Deprem ve inşaat teknolojileri hakkında görüşler
Deprem ve inşaat teknolojileri hakkında görüşler
- 28-02-2023 07:27
- 2478
- 28-02-2023 07:27
- 2478
DEPREM VE İNŞAAT TEKNOLOJİLERİ HAKKINDA GÖRÜŞLER
Depremle mücadele dört yönlü bir alan olarak düşünülmeli ona göre tedbirler alınmalıdır.
- Mevcut bilgiye göre inşaat ve zemin kalitesinde iyileştirmeler
- Malzeme üretim biliminde ARGE ve üretim faaliyetlerinin desteklenmesi
- Arama/kurtarma, ilk yardım/sağlık hizmetleri ve barınma bakımından yapılacak işler
- Meteorolojik deprem tahminleri konusunda yapılacak teknik ilerlemeler.
Bu makale içinde ilk iki konuyu ele alıp değerlendireceğiz:
Beton döküldükten sonra 7 gün boyunca sabah-akşam iki kere sulanmazsa beton taşlaşmaz.
Bünyesine kristal su girmezse beton kaya olmaz. Bir deprem halinde un ufak olup dökülür.
Gaziantep'in Nurdağı ilçesinde görevlendirilen Vali Bilgin, ilçe hakkındaki acı gerçeği şöyle açıkladı; “İçinden 150 cenaze çıkan binamız var, ilçenin tamamını yeniden yapacağız, her taraf yıkıldı.”
Pazarcık, Nurdağı, İslahiye, Elbistan gibi ilçelerin ortasından fay hattı geçiyor. Bu ilçelerin öncelikle fay hattı üzerinde bulunan yapıları taşınmalı, boşalan sahalar tarıma açılmalıdır.
DEPREM RİSKİ TAŞIYAN İLÇELER aşağıya çıkartılmıştır.
Bundan sonraki süreçte gerilimin arttığı deprem beklenen il ve ilçelerde kentsel dönüşüme ağırlık verilmelidir.
ADIYAMAN: Gölbaşı
AFYONKARAHİSAR: Çay, Dinar, Kızılören, Sandıklı
ANKARA: Şereflikoçhisar
ANTALYA: Demre
AYDIN: Bozdoğan, Germencik, İncirliova, Koçarlı, Köşk, Kuşadası, Nazilli, Söke, Sultanhisar, Yenipazar
BALIKESİR: Gönen, Manyas
BATMAN: Kozluk
BİNGÖL: Karlıova, Yedisu
BOLU: Gerede, Yeniçağa
BURSA: Gemlik, Kestel, Mustafakemalpaşa
ÇANAKKALE: Çan, Yenice
ÇORUM: Lâçin
DENİZLİ: Babadağ, Çameli, Çardak, Honaz
DİYARBAKIR: Lice
DÜZCE: Çilimli, Cumayeri, Gölyaka, Gümüşova, Kaynaşlı
ELAZIĞ: Palu, Sivrice
ERZİNCAN: Üzümlü
ESKİŞEHİR: İnönü
GAZİANTEP: İslahiye
HAKKÂRİ: Şemdinli
HATAY: Erzin, Hassa, Kırıkhan, Payas
ISPARTA: Eğirdir, Senirkent, Uluborlu
İZMİR: Kemalpaşa, Seferihisar, Tire
K.MARAŞ: Nurhak, Türkoğlu
KAYSERİ: Talas, Yeşilhisar
KIRIKKALE: Keskin
KIRŞEHİR: Akpınar, Mucur
KOCAELİ: Başiskele, Derince, Gölcük, Kartepe
KONYA: Akşehir, Altınekin, Doğanhisar, Ilgın
KÜTAHYA: Gediz, Simav
MALATYA: Akçadağ
MANİSA: Ahmetli, Alaşehir, Gölmarmara, Kırkağaç, Salihli, Sarıgöl, Soma, Turgutlu
MERSİN: Çamlıyayla, Mut
MUĞLA: Menteşe, Milas
MUŞ: Korkut, Varto
NİĞDE: Altunhisar, Bor
OSMANİYE: Düziçi, Toprakkale
SAKARYA: Akyazı, Arifiye, Ferizli, Hendek, Karapürçek, Sapanca
ŞANLIURFA: Bozova
SİİRT: Eruh
ŞIRNAK: Beytüşşebap
SİVAS: Altınyayla, Yıldızeli
TOKAT: Niksar, Pazar, Reşadiye
VAN: Çaldıran, Özalp
YALOVA: Altınova, Çınarcık
Depremlerin ve yıkımların olması engelenemeyeceğine göre depreme acil müdahale planları yapılmalı, insan zayiatının en aza indirilmesi hedef alınmalıdır.
Üniversitelerin bünyesinde “deprem ARGE’si araştırmalar merkezleri” kurulmalıdır.
Bu merkezler, zemin etütleri ve jeolojik incelemelerin yanında, enkaz altındaki insanlara ulaşmayı, tünel açmayı, enkaz taşlarını un ufak ederek değirmenleme araçları üreterek enkaz altındaki insanlara ulaşmayı temin edecek bir dizi çalışma yapmalıdır.
Bununla ilgili teknik aletler üretmelidir.
Üniversitelerin inşaat mühendislikleri bölümlerinde dayanıklı malzeme üretim teknikleri ve malzeme bilimi üzerine çalışan ARGE bölümleri kurulması mecburiyet haline getirilmelidir.
Arama kurtarma kitleri üretimi üzerinde çalışmalar yapılmalı, bunların eğitimleri verilmelidir.
Ayrıca inşaat teknikleri ve bunların statik hesapları üzerinde çalışan ARGE merkezleri kurulmalıdır.
Yumuşak demir yerine "çelik yapı modelinin yaygınlaştırılması” gerekiyor.
Taşıyıcı kirişlerin yükünü ağırlaştıran duvarlar yerine, kompozit malzemelerden yapılmış veya strafor gibi hafif, yangına dayanıklı, ısı koruyan malzeme üretim teknikleri üzerine yoğunlaşmalıdır.
Duvarların “bal peteği yapısı” ile üretilmiş dayanıklı üretim yöntemlerine dönüştürülmesi, sarsıntıyı yumuşatan “sismik izolatör sistemi” gibi tekniklerin kullanılması gereklidir.
Malzeme üretim teknolojileri ve malzeme bilimi bunların ARGE’si hayati öneme haizdir.
Mesela Titanik Gemisi’nin batması, malzeme bilimi konusundaki yetersizlikten kaynaklanmıştır.
Geminin inşasında kullanılan alaşımlı çelik, çok sert ve bükülme mukavemeti olmayan bir malzeme olması sebebiyle buzdağına çarpınca kırılmış, gemi ortadan ikiye bölünmüş ve batmıştır.
Bütün üniversitelerin bünyesinde malzeme bilimi ve malzeme üretimi ARGE merkezlerinin kurulması mecbur tutulmalıdır.
'Sismik izolatörler-sismik yalıtım'
Bodrum katı üst seviyesine yerleştirilen ileri teknolojik cihazlarla deprem enerjisinin üstyapıya etkisini azaltan ve deprem anında yapının kontrollü hareket etmesini sağlayarak koruyan uygulamadır.
Üstyapıya ait diğer taşıyıcı elemanlarının da kusursuz tasarlanmış ve imal edilmiş olması gerektiğidir.
Binayı dayanıklı hale getiren 'Sismik izolatörler-sismik yalıtım' binayı sarsan kuvveti minimuma indiriyor. Ancak sismik izolatörler tek başına yeterli olmayabilir.
“Binada sismik izolatör varsa bu bina sağlamdır, yoksa değildir” diyemeyiz. Ancak bunun yanında sağlam temel, su basmalarına karşı yalıtım sağlanmış olmalıdır.
Depremlerde binalardaki salınımı en alt seviyeye indirmek için sismik yalıtım iyi bir çözümdür.
Sıfırdan bir binayı yapacağınız zaman toplam inşaat maliyetine yüzde 10-15 civarı etkisi vardır. Ama hazır binaya sonra izolatör eklemek isterseniz, kişileri tahliye etmeniz tetkikleri yapmanız lazım ve maliyeti 2-3 katına çıkar.
Kolon sistemine ayrı perde beton sistemine ayrı sismik izolatör eklenir. Eğer bina bitişik nizamda yapılmışsa yanında başka apartmanlar varsa izolatör ekleyemezsiniz.
Atık enkazından parke, bordür taşı vs yapılabilir. Çıkan molozlar, yol yapımında ve dolgu malzemesi olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla bu malzemelerin yeniden üretimde kullanılması, belediyeler ve kamu kurumlarının bunları yeniden değerlendirmesi ve işlemesi gereklidir.
Yıkılan tüm binalardan elde edilecek çelik-demir hurdasının 1 milyon 750 bin ton olacağı tahmin edilmektedir.
Enkazdan çıkacak demir hurdalarının geri dönüşüme katkısı 6 milyar 600 milyon lirayı bulur. Bunların da en iyi şekilde değerlendirilmesi gereklidir.
Depremlerden sonra temiz su şebekelerine kanalizasyonun karışması ihtimali çok yüksektir, bu nedenle “su temizleme kitleri”, stoklanmalı felaket anında halka dağıtılmalıdır.
Günümüzde grafen teknolojisi, suyu arıtmayı kolay hale getirmiştir. Bu teknoloji kullanılarak deniz kıyısındaki tarım arazilerinin arıtılmış deniz suyu ile sulanması mümkündür.
Yeni binalar yapılırken nükleer savaşa karşı sığınaklar yapılması da unutulmamalıdır. Çünkü su uyur düşman uyumaz.
Sonuç olarak şunu söylüyorum:
İnşaat teknolojileri ve malzeme üretim bilimi ve bunların ARGE’si hayati derecede önem kazanmıştır.
Her üniversitenin bünyesinde bu merkezlerin kurulması mecburi tutulmalıdır. Tabii bir de bunun yanında “ENERJİ ARGE’si” Türkiye’nin dev adımlarla dünyanın ilk 5 ekonomisi arasına girmesinde hayati derecede rol oynayacaktır.
Enerji üretim ARGE’si ve Malzeme Üretim Bilimi ARGE’sinin önemini tekrar tekrar vurgulayarak sözlerime son veriyorum.
.
Suat Gün, dikGAZETE.com
DEPREM VE İNŞAAT TEKNOLOJİLERİ HAKKINDA GÖRÜŞLER
Depremle mücadele dört yönlü bir alan olarak düşünülmeli ona göre tedbirler alınmalıdır.
- Mevcut bilgiye göre inşaat ve zemin kalitesinde iyileştirmeler
- Malzeme üretim biliminde ARGE ve üretim faaliyetlerinin desteklenmesi
- Arama/kurtarma, ilk yardım/sağlık hizmetleri ve barınma bakımından yapılacak işler
- Meteorolojik deprem tahminleri konusunda yapılacak teknik ilerlemeler.
Bu makale içinde ilk iki konuyu ele alıp değerlendireceğiz:
Beton döküldükten sonra 7 gün boyunca sabah-akşam iki kere sulanmazsa beton taşlaşmaz.
Bünyesine kristal su girmezse beton kaya olmaz. Bir deprem halinde un ufak olup dökülür.
Gaziantep'in Nurdağı ilçesinde görevlendirilen Vali Bilgin, ilçe hakkındaki acı gerçeği şöyle açıkladı; “İçinden 150 cenaze çıkan binamız var, ilçenin tamamını yeniden yapacağız, her taraf yıkıldı.”
Pazarcık, Nurdağı, İslahiye, Elbistan gibi ilçelerin ortasından fay hattı geçiyor. Bu ilçelerin öncelikle fay hattı üzerinde bulunan yapıları taşınmalı, boşalan sahalar tarıma açılmalıdır.
DEPREM RİSKİ TAŞIYAN İLÇELER aşağıya çıkartılmıştır.
Bundan sonraki süreçte gerilimin arttığı deprem beklenen il ve ilçelerde kentsel dönüşüme ağırlık verilmelidir.
ADIYAMAN: Gölbaşı
AFYONKARAHİSAR: Çay, Dinar, Kızılören, Sandıklı
ANKARA: Şereflikoçhisar
ANTALYA: Demre
AYDIN: Bozdoğan, Germencik, İncirliova, Koçarlı, Köşk, Kuşadası, Nazilli, Söke, Sultanhisar, Yenipazar
BALIKESİR: Gönen, Manyas
BATMAN: Kozluk
BİNGÖL: Karlıova, Yedisu
BOLU: Gerede, Yeniçağa
BURSA: Gemlik, Kestel, Mustafakemalpaşa
ÇANAKKALE: Çan, Yenice
ÇORUM: Lâçin
DENİZLİ: Babadağ, Çameli, Çardak, Honaz
DİYARBAKIR: Lice
DÜZCE: Çilimli, Cumayeri, Gölyaka, Gümüşova, Kaynaşlı
ELAZIĞ: Palu, Sivrice
ERZİNCAN: Üzümlü
ESKİŞEHİR: İnönü
GAZİANTEP: İslahiye
HAKKÂRİ: Şemdinli
HATAY: Erzin, Hassa, Kırıkhan, Payas
ISPARTA: Eğirdir, Senirkent, Uluborlu
İZMİR: Kemalpaşa, Seferihisar, Tire
K.MARAŞ: Nurhak, Türkoğlu
KAYSERİ: Talas, Yeşilhisar
KIRIKKALE: Keskin
KIRŞEHİR: Akpınar, Mucur
KOCAELİ: Başiskele, Derince, Gölcük, Kartepe
KONYA: Akşehir, Altınekin, Doğanhisar, Ilgın
KÜTAHYA: Gediz, Simav
MALATYA: Akçadağ
MANİSA: Ahmetli, Alaşehir, Gölmarmara, Kırkağaç, Salihli, Sarıgöl, Soma, Turgutlu
MERSİN: Çamlıyayla, Mut
MUĞLA: Menteşe, Milas
MUŞ: Korkut, Varto
NİĞDE: Altunhisar, Bor
OSMANİYE: Düziçi, Toprakkale
SAKARYA: Akyazı, Arifiye, Ferizli, Hendek, Karapürçek, Sapanca
ŞANLIURFA: Bozova
SİİRT: Eruh
ŞIRNAK: Beytüşşebap
SİVAS: Altınyayla, Yıldızeli
TOKAT: Niksar, Pazar, Reşadiye
VAN: Çaldıran, Özalp
YALOVA: Altınova, Çınarcık
Depremlerin ve yıkımların olması engelenemeyeceğine göre depreme acil müdahale planları yapılmalı, insan zayiatının en aza indirilmesi hedef alınmalıdır.
Üniversitelerin bünyesinde “deprem ARGE’si araştırmalar merkezleri” kurulmalıdır.
Bu merkezler, zemin etütleri ve jeolojik incelemelerin yanında, enkaz altındaki insanlara ulaşmayı, tünel açmayı, enkaz taşlarını un ufak ederek değirmenleme araçları üreterek enkaz altındaki insanlara ulaşmayı temin edecek bir dizi çalışma yapmalıdır.
Bununla ilgili teknik aletler üretmelidir.
Üniversitelerin inşaat mühendislikleri bölümlerinde dayanıklı malzeme üretim teknikleri ve malzeme bilimi üzerine çalışan ARGE bölümleri kurulması mecburiyet haline getirilmelidir.
Arama kurtarma kitleri üretimi üzerinde çalışmalar yapılmalı, bunların eğitimleri verilmelidir.
Ayrıca inşaat teknikleri ve bunların statik hesapları üzerinde çalışan ARGE merkezleri kurulmalıdır.
Yumuşak demir yerine "çelik yapı modelinin yaygınlaştırılması” gerekiyor.
Taşıyıcı kirişlerin yükünü ağırlaştıran duvarlar yerine, kompozit malzemelerden yapılmış veya strafor gibi hafif, yangına dayanıklı, ısı koruyan malzeme üretim teknikleri üzerine yoğunlaşmalıdır.
Duvarların “bal peteği yapısı” ile üretilmiş dayanıklı üretim yöntemlerine dönüştürülmesi, sarsıntıyı yumuşatan “sismik izolatör sistemi” gibi tekniklerin kullanılması gereklidir.
Malzeme üretim teknolojileri ve malzeme bilimi bunların ARGE’si hayati öneme haizdir.
Mesela Titanik Gemisi’nin batması, malzeme bilimi konusundaki yetersizlikten kaynaklanmıştır.
Geminin inşasında kullanılan alaşımlı çelik, çok sert ve bükülme mukavemeti olmayan bir malzeme olması sebebiyle buzdağına çarpınca kırılmış, gemi ortadan ikiye bölünmüş ve batmıştır.
Bütün üniversitelerin bünyesinde malzeme bilimi ve malzeme üretimi ARGE merkezlerinin kurulması mecbur tutulmalıdır.
'Sismik izolatörler-sismik yalıtım'
Bodrum katı üst seviyesine yerleştirilen ileri teknolojik cihazlarla deprem enerjisinin üstyapıya etkisini azaltan ve deprem anında yapının kontrollü hareket etmesini sağlayarak koruyan uygulamadır.
Üstyapıya ait diğer taşıyıcı elemanlarının da kusursuz tasarlanmış ve imal edilmiş olması gerektiğidir.
Binayı dayanıklı hale getiren 'Sismik izolatörler-sismik yalıtım' binayı sarsan kuvveti minimuma indiriyor. Ancak sismik izolatörler tek başına yeterli olmayabilir.
“Binada sismik izolatör varsa bu bina sağlamdır, yoksa değildir” diyemeyiz. Ancak bunun yanında sağlam temel, su basmalarına karşı yalıtım sağlanmış olmalıdır.
Depremlerde binalardaki salınımı en alt seviyeye indirmek için sismik yalıtım iyi bir çözümdür.
Sıfırdan bir binayı yapacağınız zaman toplam inşaat maliyetine yüzde 10-15 civarı etkisi vardır. Ama hazır binaya sonra izolatör eklemek isterseniz, kişileri tahliye etmeniz tetkikleri yapmanız lazım ve maliyeti 2-3 katına çıkar.
Kolon sistemine ayrı perde beton sistemine ayrı sismik izolatör eklenir. Eğer bina bitişik nizamda yapılmışsa yanında başka apartmanlar varsa izolatör ekleyemezsiniz.
Atık enkazından parke, bordür taşı vs yapılabilir. Çıkan molozlar, yol yapımında ve dolgu malzemesi olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla bu malzemelerin yeniden üretimde kullanılması, belediyeler ve kamu kurumlarının bunları yeniden değerlendirmesi ve işlemesi gereklidir.
Yıkılan tüm binalardan elde edilecek çelik-demir hurdasının 1 milyon 750 bin ton olacağı tahmin edilmektedir.
Enkazdan çıkacak demir hurdalarının geri dönüşüme katkısı 6 milyar 600 milyon lirayı bulur. Bunların da en iyi şekilde değerlendirilmesi gereklidir.
Depremlerden sonra temiz su şebekelerine kanalizasyonun karışması ihtimali çok yüksektir, bu nedenle “su temizleme kitleri”, stoklanmalı felaket anında halka dağıtılmalıdır.
Günümüzde grafen teknolojisi, suyu arıtmayı kolay hale getirmiştir. Bu teknoloji kullanılarak deniz kıyısındaki tarım arazilerinin arıtılmış deniz suyu ile sulanması mümkündür.
Yeni binalar yapılırken nükleer savaşa karşı sığınaklar yapılması da unutulmamalıdır. Çünkü su uyur düşman uyumaz.
Sonuç olarak şunu söylüyorum:
İnşaat teknolojileri ve malzeme üretim bilimi ve bunların ARGE’si hayati derecede önem kazanmıştır.
Her üniversitenin bünyesinde bu merkezlerin kurulması mecburi tutulmalıdır. Tabii bir de bunun yanında “ENERJİ ARGE’si” Türkiye’nin dev adımlarla dünyanın ilk 5 ekonomisi arasına girmesinde hayati derecede rol oynayacaktır.
Enerji üretim ARGE’si ve Malzeme Üretim Bilimi ARGE’sinin önemini tekrar tekrar vurgulayarak sözlerime son veriyorum.