grubu” da logosunda bulunan ‘Z’ harfini kaldırma kararı aldı. Şirket, kararı yanlış anlaşılmak istemedikleri gerekçesiyle aldığını açıkladı.

Batı’nın Rusya ile ilgili her şeyi yasaklaması, Amerikan linç kültürü ile uyumludur.

Bu, sakıncalı herhangi birinin basitçe linç edilebileceği ve kamusal hayattan silinebileceği anlamına geliyor.

Batı ülkelerinde artık ifade ve düşünce özgürlüğünün olmadığı açıkça söylenmelidir.

Pek çok insan, kültürel linçe uğramaktan korktuğu için özgürce konuşmaktan korkuyor. Bu durumda, hemen herkes Rusya’ya karşı tarafsız davransa dahi tacize uğrayabilir, işini kaybedebilir veya üniversiteden atılabilir.

Bu yaklaşım, ülkemizde de meşhur olan Amerikalı yazar George Orwell’in “1984” kitabında tarif ettiği gibi: Her şeyin “Hakikat Bakanlığı” yönergelerine uyması gereken totaliter bir toplumun yaşadığı kasvetli bir geleceği hatırlatıyor.

İlginçtir, tüm bunlara karşın, Rusya’da hiç kimse Amerikan, Avrupa hatta Ukrayna kültürüne yönelik bir linç kampanyası başlatmayı düşünmüyor. Her şey eskisi gibi; olması gerektiği gibi yürüyor.

Acaba Otokratik Rusya’da Demokratik Batı’dan daha mı fazla özgürlük var?

.

İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com