Ukrayna’da savaşanlardan korkan AB’ye şok: Neo-Naziler yakında evlerine dönüyor!
Ukrayna’da savaşanlardan korkan AB’ye şok: Neo-Naziler yakında evlerine dönüyor!
- 11-04-2022 21:12
- 4499
- 11-04-2022 21:12
- 4499
Geçtiğimiz günlerde İtalyan “il Post” ve “Corriere della Sera” gazetelerinde, Ukrayna’daki askeri operasyonlar hakkında Avrupalıların bu büyük krize yönelik yeni bir bakış açısını gösteren makaleler yayınlandı.
Mevzubahis “il Post” ve “Corriere della Sera” gazetelerindeki makalelerin yazarları, 2014 yılında Ukrayna’da düşmanlıkların patlak vermesinden bu yana; Batı Avrupa ülkelerinin birçok vatandaşının Ukrayna’da savaşmaya gittiğinden bahsediyor.
Yazılara göre, şu sıralar yaklaşık 60 İtalyan vatandaşı Ukrayna’da çatışmalara aktif olarak katılıyorlar.
Milano merkezli Uluslararası Politik Araştırmalar Enstitüsü - ISPI (Istituto per gli studi di politica internazionale) uzmanlarından Dr. Francesco Marone’ye göre, Ukrayna’ya gönüllü olarak gidip, Ukrayna birlikleriyle savaşmak isteyen, bunu sosyal ağlarda açıkça dile getiren İtalyan vatandaşlarında oldukça ciddi bir artış söz konusu.
-Goffredo Buccini-
İtalyan gazeteci Goffredo Buccini’ye göre: Ukrayna’daki askeri çatışmalar, Avrupalı radikal sağcı hareketlerin temsilcileri tarafından işlenen suçların sorumluluğundan kaçınmak adına bir fırsat olarak kullanılıyor.
Bunun da temel nedeni, Ukrayna’daki “Azov Taburu” gibi Neo-Nazi muharebe birimleriyle olan ideolojik yakınlıklarıdır.
Tam da bu yüzden, Azov Taburu’nda “Ukrayna Ulusal Muhafızları”nın bir parçası olarak şu sıralar İtalyan Neo-Faşistler de bulunuyor.
Nazi sembollerini açıkça kullanmaktan imtina duymayan Azov Taburu, çoğunlukla Ukraynalı aşırı sağ hareketlerin, özellikle de Neo-Nazi grup “Sağ Sektör”ün üyelerinden oluşuyor.
2014 yılında düşmanlıkların patlak vermesiyle, Avrupa’nın her yerinden Neo-Faşist militanların bu silahlı oluşuma ulaşması da şaşırtıcı değil.
Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesaplarımdan da açıkladığım gibi, bu tip oluşumlar, Ukrayna’da bir “Ultras” yani tribün hareketi olarak başladılar.
Sağ Sektör’e bu isim, stadın “Sağ Açık” kısmında bulunmasından dolayı verildi.
Ukrayna’nın meşhur Dinamo Kiev takımının bazı aşırılıkçı ve radikal taraftar gruplarının yine bu şekilde Azov Taburu’nun kurulmasında ön ayak oldukları da ayrıca bilinmektedir.
Azov Taburu’na bağlı “Stan” kod adıyla bilinen ve Avrupa’da tanınmış bir Neo-Faşist var.
Bu adam, birkaç yıl önce Corriere della Sera gazetesine verdiği röportajda: Azov’un bünyesinde çok sayıda yabancının olduğunu söylüyor. Bunlardan, kendisi için en dikkat çekenler ise Fransızlar ve İtalyanlar.
“Beyaz Üstünlükçü” Amerikalı ırkçıların da Ukraynalı paramiliterlere katıldığı biliniyor.
Bunlardan birisi, eski bir ABD Ordusu askeri olan Craig Lang.
- Craig Lang (Siyah Kıyafetli)-
Lang, çifte cinayet işlediği için Ukrayna’da iadesi istendi.
Donbass’taki Rus halk milislerine karşı Ukrayna Ordusu ile savaşan Fransız bir genç olan Marc de Cacqueray-Valmenier de Avrupa’da oldukça tanınan bir isim.
- Marc de Caqueret-Valmeinier-
Bu genç Fransız, ülkesine döndükten sonra birkaç siyasi şiddet olayına karışıyor. Neo-Nazi örgütlerinden Les Zouaves’in lideri olan Marc, aynı zamanda Fransa’daki “Sarı Yelekliler” protestolarının ön saflarında yer alan biriydi.
Şu sıralar ise 5 Aralık 2021 tarihinde aşırı sağcı lider ve Fransa Cumhurbaşkanı adaylarından Eric Zemmour’un düzenlediği miting sırasında meydana gelen olaylardan ötürü hapiste bulunuyor.
Önümüzdeki süreçte daha kaç Avrupalının Ukrayna’ya savaşmaya gideceğini tahmin etmek oldukça güç.
ISPI Uzmanı F. Marone’ye göre: Tehlike abartılmamalı ancak yine de küçümsenmemelidir.
-Dr. Francesco Marone-
Marone: “Ukrayna’ya giden yabancı savaşçıların önemli bir kısmı aşırılıkçı bir siyasi duruşa; hatta Batı değerlerine karşı keskin bir düşmanlık duygusu besleyen kişilerden oluşuyor.” diyor.
İtalyan gazeteciler, “cihatçılar” için Suriye ne ifade ediyorsa, Avrupalı radikaller için de Ukrayna’nın aynı şeyi ifade ettiği sonucuna varıyorlar: “Radikalleşip savaş deneyimi kazandıkları bir eğitim alanı.”
Bu Avrupalılar, terör saldırıları gerçekleştirebilecek eğitimli birer terörist olarak memleketlerine dönebilirler ve her şeyden öte ülkelerindeki genç nesiller için birer “Kötü Öğretmen” olabilirler.
.
İlber Vasfi Sel, dikGAZETE.com
Geçtiğimiz günlerde İtalyan “il Post” ve “Corriere della Sera” gazetelerinde, Ukrayna’daki askeri operasyonlar hakkında Avrupalıların bu büyük krize yönelik yeni bir bakış açısını gösteren makaleler yayınlandı.
Mevzubahis “il Post” ve “Corriere della Sera” gazetelerindeki makalelerin yazarları, 2014 yılında Ukrayna’da düşmanlıkların patlak vermesinden bu yana; Batı Avrupa ülkelerinin birçok vatandaşının Ukrayna’da savaşmaya gittiğinden bahsediyor.
Yazılara göre, şu sıralar yaklaşık 60 İtalyan vatandaşı Ukrayna’da çatışmalara aktif olarak katılıyorlar.
Milano merkezli Uluslararası Politik Araştırmalar Enstitüsü - ISPI (Istituto per gli studi di politica internazionale) uzmanlarından Dr. Francesco Marone’ye göre, Ukrayna’ya gönüllü olarak gidip, Ukrayna birlikleriyle savaşmak isteyen, bunu sosyal ağlarda açıkça dile getiren İtalyan vatandaşlarında oldukça ciddi bir artış söz konusu.
-Goffredo Buccini-
İtalyan gazeteci Goffredo Buccini’ye göre: Ukrayna’daki askeri çatışmalar, Avrupalı radikal sağcı hareketlerin temsilcileri tarafından işlenen suçların sorumluluğundan kaçınmak adına bir fırsat olarak kullanılıyor.
Bunun da temel nedeni, Ukrayna’daki “Azov Taburu” gibi Neo-Nazi muharebe birimleriyle olan ideolojik yakınlıklarıdır.
Tam da bu yüzden, Azov Taburu’nda “Ukrayna Ulusal Muhafızları”nın bir parçası olarak şu sıralar İtalyan Neo-Faşistler de bulunuyor.
Nazi sembollerini açıkça kullanmaktan imtina duymayan Azov Taburu, çoğunlukla Ukraynalı aşırı sağ hareketlerin, özellikle de Neo-Nazi grup “Sağ Sektör”ün üyelerinden oluşuyor.
2014 yılında düşmanlıkların patlak vermesiyle, Avrupa’nın her yerinden Neo-Faşist militanların bu silahlı oluşuma ulaşması da şaşırtıcı değil.
Geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesaplarımdan da açıkladığım gibi, bu tip oluşumlar, Ukrayna’da bir “Ultras” yani tribün hareketi olarak başladılar.
Sağ Sektör’e bu isim, stadın “Sağ Açık” kısmında bulunmasından dolayı verildi.
Ukrayna’nın meşhur Dinamo Kiev takımının bazı aşırılıkçı ve radikal taraftar gruplarının yine bu şekilde Azov Taburu’nun kurulmasında ön ayak oldukları da ayrıca bilinmektedir.
Azov Taburu’na bağlı “Stan” kod adıyla bilinen ve Avrupa’da tanınmış bir Neo-Faşist var.
Bu adam, birkaç yıl önce Corriere della Sera gazetesine verdiği röportajda: Azov’un bünyesinde çok sayıda yabancının olduğunu söylüyor. Bunlardan, kendisi için en dikkat çekenler ise Fransızlar ve İtalyanlar.
“Beyaz Üstünlükçü” Amerikalı ırkçıların da Ukraynalı paramiliterlere katıldığı biliniyor.
Bunlardan birisi, eski bir ABD Ordusu askeri olan Craig Lang.
- Craig Lang (Siyah Kıyafetli)-
Lang, çifte cinayet işlediği için Ukrayna’da iadesi istendi.
Donbass’taki Rus halk milislerine karşı Ukrayna Ordusu ile savaşan Fransız bir genç olan Marc de Cacqueray-Valmenier de Avrupa’da oldukça tanınan bir isim.
- Marc de Caqueret-Valmeinier-
Bu genç Fransız, ülkesine döndükten sonra birkaç siyasi şiddet olayına karışıyor. Neo-Nazi örgütlerinden Les Zouaves’in lideri olan Marc, aynı zamanda Fransa’daki “Sarı Yelekliler” protestolarının ön saflarında yer alan biriydi.
Şu sıralar ise 5 Aralık 2021 tarihinde aşırı sağcı lider ve Fransa Cumhurbaşkanı adaylarından Eric Zemmour’un düzenlediği miting sırasında meydana gelen olaylardan ötürü hapiste bulunuyor.
Önümüzdeki süreçte daha kaç Avrupalının Ukrayna’ya savaşmaya gideceğini tahmin etmek oldukça güç.
ISPI Uzmanı F. Marone’ye göre: Tehlike abartılmamalı ancak yine de küçümsenmemelidir.
-Dr. Francesco Marone-
Marone: “Ukrayna’ya giden yabancı savaşçıların önemli bir kısmı aşırılıkçı bir siyasi duruşa; hatta Batı değerlerine karşı keskin bir düşmanlık duygusu besleyen kişilerden oluşuyor.” diyor.
İtalyan gazeteciler, “cihatçılar” için Suriye ne ifade ediyorsa, Avrupalı radikaller için de Ukrayna’nın aynı şeyi ifade ettiği sonucuna varıyorlar: “Radikalleşip savaş deneyimi kazandıkları bir eğitim alanı.”
Bu Avrupalılar, terör saldırıları gerçekleştirebilecek eğitimli birer terörist olarak memleketlerine dönebilirler ve her şeyden öte ülkelerindeki genç nesiller için birer “Kötü Öğretmen” olabilirler.