Libya Harekâtı

Libya Harekâtı

LİBYA HAREKÂTI

Yukarıdaki harita, Türk medyası tarafından 1 Mayıs 2020 itibariyle tarafların yani Sarraf Hükümeti ile Hafter güçlerinin pozisyonu olarak yayınlandı. 

Basında çıkan haberlere göre Trablus Hükümeti’nin gayrimeşru Hafter güçlerine karşı 7 cepheden savaş açarak ilerlemesine devam ettiği bildirildi. 

Bunları okuyunca kuvvet üstünlüğü tesis etmeden, sıklet merkezi yapmadan, hasmı, sahip olduğu kaynaklardan mahrum bırakacak hamleler yapmadan kuvvetlerin niçin bu kadar dağıtıldığını aklım almadı. 

Trablus Hükümeti, yayınladığı bildiride harekât planının hedeflerini şöyle açıkladı:

- Bir hafta içinde Tarhuna’yı ele geçirdikten sonra Çad ve Nijer sınırlarında kontrolü sağlamayı planlıyoruz.

- Güneyde bize karşı koyabilecek reel bir güç yok, güneydeki halk ile iletişim halindeyiz ve Tarhuna harekâtının sonucunu bekliyorlar.

- Ülkenin güneyinde yer alan El Jufra şehrinin ardından UMH ile Hafter güçleri arasındaki savaş Libya’nın doğusundaki Ecdebiya’ya taşınacak.

- Ülkenin orta bölgeleri ve petrol hilal bölgesinin kurtarılmasından sonra son savaş Racma’yı (Hafter’in ana karargâhının olduğu şehir) ele geçirmek için olacak. Ramazan ayında askeri cuntanın düşeceğini bekliyoruz.

Bir defa bu hedeflere ulaşmak Trablus güçlerinin imkân kabiliyetlerinin çok üstündedir.

Böyle kapasite üstü uçuk-kaçık planların başarı şansı yoktur. 

Bir defa, “6 ay ile bir yıl içinde Hafter güçlerini Libya’dan sürüp çıkartacağız” gibi hedef koyulmuş olsa bu plan, makul karşılanabilirdi. 

Tunus hududundan Mısır sınırına kuş uçuşu mesafe 1.300 Km’dir. 

Sahil boyu dolaşarak giderseniz bu mesafe 2.000 Km’yi bulabilir. 

Libya’nın Kuzey - Güney derinliği 1.400 Km civarındadır.

Bu kadar geniş mesafeleri savaşarak günde 30-40 Km ilerleyerek nasıl kontrol altına alacaksınız? 

Hafter bile bu geniş alanları 2-3 yıllık sürede kontrol altına aldı.

Anlaşılıyor ki Trablus Hükümeti’nin askeri uzmanları stratejiden - taktikten haberdar değiller. 

Evet, Türkiye’nin, meşru hükümeti Libya’nın tamamına hâkim olması için var gücü ile desteklemesi gereklidir. 

Her türlü askeri yardım sonuna kadar verilmelidir, icat ettiğimiz bütün silahlar gönderilmelidir. 

Buna büyük çaplı birlik intikalleri de dâhildir. 

Libya halkının, ABD, Fransa ve Almanya’daki (Deutsche Bank) hak ve menfaatlerinin korunması için Libya’da tek hükümet olmalıdır.

Türkiye, Libya’nın Batı’nın kontrolüne düşmemesi için elinden geleni yapmalıdır. 

Askeri yardım, sadece silah vererek, askeri eğitim yardımı yaparak yapılamaz. 

Karadan ve havadan desteklenerek yapılamaz. 

Güçler dağıtılırsa, gayretler boşa gider. 

Askeri yardım, aynı zamanda stratejik yardımdır. 

Türk kurmay heyetinden müteşekkil bir karargâh burada görev yapmalıdır. 

Kuvvetlerin israf edilerek kullanılmasına mani olunmalıdır.

Subaylarımızın muharebe tecrübesi kazanmaları çok önemlidir. 

Gerekirse belli bir dönüşümle herkes burada kursa gitmelidir. 

Libya, en son elimizden çıkan vilayetimizdir. 

Türkiye’nin büyük güç haline gelmesinin yol haritasıdır.

Büyük düşünmenin çıkış noktasıdır. 

İçine kapanarak bir yere varamayız. 

Türk devlet geleneği, büyük düşünme geleneğidir. 

Corona” gibi konjonktürel olaylara takılarak gözümüzü hedeften ayıramayız. 

Ya büyük olacağız ya da büyük olacağız başka bir yol yok!..

Bu iç çatışmayı, batı dünyasının körüklemesinin temel sebebi ise Libya’nın alacaklarının üstüne yatmaktır. 

Onlar bu menfaatler uğruna kardeşimiz, akrabamız, soydaşımız Libya halkının boş yere kanının dökülmesinden sevinç duyacaklardır. 

Bu yüzden kesin sonuç alınacak yerlerde, çok güçlü olarak ortaya çıkmak, sıklet merkezi yapmak, önemsiz cephelerde kuvvet tasarrufu yaparak çok önemlidir. 

Unutulmamalıdır ki “kesin sonuç yeri kuvvete doymaz!”.

Sonuç: 

Trablus Hükümeti, birinci öncelik olarak Tunus sınırını tamamen temizlemelidir. 

Trablus’un 300 Km. çevresi, her türlü silahlı güçten temizlenmeli başkent tam emniyete alınmalıdır.  

İkincisi; Sahil şeridi boyunca Türk Deniz ve Hava Kuvvetleri’nin de desteğini alarak Sirte—> Bin Cevad—> Ecdebiye—> Bingazi—> Beyda—> Topruk istikametinde ilerleyerek Hafter güçlerini çöle sıkıştırıp imha etmelidir. 

Bu planın yürümesi için Bingazi ve Beyda gibi sahil şeritlerine çıkartma harekâtları icra edilerek Hafter güçlerinin bütünlüğü parçalanabilir. 

Özellikle Bingazi’nin sahilden çıkartma ile ele geçirilmesi, Hafter güçlerinin varlığını tamamen ortadan kaldırır. 

Moral üstünlüğünü kaybettirir. 

Sudan ve Çad’dan gelen paralı askerler, Trablus Hükümeti tarafına geçerler.

Başkent ve çevresi tam emniyete alındıktan sonra, sahil boyunca doğuya doğru ilerlenmelidir. 

Libya’nın stratejik yol ve limanları buralardadır. 

Libya’nın kan kaybetmeye ve güç israfına tahammülü yoktur!

Bu savaş, 6-8 ay içinde bitirilmelidir. 

Kesin sonuç yeri sahil boyudur.

.

Suat Gün, dikGAZETE.com

LİBYA HAREKÂTI

Yukarıdaki harita, Türk medyası tarafından 1 Mayıs 2020 itibariyle tarafların yani Sarraf Hükümeti ile Hafter güçlerinin pozisyonu olarak yayınlandı. 

Basında çıkan haberlere göre Trablus Hükümeti’nin gayrimeşru Hafter güçlerine karşı 7 cepheden savaş açarak ilerlemesine devam ettiği bildirildi. 

Bunları okuyunca kuvvet üstünlüğü tesis etmeden, sıklet merkezi yapmadan, hasmı, sahip olduğu kaynaklardan mahrum bırakacak hamleler yapmadan kuvvetlerin niçin bu kadar dağıtıldığını aklım almadı. 

Trablus Hükümeti, yayınladığı bildiride harekât planının hedeflerini şöyle açıkladı:

- Bir hafta içinde Tarhuna’yı ele geçirdikten sonra Çad ve Nijer sınırlarında kontrolü sağlamayı planlıyoruz.

- Güneyde bize karşı koyabilecek reel bir güç yok, güneydeki halk ile iletişim halindeyiz ve Tarhuna harekâtının sonucunu bekliyorlar.

- Ülkenin güneyinde yer alan El Jufra şehrinin ardından UMH ile Hafter güçleri arasındaki savaş Libya’nın doğusundaki Ecdebiya’ya taşınacak.

- Ülkenin orta bölgeleri ve petrol hilal bölgesinin kurtarılmasından sonra son savaş Racma’yı (Hafter’in ana karargâhının olduğu şehir) ele geçirmek için olacak. Ramazan ayında askeri cuntanın düşeceğini bekliyoruz.

Bir defa bu hedeflere ulaşmak Trablus güçlerinin imkân kabiliyetlerinin çok üstündedir.

Böyle kapasite üstü uçuk-kaçık planların başarı şansı yoktur. 

Bir defa, “6 ay ile bir yıl içinde Hafter güçlerini Libya’dan sürüp çıkartacağız” gibi hedef koyulmuş olsa bu plan, makul karşılanabilirdi. 

Tunus hududundan Mısır sınırına kuş uçuşu mesafe 1.300 Km’dir. 

Sahil boyu dolaşarak giderseniz bu mesafe 2.000 Km’yi bulabilir. 

Libya’nın Kuzey - Güney derinliği 1.400 Km civarındadır.

Bu kadar geniş mesafeleri savaşarak günde 30-40 Km ilerleyerek nasıl kontrol altına alacaksınız? 

Hafter bile bu geniş alanları 2-3 yıllık sürede kontrol altına aldı.

Anlaşılıyor ki Trablus Hükümeti’nin askeri uzmanları stratejiden - taktikten haberdar değiller. 

Evet, Türkiye’nin, meşru hükümeti Libya’nın tamamına hâkim olması için var gücü ile desteklemesi gereklidir. 

Her türlü askeri yardım sonuna kadar verilmelidir, icat ettiğimiz bütün silahlar gönderilmelidir. 

Buna büyük çaplı birlik intikalleri de dâhildir. 

Libya halkının, ABD, Fransa ve Almanya’daki (Deutsche Bank) hak ve menfaatlerinin korunması için Libya’da tek hükümet olmalıdır.

Türkiye, Libya’nın Batı’nın kontrolüne düşmemesi için elinden geleni yapmalıdır. 

Askeri yardım, sadece silah vererek, askeri eğitim yardımı yaparak yapılamaz. 

Karadan ve havadan desteklenerek yapılamaz. 

Güçler dağıtılırsa, gayretler boşa gider. 

Askeri yardım, aynı zamanda stratejik yardımdır. 

Türk kurmay heyetinden müteşekkil bir karargâh burada görev yapmalıdır. 

Kuvvetlerin israf edilerek kullanılmasına mani olunmalıdır.

Subaylarımızın muharebe tecrübesi kazanmaları çok önemlidir. 

Gerekirse belli bir dönüşümle herkes burada kursa gitmelidir. 

Libya, en son elimizden çıkan vilayetimizdir. 

Türkiye’nin büyük güç haline gelmesinin yol haritasıdır.

Büyük düşünmenin çıkış noktasıdır. 

İçine kapanarak bir yere varamayız. 

Türk devlet geleneği, büyük düşünme geleneğidir. 

Corona” gibi konjonktürel olaylara takılarak gözümüzü hedeften ayıramayız. 

Ya büyük olacağız ya da büyük olacağız başka bir yol yok!..

Bu iç çatışmayı, batı dünyasının körüklemesinin temel sebebi ise Libya’nın alacaklarının üstüne yatmaktır. 

Onlar bu menfaatler uğruna kardeşimiz, akrabamız, soydaşımız Libya halkının boş yere kanının dökülmesinden sevinç duyacaklardır. 

Bu yüzden kesin sonuç alınacak yerlerde, çok güçlü olarak ortaya çıkmak, sıklet merkezi yapmak, önemsiz cephelerde kuvvet tasarrufu yaparak çok önemlidir. 

Unutulmamalıdır ki “kesin sonuç yeri kuvvete doymaz!”.

Sonuç: 

Trablus Hükümeti, birinci öncelik olarak Tunus sınırını tamamen temizlemelidir. 

Trablus’un 300 Km. çevresi, her türlü silahlı güçten temizlenmeli başkent tam emniyete alınmalıdır.  

İkincisi; Sahil şeridi boyunca Türk Deniz ve Hava Kuvvetleri’nin de desteğini alarak Sirte—> Bin Cevad—> Ecdebiye—> Bingazi—> Beyda—> Topruk istikametinde ilerleyerek Hafter güçlerini çöle sıkıştırıp imha etmelidir. 

Bu planın yürümesi için Bingazi ve Beyda gibi sahil şeritlerine çıkartma harekâtları icra edilerek Hafter güçlerinin bütünlüğü parçalanabilir. 

Özellikle Bingazi’nin sahilden çıkartma ile ele geçirilmesi, Hafter güçlerinin varlığını tamamen ortadan kaldırır. 

Moral üstünlüğünü kaybettirir. 

Sudan ve Çad’dan gelen paralı askerler, Trablus Hükümeti tarafına geçerler.

Başkent ve çevresi tam emniyete alındıktan sonra, sahil boyunca doğuya doğru ilerlenmelidir. 

Libya’nın stratejik yol ve limanları buralardadır. 

Libya’nın kan kaybetmeye ve güç israfına tahammülü yoktur!

Bu savaş, 6-8 ay içinde bitirilmelidir. 

Kesin sonuç yeri sahil boyudur.

.

Suat Gün, dikGAZETE.com