İnsanlaşma süreci 4 -Çocuk yetiştirme- 

İnsanlaşma süreci 4 -Çocuk yetiştirme- 

Güdüleri kontrol kabiliyeti”ne bağlı olarak oluşan “İnsanlaşmanın temel dinamikleri”ni kavramış olmanın önemli katkılarından biri de; “Matematiksel düşünce disiplini”ni ve “Doğrusal mantık”la sebep/sonuç ilişkilerini kurabilme yetisini geliştirmesidir.

Bu yetisi güçlü olan bireyin en belirgin özelliği, basit gibi görünen olayları/olguları dahi tüm yönleriyle ve ciddiyetle ele almasıdır.

Bu durumu “çocuk yetiştirme” esnasında ebeveynler üzerinde gözlemlemek mümkündür.

Mesela, ufak çocukların bazı davranışları için çoğu zaman “Ee ne var canım, çocuk işte!” denilip geçiştirilir.

Güdüleri kontrol kabiliyetine bağlı “Yetileri gelişmiş” biri ise böyle durumları geçiştiremez, çünkü “Doğrusal mantık”la nedensellik bağlarını öylesine titizlikle kurar ki…

Çocuğun bu davranışlarının zamanla hangi sapmalara/eğilimlere yol açacağını öngörür; ayrıca ileride çocuğun karakteristik gelişiminin olumsuz yönde etkilenmemesi için şimdiden önlemler alır.

Bu bireyin, çocuk yetiştirmedeki bu titizliği/hassasiyeti, zamanla bir “İnsani Eğitim Disiplini”ne dönüşecektir.

Ayrıca bu ebeveynlerin çocuklarla kurmuş oldukları “duygusal kontakt/bağ” öylesine güçlü hale gelecektir ki…

Çocukta ebeveynlerine karşı korkuya dayalı değil, saygı/sevgi temelli bir güven hissiyatı oluşacaktır.

Çocuklarını yetiştirirken, onlara her türlü imkanı fazlasıyla sunmak, birçok davranışlarını gözardı etmek, onları şımartmak hatalı bir yetiştirme tarzıdır.

Günümüzde bu hatayı en fazla, üst gelir grupları ile eğitimli/konum sahibi ebeveynlerin yapıyor olması şaşırtıcı değildir.

Bir “İnsani Eğitim Disiplini” oluşturmadan, çocuklarına her şeyin en iyisini/konforlusunu sunarak onlarla “duygusal kontakt/bağ” kurmaya çalışanlar, “sahte sevgi ilizyonu”na yol açarak, bu çocukların insani gelişimini olumsuz yönde etkilemektedirler.

.

Cengiz Han Güven, dikGAZETE.com

Güdüleri kontrol kabiliyeti”ne bağlı olarak oluşan “İnsanlaşmanın temel dinamikleri”ni kavramış olmanın önemli katkılarından biri de; “Matematiksel düşünce disiplini”ni ve “Doğrusal mantık”la sebep/sonuç ilişkilerini kurabilme yetisini geliştirmesidir.

Bu yetisi güçlü olan bireyin en belirgin özelliği, basit gibi görünen olayları/olguları dahi tüm yönleriyle ve ciddiyetle ele almasıdır.

Bu durumu “çocuk yetiştirme” esnasında ebeveynler üzerinde gözlemlemek mümkündür.

Mesela, ufak çocukların bazı davranışları için çoğu zaman “Ee ne var canım, çocuk işte!” denilip geçiştirilir.

Güdüleri kontrol kabiliyetine bağlı “Yetileri gelişmiş” biri ise böyle durumları geçiştiremez, çünkü “Doğrusal mantık”la nedensellik bağlarını öylesine titizlikle kurar ki…

Çocuğun bu davranışlarının zamanla hangi sapmalara/eğilimlere yol açacağını öngörür; ayrıca ileride çocuğun karakteristik gelişiminin olumsuz yönde etkilenmemesi için şimdiden önlemler alır.

Bu bireyin, çocuk yetiştirmedeki bu titizliği/hassasiyeti, zamanla bir “İnsani Eğitim Disiplini”ne dönüşecektir.

Ayrıca bu ebeveynlerin çocuklarla kurmuş oldukları “duygusal kontakt/bağ” öylesine güçlü hale gelecektir ki…

Çocukta ebeveynlerine karşı korkuya dayalı değil, saygı/sevgi temelli bir güven hissiyatı oluşacaktır.

Çocuklarını yetiştirirken, onlara her türlü imkanı fazlasıyla sunmak, birçok davranışlarını gözardı etmek, onları şımartmak hatalı bir yetiştirme tarzıdır.

Günümüzde bu hatayı en fazla, üst gelir grupları ile eğitimli/konum sahibi ebeveynlerin yapıyor olması şaşırtıcı değildir.

Bir “İnsani Eğitim Disiplini” oluşturmadan, çocuklarına her şeyin en iyisini/konforlusunu sunarak onlarla “duygusal kontakt/bağ” kurmaya çalışanlar, “sahte sevgi ilizyonu”na yol açarak, bu çocukların insani gelişimini olumsuz yönde etkilemektedirler.

.

Cengiz Han Güven, dikGAZETE.com