DİNLER ARASI DİYALOG VE MİSYONERLİK
DİNLER ARASI DİYALOG VE MİSYONERLİK
- 20-03-2017 03:42
- 17
- 20-03-2017 03:42
- 17
Banu Avar denen vatandaşın videosu sürekli ortalıkta dolaşıyor… Ulusalcı bu kadının reklam edilmesinin doğru olmadığını düşünüyorum… Müslümanlar içinde yer bulup, araya girmesini de anlamış değilim… Bu kadının anlattıkları sanki yeni bir olaymış gibi algılanıyor…
En kötüsü de bu kadının iştahla anlattıkları bizim seneler önce unuttuklarımıza eklenmiş bir takım varsayımlardan ibaret… Çünkü anlattığı bilgilerden çok yorum ve çelişkiler sergiliyor…
Dinler arası diyalog konusuna daha dikkatli bakıldığında bu varsayım ve abartıların yersiz olduğu ortaya çıkar… Şu anda Müslümanlar Feto gibi mi düşünüyor?.. Bırakın Feto’nun üst kadrolarını, FETÖ’nün geniş kitlesi olan tabanın öyle düşündüğünü de sanmıyorum…
Pratikte gördüğümüz, FETÖ’nün üst kadrosunun menfaat zinciriyle bir araya geldiğidir… Tabanın ise, birçok konudan haberi olmadığı ve son 15 Temmuz’dan sonra da çoğunun FETÖ’ye karşı çıktığını biliyoruz…
Bu kadının anlattıklarına başka bir açıdan bakmak da mümkün…
Bazı yerlerini gereğinden fazla abartarak, bazı bilgileri de başka bir şekilde yorumlayarak vermenin doğru olmadığı da anlaşılıyor…
Eski olayları günümüze taşımak da çok doğru görünmüyor.... Hristiyan misyonerliği yeni bir şey değil... Yıllarca önce başlamıştır...
Misyonerlik tarihin hiçbir döneminde tek başına bir din meselesi değil, hep siyasi bir mesele olmuştur…
Tarih boyunca sömürgeleştirmeyle iç içe yürümüştür… Arkasında emperyalist devletlerin istihbarat örgütlerinden, çok uluslu şirketlere kadar Batı'nın savaş aygıtları vardı...
Bütün gaye, emperyalistlerin sömürdüğü ülkelerde kendisine bağlı alt yapı oluşturarak ekonomik sömürünün devamını sağlamaktır... Yoksa Hristiyan dini çok da umurlarında değil...
Afrikalı bir yetkili “Beyaz adam geldiğinde bizim elimizde topraklarımız, onların elinde İncil vardı… Onlar gittiğinde, bizim topraklarımız da yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizi de aldılar; bizim elimizde ise İncil kaldı…” diyor…
Zaten bozulmuş Hristiyanlık dini tamamen toplum mühendisliğine soyunmuştur…
Bu tahrif edilmiş dinin, insanları pazar günü kiliseye çağırıp, ruhsal tedavi yapmasının sebebini iyi araştırmak lazım…
Kilisenin maksadı, pazartesi günü yeniden iş başı yapan insanları ekonomiye ruhen rahatlamış olarak sürmektir…
Hristiyanlık küresel sömürünün dengesi için kullanılan bir müessese haline gelmiştir…
Neden günah çıkarma seansları yapıyor ki?..
İnsanların günahlarını affederek, onlara yeni bir motivasyon vermenin kimlere faydası var?..
Kilise, toplumsal olarak küreselleşme pazarına uslu insanlar üretmekle görevlendirilmiştir…
Kiliseler, devletin siyasi yapısına asla müdahale edemez, ettiğinde kaynağı da kesilir rahatı da kaçar…
Emperyalist devletlerle Vatikan’da kilise politikaları da hiçbir zaman çatışmaz; çatışamaz.
Konuşmada ”Amerika, Avrupa Hristiyantırılmış şimdi sıra Asya'ya gelmiş.” diyor... Avrupa zaten Hristiyandır, Amerika'ya gidenler de Avrupalılardı... Ayrıca Amerika’yı Hristiyanlaştırmaya gerek var mıydı?..
Avanjelistler'i Katoliklerle karıştırmak da yanlıştır…
Yahudilere karşı olan Hristiyanların bu direncini kırmak için Liberal Protestanları kandıran Yahudiler, Avanjelist Hristiyan üretmeyi de başardılar…
Yahudiler, Avanjelistleri "İsa'nın kıyamet zamanında İsrail'e ineceği" yalanına ikna ettiler…
Bu yüzden Avanjelistler, İsrail yaşasın diye Yahudilere destek çıkıyor…
Bu amaçla Irak'a 9 adet kilise yerleştirilerek Avanjelist hareketine hız verilmiştir... Aksi takdirde İsrail Irak’ın önemli yerlerine yerleştirilecekti… Bu durum çok fazla riskli olacağı için şimdilik Avanjelist Hristiyanlar yerleştirilerek, İsrail çevresi güvenliğe alınmaktadır…
Feto’nun yazdığı mektuptaki “Rab” kelimesinin de bu videoda yanlış tercüme edildiği anlaşılıyor…
Rab kelimesiyle Feto İsa’yı kast etmiş gibi sunuluyor…
Bu yorum da yanlıştır…
İngilizcede Tanrı ve Rab: God ve The lord olarak geçer…
Rab kelimesinin başka karşılığı da yoktur... Kısacası, mevcut bilgilerin birçoğunun çarpıtılarak insanlarımıza sunulduğunu görüyoruz…
Özellikle Müslümanların yanlış yönlendirmelerden uzak durması gerektiğini düşünüyorum… Paylaşma yaparken gaza gelmemek lazım, bizi başkalarının kullanmasına izin vermeyelim…
Raşit Anaral, dikGAZETE.com
Banu Avar denen vatandaşın videosu sürekli ortalıkta dolaşıyor… Ulusalcı bu kadının reklam edilmesinin doğru olmadığını düşünüyorum… Müslümanlar içinde yer bulup, araya girmesini de anlamış değilim… Bu kadının anlattıkları sanki yeni bir olaymış gibi algılanıyor…
En kötüsü de bu kadının iştahla anlattıkları bizim seneler önce unuttuklarımıza eklenmiş bir takım varsayımlardan ibaret… Çünkü anlattığı bilgilerden çok yorum ve çelişkiler sergiliyor…
Dinler arası diyalog konusuna daha dikkatli bakıldığında bu varsayım ve abartıların yersiz olduğu ortaya çıkar… Şu anda Müslümanlar Feto gibi mi düşünüyor?.. Bırakın Feto’nun üst kadrolarını, FETÖ’nün geniş kitlesi olan tabanın öyle düşündüğünü de sanmıyorum…
Pratikte gördüğümüz, FETÖ’nün üst kadrosunun menfaat zinciriyle bir araya geldiğidir… Tabanın ise, birçok konudan haberi olmadığı ve son 15 Temmuz’dan sonra da çoğunun FETÖ’ye karşı çıktığını biliyoruz…
Bu kadının anlattıklarına başka bir açıdan bakmak da mümkün…
Bazı yerlerini gereğinden fazla abartarak, bazı bilgileri de başka bir şekilde yorumlayarak vermenin doğru olmadığı da anlaşılıyor…
Eski olayları günümüze taşımak da çok doğru görünmüyor.... Hristiyan misyonerliği yeni bir şey değil... Yıllarca önce başlamıştır...
Misyonerlik tarihin hiçbir döneminde tek başına bir din meselesi değil, hep siyasi bir mesele olmuştur…
Tarih boyunca sömürgeleştirmeyle iç içe yürümüştür… Arkasında emperyalist devletlerin istihbarat örgütlerinden, çok uluslu şirketlere kadar Batı'nın savaş aygıtları vardı...
Bütün gaye, emperyalistlerin sömürdüğü ülkelerde kendisine bağlı alt yapı oluşturarak ekonomik sömürünün devamını sağlamaktır... Yoksa Hristiyan dini çok da umurlarında değil...
Afrikalı bir yetkili “Beyaz adam geldiğinde bizim elimizde topraklarımız, onların elinde İncil vardı… Onlar gittiğinde, bizim topraklarımız da yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizi de aldılar; bizim elimizde ise İncil kaldı…” diyor…
Zaten bozulmuş Hristiyanlık dini tamamen toplum mühendisliğine soyunmuştur…
Bu tahrif edilmiş dinin, insanları pazar günü kiliseye çağırıp, ruhsal tedavi yapmasının sebebini iyi araştırmak lazım…
Kilisenin maksadı, pazartesi günü yeniden iş başı yapan insanları ekonomiye ruhen rahatlamış olarak sürmektir…
Hristiyanlık küresel sömürünün dengesi için kullanılan bir müessese haline gelmiştir…
Neden günah çıkarma seansları yapıyor ki?..
İnsanların günahlarını affederek, onlara yeni bir motivasyon vermenin kimlere faydası var?..
Kilise, toplumsal olarak küreselleşme pazarına uslu insanlar üretmekle görevlendirilmiştir…
Kiliseler, devletin siyasi yapısına asla müdahale edemez, ettiğinde kaynağı da kesilir rahatı da kaçar…
Emperyalist devletlerle Vatikan’da kilise politikaları da hiçbir zaman çatışmaz; çatışamaz.
Konuşmada ”Amerika, Avrupa Hristiyantırılmış şimdi sıra Asya'ya gelmiş.” diyor... Avrupa zaten Hristiyandır, Amerika'ya gidenler de Avrupalılardı... Ayrıca Amerika’yı Hristiyanlaştırmaya gerek var mıydı?..
Avanjelistler'i Katoliklerle karıştırmak da yanlıştır…
Yahudilere karşı olan Hristiyanların bu direncini kırmak için Liberal Protestanları kandıran Yahudiler, Avanjelist Hristiyan üretmeyi de başardılar…
Yahudiler, Avanjelistleri "İsa'nın kıyamet zamanında İsrail'e ineceği" yalanına ikna ettiler…
Bu yüzden Avanjelistler, İsrail yaşasın diye Yahudilere destek çıkıyor…
Bu amaçla Irak'a 9 adet kilise yerleştirilerek Avanjelist hareketine hız verilmiştir... Aksi takdirde İsrail Irak’ın önemli yerlerine yerleştirilecekti… Bu durum çok fazla riskli olacağı için şimdilik Avanjelist Hristiyanlar yerleştirilerek, İsrail çevresi güvenliğe alınmaktadır…
Feto’nun yazdığı mektuptaki “Rab” kelimesinin de bu videoda yanlış tercüme edildiği anlaşılıyor…
Rab kelimesiyle Feto İsa’yı kast etmiş gibi sunuluyor…
Bu yorum da yanlıştır…
İngilizcede Tanrı ve Rab: God ve The lord olarak geçer…
Rab kelimesinin başka karşılığı da yoktur... Kısacası, mevcut bilgilerin birçoğunun çarpıtılarak insanlarımıza sunulduğunu görüyoruz…
Özellikle Müslümanların yanlış yönlendirmelerden uzak durması gerektiğini düşünüyorum… Paylaşma yaparken gaza gelmemek lazım, bizi başkalarının kullanmasına izin vermeyelim…
Raşit Anaral, dikGAZETE.com