-Bir kahve molası- Gençler! Bu seyrettiğiniz sadece bir fragmandı!..
-Bir kahve molası- Gençler! Bu seyrettiğiniz sadece bir fragmandı!..
GENÇLER! BU SEYRETTİĞİNİZ SADECE BİR FRAGMANDI
6’lı Masa’nın toplanması… Dağılması... Sonra tekrar toplanması... Toplanırken havsalanın alamayacağı kararlar alması vs. var ya!..
Aslında bu bir yandan da iyi oldu.
Gençlere;
Ülkemizin geçmişte koalisyonlarla nasıl yönetildiğini anlatırken çok zorlanıyorduk…
Şimdi işimiz biraz daha kolay.
“6’lı Masa gibi yönetiliyordu!..” dersek başka söze gerek kalmayacak.
Gençler zekidir anlar.
Bunlar daha masadayken böyle ise!
Başa geçtiklerinde!..
Ülkenin ne hale geleceğini varın siz düşünün…
GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLEMENTER MASADAN GÜÇLENDİRİLMİŞ BAŞKANLIK KONSEYİNE…
- …. Geçtik. Ne varmış halimizde?
- Efendim malum olduğu üzere bu Başkanlık Konseyi Lübnan, Irak ve şu anda Bosna’da uygulanıyor ve çok sorunlar yaşanıyor.
Yani bu tür yönetimler pek hayra alamet yönetimler değil.
- Olabilir! Bosna’da bu sistem yürüyemeyebilir çünkü orada 3’lü konsey var. Bizde 7’li 8’li konsey olacak.
- Aman efendim yapmayın! 3’lü konsey bile yürümezken 7’li konsey nasıl olacak?
- Merak etmeyin! Her şey mis gibi olacak! Çünkü ben İmamoğlu’nun yüzünde “Rabbi yessir”i gördüm.
- Siz mi gördünüz?
- Hayır! Ablam gördü bana da söyledi. Israrım bundandı. Kılıçdaroğlu kabul etmeyince ben de masadan kalktım.
- Sonra!
- Sonra İmamoğlu’nun yardımcılığına razı oldu.
- Peki, Mansur Yavaş ne iş?
- Onu da “bonus” olarak alacaksın dedim. Görsün sıkı pazarlık neymiş de aklı başına gelsin…
- İyi ama bunlar CHP’li.. Sizin partiden değiller ki! Bu kadar ısrar niye?
- Olsun!
- Yani CHP’ye karşı CHP… Çivi çiviyi söker hesabı öyle mi?
- Evet! Şey tam olarak öyle değil.. başka sebepler var ama öyle diyelim.
- Ama bunlar belediye başkanı! Cumhurbaşkanı yardımcısı nasıl olabilirler?
- Olsun!
UCUBE!..
- İyi ama bunlar sadece belediye başkanı da değil.. büyük şehir, hatta büyük büyük büyük şehirlerin belediye başkanları olup,
Hem belediye işlerini hem de cumhurbaşkanlığı yardımcılığını bir arada nasıl yürütecekler?
Bir nevi, “Bir koltukta iki karpuz değil iki deve taşısınlar!” diyorsun gibi bir şey bu… Yazık günah değil mi? Bir insana bu kadar yük taşıtılır mı?
- Ne yükü kardeşim yaaa… Tatile çıktığında, teknede 2-3 imza attırmak yük mü yani?
Zaten… Devlet memleket meselelerini biz halledeceğiz… Ne anlar onlar devlet işinden!
Sanki bugüne kadar belediye işlerini çok şey ettiler de… Neyse!
- Aman efendim öyle demeyin! Ekrem Bey İstanbul’a 100.000 adet konutun kentsel dönüşümünü yapma sözü verdi. Bu kadar iş arasında cumhurbaşkanlığı yardımcılığı görevi ağır gelmez mi?
- Gelmez! Peki, ben size sorayım:
İmamoğlu, İstanbullulara 100.000 konut yapma sözü vermişti değil mi?
- Evet!
- Peki, 4 yılda bu 100.000 konutun kaçını teslim etti?
- En az 50.000 konutu teslim etmiştir... 30.000 konutun da inşaat işleri falan devam ediyordur. Seneye de geri kalan…
- Hayır! Bi dakka bi dakka!.. Sözünüzü kestim ama…
Ben size kaç adet yaptığını söyleyeyim: 149
- Ooo maşallah sayın başkanımıza! Aman nazar değmesin… Biz uyurken başkanımız ne büyük işler yapmış meğer. 149 bin konutu dönüştürmüş demek ha!
- Tepemi attırmayın! İstanbul Tuzla’da yaptığı 149 adet konuttan başka kendi döneminde başlayıp, teslim ettiği konut yok. İzmit’te de 143 adet bitirdi. (Sanki İstanbul’da kentsel dönüşüm işi bitmişti de…)
- Yani…
- Yani toplamda 300 adet bile yapamamış… Neden?
- Neden efendim?
- Çünkü o büyük makamlara layık biri!.. Böyle süfli işlerle uğraşacak zamanı yok. E ailesine de vakit ayırmalı değil mi?
- Tabi ki, efendim ne demek!..
Şeey! Merakımı mazur görün!
Bu şey için… Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı makamı için devletten maaş alacak mı? Yani hani ya memuriyette devletten 2 maaş alınmaz ya… Ondan naşi soruyorum!
- Bana bak! Tepemi attırmayın şimdi! Ekrem Bey, para pul düşünecek adam mı? Mühim olan: Vatan Millet Sakarya!
- Aman Meral Hanım! Töbe bismillaaah… Kardeşim siz de soru sorup durmayın; zaten tapeleri başında. Açılın şöyle bakayım!
.
Emin Batur, dikGAZETE.com
GENÇLER! BU SEYRETTİĞİNİZ SADECE BİR FRAGMANDI
6’lı Masa’nın toplanması… Dağılması... Sonra tekrar toplanması... Toplanırken havsalanın alamayacağı kararlar alması vs. var ya!..
Aslında bu bir yandan da iyi oldu.
Gençlere;
Ülkemizin geçmişte koalisyonlarla nasıl yönetildiğini anlatırken çok zorlanıyorduk…
Şimdi işimiz biraz daha kolay.
“6’lı Masa gibi yönetiliyordu!..” dersek başka söze gerek kalmayacak.
Gençler zekidir anlar.
Bunlar daha masadayken böyle ise!
Başa geçtiklerinde!..
Ülkenin ne hale geleceğini varın siz düşünün…
GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLEMENTER MASADAN GÜÇLENDİRİLMİŞ BAŞKANLIK KONSEYİNE…
- …. Geçtik. Ne varmış halimizde?
- Efendim malum olduğu üzere bu Başkanlık Konseyi Lübnan, Irak ve şu anda Bosna’da uygulanıyor ve çok sorunlar yaşanıyor.
Yani bu tür yönetimler pek hayra alamet yönetimler değil.
- Olabilir! Bosna’da bu sistem yürüyemeyebilir çünkü orada 3’lü konsey var. Bizde 7’li 8’li konsey olacak.
- Aman efendim yapmayın! 3’lü konsey bile yürümezken 7’li konsey nasıl olacak?
- Merak etmeyin! Her şey mis gibi olacak! Çünkü ben İmamoğlu’nun yüzünde “Rabbi yessir”i gördüm.
- Siz mi gördünüz?
- Hayır! Ablam gördü bana da söyledi. Israrım bundandı. Kılıçdaroğlu kabul etmeyince ben de masadan kalktım.
- Sonra!
- Sonra İmamoğlu’nun yardımcılığına razı oldu.
- Peki, Mansur Yavaş ne iş?
- Onu da “bonus” olarak alacaksın dedim. Görsün sıkı pazarlık neymiş de aklı başına gelsin…
- İyi ama bunlar CHP’li.. Sizin partiden değiller ki! Bu kadar ısrar niye?
- Olsun!
- Yani CHP’ye karşı CHP… Çivi çiviyi söker hesabı öyle mi?
- Evet! Şey tam olarak öyle değil.. başka sebepler var ama öyle diyelim.
- Ama bunlar belediye başkanı! Cumhurbaşkanı yardımcısı nasıl olabilirler?
- Olsun!
UCUBE!..
- İyi ama bunlar sadece belediye başkanı da değil.. büyük şehir, hatta büyük büyük büyük şehirlerin belediye başkanları olup,
Hem belediye işlerini hem de cumhurbaşkanlığı yardımcılığını bir arada nasıl yürütecekler?
Bir nevi, “Bir koltukta iki karpuz değil iki deve taşısınlar!” diyorsun gibi bir şey bu… Yazık günah değil mi? Bir insana bu kadar yük taşıtılır mı?
- Ne yükü kardeşim yaaa… Tatile çıktığında, teknede 2-3 imza attırmak yük mü yani?
Zaten… Devlet memleket meselelerini biz halledeceğiz… Ne anlar onlar devlet işinden!
Sanki bugüne kadar belediye işlerini çok şey ettiler de… Neyse!
- Aman efendim öyle demeyin! Ekrem Bey İstanbul’a 100.000 adet konutun kentsel dönüşümünü yapma sözü verdi. Bu kadar iş arasında cumhurbaşkanlığı yardımcılığı görevi ağır gelmez mi?
- Gelmez! Peki, ben size sorayım:
İmamoğlu, İstanbullulara 100.000 konut yapma sözü vermişti değil mi?
- Evet!
- Peki, 4 yılda bu 100.000 konutun kaçını teslim etti?
- En az 50.000 konutu teslim etmiştir... 30.000 konutun da inşaat işleri falan devam ediyordur. Seneye de geri kalan…
- Hayır! Bi dakka bi dakka!.. Sözünüzü kestim ama…
Ben size kaç adet yaptığını söyleyeyim: 149
- Ooo maşallah sayın başkanımıza! Aman nazar değmesin… Biz uyurken başkanımız ne büyük işler yapmış meğer. 149 bin konutu dönüştürmüş demek ha!
- Tepemi attırmayın! İstanbul Tuzla’da yaptığı 149 adet konuttan başka kendi döneminde başlayıp, teslim ettiği konut yok. İzmit’te de 143 adet bitirdi. (Sanki İstanbul’da kentsel dönüşüm işi bitmişti de…)
- Yani…
- Yani toplamda 300 adet bile yapamamış… Neden?
- Neden efendim?
- Çünkü o büyük makamlara layık biri!.. Böyle süfli işlerle uğraşacak zamanı yok. E ailesine de vakit ayırmalı değil mi?
- Tabi ki, efendim ne demek!..
Şeey! Merakımı mazur görün!
Bu şey için… Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı makamı için devletten maaş alacak mı? Yani hani ya memuriyette devletten 2 maaş alınmaz ya… Ondan naşi soruyorum!
- Bana bak! Tepemi attırmayın şimdi! Ekrem Bey, para pul düşünecek adam mı? Mühim olan: Vatan Millet Sakarya!
- Aman Meral Hanım! Töbe bismillaaah… Kardeşim siz de soru sorup durmayın; zaten tapeleri başında. Açılın şöyle bakayım!
Facebook Beğen
Twitter Takip Et
Instagram Takip Et
WhatsApp Mesaj Gönder
Threads Takip Et
Youtube Abone Ol
E-Posta Gönder