‘Film Destek Fonu’ diye milyonları sinema sektörüne dağıt, sonra ‘Para bitti’ diye emeklinin 1,5 trilyonunu çal!..

‘Film Destek Fonu’ diye milyonları sinema sektörüne dağıt, sonra ‘Para bitti’ diye emeklinin 1,5 trilyonunu çal!..

‘Film Destek Fonu’ diye milyonları sinema sektörüne dağıt, sonra ‘Para bitti’ diye emeklinin 1,5 trilyonunu çal!.. ‘Film Destek Fonu’ diye milyonları sinema sektörüne dağıt, sonra ‘Para bitti’ diye emeklinin 1,5 trilyonunu çal!..

“FİLM DESTEK FONU” DİYE MİLYONLARI SİNEMA SEKTÖRÜNE DAĞIT, SONRA “PARA BİTTİ” DİYE EMEKLİNİN 1,5 TRİLYONUNU ÇAL!..

Bu iktidarın tasarruf politikasıyla kimleri koruduğu belli... Büyük şirketlerin borcunu sil, Diyanet memuruna kadar lojman ver; sonra da para bitti diyerek emeklilerin parasını çal...

Olacak iş değil...

Eyüp'de otururken bir Diyanet memuruna lojman olarak ev kiraladıklarını yakından biliyorum. Sözde lojmanlar kalkacaktı...

Devletin parasını niye çar-çur ediyorsun ki?..

Herkes gibi Diyanet memuru da büyük bir aylık alıyor; herkes kendi aylığına göre kendi kirasını versin, diğer çalışanların lojmanı mı var?

Gelelim film yapımcılarına, film sektörü şu anda altın çağını yaşıyor...

Yapılan filmlerin bir kısmı yurt dışına bir kısmı da Netflix'e satılıyor...

Hâttâ TRT'ye bile film satılıyor...

Kültür Bakanlığı kime teşvik veriyor?..

Torpilli, ilişki tezgahlarını iyi kuran yoldaşlara...

Ne güzel!..

Para verdikleri filmlerin de çoğunda sürekli sigara içiliyor, içki içiliyor ve de kimisinde de sapık eşcinsel ilişkiler sergileniyor...

Kısacası çoğu kötü rol model filmler...

Bana destek vermeyeceklerini tahmin ederek, bir gün ben de Bakanlığa, destek için müracaat ettim...

Güzel senaryolarım vardı; tabii ki büyük filmler gibi bir parayı bana yedirmeyeceklerini biliyordum... Çünkü Kültür Bakanlığı’nda tanıdığım yoktu...

O yüzden "Film Destek Fonları”nın en az ödeyeceği bir kategoriden girmeyi denedim... Yani normal bir sinema filminin ellide biri kadar olan bir ufak belgeselle müracaatımı yaptım...

Üstelik hapishanedeki insanların ve dışarıdaki ailelerin durumlarını psikolojik ve sosyolojik olarak ortaya koyacaktık... Ayrıca bu belgesel, devletimiz için de önemli bir araştırma fırsatı da olacaktı...

Sonuç mu?..

Tanıdığımız ve torpilimiz olmadığı için ret edildik...

Torpillilere bol keseden paraları dağıtan Kültür Bakanlığı, bizim bu önemli filmimizi ret etmişti...

Kısacası küçük bir para desteğini bile bizlere çok gördüler ve biz bu filmi çekemedik, zira yeterince paramız yoktu...

Mehmet Şimşek Efendi, şimdi de kredi kartlarına kadar milletin parasını kapmaya çalışıyor...

Tasarruf yapacaksanız ben size gereken malzemeleri sahada tespit edip, liste halinde göndereyim...

Siz de emeklinin parasını yemeyi bırakınız...

Kozmetik ürünlerin yüzde 90’ı zararlıymış!.. İyi de kadınlar, niçin yüzlerini boyuyor?..

KOZMETİK ÜRÜNLERİN YAKLAŞIK YÜZDE 90'I ZARARLIYMIŞ!.. İYİ DE KADINLAR NİÇİN YÜZLERİNİ BOYUYOR?..

Sanki büyük firmaların ürünleri faydalıymış gibi, televizyonlar iki gündür bu haberi veriyor...

İyi marka da olsa kozmetiğin hepsi (krem hariç) zararlıdır...

Kozmetik malzemeler, cildi yıpratır ve çabuk yaşlanmaya sebep olur... Bu tıbbi bilgiler, ciddi belgesellerde ve makalelerde veriliyor...

Şimdi kadınlar bana kızacak ama mantıklı bir cevap veremeyecek ve “SANA NE” diyecek!

Eyvallah, bana ne de ben sadece hanımları anlamaya çalışıyorum...

Kendileri çok mantıklı davranıyorlarmış gibi erkeklere hep laf atıyorlar ya...

Erkekler sigarayla mücadelede başarılı oldular; sigarayı bırakanların sayısı artı...

Hanımlarda ise tersi olmuş, sigara içen hanım sayısı yüzde 13 artmış!...

Bunun mantığını da anlayamadım... Sadece anlamaya çalışıyorum...

Gerçi diyeceksiniz ki; 70'inden sonra anlasan ne olur, anlamasan ne olur...

Haklısınız, herkes işine baksın...

.

Raşit Anaral, dikGAZETE.com

“FİLM DESTEK FONU” DİYE MİLYONLARI SİNEMA SEKTÖRÜNE DAĞIT, SONRA “PARA BİTTİ” DİYE EMEKLİNİN 1,5 TRİLYONUNU ÇAL!..

Bu iktidarın tasarruf politikasıyla kimleri koruduğu belli... Büyük şirketlerin borcunu sil, Diyanet memuruna kadar lojman ver; sonra da para bitti diyerek emeklilerin parasını çal...

Olacak iş değil...

Eyüp'de otururken bir Diyanet memuruna lojman olarak ev kiraladıklarını yakından biliyorum. Sözde lojmanlar kalkacaktı...

Devletin parasını niye çar-çur ediyorsun ki?..

Herkes gibi Diyanet memuru da büyük bir aylık alıyor; herkes kendi aylığına göre kendi kirasını versin, diğer çalışanların lojmanı mı var?

Gelelim film yapımcılarına, film sektörü şu anda altın çağını yaşıyor...

Yapılan filmlerin bir kısmı yurt dışına bir kısmı da Netflix'e satılıyor...

Hâttâ TRT'ye bile film satılıyor...

Kültür Bakanlığı kime teşvik veriyor?..

Torpilli, ilişki tezgahlarını iyi kuran yoldaşlara...

Ne güzel!..

Para verdikleri filmlerin de çoğunda sürekli sigara içiliyor, içki içiliyor ve de kimisinde de sapık eşcinsel ilişkiler sergileniyor...

Kısacası çoğu kötü rol model filmler...

Bana destek vermeyeceklerini tahmin ederek, bir gün ben de Bakanlığa, destek için müracaat ettim...

Güzel senaryolarım vardı; tabii ki büyük filmler gibi bir parayı bana yedirmeyeceklerini biliyordum... Çünkü Kültür Bakanlığı’nda tanıdığım yoktu...

O yüzden "Film Destek Fonları”nın en az ödeyeceği bir kategoriden girmeyi denedim... Yani normal bir sinema filminin ellide biri kadar olan bir ufak belgeselle müracaatımı yaptım...

Üstelik hapishanedeki insanların ve dışarıdaki ailelerin durumlarını psikolojik ve sosyolojik olarak ortaya koyacaktık... Ayrıca bu belgesel, devletimiz için de önemli bir araştırma fırsatı da olacaktı...

Sonuç mu?..

Tanıdığımız ve torpilimiz olmadığı için ret edildik...

Torpillilere bol keseden paraları dağıtan Kültür Bakanlığı, bizim bu önemli filmimizi ret etmişti...

Kısacası küçük bir para desteğini bile bizlere çok gördüler ve biz bu filmi çekemedik, zira yeterince paramız yoktu...

Mehmet Şimşek Efendi, şimdi de kredi kartlarına kadar milletin parasını kapmaya çalışıyor...

Tasarruf yapacaksanız ben size gereken malzemeleri sahada tespit edip, liste halinde göndereyim...

Siz de emeklinin parasını yemeyi bırakınız...

Kozmetik ürünlerin yüzde 90’ı zararlıymış!.. İyi de kadınlar, niçin yüzlerini boyuyor?..

KOZMETİK ÜRÜNLERİN YAKLAŞIK YÜZDE 90'I ZARARLIYMIŞ!.. İYİ DE KADINLAR NİÇİN YÜZLERİNİ BOYUYOR?..

Sanki büyük firmaların ürünleri faydalıymış gibi, televizyonlar iki gündür bu haberi veriyor...

İyi marka da olsa kozmetiğin hepsi (krem hariç) zararlıdır...

Kozmetik malzemeler, cildi yıpratır ve çabuk yaşlanmaya sebep olur... Bu tıbbi bilgiler, ciddi belgesellerde ve makalelerde veriliyor...

Şimdi kadınlar bana kızacak ama mantıklı bir cevap veremeyecek ve “SANA NE” diyecek!

Eyvallah, bana ne de ben sadece hanımları anlamaya çalışıyorum...

Kendileri çok mantıklı davranıyorlarmış gibi erkeklere hep laf atıyorlar ya...

Erkekler sigarayla mücadelede başarılı oldular; sigarayı bırakanların sayısı artı...

Hanımlarda ise tersi olmuş, sigara içen hanım sayısı yüzde 13 artmış!...

Bunun mantığını da anlayamadım... Sadece anlamaya çalışıyorum...

Gerçi diyeceksiniz ki; 70'inden sonra anlasan ne olur, anlamasan ne olur...

Haklısınız, herkes işine baksın...

.

Raşit Anaral, dikGAZETE.com