Özbekistan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve istikrarın garantörü Şevket Mirziyoyev
Özbekistan Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve istikrarın garantörü Şevket Mirziyoyev
- 09-10-2021 22:33
- 979
- 09-10-2021 22:33
- 979
St. Petersburg
Özbekistan’da 24 Ekim tarihinde Cumhurbaşkanlığı Seçimleri olacak. Ülkede resmi olarak faaliyet gösteren tüm siyasi partilerin adayları Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmak için yarışacaklar.
Gelin adaylara bakalım:
Özbekistan Liberal Demokrat Partisi adayı ve mevcut Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev,
Özbekistan Sosyal Demokrat Parti “Adolat”ın adayı Bahram Abdukhalimov,
Özbekistan Ekolojik Partisi adayı Nurzulla Oblomuradov,
Özbekistan Demokrat Partisi “Milli Tiklaniş” (Milli Canlanma) adayı Alişer Kadırov,
Özbekistan Demokratik Halk Partisi adayı Maksuda Varisova.
Özbekistan, bugünlerde Taşkent’i kendi yörüngesine sokmak isteyen birçok güç merkezinin ilgi odağında bulunuyor. Örnek verecek olursak: Rusya, Özbekistan’a Avrasya Ekonomik Birliği üyeliği teklif ediyor. Amerika Birleşik Devletleri, aktif olarak C5 + 1 formatını destekliyor. Çin, “Kuşak - Yol” Projesi’ni ve Türkiye, Türk Keneşi bünyesinde işbirlikleri sunuyor.
Hiç de şaşırtıcı olmayan bir şekilde, bazı devletler Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’den sadakat garantisi almak ve onların çıkarlarını desteklemek koşuluyla siyasi baskı uygulamaya karşı koyamadılar.
Örnek olarak: ABD, duraklayan C5 + 1 Formatı’nı canlandırmak için ısrarla Özbekistan üzerindeki baskısını artırdı.
Vaşington, aynı zamanda Amerikan ve Avrupalı STK’ların Taşkent’teki çalışmalarını, oldukça başarısız bir şekilde ve ne umutlarını ne de iddialarını kaybetmeden, kolaylaştırma önerilerinde bulunması da oldukça şaşırtıcı! Görünüşe göre Amerikan Dışişleri Bakanlığı uzmanları, LGBT hareketini desteklemek gibi ultra liberal projelerin sadece toplum genelinde rahatsızlığa neden olacağı Doğu ülkelerinin kültürel özelliklerini hiç anlamıyor.
Bütün bunlar göz önüne alındığında, Özbekistan’a dostluğunu ve desteğini tarafsız ve siyasi önkoşulsuz olarak sunan Türkiye’nin pozisyonu, akıllı ve dengeli görünüyor. Buna paralel olarak Ankara, ticaret ve yatırım alanında sistematik olarak karşılıklı yarar sağlayan işbirliğini geliştiriyor. Nitekim Türkiye, kardeş Özbek halkıyla her alanda ilişkilerim geliştirilebilmesine büyük önem vermekte ve Özbekistan’ın ilk Cumhurbaşkanı İslam Kerimov dönemindeki devletlerarası ilişkilerdeki durgunluğu aşmak için çaba sarf etmektedir.
Mevcut Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in iktidara gelmesinden sonra Türk – Özbek ilişkilerinde yeni bir dönem başladı. Mirziyoyev, selefine göre daha açık bir siyasi yol izliyor. Ülkesi hızlı bir ekonomik büyüme yaşıyor ve uluslararası ilişkilerini her geçen gün daha da geliştiriyor.
Bugün Özbekistan’da 450’den fazla Türk firması faaliyet göstermektedir. Bu firmaların faaliyet alanları: Tekstil endüstrisi, inşaat, gıda işlemesi, konaklama, inşaat malzemeleri, plastik ve ilaç sanayisidir. Bu yatırımlar, Özbekistan ekonomisine yaklaşık 300 Milyon Dolarlık ihracat ürünü ve 50.000 kişilik istihdam sağlıyor.
Yalnız Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in selefi Kerimov’u alenen eleştirmekten kaçındığı gerçeğine de dikkat çekmek gerekir. Lakin geçtiğimiz yıl Ocak ayında yaptığı açıklamada: “Korku çağında yaşadık!” sözü, siyasi yaklaşımların Birinci Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’un siyasi doğrultusuna doğrudan zıt, tam bir dönüşümünü gösteriyor.
Şevket Mirziyoyev tarafından inşa edilen ideolojik cephe; Türkiye, Batı ve Rusya dahil olmak üzere çeşitli güç merkezleriyle karşılıklı yarar sağlayan ekonomik işbirliğine odaklanıyor. Ayrıca Şevket Mirziyoyev’in komşu Kırgızistan ve Tacikistan ile dostane ilişkiler sürdürmesi de önemli. Buna karşılık İslam Kerimov, bu ülkelerin liderleriyle üst perdeden konuşmaya çalıştı. Bu durum da çatışma ve gerginliğe sebep oldu.
Özbekistan’ın mevcut Cumhurbaşkanı tarafından seçilen ideolojik model, önceki Cumhurbaşkanının eleştirisinden kaçınmaya izin verdiği ve böylece ardıl çizgiyi koruduğu; aynı zamanda yavaş yavaş ondan sıyrıldığı için başarılı bir politika olarak kabul edilebilir. Bu konum, Şevket Mirziyoyev’in şeçtiği rota tarafından belirleniyor ve yıllar içerisinde kendini daha net bir şekilde gösterecektir.
Özbekistan’da medya üzerindeki devlet kontrolü, komşularla ve Türkiye, ABD, Rusya ve Çin gibi güç merkezleriyle yapıcı ilişkiler bağlamında kendilerini konumlandırdıkları model, etkili bir şekilde çalışmaya başlayacaktır.
Avrasya’nın istikrarı ve refahı açısından iki kilit ülke olan Türkiye ile Özbekistan arasındaki ikili ilişkilerin olumlu yönde gelişmesi ve Şevket Mirziyoyev’in olumlu seyrinin herhangi bir yanlış anlaşılma etkisine kapılmadan devam etmesi önemlidir.
Bu anlayışla Türkiye, Özbekistan’da istikrara, istikrarın garantörü Şevket Mirziyoyev’e ve kardeş Özbek halkının barış ve esenliğine büyük önem vermektedir.
.
İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com
St. Petersburg
Özbekistan’da 24 Ekim tarihinde Cumhurbaşkanlığı Seçimleri olacak. Ülkede resmi olarak faaliyet gösteren tüm siyasi partilerin adayları Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmak için yarışacaklar.
Gelin adaylara bakalım:
Özbekistan Liberal Demokrat Partisi adayı ve mevcut Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev,
Özbekistan Sosyal Demokrat Parti “Adolat”ın adayı Bahram Abdukhalimov,
Özbekistan Ekolojik Partisi adayı Nurzulla Oblomuradov,
Özbekistan Demokrat Partisi “Milli Tiklaniş” (Milli Canlanma) adayı Alişer Kadırov,
Özbekistan Demokratik Halk Partisi adayı Maksuda Varisova.
Özbekistan, bugünlerde Taşkent’i kendi yörüngesine sokmak isteyen birçok güç merkezinin ilgi odağında bulunuyor. Örnek verecek olursak: Rusya, Özbekistan’a Avrasya Ekonomik Birliği üyeliği teklif ediyor. Amerika Birleşik Devletleri, aktif olarak C5 + 1 formatını destekliyor. Çin, “Kuşak - Yol” Projesi’ni ve Türkiye, Türk Keneşi bünyesinde işbirlikleri sunuyor.
Hiç de şaşırtıcı olmayan bir şekilde, bazı devletler Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’den sadakat garantisi almak ve onların çıkarlarını desteklemek koşuluyla siyasi baskı uygulamaya karşı koyamadılar.
Örnek olarak: ABD, duraklayan C5 + 1 Formatı’nı canlandırmak için ısrarla Özbekistan üzerindeki baskısını artırdı.
Vaşington, aynı zamanda Amerikan ve Avrupalı STK’ların Taşkent’teki çalışmalarını, oldukça başarısız bir şekilde ve ne umutlarını ne de iddialarını kaybetmeden, kolaylaştırma önerilerinde bulunması da oldukça şaşırtıcı! Görünüşe göre Amerikan Dışişleri Bakanlığı uzmanları, LGBT hareketini desteklemek gibi ultra liberal projelerin sadece toplum genelinde rahatsızlığa neden olacağı Doğu ülkelerinin kültürel özelliklerini hiç anlamıyor.
Bütün bunlar göz önüne alındığında, Özbekistan’a dostluğunu ve desteğini tarafsız ve siyasi önkoşulsuz olarak sunan Türkiye’nin pozisyonu, akıllı ve dengeli görünüyor. Buna paralel olarak Ankara, ticaret ve yatırım alanında sistematik olarak karşılıklı yarar sağlayan işbirliğini geliştiriyor. Nitekim Türkiye, kardeş Özbek halkıyla her alanda ilişkilerim geliştirilebilmesine büyük önem vermekte ve Özbekistan’ın ilk Cumhurbaşkanı İslam Kerimov dönemindeki devletlerarası ilişkilerdeki durgunluğu aşmak için çaba sarf etmektedir.
Mevcut Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in iktidara gelmesinden sonra Türk – Özbek ilişkilerinde yeni bir dönem başladı. Mirziyoyev, selefine göre daha açık bir siyasi yol izliyor. Ülkesi hızlı bir ekonomik büyüme yaşıyor ve uluslararası ilişkilerini her geçen gün daha da geliştiriyor.
Bugün Özbekistan’da 450’den fazla Türk firması faaliyet göstermektedir. Bu firmaların faaliyet alanları: Tekstil endüstrisi, inşaat, gıda işlemesi, konaklama, inşaat malzemeleri, plastik ve ilaç sanayisidir. Bu yatırımlar, Özbekistan ekonomisine yaklaşık 300 Milyon Dolarlık ihracat ürünü ve 50.000 kişilik istihdam sağlıyor.
Yalnız Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in selefi Kerimov’u alenen eleştirmekten kaçındığı gerçeğine de dikkat çekmek gerekir. Lakin geçtiğimiz yıl Ocak ayında yaptığı açıklamada: “Korku çağında yaşadık!” sözü, siyasi yaklaşımların Birinci Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’un siyasi doğrultusuna doğrudan zıt, tam bir dönüşümünü gösteriyor.
Şevket Mirziyoyev tarafından inşa edilen ideolojik cephe; Türkiye, Batı ve Rusya dahil olmak üzere çeşitli güç merkezleriyle karşılıklı yarar sağlayan ekonomik işbirliğine odaklanıyor. Ayrıca Şevket Mirziyoyev’in komşu Kırgızistan ve Tacikistan ile dostane ilişkiler sürdürmesi de önemli. Buna karşılık İslam Kerimov, bu ülkelerin liderleriyle üst perdeden konuşmaya çalıştı. Bu durum da çatışma ve gerginliğe sebep oldu.
Özbekistan’ın mevcut Cumhurbaşkanı tarafından seçilen ideolojik model, önceki Cumhurbaşkanının eleştirisinden kaçınmaya izin verdiği ve böylece ardıl çizgiyi koruduğu; aynı zamanda yavaş yavaş ondan sıyrıldığı için başarılı bir politika olarak kabul edilebilir. Bu konum, Şevket Mirziyoyev’in şeçtiği rota tarafından belirleniyor ve yıllar içerisinde kendini daha net bir şekilde gösterecektir.
Özbekistan’da medya üzerindeki devlet kontrolü, komşularla ve Türkiye, ABD, Rusya ve Çin gibi güç merkezleriyle yapıcı ilişkiler bağlamında kendilerini konumlandırdıkları model, etkili bir şekilde çalışmaya başlayacaktır.
Avrasya’nın istikrarı ve refahı açısından iki kilit ülke olan Türkiye ile Özbekistan arasındaki ikili ilişkilerin olumlu yönde gelişmesi ve Şevket Mirziyoyev’in olumlu seyrinin herhangi bir yanlış anlaşılma etkisine kapılmadan devam etmesi önemlidir.
Bu anlayışla Türkiye, Özbekistan’da istikrara, istikrarın garantörü Şevket Mirziyoyev’e ve kardeş Özbek halkının barış ve esenliğine büyük önem vermektedir.
.
İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com