Cumhurbaşkanlığı seçimleri ışığında Özbekistan

Cumhurbaşkanlığı seçimleri ışığında Özbekistan

ST. PETERSBURG

Özbekistan Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin bu yılın Aralık ayında yapılacağı duyuruldu. Ancak daha sonra yakın zamanda yapılan değişiklikler sonrası seçim günü, 24 Ekim 2021 tarihine alındı. 

Orta Asya’da etkisi her geçen gün artan Özbekistan’ın jeopolitik konumu da daha önemli hale geliyor.

Mevcut iktidarın seyri ve seçilen jeopolitik konumlandırma modelinin, Özbekistan’ın ilk cumhurbaşkanının çizdiği çizgiden oldukça farklı olduğunu unutmamak gerekiyor. 

Mevcut Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, selefi Kerimov’u alenen eleştirmekten kaçınsa da geçtiğimiz yıl Ocak ayında yaptığı konuşmadaki “korku zamanında yaşadık” sözleri kendisiyle, ilk Cumhurbaşkanı Kerimov arasında bariz bir bölünme yarattı.

Mirziyoyev’in inşa ettiği ideolojik cephe, Batı, Türkiye ve Rusya dahil olmak üzere birçok güç merkeziyle karşılıklı fayda sağlayan ekonomik işbirliğine dayanıyor. 

Öte yandan Kırgızistan ve Tacikistan gibi komşu ülkelerle dostane ilişkiler sürdürmek, Mirziyoyev’in ajandasında yer alıyor. 

Kerimov ise bu ülkelerle ve liderleriyle çatışmaya ve gerilime yol açan yüksek perdeli konumdan politikasını sürdürüyordu.

Mirziyoyev’in seçtiği ideolojik model, önceki devlet başkanına yönelik doğrudan ve sert eleştiriden kaçınarak (böylece devletin ardıl çizgisini bozmadan) ve aynı zamanda kademeli olarak o çizgiden uzaklaşmaya izin verdiği için başarılı olarak kabul edilebilir. 

Ek olarak Mirziyoyev’in rotası belli ve yıllar geçtikçe daha net bir şekilde kendini gösterecektir.

Özbekistan medyası üzerinde devletin tam kontrolü söz konusu.

Bu durum, onların komşularıyla ve ABD, Türkiye, Rusya ve Çin gibi güç merkezleriyle yapıcı ilişkiler kurmak açısından etkili bir model gibi görünüyor. 

Bu resme bakınca durum pek de Batı’nın istediği şekilde değil.

Durum, Batılı uzmanların kamuoyunu kendi istedikleri biçimde şekillendirme (tartışmalar, materyallerden ödün verilen bir dizi eleştirel yayın ve kamuoyu manipülasyonu) amaçlarını sarstığı açıktır.

Mevcut hükumeti konumlandırmak için seçilen model, Özbekistan’ın hem komşularıyla hem de büyük güç odaklarıyla arasındaki ilişkilerde bir denge oluşturmak için tasarlandı.

Gelelim Özbekistan’ın Türkiye ile ilişkilerine:

Uluslararası arenada Türkiye, Özbekistan’ın işbirliği içerisinde olduğu en önemli unsurlardan bir tanesi.

Bu işbirliği, Mirziyoyev yönetiminde daha da büyüdü. 

Ülkemizin önde gelen ekonomi yayınlarından Derin Ekonomi Dergisi, 2018 yılında Mirziyoyev’iBölgedeki en önemli 10 liderden biri” olarak gösterdi. 

Kamuya açık bu tür değerlendirmeler, Ankara ile Taşkent arasındaki ilişkilerin gidişatını olumlu yönde etkiliyor. 

2017 yılında Taşkent’te gerçekleşen Türk-Özbek İş Forumu’nda önemli yatırımların hayata geçirilmesi konusunda taraflar anlaşma sağladılar.

Özellikle Norm Limited’in savunma sanayisi ve tekstil üretim sanayisi alanındaki işbirliği bu forum için önemli bir yer tutmaktadır. 

Özbek pamuğuna Batıdan gelen talepler ülkenin kalkınmasına ivme kazandıracaktır. 

Neden 2017 yılına dikkat çektim?

Çünkü yakın dönemde bu yıl içerisindeki ticaret hacmi tam 3 katına çıkarak büyük bir sıçrama kaydetti.

Yakın zamanda, iki ülke arasında yine çok güzel bir gelişme yaşandı. 

Tarafların anlaşması neticesinde iki ülke vatandaşlarının vizesiz rejimle seyahati konusu karara bağlandı. 

Şu da açıktır ki, iki ülke arasındaki temasların yoğunlaşması, Vaşington’un, Mirziyoyev’e karşı düşüncelerini olumlu yönde etkiliyor.

ABD Başkanı Trump, daha önce Özbekistan Devlet Başkanı’nı resmi ziyaret için ABD’ye davet etti. 

Türkiye - Özbekistan arasındaki ticaret hacmi aktif olarak 2 Milyar ABD Dolarını da aşarak gittikçe büyüyor. 

Ankara, Taşkent’in Rusya ve Çin’den sonra en büyük 3. ortağı konumunda. 

Özbekistan’daki Türk sermayeli firma sayısı ise 1.306. İki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin güçlendirilmesinin hem Özbekistan’ın hem de Türkiye’nin ulusal çıkarlarını karşıladığı açıktır.

Öte yandan Türkiye, ülkede yumuşak gücünü yayması için ciddi olanaklara sahip.

Özbekistan, Türk dizilerinin ülkede daha fazla yayınlanacağını duyurdu. 

Belki yakın gelecekte iki ülke arasında hem eğitim alanında hem de dini alanda bağlantılarda kayda değer bir artış da görünebilir.

.

İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com

ST. PETERSBURG

Özbekistan Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin bu yılın Aralık ayında yapılacağı duyuruldu. Ancak daha sonra yakın zamanda yapılan değişiklikler sonrası seçim günü, 24 Ekim 2021 tarihine alındı. 

Orta Asya’da etkisi her geçen gün artan Özbekistan’ın jeopolitik konumu da daha önemli hale geliyor.

Mevcut iktidarın seyri ve seçilen jeopolitik konumlandırma modelinin, Özbekistan’ın ilk cumhurbaşkanının çizdiği çizgiden oldukça farklı olduğunu unutmamak gerekiyor. 

Mevcut Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, selefi Kerimov’u alenen eleştirmekten kaçınsa da geçtiğimiz yıl Ocak ayında yaptığı konuşmadaki “korku zamanında yaşadık” sözleri kendisiyle, ilk Cumhurbaşkanı Kerimov arasında bariz bir bölünme yarattı.

Mirziyoyev’in inşa ettiği ideolojik cephe, Batı, Türkiye ve Rusya dahil olmak üzere birçok güç merkeziyle karşılıklı fayda sağlayan ekonomik işbirliğine dayanıyor. 

Öte yandan Kırgızistan ve Tacikistan gibi komşu ülkelerle dostane ilişkiler sürdürmek, Mirziyoyev’in ajandasında yer alıyor. 

Kerimov ise bu ülkelerle ve liderleriyle çatışmaya ve gerilime yol açan yüksek perdeli konumdan politikasını sürdürüyordu.

Mirziyoyev’in seçtiği ideolojik model, önceki devlet başkanına yönelik doğrudan ve sert eleştiriden kaçınarak (böylece devletin ardıl çizgisini bozmadan) ve aynı zamanda kademeli olarak o çizgiden uzaklaşmaya izin verdiği için başarılı olarak kabul edilebilir. 

Ek olarak Mirziyoyev’in rotası belli ve yıllar geçtikçe daha net bir şekilde kendini gösterecektir.

Özbekistan medyası üzerinde devletin tam kontrolü söz konusu.

Bu durum, onların komşularıyla ve ABD, Türkiye, Rusya ve Çin gibi güç merkezleriyle yapıcı ilişkiler kurmak açısından etkili bir model gibi görünüyor. 

Bu resme bakınca durum pek de Batı’nın istediği şekilde değil.

Durum, Batılı uzmanların kamuoyunu kendi istedikleri biçimde şekillendirme (tartışmalar, materyallerden ödün verilen bir dizi eleştirel yayın ve kamuoyu manipülasyonu) amaçlarını sarstığı açıktır.

Mevcut hükumeti konumlandırmak için seçilen model, Özbekistan’ın hem komşularıyla hem de büyük güç odaklarıyla arasındaki ilişkilerde bir denge oluşturmak için tasarlandı.

Gelelim Özbekistan’ın Türkiye ile ilişkilerine:

Uluslararası arenada Türkiye, Özbekistan’ın işbirliği içerisinde olduğu en önemli unsurlardan bir tanesi.

Bu işbirliği, Mirziyoyev yönetiminde daha da büyüdü. 

Ülkemizin önde gelen ekonomi yayınlarından Derin Ekonomi Dergisi, 2018 yılında Mirziyoyev’iBölgedeki en önemli 10 liderden biri” olarak gösterdi. 

Kamuya açık bu tür değerlendirmeler, Ankara ile Taşkent arasındaki ilişkilerin gidişatını olumlu yönde etkiliyor. 

2017 yılında Taşkent’te gerçekleşen Türk-Özbek İş Forumu’nda önemli yatırımların hayata geçirilmesi konusunda taraflar anlaşma sağladılar.

Özellikle Norm Limited’in savunma sanayisi ve tekstil üretim sanayisi alanındaki işbirliği bu forum için önemli bir yer tutmaktadır. 

Özbek pamuğuna Batıdan gelen talepler ülkenin kalkınmasına ivme kazandıracaktır. 

Neden 2017 yılına dikkat çektim?

Çünkü yakın dönemde bu yıl içerisindeki ticaret hacmi tam 3 katına çıkarak büyük bir sıçrama kaydetti.

Yakın zamanda, iki ülke arasında yine çok güzel bir gelişme yaşandı. 

Tarafların anlaşması neticesinde iki ülke vatandaşlarının vizesiz rejimle seyahati konusu karara bağlandı. 

Şu da açıktır ki, iki ülke arasındaki temasların yoğunlaşması, Vaşington’un, Mirziyoyev’e karşı düşüncelerini olumlu yönde etkiliyor.

ABD Başkanı Trump, daha önce Özbekistan Devlet Başkanı’nı resmi ziyaret için ABD’ye davet etti. 

Türkiye - Özbekistan arasındaki ticaret hacmi aktif olarak 2 Milyar ABD Dolarını da aşarak gittikçe büyüyor. 

Ankara, Taşkent’in Rusya ve Çin’den sonra en büyük 3. ortağı konumunda. 

Özbekistan’daki Türk sermayeli firma sayısı ise 1.306. İki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin güçlendirilmesinin hem Özbekistan’ın hem de Türkiye’nin ulusal çıkarlarını karşıladığı açıktır.

Öte yandan Türkiye, ülkede yumuşak gücünü yayması için ciddi olanaklara sahip.

Özbekistan, Türk dizilerinin ülkede daha fazla yayınlanacağını duyurdu. 

Belki yakın gelecekte iki ülke arasında hem eğitim alanında hem de dini alanda bağlantılarda kayda değer bir artış da görünebilir.

.

İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com