Haarp teknolojisi nasıl çalışıyor?

Haarp teknolojisi nasıl çalışıyor?

Haarp teknolojisi nasıl çalışıyor? Haarp teknolojisi nasıl çalışıyor?

DEPREMLER SENTETİK OLARAK YAPILABİLİR Mİ?

HAARP TEKNOLOJİLERİ DOĞRU MU?

MARAŞ DEPREMİNDE BÖYLE BİR ŞÜPHE VAR MI?

-2. Bölüm- 

HAARP TEKNOLOJİSİ NASIL ÇALIŞIYOR?

Bu teknolojiye toprak delici tomografi EPT” deniyor. EPT. Earth Penctrating Tomography

Yüksek Frekanslı Aktif Auroral Araştırma Programı (HAARP) HAARP projesi, tüm aurora borealis'i "kuzey ışıklan" sanal bir antene dönüştürebilecek güçte sinyal üretebilecek ve aşın düşük frekansta (ELF) (Extremely low rrequency) yeniden yayabilecek bir verici oluşturmayı amaçlamaktadır.

ELF dalgaları, toprağın derinliklerine kadar inebilir ve toprak delici tomografi için mükemmel bir kaynaktır.

Tomografi nedir?

Bir cismin içi-içini görmektir. Günümüzde X- RAY cihazlarının ne yaptığını bilmeyen yoktur.

Günümüzde uzayda dolaşan yüzlerce sonda (keşif uyduları) dış gezegenlerin; (2) Mars (Phobos ve Deimos), Jüpiter (İo, Europa, Ganymede, Callisto), Satürn (Mimas, Enceladus, Tethys, Dione, Rhea, Titan, İapethus), Uranüs (Ariel, Umbriel, Titania, Oberon, Miranda), Neptün (Triton, Proteus), Plüton (Charon) ve bunların parantez içinde yazılan büyük ayları (uyduları) etrafında dolaşmaktadır. (3)

Bu uydular; gezegenlerin çapını, kitlesini, eksenini, yüzey sıcaklıklarını, yoğunluğunu, yörünge periyodunu, yörünge eğriliğini, çekirdeğinin çapını, yüzeyindeki buz tabakasının kimyasal yapısını, akarsularını, atmosfer kalınlığını, çekim gücünü, jeolojik yapısını ve bunun gibi binlerce ölçüm yapmaktadır.

Dünyanın etrafında dönen çeşitli milletlere ait binlerce uydu, yer kabuğunun milimetre cinsinden kıpırdamalarını ölçecek yüksek teknoloji ile donatılmıştır.

Bu uydular, yanardağ ve depremler öncesi ve sonrası çıkan ısı, ışık ve gaz çıkışlarını miktar ve cins olarak ölçmekte, kendi uzay merkezlerine bildirmektedir.

Türkiye ve İslam dünyası, bu araştırmalarda çok geç kalmıştır. Rakip ülkelerin kapasitesini bilmemektedir.

HAARP teknolojisinin dayanağı olan ELF radyo dalgaları, denizlerin derinliklerine de ulaşabilir.

İnsan beyni, HAARP'ın yayın yaptığı gibi aşırı düşük frekansta çalışır.

Bu, HAARP'ın operatörüne doğruca milyonlarca insanın beynine radyo mesajı gönderme imkânı sağlar. (Aslında bunu aynı frekansta çalışan telsiz yayını ile de yapabilirsiniz, yayın esası değişmez).

HAARP programı, dünya çapında bir iyonosfer araştırma merkezi kurmayı hedeflemektedir:

Toprağın kilometrelerce derinliğine bakabilseniz ve düşmanınızın tüm gömülü sırlarını keşfedebilseniz? Yer altına saklanmış nükleer araştırma merkezlerini ve tesisleri görebilseniz? Bunları imha edecek derinliğe atış yapabilseniz, hasmın imkân kabiliyetini yok edersiniz. Hedef budur.

-ŞEKİL 7

Gizli yeraltı yapılarını tespit etme becerisine sahip olursa, gizli yeraltı üretim, depolama ve/veya fırlatma tesislerini tespit ederek nükleer (yanı sıra biyolojik ve kimyasal) silahların yayılımını daha etkili şekilde denetlemeyi ve hasmın imkân kabiliyetini önceden tespit etmeyi sağlar.

Bugün teknik ilerlemenin temelini oluşturan alternatif akımı (AC) keşfedip, patentini alan kişi, NİKOLA TESLA idi.

Kablolar olmadan elektrik enerjisinin gönderilebilmesi ve uzaktan yıkıcı etkiler yaratılabilmesi mümkündür.

Alternatif akımla ilgili 46 temel patent arasında 45'i Tesla'ya aittir.

Tesla'nın radyo frekans osilatörleri, bugün hala tam olarak anlaşılabilmiş değildir.

Tesla, atmosfere düşük seviyede manyetik dalgalar gönderilerek güçlü bir enerji oluşturulduğunu keşfetmiştir.

Tesla'nın HAARP'a şaşırtıcı derecede benzeyen bir fikri, büyütücü vericisini kullanarak stratosfere elektrik enerjisi vererek geceleri gökyüzünü kablosuz ve lambasız aydınlatmaktı.

Bernard Eastlund radyo frekans enerjisi ışınını odaklama yöntemini keşfetmişti, şöyle diyordu:

"Atmosferin üst tabakasının bir parçasını kaldırabilirsiniz... Onu hareket ettirebilir ve ona bir şeyler yaptırabilirsiniz.

Bu düşünce şu amaca yöneldi; "Dünyanın Atmosferinde, İyonosferinde ve/veya Manyetosferinde Belli Bir Bölgede Değişiklik Yaratma Yöntemi ve Araçları…"

-ŞEKİL 5

Biz atmosferin en altındaki troposfer katmanında yaşıyoruz.

Yeryüzünde yaşayan tüm canlıların bulunduğu yer burasıdır (suda yaşayan canlılar, "hidrosfer"de bulunur ("hydro" su anlamına gelir); yeraltında yaşayan canlılar ise "litosfer"de bulunur ("litho" kelimesi taş anlamına gelir).

Canlıların bulunduğu bu katmanların tümüne verilen isim, biyosferdir ("bio" kelimesi hayat anlamına gelir).

Resmi olarak, HAARP'ın hedefi sadece iyonosferi değiştirmeyi veya yönetmeyi planladığı söyleniyor; ama gerçek şu ki; böyle bir değişiklik, ayaklarımızın altındaki litosferden en üstteki manyetosfere kadar tüm katmanları ne şekilde etkiler?

Buradaki amaç nedir?

Katmanlara etki etmenin getirisi nedir?

Bu etki kalıcı mı?

Ne kadar zarar verici olabilir, depremi tetikleyecek kuvvette bir güç oluşturulabilir mi?

Litosferin derinliklerine kadar giden zayıf elektronik dalgalar, devasa kitleyi harekete geçirebilir mi?

Kürenin bu yüzündeki sismik dalgalanma, öteki yüzde tersine dalgalanma meydana getirmez mi?

Bu soruların cevapları halen muammadır.

Bu soruların yanında kuvvetli ve zayıf elektronik dalgaların herhangi bir fünyeyi ateşlemede kullanılmasını bir asırdan beri biliyoruz. Ancak toprağın derinliklerine kadar nüfuz etmesini bilmiyorduk.

HAARP teknolojisi bunu başarmış olamaz mı?

.

Suat Gün, dikGAZETE.com

(2) Eris, Ceres, Haumea,  Makemake, Gonggong, Quaoar, Sedna, Salacia, 2002 MS4 ve Orcus gibi cüce gezegenler araştırılmaktadır. https://tr.wikipedia.org/wiki/C%C3%BCce_gezegen

(3) Kuiper Kuşağı'nda şimdiye kadar 400 gezegenimsi gök taşı bulunmuştur. Bu kuşakta çapı 100 km'den büyük en az 70.000 gök cismi olduğu varsayılmaktadır. https://tr.wikipedia.org/wiki/Kuiper_Ku%C5%9Fa%C4%9F%C4%B1

DEPREMLER SENTETİK OLARAK YAPILABİLİR Mİ?

HAARP TEKNOLOJİLERİ DOĞRU MU?

MARAŞ DEPREMİNDE BÖYLE BİR ŞÜPHE VAR MI?

-2. Bölüm- 

HAARP TEKNOLOJİSİ NASIL ÇALIŞIYOR?

Bu teknolojiye toprak delici tomografi EPT” deniyor. EPT. Earth Penctrating Tomography

Yüksek Frekanslı Aktif Auroral Araştırma Programı (HAARP) HAARP projesi, tüm aurora borealis'i "kuzey ışıklan" sanal bir antene dönüştürebilecek güçte sinyal üretebilecek ve aşın düşük frekansta (ELF) (Extremely low rrequency) yeniden yayabilecek bir verici oluşturmayı amaçlamaktadır.

ELF dalgaları, toprağın derinliklerine kadar inebilir ve toprak delici tomografi için mükemmel bir kaynaktır.

Tomografi nedir?

Bir cismin içi-içini görmektir. Günümüzde X- RAY cihazlarının ne yaptığını bilmeyen yoktur.

Günümüzde uzayda dolaşan yüzlerce sonda (keşif uyduları) dış gezegenlerin; (2) Mars (Phobos ve Deimos), Jüpiter (İo, Europa, Ganymede, Callisto), Satürn (Mimas, Enceladus, Tethys, Dione, Rhea, Titan, İapethus), Uranüs (Ariel, Umbriel, Titania, Oberon, Miranda), Neptün (Triton, Proteus), Plüton (Charon) ve bunların parantez içinde yazılan büyük ayları (uyduları) etrafında dolaşmaktadır. (3)

Bu uydular; gezegenlerin çapını, kitlesini, eksenini, yüzey sıcaklıklarını, yoğunluğunu, yörünge periyodunu, yörünge eğriliğini, çekirdeğinin çapını, yüzeyindeki buz tabakasının kimyasal yapısını, akarsularını, atmosfer kalınlığını, çekim gücünü, jeolojik yapısını ve bunun gibi binlerce ölçüm yapmaktadır.

Dünyanın etrafında dönen çeşitli milletlere ait binlerce uydu, yer kabuğunun milimetre cinsinden kıpırdamalarını ölçecek yüksek teknoloji ile donatılmıştır.

Bu uydular, yanardağ ve depremler öncesi ve sonrası çıkan ısı, ışık ve gaz çıkışlarını miktar ve cins olarak ölçmekte, kendi uzay merkezlerine bildirmektedir.

Türkiye ve İslam dünyası, bu araştırmalarda çok geç kalmıştır. Rakip ülkelerin kapasitesini bilmemektedir.

HAARP teknolojisinin dayanağı olan ELF radyo dalgaları, denizlerin derinliklerine de ulaşabilir.

İnsan beyni, HAARP'ın yayın yaptığı gibi aşırı düşük frekansta çalışır.

Bu, HAARP'ın operatörüne doğruca milyonlarca insanın beynine radyo mesajı gönderme imkânı sağlar. (Aslında bunu aynı frekansta çalışan telsiz yayını ile de yapabilirsiniz, yayın esası değişmez).

HAARP programı, dünya çapında bir iyonosfer araştırma merkezi kurmayı hedeflemektedir:

Toprağın kilometrelerce derinliğine bakabilseniz ve düşmanınızın tüm gömülü sırlarını keşfedebilseniz? Yer altına saklanmış nükleer araştırma merkezlerini ve tesisleri görebilseniz? Bunları imha edecek derinliğe atış yapabilseniz, hasmın imkân kabiliyetini yok edersiniz. Hedef budur.

-ŞEKİL 7

Gizli yeraltı yapılarını tespit etme becerisine sahip olursa, gizli yeraltı üretim, depolama ve/veya fırlatma tesislerini tespit ederek nükleer (yanı sıra biyolojik ve kimyasal) silahların yayılımını daha etkili şekilde denetlemeyi ve hasmın imkân kabiliyetini önceden tespit etmeyi sağlar.

Bugün teknik ilerlemenin temelini oluşturan alternatif akımı (AC) keşfedip, patentini alan kişi, NİKOLA TESLA idi.

Kablolar olmadan elektrik enerjisinin gönderilebilmesi ve uzaktan yıkıcı etkiler yaratılabilmesi mümkündür.

Alternatif akımla ilgili 46 temel patent arasında 45'i Tesla'ya aittir.

Tesla'nın radyo frekans osilatörleri, bugün hala tam olarak anlaşılabilmiş değildir.

Tesla, atmosfere düşük seviyede manyetik dalgalar gönderilerek güçlü bir enerji oluşturulduğunu keşfetmiştir.

Tesla'nın HAARP'a şaşırtıcı derecede benzeyen bir fikri, büyütücü vericisini kullanarak stratosfere elektrik enerjisi vererek geceleri gökyüzünü kablosuz ve lambasız aydınlatmaktı.

Bernard Eastlund radyo frekans enerjisi ışınını odaklama yöntemini keşfetmişti, şöyle diyordu:

"Atmosferin üst tabakasının bir parçasını kaldırabilirsiniz... Onu hareket ettirebilir ve ona bir şeyler yaptırabilirsiniz.

Bu düşünce şu amaca yöneldi; "Dünyanın Atmosferinde, İyonosferinde ve/veya Manyetosferinde Belli Bir Bölgede Değişiklik Yaratma Yöntemi ve Araçları…"

-ŞEKİL 5

Biz atmosferin en altındaki troposfer katmanında yaşıyoruz.

Yeryüzünde yaşayan tüm canlıların bulunduğu yer burasıdır (suda yaşayan canlılar, "hidrosfer"de bulunur ("hydro" su anlamına gelir); yeraltında yaşayan canlılar ise "litosfer"de bulunur ("litho" kelimesi taş anlamına gelir).

Canlıların bulunduğu bu katmanların tümüne verilen isim, biyosferdir ("bio" kelimesi hayat anlamına gelir).

Resmi olarak, HAARP'ın hedefi sadece iyonosferi değiştirmeyi veya yönetmeyi planladığı söyleniyor; ama gerçek şu ki; böyle bir değişiklik, ayaklarımızın altındaki litosferden en üstteki manyetosfere kadar tüm katmanları ne şekilde etkiler?

Buradaki amaç nedir?

Katmanlara etki etmenin getirisi nedir?

Bu etki kalıcı mı?

Ne kadar zarar verici olabilir, depremi tetikleyecek kuvvette bir güç oluşturulabilir mi?

Litosferin derinliklerine kadar giden zayıf elektronik dalgalar, devasa kitleyi harekete geçirebilir mi?

Kürenin bu yüzündeki sismik dalgalanma, öteki yüzde tersine dalgalanma meydana getirmez mi?

Bu soruların cevapları halen muammadır.

Bu soruların yanında kuvvetli ve zayıf elektronik dalgaların herhangi bir fünyeyi ateşlemede kullanılmasını bir asırdan beri biliyoruz. Ancak toprağın derinliklerine kadar nüfuz etmesini bilmiyorduk.

HAARP teknolojisi bunu başarmış olamaz mı?

.

Suat Gün, dikGAZETE.com

(2) Eris, Ceres, Haumea,  Makemake, Gonggong, Quaoar, Sedna, Salacia, 2002 MS4 ve Orcus gibi cüce gezegenler araştırılmaktadır. https://tr.wikipedia.org/wiki/C%C3%BCce_gezegen

(3) Kuiper Kuşağı'nda şimdiye kadar 400 gezegenimsi gök taşı bulunmuştur. Bu kuşakta çapı 100 km'den büyük en az 70.000 gök cismi olduğu varsayılmaktadır. https://tr.wikipedia.org/wiki/Kuiper_Ku%C5%9Fa%C4%9F%C4%B1