Süveyş Kanalı, Kanal İstanbul ve dünya deniz ticareti

Süveyş Kanalı, Kanal İstanbul ve dünya deniz ticareti

Süveyş Kanalı’nın önemli bir suyolu geçişi olduğunu biliyordum ama dünya ticaretinin yüzde 10 gibi önemli bir kısmına etki edeceğini hiç düşünmemiştim.

Malum olduğu üzere…

Bir yük gemisinin karaya oturması neticesinde kanal tıkanmış, tüm dünya adeta nefesini tutarak kurtarma çalışmalarını takip etmişti.

SÜVEYŞ, SADECE MISIR’IN HAYAT DAMARI DEĞİL!..

Meğerse, Mısır ekonomisine en büyük katkıyı sağlayan üç sektörden biri olan Süveyş Kanalı, sadece Mısır’ın değil, başta Çin olmak üzere birçok ülkenin ekonomisine hayat veriyormuş.

Ayrıca…

Kanal’dan yük gemileri geçemediği için gıda ve enerji (petrol) sıkıntısı çekecek…

Hatta…

Tuvalet kâğıdına varıncaya kadar birçok ihtiyaç maddesinin sıkıntısını çekecek ülkeler varmış. 

Bu açıdan bakıldığında meselenin ekonomiyi de aşan başka boyutları olduğu görülmektedir.

Böylece…

KANAL İSTANBUL

Böylece Kanal İstanbul’un sadece bir suyolu geçişi olmayacağı, bunun çok daha ötesinde fonksiyonlar icra edeceğini, Süveyş Kanalı’nda meydana gelen bu kaza sonrasında daha iyi anlaşılmış olacağını düşünüyorum.

Yine de…

Meseleye sadece ticari açıdan baksak bile karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor:

SUYOLLARINA HAKİM OLAN, DENİZLERE HAKİM OLUR,

DENİZLERE HAKİM OLAN, DÜNYA TİCARETİNDE SÖZ SAHİBİ OLUR…

Pandemi ile birlikte durma noktasına gelen dünya ekonomisinin, bu tür kazalarla daha fazla yara alması istenmemektedir.

Çünkü dünya ticareti, ağırlıklı olarak deniz nakliyesi üzerinden yürümektedir.

Binaenaleyh, nakliye sırasında su geçiş yolları büyük önem arz etmekte olup aksi bir durumda yani gemilerin, su geçiş yollarını kullanmadan kıtaları dolaşarak yapacakları nakil işi, rantabl olmaktan çıkar, zarar katlanarak büyür.

Bundan dolayı, dünya ticaretinde söz sahibi olan devletler;

Süveyş Kanalı,

Panama Kanalı,

Malakka Boğazı,

Cebelitarık,

Bering Boğazı,

Babül Mendeb vb. boğaz ve kanallardan sorunsuz olarak geçmek için büyük mücadeleler verir, gerekirse haydutça yöntemlere başvururlar.

Amerika’nın Panama Kanalı’nı kapatmakla tehdit eden Panama devlet başkanını kaçırıp, adi bir suçlu gibi yargıladığı hafızalardadır.

GEZİ PARKI OLAYLARIYLA “İKİ-ÜÇ AĞACA” FEDA EDİLMEK İSTENEN KANAL İSTANBUL…

Dünyada durum böyleyken…

Yani ülkeler, alternatif suyolları yapmak için çaba sarf ederken bizde ise Kanal İstanbul, Gezi Parkı olaylarında eylemlerin durması için pazarlık konusu yapılmıştı.

Sadece Kanal İstanbul mu?

NÜKLEER SANTRAL…

Hayır!

Sadece Kanal İstanbul değil. 

Kanal İstanbul gibi ülkemizi güçlendirecek projeler söz konusu olduğunda, malum muhalefet harekete geçerek,

“Çevreyi,

Yeşili,

İnsan sağlığını vs.yi bozacak” diye bu büyük projeleri durdurmak için ellerinden gelenini yapmaktadır.

BOŞUNA UĞRAŞMAYIN!..

Kanal İstanbul…

Büyük devlet olmamızın gereği, yapılması gereken bir projedir.

Eğer,

Büyük devletler arasında yer almak istiyorsak, dünya ticaretinde söz sahibi olmak istiyorsak, bu kanalı yapmak zorundayız.

Yapılaşma vb. gibi sorunlar elbette dikkate alınmalı; İstanbul’u baskılayacak bir nüfus kesafetine meydan verilmemeli.

Cumhurbaşkanımız değişik zamanlarda buna temas ederek, bu konuda hassas oluğunu, Kanal çevresinde konutlar için yatay mimari şeklinde bir yapılaşma olacağını ifade etmiştir.

Kanal çevresinin, uluslararası finans merkezlerinden biri haline getirilmesi, yük gemilerinin geçişlerinde ülkemizi adeta “by pass” ederek Boğaz’dan geçmelerinin getirdiği ticari ve siyasi kaygıların önlenmesi vs. gibi mevzuları yazı uzadığı için başka bir sefere bırakıyorum.

Yalnız şu bilinmeli ki, Cumhurbaşkanımızın dirayetli duruşu olmazsa değil kanalı yapmaya kalkmak, planlarını yapmaya bile müsaade etmezlerdi.

Ama…

Artık karşılarında eski Türkiye yok, Türkiye taşımacılıkta;

Karada, havada ve demiryolunda iddialı olduğu gibi (havada Avrupa’nın birincisi) Kanal İstanbul ile birlikte deniz nakliyesinde de iddialı olacaktır.

.

Emin Batur, dikGAZETE.com

Süveyş Kanalı’nın önemli bir suyolu geçişi olduğunu biliyordum ama dünya ticaretinin yüzde 10 gibi önemli bir kısmına etki edeceğini hiç düşünmemiştim.

Malum olduğu üzere…

Bir yük gemisinin karaya oturması neticesinde kanal tıkanmış, tüm dünya adeta nefesini tutarak kurtarma çalışmalarını takip etmişti.

SÜVEYŞ, SADECE MISIR’IN HAYAT DAMARI DEĞİL!..

Meğerse, Mısır ekonomisine en büyük katkıyı sağlayan üç sektörden biri olan Süveyş Kanalı, sadece Mısır’ın değil, başta Çin olmak üzere birçok ülkenin ekonomisine hayat veriyormuş.

Ayrıca…

Kanal’dan yük gemileri geçemediği için gıda ve enerji (petrol) sıkıntısı çekecek…

Hatta…

Tuvalet kâğıdına varıncaya kadar birçok ihtiyaç maddesinin sıkıntısını çekecek ülkeler varmış. 

Bu açıdan bakıldığında meselenin ekonomiyi de aşan başka boyutları olduğu görülmektedir.

Böylece…

KANAL İSTANBUL

Böylece Kanal İstanbul’un sadece bir suyolu geçişi olmayacağı, bunun çok daha ötesinde fonksiyonlar icra edeceğini, Süveyş Kanalı’nda meydana gelen bu kaza sonrasında daha iyi anlaşılmış olacağını düşünüyorum.

Yine de…

Meseleye sadece ticari açıdan baksak bile karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor:

SUYOLLARINA HAKİM OLAN, DENİZLERE HAKİM OLUR,

DENİZLERE HAKİM OLAN, DÜNYA TİCARETİNDE SÖZ SAHİBİ OLUR…

Pandemi ile birlikte durma noktasına gelen dünya ekonomisinin, bu tür kazalarla daha fazla yara alması istenmemektedir.

Çünkü dünya ticareti, ağırlıklı olarak deniz nakliyesi üzerinden yürümektedir.

Binaenaleyh, nakliye sırasında su geçiş yolları büyük önem arz etmekte olup aksi bir durumda yani gemilerin, su geçiş yollarını kullanmadan kıtaları dolaşarak yapacakları nakil işi, rantabl olmaktan çıkar, zarar katlanarak büyür.

Bundan dolayı, dünya ticaretinde söz sahibi olan devletler;

Süveyş Kanalı,

Panama Kanalı,

Malakka Boğazı,

Cebelitarık,

Bering Boğazı,

Babül Mendeb vb. boğaz ve kanallardan sorunsuz olarak geçmek için büyük mücadeleler verir, gerekirse haydutça yöntemlere başvururlar.

Amerika’nın Panama Kanalı’nı kapatmakla tehdit eden Panama devlet başkanını kaçırıp, adi bir suçlu gibi yargıladığı hafızalardadır.

GEZİ PARKI OLAYLARIYLA “İKİ-ÜÇ AĞACA” FEDA EDİLMEK İSTENEN KANAL İSTANBUL…

Dünyada durum böyleyken…

Yani ülkeler, alternatif suyolları yapmak için çaba sarf ederken bizde ise Kanal İstanbul, Gezi Parkı olaylarında eylemlerin durması için pazarlık konusu yapılmıştı.

Sadece Kanal İstanbul mu?

NÜKLEER SANTRAL…

Hayır!

Sadece Kanal İstanbul değil. 

Kanal İstanbul gibi ülkemizi güçlendirecek projeler söz konusu olduğunda, malum muhalefet harekete geçerek,

“Çevreyi,

Yeşili,

İnsan sağlığını vs.yi bozacak” diye bu büyük projeleri durdurmak için ellerinden gelenini yapmaktadır.

BOŞUNA UĞRAŞMAYIN!..

Kanal İstanbul…

Büyük devlet olmamızın gereği, yapılması gereken bir projedir.

Eğer,

Büyük devletler arasında yer almak istiyorsak, dünya ticaretinde söz sahibi olmak istiyorsak, bu kanalı yapmak zorundayız.

Yapılaşma vb. gibi sorunlar elbette dikkate alınmalı; İstanbul’u baskılayacak bir nüfus kesafetine meydan verilmemeli.

Cumhurbaşkanımız değişik zamanlarda buna temas ederek, bu konuda hassas oluğunu, Kanal çevresinde konutlar için yatay mimari şeklinde bir yapılaşma olacağını ifade etmiştir.

Kanal çevresinin, uluslararası finans merkezlerinden biri haline getirilmesi, yük gemilerinin geçişlerinde ülkemizi adeta “by pass” ederek Boğaz’dan geçmelerinin getirdiği ticari ve siyasi kaygıların önlenmesi vs. gibi mevzuları yazı uzadığı için başka bir sefere bırakıyorum.

Yalnız şu bilinmeli ki, Cumhurbaşkanımızın dirayetli duruşu olmazsa değil kanalı yapmaya kalkmak, planlarını yapmaya bile müsaade etmezlerdi.

Ama…

Artık karşılarında eski Türkiye yok, Türkiye taşımacılıkta;

Karada, havada ve demiryolunda iddialı olduğu gibi (havada Avrupa’nın birincisi) Kanal İstanbul ile birlikte deniz nakliyesinde de iddialı olacaktır.

.

Emin Batur, dikGAZETE.com