GECE YARISI DAVUL ÇALMAK, TEMEL İNSAN HAKLARINA AYKIRIDIR!

GECE YARISI DAVUL ÇALMAK, TEMEL İNSAN HAKLARINA AYKIRIDIR!

Geçmişte -saatlerin yaygın olmadığı dönemlerde- insanlara sahur saatini duyurmak için yapılan davullu bildirim, günümüzde de hâlâ ısrarla sürdürülmektedir.

Bu kültürel uygulama, tamamen temel insan haklarına aykırıdır… 

Oruç tutan veya tutmayanların gece yarısı büyük bir gürültüyle uykusunun bölünmesine sebep olan bu uygulamanın kaldırılması gerekmektedir… 

Çünkü günümüzde saati olmayan kimse yoktur… 

Ve de her insan, kendi kalkacağı saati kendisi tayin edebilecek irade özgürlüğüne sahiptir… 

Askeri dayatmalar gibi, kalkış saatini birilerinin dayatması özgür bir ülkede söz konusu olamaz… 

Oruçluların dışında, oruç tutmayanların da uykusunu bölmek gibi bir hakka kimse sahip değildir… 

Gece yarısı gürültü uygulaması, Allah’ın Kitabı’na da hukuk ölçülerine de aykırı bir uygulamadır… 

Ertesi gün işe gidecek bir insanın, kendi iradesi dışında uykusuna yapılan müdahale adalet ölçülerine ve özgürlüklere de aykırıdır…

Şahsen biz İstanbul’da oturmaktayız; 06.06.2016 tarihinde Kur’an’a göre İstanbul sahur saatleri olan 03:29’da kalkıp, imsak saati olan 04:40’a kadar yiyip yatıyoruz.

Bu saatler Süleymaniye Vakfı’nın bilimsel araştırmalarıyla ortaya konmuştur.

Diyanet uygulaması, Kur’an’a aykırı bir uygulamadır… 

Kur’an’da belirtilen vakit açıktır.

Bakara 187.Ayet: …Fecir vakti, gecenin karanlığından tan yerinin aydınlığı sizin için belirgin hale gelinceye kadar yiyin için! Sonra orucu geceye kadar tamamlayın!.. 

Demek ki tan yeri ağarıncaya kadar yeme-içme devam edebilecektir… 

Böylece biz 04:40’a kadar yiyebiliyoruz… 

İmsak vakti, Süleymaniye Vakfı’nın verdiği gibi olmak zorundadır… 

Ne yazık ki bizler 3:29’da kalmak üzere yatıyoruz… Birden bire saat 01:30’dan itibaren bir davul sesiyle uykumuz bölünüyor…

Üstelik öyle ısrarla çalınıyor ki tam “durdu biraz daha uyuyalım” dediğimizde, bir beş dakika ara verip, yine çalınmaya başlanıyor…

Oruçlusunun da oruçsuzun da uykusu bölünüyor…

Bir de ertesi gün işe gidecek olanların durumunu düşünün!.. Kısacası gece yarısı, insanları zorla uyandırma gibi bir uygulama ne Kur’an’a ne özgürlüklere ne de adalete uymamaktadır…

Temel insan haklarına aykırı olan bu uygulamanın kaldırılması gerekiyor…

Raşit Anaral, dikGAZETE.com

Geçmişte -saatlerin yaygın olmadığı dönemlerde- insanlara sahur saatini duyurmak için yapılan davullu bildirim, günümüzde de hâlâ ısrarla sürdürülmektedir.

Bu kültürel uygulama, tamamen temel insan haklarına aykırıdır… 

Oruç tutan veya tutmayanların gece yarısı büyük bir gürültüyle uykusunun bölünmesine sebep olan bu uygulamanın kaldırılması gerekmektedir… 

Çünkü günümüzde saati olmayan kimse yoktur… 

Ve de her insan, kendi kalkacağı saati kendisi tayin edebilecek irade özgürlüğüne sahiptir… 

Askeri dayatmalar gibi, kalkış saatini birilerinin dayatması özgür bir ülkede söz konusu olamaz… 

Oruçluların dışında, oruç tutmayanların da uykusunu bölmek gibi bir hakka kimse sahip değildir… 

Gece yarısı gürültü uygulaması, Allah’ın Kitabı’na da hukuk ölçülerine de aykırı bir uygulamadır… 

Ertesi gün işe gidecek bir insanın, kendi iradesi dışında uykusuna yapılan müdahale adalet ölçülerine ve özgürlüklere de aykırıdır…

Şahsen biz İstanbul’da oturmaktayız; 06.06.2016 tarihinde Kur’an’a göre İstanbul sahur saatleri olan 03:29’da kalkıp, imsak saati olan 04:40’a kadar yiyip yatıyoruz.

Bu saatler Süleymaniye Vakfı’nın bilimsel araştırmalarıyla ortaya konmuştur.

Diyanet uygulaması, Kur’an’a aykırı bir uygulamadır… 

Kur’an’da belirtilen vakit açıktır.

Bakara 187.Ayet: …Fecir vakti, gecenin karanlığından tan yerinin aydınlığı sizin için belirgin hale gelinceye kadar yiyin için! Sonra orucu geceye kadar tamamlayın!.. 

Demek ki tan yeri ağarıncaya kadar yeme-içme devam edebilecektir… 

Böylece biz 04:40’a kadar yiyebiliyoruz… 

İmsak vakti, Süleymaniye Vakfı’nın verdiği gibi olmak zorundadır… 

Ne yazık ki bizler 3:29’da kalmak üzere yatıyoruz… Birden bire saat 01:30’dan itibaren bir davul sesiyle uykumuz bölünüyor…

Üstelik öyle ısrarla çalınıyor ki tam “durdu biraz daha uyuyalım” dediğimizde, bir beş dakika ara verip, yine çalınmaya başlanıyor…

Oruçlusunun da oruçsuzun da uykusu bölünüyor…

Bir de ertesi gün işe gidecek olanların durumunu düşünün!.. Kısacası gece yarısı, insanları zorla uyandırma gibi bir uygulama ne Kur’an’a ne özgürlüklere ne de adalete uymamaktadır…

Temel insan haklarına aykırı olan bu uygulamanın kaldırılması gerekiyor…

Raşit Anaral, dikGAZETE.com