İki olay karşısında “Doğrucu Davutlar”ın tavrı

İki olay karşısında “Doğrucu Davutlar”ın tavrı

Geçen hafta iki olayı arka arkaya yaşadık.

Birincisi;

Adalar’da TÜGVA’nın kiracı olarak bulunduğu yerin CHP’li Adalar belediye zabıtası tarafından boşaltılmak istenirken yaşananlar…

Diğeri;

AK Parti’li Kâğıthane belediye zabıtası ile seyyar satıcı arasında yaşanan hadise…

TÜGVA BASKINI…

Bizim “Doğrucu Davutlar” bu olayı (TÜGVA baskınını) görmezken gelirken, Kâğıthane’deki kavgayı, manipüle edilmiş haliyle arşa çıkardılar.

Hâlbuki, TÜGVA baskınında hem hukuk, hem insan hakları, hem de usul ayaklar altına alındı.

Bu olayda bariz bir şekilde faşist tek parti iktidarından bir sahne gördük.

Buna rağmen…

Ne bizim “Doğrucu Davutlar”dan bir ses çıktı…

Ne de karşı mahalleden ehli vicdan biri çıkıp “Ya hu bu kadar da olmaz!..” falan demedi.

Tam aksine!..

Cumhuriyet gazetesi TÜGVA’nın üzerine gitmeye devam etti.

Kâğıthane’deki zabıta olayında ise…

Karşı mahalleden önce “bizim doğrucu Davutlar” mevzunun önüne arkasına bakmadan sosyal medyayı patlattılar.

Başkan da bu kadar yaygaraya dayanamayıp, zabıta hakkında soruşturma başlattı.

Peki,

Olaylar nasıl cereyan etti ona bakalım:

Önce… 

CHP belediyesinin Adalar’da yaptığı baskın…

NASIL OLDU?

Bir defa “TÜGVA olayı” adli bir olay…

Ne zabıtayı ilgilendirir ne de CHP İl Başkanının gelip, olaya müdahil olmasını gerektirecek bir durumu var.

Ama bu olay vesilesiyle, CHP iktidarında işlerin nasıl yürüyeceğine dair fikir vermesi bakımından aslında güzel bir örnek sergilenmesi oldu.

Şöyle ki;

Eğer TÜGVA’nın kiraladığı yerin boşaltılması ile ilgili bir mahkeme kararı varsa, bu tebligatı polis yapar; belediye zabıtası değil.

İkincisi…

Mekân boşaltılacaksa bu da yine polis marifetiyle, usulüne uygun bir şekilde yapılır. Belediye zabıtası, bu işleri iterek kakarak kavga ederek yapamaz.

Üçüncüsü…

Bu gibi işler CHP İl Başkanını hiç mi hiç ilgilendirmez!..

Ama…

TEK PARTİ ÖZLEMİ…

Ama…

CHP’nin tek parti iktidarında nasıl ki, CHP il başkanı aynı zamanda vali ve aynı zamanda belediye başkanı olduğu gibi şimdi de il başkanı, kendini o makamda görerek olaya müdahil oldu.

Böyle bir şey, ancak faşist iktidarlarda olur. 

Buna da en çok bizim doğrucu davutların (onlar çok demokrat ve adildirler ya.. ondan) itiraz etmesi gerekirdi…

Ama kendilerinden bir inilti bile çıkmadı.

Onlar… 

Daha savunmasız ve kendilerine zarar vermeyecek belki de kendilerini “kahraman” yapacak başka bir konuya dalmayı daha uygun gördüler.

DÖVÜLEN SEYYAR SATICI…

“Doğrucu Davutlar” Kâğıthane’de yumruklanan bir seyyar satıcının videosu yayınlanınca neler demediler ki… 

Yok “zulüm bizdense biz bizden değiliz” gibi laflarla sosyal medyayı salladılar. (Bu arada karşı mahalleden epeyce bir “aferin” almışlardır)…

Hâlbuki…

Videonun bir kısmı kesilmiş ve sadece seyyar satıcının yumruklandığı tarafı servis edilmişti. “Bizimkiler” aceleden bunun farkına bile varmadan sayıp döktüler.

OLAY NASIL CEREYAN ETTİ?

Öncelikle…

Tabiri doğru kullanmamız gerekir.

Burada “dövülen bir seyyar satıcı” yok!..

Zabıta ile arasında kavga var.

Neden?

Çünkü tekme atarak kavgayı başlatan seyyar satıcıdır. Bu demektir ki, kavgayı göze almış oluyor.

Bu sırada…

Peşinden koşup, yumruklayan zabıta ise suçlu bulunuyor.

“KAVGADA YUMRUK SAYILMAZ” AMA LİNÇ EDİLEN ZABITA OLDU!..

Hâlbuki…

Sen madem tekme attın, kavgayı göze aldın demektir; “bir yumruk az ya da fazla attın - yedin” bunun hesabı yapılmaz…

Ama…

Karşı mahalle ile birlikte, “bizim doğrucu Davutlar” da gazı verince…

Başkan, zabıtayı açığa alarak soruşturma başlattı.

SAYIN BAŞKAN!.. ZABITANIN SEYYAR SATICI TARAFINDAN TEKMELENDİĞİ VE ZABITANIN BUNA SES ÇIKARMADIĞI BİR ŞEHİRDE YAŞAMAK İSTEMEM!..

Başkanın bu yaptığı yanlış…

Bugün…

Büyük şehirlerde seyyar satıcılık yapmak, eskiden olduğu gibi masum bir iş değildir!..

Arkanda “örgüt” olmadan bu işi yapamazsın.

Bırakın seyyar satıcılık yapmayı, arkanda örgüt olmadan büyük şehirlerde çöp bile toplayamazsınız.

Bilhassa… 

Kavganın olduğu Kağıthane, Nurtepe bölgesi gibi yerlerde bu bariz olarak bilinen bir şey…

Bunun bu şekilde olduğunu da en iyi başkan bilir

Ama başkan…

Cezayı zabıtaya kesti.

Başkan…

Mezkûr bölgelerde büyük bir risk alarak görevini yapmaya çalışan zabıtanın arkasında durmazsa zabıta görevini yapamaz.

KAFTANCIOĞLU…

Kâğıthane Belediye Başkanımızın şunu görmesi gerekir:

CHP İl Başkanı Kaftancıoğlu tamamen hukuksuz olan bir görevi ifa eden zabıtanın arkasında durup teşvik ederken biz, meşru görevini yerine getirmeye çalışan zabıtanın arkasında durmayıp onu sosyal medyaya kurban ediyoruz.

Böyle yapmaya devam edersek bundan sonra yanımızda durmaya kim cesaret edebilir?

Temennim, hatadan dönülerek zabıtanın görevine iade edilmesi ve “Doğrucu Davutlar”ın da enerjilerini karşı mahalleye karşı kullanmasıdır…

.

Emin Batur, dikGAZETE.com

Geçen hafta iki olayı arka arkaya yaşadık.

Birincisi;

Adalar’da TÜGVA’nın kiracı olarak bulunduğu yerin CHP’li Adalar belediye zabıtası tarafından boşaltılmak istenirken yaşananlar…

Diğeri;

AK Parti’li Kâğıthane belediye zabıtası ile seyyar satıcı arasında yaşanan hadise…

TÜGVA BASKINI…

Bizim “Doğrucu Davutlar” bu olayı (TÜGVA baskınını) görmezken gelirken, Kâğıthane’deki kavgayı, manipüle edilmiş haliyle arşa çıkardılar.

Hâlbuki, TÜGVA baskınında hem hukuk, hem insan hakları, hem de usul ayaklar altına alındı.

Bu olayda bariz bir şekilde faşist tek parti iktidarından bir sahne gördük.

Buna rağmen…

Ne bizim “Doğrucu Davutlar”dan bir ses çıktı…

Ne de karşı mahalleden ehli vicdan biri çıkıp “Ya hu bu kadar da olmaz!..” falan demedi.

Tam aksine!..

Cumhuriyet gazetesi TÜGVA’nın üzerine gitmeye devam etti.

Kâğıthane’deki zabıta olayında ise…

Karşı mahalleden önce “bizim doğrucu Davutlar” mevzunun önüne arkasına bakmadan sosyal medyayı patlattılar.

Başkan da bu kadar yaygaraya dayanamayıp, zabıta hakkında soruşturma başlattı.

Peki,

Olaylar nasıl cereyan etti ona bakalım:

Önce… 

CHP belediyesinin Adalar’da yaptığı baskın…

NASIL OLDU?

Bir defa “TÜGVA olayı” adli bir olay…

Ne zabıtayı ilgilendirir ne de CHP İl Başkanının gelip, olaya müdahil olmasını gerektirecek bir durumu var.

Ama bu olay vesilesiyle, CHP iktidarında işlerin nasıl yürüyeceğine dair fikir vermesi bakımından aslında güzel bir örnek sergilenmesi oldu.

Şöyle ki;

Eğer TÜGVA’nın kiraladığı yerin boşaltılması ile ilgili bir mahkeme kararı varsa, bu tebligatı polis yapar; belediye zabıtası değil.

İkincisi…

Mekân boşaltılacaksa bu da yine polis marifetiyle, usulüne uygun bir şekilde yapılır. Belediye zabıtası, bu işleri iterek kakarak kavga ederek yapamaz.

Üçüncüsü…

Bu gibi işler CHP İl Başkanını hiç mi hiç ilgilendirmez!..

Ama…

TEK PARTİ ÖZLEMİ…

Ama…

CHP’nin tek parti iktidarında nasıl ki, CHP il başkanı aynı zamanda vali ve aynı zamanda belediye başkanı olduğu gibi şimdi de il başkanı, kendini o makamda görerek olaya müdahil oldu.

Böyle bir şey, ancak faşist iktidarlarda olur. 

Buna da en çok bizim doğrucu davutların (onlar çok demokrat ve adildirler ya.. ondan) itiraz etmesi gerekirdi…

Ama kendilerinden bir inilti bile çıkmadı.

Onlar… 

Daha savunmasız ve kendilerine zarar vermeyecek belki de kendilerini “kahraman” yapacak başka bir konuya dalmayı daha uygun gördüler.

DÖVÜLEN SEYYAR SATICI…

“Doğrucu Davutlar” Kâğıthane’de yumruklanan bir seyyar satıcının videosu yayınlanınca neler demediler ki… 

Yok “zulüm bizdense biz bizden değiliz” gibi laflarla sosyal medyayı salladılar. (Bu arada karşı mahalleden epeyce bir “aferin” almışlardır)…

Hâlbuki…

Videonun bir kısmı kesilmiş ve sadece seyyar satıcının yumruklandığı tarafı servis edilmişti. “Bizimkiler” aceleden bunun farkına bile varmadan sayıp döktüler.

OLAY NASIL CEREYAN ETTİ?

Öncelikle…

Tabiri doğru kullanmamız gerekir.

Burada “dövülen bir seyyar satıcı” yok!..

Zabıta ile arasında kavga var.

Neden?

Çünkü tekme atarak kavgayı başlatan seyyar satıcıdır. Bu demektir ki, kavgayı göze almış oluyor.

Bu sırada…

Peşinden koşup, yumruklayan zabıta ise suçlu bulunuyor.

“KAVGADA YUMRUK SAYILMAZ” AMA LİNÇ EDİLEN ZABITA OLDU!..

Hâlbuki…

Sen madem tekme attın, kavgayı göze aldın demektir; “bir yumruk az ya da fazla attın - yedin” bunun hesabı yapılmaz…

Ama…

Karşı mahalle ile birlikte, “bizim doğrucu Davutlar” da gazı verince…

Başkan, zabıtayı açığa alarak soruşturma başlattı.

SAYIN BAŞKAN!.. ZABITANIN SEYYAR SATICI TARAFINDAN TEKMELENDİĞİ VE ZABITANIN BUNA SES ÇIKARMADIĞI BİR ŞEHİRDE YAŞAMAK İSTEMEM!..

Başkanın bu yaptığı yanlış…

Bugün…

Büyük şehirlerde seyyar satıcılık yapmak, eskiden olduğu gibi masum bir iş değildir!..

Arkanda “örgüt” olmadan bu işi yapamazsın.

Bırakın seyyar satıcılık yapmayı, arkanda örgüt olmadan büyük şehirlerde çöp bile toplayamazsınız.

Bilhassa… 

Kavganın olduğu Kağıthane, Nurtepe bölgesi gibi yerlerde bu bariz olarak bilinen bir şey…

Bunun bu şekilde olduğunu da en iyi başkan bilir

Ama başkan…

Cezayı zabıtaya kesti.

Başkan…

Mezkûr bölgelerde büyük bir risk alarak görevini yapmaya çalışan zabıtanın arkasında durmazsa zabıta görevini yapamaz.

KAFTANCIOĞLU…

Kâğıthane Belediye Başkanımızın şunu görmesi gerekir:

CHP İl Başkanı Kaftancıoğlu tamamen hukuksuz olan bir görevi ifa eden zabıtanın arkasında durup teşvik ederken biz, meşru görevini yerine getirmeye çalışan zabıtanın arkasında durmayıp onu sosyal medyaya kurban ediyoruz.

Böyle yapmaya devam edersek bundan sonra yanımızda durmaya kim cesaret edebilir?

Temennim, hatadan dönülerek zabıtanın görevine iade edilmesi ve “Doğrucu Davutlar”ın da enerjilerini karşı mahalleye karşı kullanmasıdır…

.

Emin Batur, dikGAZETE.com