Türkiye'nin seçimi ne olacak?
Türkiye'nin seçimi ne olacak?
- 07-02-2021 20:36
- 1066
- 07-02-2021 20:36
- 1066
MOSKOVA
Ukrayna Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’na göre önümüzdeki Ağustos ayında Rusya üzerindeki yaptırımları artırmak amacıyla yeni bir siyasi platform kurulacak ve bunu duyurmak üzere Kiev’de uluslararası bir forum düzenlenecek.
Bu projenin adı çoktan kondu: “Kırım Platformu”.
Kiev, “Kırım Platformu” adlı siyasi proje ile bir başka uluslararası provokasyon planlıyor.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy, Türkiye'nin çoktan Kırım Platformu'na katılmayı kabul ettiğini iddia etti.
Fakat Türkiye'nin ve Türklerin buna gerçekten ihtiyacı var mı?
Ukrayna'nın siyasi girişimlerini desteklemeden önce bunu düşünmeliyiz.
Rusya Federasyonu, günümüzde Türkiye'nin en önemli ekonomik ortaklarından birisidir.
Rusya ile Türkiye arasındaki toplam ticaret hacmi 2020 yılında 17.98 milyar Dolardı.
Rusya, Türkiye'nin üçüncü büyük ihracatçısıdır.
Türkiye, Rusya'nın beşinci büyük ticaret ortağı olmaya devam ediyor.
Türkiye’nin ek olarak Rusya için büyük bir turizm bölgesi olmaya devam ettiğini de belirtmekte fayda var.
Pandemi krizinden önce bile, 2019'da 7 milyondan fazla Rus (bu rakam Türkiye’deki tüm yabancı turistlerin yüzde 15,57'sini oluşturuyor) Türk tatil beldelerinde tatil yaptı.
Rusya aynı zamanda Türk narenciye ürünlerinin önde gelen ithalatçısıdır.
Bu durum, yüz binlerce Türk'e ve tarımla uğraşan ailelerine büyük gelir sağlıyor. Ancak asıl önemli konu Rusya’nın, Türkiye’nin enerji sektöründe ana ve en güvenilir ortaklarından biri olmasıdır.
İki ülke arasındaki ilişkilerimiz, Türkiye’nin ekonomik kalkınmasını etkileyecek uzun vadeli projelere dayanmaktadır.
Bunlar, her şeyden önce, Türk Akımı doğalgaz boru hattı ve 2023 yılında açılması planlanan Akkuyu Nükleer Santralidir.
Akkuyu, beklentilere göre Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 17’sini karşılayacak. Aslında bu durum, Türkiye’nin gelecekteki enerji bağımsızlığının temelidir.
Batı yanlısı güçler 2016 yılında Türkiye'de darbe girişiminde bulunurken Rusya, Türk demokrasisine en fazla destek veren ülkeler arasında yer aldı.
Bunu Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bizzat kendisi açıkladı.
Ancak daha önce, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Ruslar, Türklerin bağımsızlıklarını Batılı istilacıların ellerinden almalarına yardım ettiler.
Taksim Meydanındaki Cumhuriyet Anıtı’nda Türklerin ulusal lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün hemen yanındaki figürleri hatırlayın.
Türkiye, bugün ülkelerimiz ve halklarımız arasında ciddi bir farklılık yaratacak bir “Kırım Platformu” imzalama riskine girmeli mi?
Rusya'da 20 milyondan fazla Müslümanın yaşadığını ve İslam’ın, Hristiyanlık’tan sonra Rusya'daki en büyük ikinci din olduğunu unutmamak önemlidir.
Türkiye, Ukrayna'nın “Kırım Platformu”na imza atarsa, bu açıkça Rusya Müslümanlarına saldırı olacaktır.
Yeni yaptırımlar, Kırım'da yaşayan Müslümanların yaşantılarını zorlaştıracaktır.
Yalnızca geleneksel ahlaki normların ayrımcılığa ve alay konusu olduğu din karşıtı ülkeler olan Batı'nın temsilcileri, diğerlerinin durumunun bazı Müslümanların elleriyle daha da kötüleşeceğine içtenlikle sevineceklerdir.
Türk politikacıları ve halkı, hangi seçimi yapacak?
Rusya ile normal ilişkiler ve Rusya Müslümanlarına destek lehine mi yoksa Ukrayna'daki siyasi entrika lehine mi?
Bu sorunun cevabının yalnızca büyük jeopolitik oyunlar düzleminde olmadığına inanıyorum.
Pek çok Türk ailesinin refahı Rusya ile işbirliğine bağlı olduğu için, bu aynı zamanda bir iç siyasi meseledir.
Bu, ortak geleceğimiz ve refahımızla ilgili bir sorudur.
Türk halkı, “Kırım Platformu”nun ilan edilen hedefinin “Kırım'ın ilhakının kaldırılması”nın ulaşılamaz olduğunu anlamalıdır.
İyi bir Türk atasözü vardır: “Nokta koyduysan bir kere, çevirmeyeceksin onu virgüle”.
Rusya, Kırım konusunda asla “virgül” kullanmayacak.
Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin'in defalarca ifade ettiği gibi Moskova için bu mesele sonsuza dek kapalıdır. Rusya Anayasasında yapılan yeni değişikliklere göre ülke toprakları yabancılaştırılamaz ve herhangi bir müzakereye konu olamaz.
Kırım'ı Ukrayna'ya iade etme girişimi ile ilgili her türlü uluslararası format, başlatıcıları için boşunadır.
Rusya, bu müzakere platformuna katılmayacaktır.
Rusya'da Ukrayna ile ya da sözde “Kırım Platformu”na katılma arzusunu dile getirecek Batılı ortaklarla Kırım hakkında kimseyle konuşmayacaktır.
Kırım sorununu askeri yollarla çözme girişimleri, bariz nedenlerle başarısızlığa mahkumdur.
Her türlü modern silahın kullanılmasıyla Rusya'nın tepkisi sert ve anında olacaktır.
“Kırım Platformu” projesinin Batı ile koordine edilen, Rusya'nın uluslararası izolasyon meselesini yeniden hayata geçirmek için tasarlanmış bir kampanya olduğunu da açıkça anlamalıyız.
Ukraynalı politikacılar için bu, Ukrayna Devlet Başkanı Vilademir Zelinsky'nin hızla düşen yerel notunu yükseltmek için zayıf bir şanstır.
Ancak Rusya'yı izole etme meselesi de nafiledir.
Rusya'yı sevseniz de sevmeseniz de, küresel ekonomide ve diplomaside hala önemli bir rol oynayacaktır.
Bu konunun bir de ahlaki yanı vardır.
Türkiye'nin “Kırım Platformu” projesine olası katılımı, Rusya'nın bir güzel günde “Kürt Platformu” üzerine uluslararası bir projeye katılma arzusunu ifade etmesiyle aynı şeydir.
Rusya liderliği, Kürt sorununun hassasiyetini anlıyor ve bu konudaki Ankara'nın sesini dinlemektedir. Dolayısıyla, Kırım ve Rusya'nın toprak bütünlüğü konusunda Türkiye'nin benzer bir tutumuna güvenme hakkına sahibiz.
.
Dr. Sergey Galani, dikGAZETE.com
-Tarihçi-Araştırmacı Gazeteci-
MOSKOVA
Ukrayna Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’na göre önümüzdeki Ağustos ayında Rusya üzerindeki yaptırımları artırmak amacıyla yeni bir siyasi platform kurulacak ve bunu duyurmak üzere Kiev’de uluslararası bir forum düzenlenecek.
Bu projenin adı çoktan kondu: “Kırım Platformu”.
Kiev, “Kırım Platformu” adlı siyasi proje ile bir başka uluslararası provokasyon planlıyor.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy, Türkiye'nin çoktan Kırım Platformu'na katılmayı kabul ettiğini iddia etti.
Fakat Türkiye'nin ve Türklerin buna gerçekten ihtiyacı var mı?
Ukrayna'nın siyasi girişimlerini desteklemeden önce bunu düşünmeliyiz.
Rusya Federasyonu, günümüzde Türkiye'nin en önemli ekonomik ortaklarından birisidir.
Rusya ile Türkiye arasındaki toplam ticaret hacmi 2020 yılında 17.98 milyar Dolardı.
Rusya, Türkiye'nin üçüncü büyük ihracatçısıdır.
Türkiye, Rusya'nın beşinci büyük ticaret ortağı olmaya devam ediyor.
Türkiye’nin ek olarak Rusya için büyük bir turizm bölgesi olmaya devam ettiğini de belirtmekte fayda var.
Pandemi krizinden önce bile, 2019'da 7 milyondan fazla Rus (bu rakam Türkiye’deki tüm yabancı turistlerin yüzde 15,57'sini oluşturuyor) Türk tatil beldelerinde tatil yaptı.
Rusya aynı zamanda Türk narenciye ürünlerinin önde gelen ithalatçısıdır.
Bu durum, yüz binlerce Türk'e ve tarımla uğraşan ailelerine büyük gelir sağlıyor. Ancak asıl önemli konu Rusya’nın, Türkiye’nin enerji sektöründe ana ve en güvenilir ortaklarından biri olmasıdır.
İki ülke arasındaki ilişkilerimiz, Türkiye’nin ekonomik kalkınmasını etkileyecek uzun vadeli projelere dayanmaktadır.
Bunlar, her şeyden önce, Türk Akımı doğalgaz boru hattı ve 2023 yılında açılması planlanan Akkuyu Nükleer Santralidir.
Akkuyu, beklentilere göre Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 17’sini karşılayacak. Aslında bu durum, Türkiye’nin gelecekteki enerji bağımsızlığının temelidir.
Batı yanlısı güçler 2016 yılında Türkiye'de darbe girişiminde bulunurken Rusya, Türk demokrasisine en fazla destek veren ülkeler arasında yer aldı.
Bunu Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bizzat kendisi açıkladı.
Ancak daha önce, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde Ruslar, Türklerin bağımsızlıklarını Batılı istilacıların ellerinden almalarına yardım ettiler.
Taksim Meydanındaki Cumhuriyet Anıtı’nda Türklerin ulusal lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün hemen yanındaki figürleri hatırlayın.
Türkiye, bugün ülkelerimiz ve halklarımız arasında ciddi bir farklılık yaratacak bir “Kırım Platformu” imzalama riskine girmeli mi?
Rusya'da 20 milyondan fazla Müslümanın yaşadığını ve İslam’ın, Hristiyanlık’tan sonra Rusya'daki en büyük ikinci din olduğunu unutmamak önemlidir.
Türkiye, Ukrayna'nın “Kırım Platformu”na imza atarsa, bu açıkça Rusya Müslümanlarına saldırı olacaktır.
Yeni yaptırımlar, Kırım'da yaşayan Müslümanların yaşantılarını zorlaştıracaktır.
Yalnızca geleneksel ahlaki normların ayrımcılığa ve alay konusu olduğu din karşıtı ülkeler olan Batı'nın temsilcileri, diğerlerinin durumunun bazı Müslümanların elleriyle daha da kötüleşeceğine içtenlikle sevineceklerdir.
Türk politikacıları ve halkı, hangi seçimi yapacak?
Rusya ile normal ilişkiler ve Rusya Müslümanlarına destek lehine mi yoksa Ukrayna'daki siyasi entrika lehine mi?
Bu sorunun cevabının yalnızca büyük jeopolitik oyunlar düzleminde olmadığına inanıyorum.
Pek çok Türk ailesinin refahı Rusya ile işbirliğine bağlı olduğu için, bu aynı zamanda bir iç siyasi meseledir.
Bu, ortak geleceğimiz ve refahımızla ilgili bir sorudur.
Türk halkı, “Kırım Platformu”nun ilan edilen hedefinin “Kırım'ın ilhakının kaldırılması”nın ulaşılamaz olduğunu anlamalıdır.
İyi bir Türk atasözü vardır: “Nokta koyduysan bir kere, çevirmeyeceksin onu virgüle”.
Rusya, Kırım konusunda asla “virgül” kullanmayacak.
Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin'in defalarca ifade ettiği gibi Moskova için bu mesele sonsuza dek kapalıdır. Rusya Anayasasında yapılan yeni değişikliklere göre ülke toprakları yabancılaştırılamaz ve herhangi bir müzakereye konu olamaz.
Kırım'ı Ukrayna'ya iade etme girişimi ile ilgili her türlü uluslararası format, başlatıcıları için boşunadır.
Rusya, bu müzakere platformuna katılmayacaktır.
Rusya'da Ukrayna ile ya da sözde “Kırım Platformu”na katılma arzusunu dile getirecek Batılı ortaklarla Kırım hakkında kimseyle konuşmayacaktır.
Kırım sorununu askeri yollarla çözme girişimleri, bariz nedenlerle başarısızlığa mahkumdur.
Her türlü modern silahın kullanılmasıyla Rusya'nın tepkisi sert ve anında olacaktır.
“Kırım Platformu” projesinin Batı ile koordine edilen, Rusya'nın uluslararası izolasyon meselesini yeniden hayata geçirmek için tasarlanmış bir kampanya olduğunu da açıkça anlamalıyız.
Ukraynalı politikacılar için bu, Ukrayna Devlet Başkanı Vilademir Zelinsky'nin hızla düşen yerel notunu yükseltmek için zayıf bir şanstır.
Ancak Rusya'yı izole etme meselesi de nafiledir.
Rusya'yı sevseniz de sevmeseniz de, küresel ekonomide ve diplomaside hala önemli bir rol oynayacaktır.
Bu konunun bir de ahlaki yanı vardır.
Türkiye'nin “Kırım Platformu” projesine olası katılımı, Rusya'nın bir güzel günde “Kürt Platformu” üzerine uluslararası bir projeye katılma arzusunu ifade etmesiyle aynı şeydir.
Rusya liderliği, Kürt sorununun hassasiyetini anlıyor ve bu konudaki Ankara'nın sesini dinlemektedir. Dolayısıyla, Kırım ve Rusya'nın toprak bütünlüğü konusunda Türkiye'nin benzer bir tutumuna güvenme hakkına sahibiz.
.
Dr. Sergey Galani, dikGAZETE.com
-Tarihçi-Araştırmacı Gazeteci-