<h3><strong>INVITATION À LA VALSE - VALSE DAVET</strong></h3> <h3><strong>PADİŞAH DA VALS YAPAR</strong> </h3> <div><strong>Sultan</strong> <strong>Abdülaziz</strong>, kendinden önceki <strong>Osmanlı</strong> padişahları gibi sanata destek veren bir hükümdardı. Resim ve hat sanatındaki üstün maharetinin yanı sıra müzikle de yakından ilgiliydi. </div> <div><strong>Sultan</strong> <strong>Abdülaziz</strong>, şehzadeliği döneminden itibaren oldukça iyi bir eğitim almış, hem <strong>Batı</strong> hem de <strong>Klasik</strong> <strong>Türk</strong> <strong>müziğinde</strong> birbirinden güzel besteler yapmış, bilhassa <strong>mûsikî</strong> eğitiminde oldukça başarılı olmuştur.</div> <div><strong>Osmanlı</strong>'nın <strong>Batı</strong> <strong>müziğine</strong> en aşina ve en hakim sultanlarından biri olan <strong>Abdülaziz</strong>, yeğeni <strong>Sultan 5. Murad</strong>'la birlikte <strong>İtalyan</strong> müzisyen <strong>Callisto Guatelli Paşa</strong>'dan da dersler alıyordu. </div> <div>Çok iyi <strong>ney</strong> <strong>üfleyen</strong> padişah, aynı zamanda <strong>lâvta</strong> ve <strong>piyano</strong> çalmayı da biliyordu. Bunun yanında <strong>bestekârlık</strong> yapmış, <strong>hat</strong> yazmış ve <strong>resim</strong> sanatında kendisini geliştirmiştir.</div> <div><strong>Doğu</strong> ve <strong>Batı</strong> dünyasını hiçbir komplekse kapılmadan hazmeden <strong>Abdülaziz</strong> <strong>Han</strong>, Batı mûsikîsi üzerine beste yapan <strong>Hanedan</strong> <strong>mensubu</strong> ilk kompozitördür.</div> <div><strong>Wagner</strong>'in ‘<strong>Bayrouth</strong>’ projesine destek verdiği, özellikle piyanoda çok iyi olduğu tarihçiler tarafından aktarılan <strong>Sultan Abdülaziz</strong>'in “<strong>Hicaz</strong> <strong>Sirto</strong>”su da müzik arşivlerinde yer etmiş eserlerinden biriydi.</div> <div><strong>Klasik Batı müziği</strong> besteleyen ilk kompozitör padişah olan <strong>Sultan</strong> <strong>Abdülaziz</strong>'in günümüze ulaşan eserlerinden biri olan <strong>“Invıtatıon à la Valse-</strong> <strong>Valse Davet’i’ </strong>siz değerli okurlarımıza sunuyoruz..</div> <div>https://www.youtube.com/watch?v=T_laWSY427E</div> <div>“<strong>Valse Davet</strong>”in yanı sıra, <strong>Sultan</strong>'ın <strong>Kraliçe Viktorya</strong>'nın davetlisi olarak <strong>1867</strong>'de <strong>Londra</strong>'yı ziyareti sırasında <strong>Kraliyet Askeri Bandosu </strong>tarafından çalınan “<strong>La Gondolle Barcarolle</strong>” isimli eseri de o dönemde <strong>Avrupa</strong> basınında büyük ses getirmişti.</div> <div></div> <div><strong>Sultan Abdülaziz</strong>'in devrinde <strong>Batılılaşma</strong> hareketleri hükümferma idi. Kılık kıyafetten başlayıp, musikiye kadar uzanan dönüşüm, birçok alanda tezahür etmişti. </div> <div><strong>Yeniçeri</strong> ordusunun kaldırılmasıyla birlikte “<strong>Mehterhâne-i Hakanî</strong>” de yerini, <strong>Batı</strong> usullerince oluşturulan askerî bandoya yani “<strong>Müzika-yı Hümayun</strong>”a bırakmıştı. </div> <div>Artık <strong>Maestro</strong> <strong>Donizetti</strong>, <strong>Guatelli</strong> <strong>Paşalar</strong>, <strong>Flütist</strong> <strong>Zâtî</strong> ve <strong>Safvet</strong> <strong>Beyler</strong> konuşuluyordu. </div> <div><strong>Sultanın</strong> sanat konusundaki önemli hedeflerinden biri de ülkede nitelikli sanat eserlerinin sayısının artmasıydı. Bunun için yetenekli müzik adamlarını buluyor ve en uygun olacakları pozisyonda görevlendiriyordu.</div> <div><strong>Sultan Abdülaziz</strong>'in müziğe olan desteği bununla sınırlı değildi.</div> <div>Müziği, sadece ülke sınırları içinde olup bitenlerden müteşekkil bir olgu olarak görmüyordu.</div> <div>Bu özelliği, <strong>1867</strong> yılında yaptığı <strong>Avrupa</strong> <strong>seyahatinde</strong> ortaya çıkıyor. <strong>Salzburg</strong>'a gittiğinde meşhur müzisyen <strong>Mozart</strong> adına kurulan <strong>Musiki</strong> <strong>Derneğine</strong> maddi yardımda bulunuyordu.</div> <div><strong>Nietzsche</strong>'nin dostu <strong>Richard</strong> <strong>Wagner</strong>'in “<strong>Bayreuth Festival Tiyatrosu</strong>”nu da ziyaret ediyordu <strong>Sultan</strong>.</div> <div>O dönem padişah, “<strong>9.000</strong> <strong>Thaler”</strong> yardımda bulunuyor <strong>Wagner</strong>'in tiyatrosuna. Ayrıca tekrar gelip izleyebilmek için, koltuklardan biri <strong>Şehzade</strong> <strong>Abdülhamid</strong>'e -“Müstakbel 2. Abdülhamid’e”- ait olmak üzere <strong>329</strong>, <strong>330</strong> ve <strong>331</strong> numaralı koltukları da satın aldığını biliyoruz.</div> <div>Bu ziyaret sonrasında ‘<strong>Tristian</strong>’ın bestecisi büyük <strong>Alman</strong> müzik adamı <strong>Richard Wagner</strong>, <strong>Alman</strong> <strong>Prensesi</strong> <strong>Wittgenstein</strong>'e yazdığı mektupta, <strong>Avrupa</strong> <strong>krallarının</strong> sanata destek konusunda <strong>Sultan Abdülaziz</strong>'i örnek almaları gerektiğini söylüyor.</div> <div><strong>Sultan</strong>'ın yine maddi yardımda bulunduğu ailelerden biri de <strong>Strauss</strong>'lar. <strong>Johannes Strauss,</strong> bildiğiniz gibi ‘<strong>Mavi</strong> <strong>Turna</strong>’ olarak bilinen eserin bestecisidir. </div> <div>İşte bu sanatçı aileden bir başka müzisyen <strong>Edward</strong> <strong>Strauss,</strong> yeni bestesini <strong>Viyana</strong>'daki <strong>Osmanlı</strong> <strong>Elçiliğine</strong> götürüyor ve bestenin <strong>Sultan’a</strong> teslim edilmesini rica ediyor. Çünkü biliyor ki <strong>Sultan</strong> <strong>Abdülaziz</strong>, nitelikli sanat eserlerinin hamisidir.</div> <div><strong>Sultan Abdülaziz’in</strong> dönemin sanat merkezleri ile de yakın bir ‘<strong>temas</strong>’ içinde olduğunu tarih kaynaklarından öğreniyoruz.</div> <div>.</div> <div><strong>Hülya Ayhan, dikGAZETE.com</strong></div> <div><strong></strong></div>