Ukrayna’da Kırım Tatarlarına yer yok!

Ukrayna’da Kırım Tatarlarına yer yok!

MOSKOVA

Kiev, Kırım Tatarlarının Kırım’dan sınır dışı edilmesi sürecinde Ukraynalıların rolünü hatırlamaktan neden hoşlanmıyor?

Ukraynalı komşularımız panik içinde! Çünkü Rusya Dışişleri Bakanlığı, Ekim ayı ortasında Moskova'da yapılacak olan “Yurttaşlar Kongresi”ne Kırım Tatar Diasporasının temsilcilerini davet ediyor. Kiev'e yerleşen ayrılıkçı Kırım Tatarları ve marjinaller, Kırım Tatarlarının Rus yurttaşı sayılamayacağını; Rusya ile hiçbir ilgilerinin olmadığını kanıtlamaya çalışıyorlar.

Bütün bu girişimler ise tam anlamıyla umutsuz vaka! Çünkü Kırım Tatarlarının Ukrayna’daki Kiev veya Herson bölgesinde anavatanları yoktur.

Kırım Tatarlarının Anavatanı Kırım’dır!

Kırım Tatarları, sözü geçen bölgelerde; Ukrayna'nın yerli halkına göre “yarı statü” ile sahip olunmasına rağmen, pratikte hiçbir şey tarafından desteklenmeyen ve kendi “sanal özerkliğine” sahip ulusal bir azınlıktır.

Ukraynalılar bile bu konuda açıklama yapıyor. 

Ukrayna Yüksek Radası (Parlamentosu) eski milletvekili Aleksey Juravko, şahsi Facebook hesabında şunları kaydetti:

-Juravko-

Yetkililerin tüm vaatlerine rağmen, eski Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko tarafından vaat edilen ‘Kırım Tatar Halkının Statüsüne İlişkin Yerli Halklar Yasası’ 2014 yılında kabul edilmedi. Kırım Tatar özerkliğinin yaratılmasına yönelik planlardan kasten bahsedilmiyor. Bir sonraki cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy, Kurban ve Ramazan Bayramı'nı resmi tatiller haline getireceğine, yeni camiler inşa edeceğine söz verdi. Ancak o, elbette sözlerini hatırlamıyor. 

Ukraynalı yetkililer bile 2016 yılından beri Kırım yakınlarındaki Herson bölgesinin Güneyinde Kırım Tatarlarına tahsis edilecek 500 dairelik konut inşası için gerekli araziyi tahsis edemiyor.

Türkiye, bu projeyi finanse etmeye tamamen hazır. Ancak görünüşe göre Ukraynalılara rüşvet verilmediği için sorunlar çözülemiyor.

Ukraynalılar ile Kırım Tatarları arasında tarihsel anlamda bir tür temel bir araya getirme girişimleri, çok saçma bir hal aldı:

Kossaklar ve Tatarlar: 1500-1700’lü yıllarda Ukrayna – Kırım Birlikleri” adlı kitabın yazarları Taras Çuklib ve Kırım Tarihi araştırmacısı Gülnara Abdulayeva, oluşturulan Ukrayna ideolojik tarihi çerçevesinde ortaya bir çalışma koymaya çalışıyorlar.

Onlara göre: Zaporoçya Kossakları ve Kırım Tatarları, ikisi de “savaşçı” oldukları için, askeri-siyasi birliğin bir şeklini oluşturuyorlar.

Bir zamanlar Kossaklar ve Tatarlar arasında gerçekten ittifaklar vardı. Ancak bunlar sehven ve geçiciydi.

Ukraynalı araştırmacıların hatırlamaktan pek hoşlanmadıkları şey ise: 16. yüzyılın ikinci yarısından ve özellikle 17. yüzyıldan itibaren, Zaporoçya Kossakları, Karadeniz ve Azak Denizi çevresindeki Osmanlı ve Tatar kıyı yerleşim yerlerinde Kırım Tatar halkını öldürerek; kelimenin tam anlamıyla terör estirdiler!

İşte şimdi size tarihten birkaç örnek: 

Neçay komutasındaki 5000 Zaporoçyalı Kossak, 1570’lerin ortalarında, Feodosya yani Kefe’yi kuşattı. Şehri yağmaladı ve her cinsiyetten 500 mahkum dışındaki herkesi katletti.

-Tatarlar ve Kossaklar savaşırken-

Zaporoçya Kossakları, 1575 yılında, “Bogdanko” olarak da bilinen Prens Bogdan Rujinskiy’nin önderliğinde Kırım’a karşı bir harekata başladı. 

Kuzey’deki Perekop yani Or Kapı’dan Kırım’a giren Kossaklar, yarımadanın birçok şehrini ateşe verdi ve yarımada halkını kılıçtan geçirdi. Vahşi Kossaklar, yerel Müslüman nüfusun gözlerini oydular ve kadınların görüşlerini keserek herkesi vahşice öldürdüler!

Kim bilir? Belki de ortak Avrupai insani değerler için çabalayan Ukrayna, bir asır önceki bu suçlarından dolayı Kırım Tatarlarının önünde tövbe etmelidir!?

Modern milliyetçi Ukrayna'nın ideologları, Kırım Tatar nüfusunun Kırım'dan sürülmesi ve ardından yarımadanın Ukraynalılaştırılması sürecinde Ukraynalıların olumsuz rolünü hatırlamaktan hoşlanmıyorlar. 

Bu nedenle, bazı ilginç gerçekleri hatırlamak önemlidir: 

-Kırım Tatar Sürgünü-

1944 yılında Kırım Tatarlarının Kırım’dan sürgün edilmesi operasyonundaki kilit isimlerden birisi, Poltova şehrinin yerlisi Ukraynalı NKVDİçişleri Halk Komiserliği İç Birlikler Merkez Komutanlığı Başkanı Korgeneral İvan Şeredega’ydı.

-Şeredega-

Şeredega, Kırım Otonom Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Halk Komiserliği ve daha sonra Kırım Bölgesi Halk Komiserliği Başkanıydı. Yani Kırım’dan Kırım Tatarları, Bulgarlar, Rumlar ve Ermenilerin sürgün edilmesinden sorumlu olan kişilerin arasında etnik olarak Ukraynalıların bulunduğunu vurgulamak gerekiyor. 

Bilinenin aksine; Rus etnik nüfus değil ama Ukraynalı milliyetçi liderler, baskıcı Stalinist politikayı kınayan Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin 20. Kongresi’nden sonra Kırım Tatarlarının Kırım’a dönmesini yasakladı. 

O zaman Kırım Tatarlarının anavatanlarına dönüşündeki temel engel, Ukrayna Komünist Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri Kiriçenko’ydu.

-Kiriçenko-

Kiriçenko, sürgünden dönecek Kırım Tatarlarının; anayasaya aykırı baskıcı yasaların kaldırılmasına ve Kırım Otonom Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin statüsünün yeniden restore edilmesine imkan tanıyacak bir dizi yasal işleme yol açacağını gayet iyi biliyordu. 

Dahası Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti liderliği, 20. yüzyılda 50’li ve 80’li yıllar arasında sürekli olarak Kırım’ın Ukraynalılaştırılması konusunda bir politika çizdi. 

1951 yılının yaz aylarında, Ukraynalıların Kırım’a toplu olarak yerleştirilmesi hususunda birkaç hükumet kararnamesi imzalandı. Genel olarak, Ukrayna’nın Batı ve Orta bölgelerinden bir sürü Ukraynalı, yarımadaya yerleştirildi. 

Kiev yöneticileri, Kırım’ın etnik, dilsel ve kültürel haritasını suni olarak değiştirdi. Aynı zamanda, yüzyıllardır yarımadada yaşayan Kırım Tatarları ve diğer halkların anavatanlarına dönmeleri yasaklandı.

Böylece 15 Aralık 1956 tarihinde Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu, doğrudan şu hükmü verdi:

“… Daha önce Kırım bölgesi, Herson, Zaporoçya, Nikolaev ve Odessa’daki yaşayan Tatarların, Almanların, Rumların, Bulgarların, Ermenilerin ve diğer halkların bu bölgelerde yerleşmesinin uygunsuzluğu bakımından şimdi özel yerleim yerlerine döneceklerdir. 

Mevzubahis bölge emekçileri, Bölge, Şehir ve İlçe Sovyetleri Temsilcilerine: Kırım Bölgesinde yaşayan Tatarları, Almanları, Rumları, Bulgarları, Ermenileri ve bu halklardan Kırım’a geri dönenleri; bölge sınırları içerisinde kabul etmekten vazgeçmeli ve bu bölge sınırlarının yanı sıra Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti sınırlarının da ötesine gönderilmeleri için gerekli yardımı sağlayın…

Bu kararın altında iki Ukraynalının imzası vardı: Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Bakanlar Konseyi Başkanı Kalçenko ve Ukrayna Bakanlar Konseyi İşleri Başkanı Sirenko.

Kırım Tatarlarına, Kırım'ın bağımsız ve sözde demokratik bir Ukrayna'nın parçası olduğu; çeyrek asırdan fazla bir süredir, cömertçe, boş vaatlerle dağıtıldı. Ama hiçbir şey yapılmadı.

Nedeni basit: 2000'lerin başından beri Ukrayna'nın oligarşik klanları, devleti yağmalamak gibi bencil çıkarları doğrultusunda; Batı'nın desteğiyle milliyetçi bir mono-etnik devlet kurmaya başladılar.

Resmi olarak ilan edilen üniter bir Ukrayna inşa etme doktrini çerçevesinde: “Tek Ülke, Tek Halk, Tek Dil, Tek İnançideolojisinde Kırım Tatarlarına yer yoktur!

Kırım Tatarları, yalnızca 2014 yılından sonra, Kırım'ın Ukrayna'dan “uzaklaştığı” zaman hatırlandılar. 

Özellikle ihtiyaç duyuldukları için değil, Rusya'ya karşı bir “denge” olarak hatırlandılar.

Kırım Tatarları, Kiev’in mevcut yöneticileri için dış politika oyunundaki kozlardan biri ve Batı’dan gelen finansal yardımları almalarına olanak sağlıyor. 

Bu nedenle Ukrayna’yı Kırım Tatarlarının geleneksel bir müttefiki ve koruyucusu olarak sunmak, her şekilde manipülatif bir girişim olmakla birlikte alaycı bir yalan olarak da gözüküyor!

Kırım Tatarları fiili olarak, 18 yüzyılın sonundan beri kısa bir süre bağımsız Ukrayna’nın bir parçası olmak dışında, her zaman Rus devletinin vatandaşları oldular. Kırım Tatar halkının büyük oğlu, seçkin eğitimci İsmail Bey Gaspıralı’nın, Rusya Tatarlarının Rus toplumuyla sosyal entegrasyonunu hayal ettiğini unutmayalım!

Kırım Tatarları, bugün de çok uluslu Rus toplumunun bir parçasıdır.

Moskova, Ukrayna ve başka ülkeler ne derse desin, yurtdışında yaşayan Kırım TatarlarınıYurttaşlar Kongresi”ne davet ederek, onların gerçek ve tarihi anavatanlarının; artık Rusya Federasyonu’nun ayrılmaz parçası olan Kırım olduğuna dair açıkça mesaj veriyor.

.

İlber Vasfi Sel - Dr. Sergey Galani, dikGAZETE.com

SERGEY GALANİ YAZILARI İÇİN TIKLAYIN

MOSKOVA

Kiev, Kırım Tatarlarının Kırım’dan sınır dışı edilmesi sürecinde Ukraynalıların rolünü hatırlamaktan neden hoşlanmıyor?

Ukraynalı komşularımız panik içinde! Çünkü Rusya Dışişleri Bakanlığı, Ekim ayı ortasında Moskova'da yapılacak olan “Yurttaşlar Kongresi”ne Kırım Tatar Diasporasının temsilcilerini davet ediyor. Kiev'e yerleşen ayrılıkçı Kırım Tatarları ve marjinaller, Kırım Tatarlarının Rus yurttaşı sayılamayacağını; Rusya ile hiçbir ilgilerinin olmadığını kanıtlamaya çalışıyorlar.

Bütün bu girişimler ise tam anlamıyla umutsuz vaka! Çünkü Kırım Tatarlarının Ukrayna’daki Kiev veya Herson bölgesinde anavatanları yoktur.

Kırım Tatarlarının Anavatanı Kırım’dır!

Kırım Tatarları, sözü geçen bölgelerde; Ukrayna'nın yerli halkına göre “yarı statü” ile sahip olunmasına rağmen, pratikte hiçbir şey tarafından desteklenmeyen ve kendi “sanal özerkliğine” sahip ulusal bir azınlıktır.

Ukraynalılar bile bu konuda açıklama yapıyor. 

Ukrayna Yüksek Radası (Parlamentosu) eski milletvekili Aleksey Juravko, şahsi Facebook hesabında şunları kaydetti:

-Juravko-

Yetkililerin tüm vaatlerine rağmen, eski Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko tarafından vaat edilen ‘Kırım Tatar Halkının Statüsüne İlişkin Yerli Halklar Yasası’ 2014 yılında kabul edilmedi. Kırım Tatar özerkliğinin yaratılmasına yönelik planlardan kasten bahsedilmiyor. Bir sonraki cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy, Kurban ve Ramazan Bayramı'nı resmi tatiller haline getireceğine, yeni camiler inşa edeceğine söz verdi. Ancak o, elbette sözlerini hatırlamıyor. 

Ukraynalı yetkililer bile 2016 yılından beri Kırım yakınlarındaki Herson bölgesinin Güneyinde Kırım Tatarlarına tahsis edilecek 500 dairelik konut inşası için gerekli araziyi tahsis edemiyor.

Türkiye, bu projeyi finanse etmeye tamamen hazır. Ancak görünüşe göre Ukraynalılara rüşvet verilmediği için sorunlar çözülemiyor.

Ukraynalılar ile Kırım Tatarları arasında tarihsel anlamda bir tür temel bir araya getirme girişimleri, çok saçma bir hal aldı:

Kossaklar ve Tatarlar: 1500-1700’lü yıllarda Ukrayna – Kırım Birlikleri” adlı kitabın yazarları Taras Çuklib ve Kırım Tarihi araştırmacısı Gülnara Abdulayeva, oluşturulan Ukrayna ideolojik tarihi çerçevesinde ortaya bir çalışma koymaya çalışıyorlar.

Onlara göre: Zaporoçya Kossakları ve Kırım Tatarları, ikisi de “savaşçı” oldukları için, askeri-siyasi birliğin bir şeklini oluşturuyorlar.

Bir zamanlar Kossaklar ve Tatarlar arasında gerçekten ittifaklar vardı. Ancak bunlar sehven ve geçiciydi.

Ukraynalı araştırmacıların hatırlamaktan pek hoşlanmadıkları şey ise: 16. yüzyılın ikinci yarısından ve özellikle 17. yüzyıldan itibaren, Zaporoçya Kossakları, Karadeniz ve Azak Denizi çevresindeki Osmanlı ve Tatar kıyı yerleşim yerlerinde Kırım Tatar halkını öldürerek; kelimenin tam anlamıyla terör estirdiler!

İşte şimdi size tarihten birkaç örnek: 

Neçay komutasındaki 5000 Zaporoçyalı Kossak, 1570’lerin ortalarında, Feodosya yani Kefe’yi kuşattı. Şehri yağmaladı ve her cinsiyetten 500 mahkum dışındaki herkesi katletti.

-Tatarlar ve Kossaklar savaşırken-

Zaporoçya Kossakları, 1575 yılında, “Bogdanko” olarak da bilinen Prens Bogdan Rujinskiy’nin önderliğinde Kırım’a karşı bir harekata başladı. 

Kuzey’deki Perekop yani Or Kapı’dan Kırım’a giren Kossaklar, yarımadanın birçok şehrini ateşe verdi ve yarımada halkını kılıçtan geçirdi. Vahşi Kossaklar, yerel Müslüman nüfusun gözlerini oydular ve kadınların görüşlerini keserek herkesi vahşice öldürdüler!

Kim bilir? Belki de ortak Avrupai insani değerler için çabalayan Ukrayna, bir asır önceki bu suçlarından dolayı Kırım Tatarlarının önünde tövbe etmelidir!?

Modern milliyetçi Ukrayna'nın ideologları, Kırım Tatar nüfusunun Kırım'dan sürülmesi ve ardından yarımadanın Ukraynalılaştırılması sürecinde Ukraynalıların olumsuz rolünü hatırlamaktan hoşlanmıyorlar. 

Bu nedenle, bazı ilginç gerçekleri hatırlamak önemlidir: 

-Kırım Tatar Sürgünü-

1944 yılında Kırım Tatarlarının Kırım’dan sürgün edilmesi operasyonundaki kilit isimlerden birisi, Poltova şehrinin yerlisi Ukraynalı NKVDİçişleri Halk Komiserliği İç Birlikler Merkez Komutanlığı Başkanı Korgeneral İvan Şeredega’ydı.

-Şeredega-

Şeredega, Kırım Otonom Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Halk Komiserliği ve daha sonra Kırım Bölgesi Halk Komiserliği Başkanıydı. Yani Kırım’dan Kırım Tatarları, Bulgarlar, Rumlar ve Ermenilerin sürgün edilmesinden sorumlu olan kişilerin arasında etnik olarak Ukraynalıların bulunduğunu vurgulamak gerekiyor. 

Bilinenin aksine; Rus etnik nüfus değil ama Ukraynalı milliyetçi liderler, baskıcı Stalinist politikayı kınayan Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin 20. Kongresi’nden sonra Kırım Tatarlarının Kırım’a dönmesini yasakladı. 

O zaman Kırım Tatarlarının anavatanlarına dönüşündeki temel engel, Ukrayna Komünist Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri Kiriçenko’ydu.

-Kiriçenko-

Kiriçenko, sürgünden dönecek Kırım Tatarlarının; anayasaya aykırı baskıcı yasaların kaldırılmasına ve Kırım Otonom Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin statüsünün yeniden restore edilmesine imkan tanıyacak bir dizi yasal işleme yol açacağını gayet iyi biliyordu. 

Dahası Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti liderliği, 20. yüzyılda 50’li ve 80’li yıllar arasında sürekli olarak Kırım’ın Ukraynalılaştırılması konusunda bir politika çizdi. 

1951 yılının yaz aylarında, Ukraynalıların Kırım’a toplu olarak yerleştirilmesi hususunda birkaç hükumet kararnamesi imzalandı. Genel olarak, Ukrayna’nın Batı ve Orta bölgelerinden bir sürü Ukraynalı, yarımadaya yerleştirildi. 

Kiev yöneticileri, Kırım’ın etnik, dilsel ve kültürel haritasını suni olarak değiştirdi. Aynı zamanda, yüzyıllardır yarımadada yaşayan Kırım Tatarları ve diğer halkların anavatanlarına dönmeleri yasaklandı.

Böylece 15 Aralık 1956 tarihinde Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu, doğrudan şu hükmü verdi:

“… Daha önce Kırım bölgesi, Herson, Zaporoçya, Nikolaev ve Odessa’daki yaşayan Tatarların, Almanların, Rumların, Bulgarların, Ermenilerin ve diğer halkların bu bölgelerde yerleşmesinin uygunsuzluğu bakımından şimdi özel yerleim yerlerine döneceklerdir. 

Mevzubahis bölge emekçileri, Bölge, Şehir ve İlçe Sovyetleri Temsilcilerine: Kırım Bölgesinde yaşayan Tatarları, Almanları, Rumları, Bulgarları, Ermenileri ve bu halklardan Kırım’a geri dönenleri; bölge sınırları içerisinde kabul etmekten vazgeçmeli ve bu bölge sınırlarının yanı sıra Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti sınırlarının da ötesine gönderilmeleri için gerekli yardımı sağlayın…

Bu kararın altında iki Ukraynalının imzası vardı: Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Bakanlar Konseyi Başkanı Kalçenko ve Ukrayna Bakanlar Konseyi İşleri Başkanı Sirenko.

Kırım Tatarlarına, Kırım'ın bağımsız ve sözde demokratik bir Ukrayna'nın parçası olduğu; çeyrek asırdan fazla bir süredir, cömertçe, boş vaatlerle dağıtıldı. Ama hiçbir şey yapılmadı.

Nedeni basit: 2000'lerin başından beri Ukrayna'nın oligarşik klanları, devleti yağmalamak gibi bencil çıkarları doğrultusunda; Batı'nın desteğiyle milliyetçi bir mono-etnik devlet kurmaya başladılar.

Resmi olarak ilan edilen üniter bir Ukrayna inşa etme doktrini çerçevesinde: “Tek Ülke, Tek Halk, Tek Dil, Tek İnançideolojisinde Kırım Tatarlarına yer yoktur!

Kırım Tatarları, yalnızca 2014 yılından sonra, Kırım'ın Ukrayna'dan “uzaklaştığı” zaman hatırlandılar. 

Özellikle ihtiyaç duyuldukları için değil, Rusya'ya karşı bir “denge” olarak hatırlandılar.

Kırım Tatarları, Kiev’in mevcut yöneticileri için dış politika oyunundaki kozlardan biri ve Batı’dan gelen finansal yardımları almalarına olanak sağlıyor. 

Bu nedenle Ukrayna’yı Kırım Tatarlarının geleneksel bir müttefiki ve koruyucusu olarak sunmak, her şekilde manipülatif bir girişim olmakla birlikte alaycı bir yalan olarak da gözüküyor!

Kırım Tatarları fiili olarak, 18 yüzyılın sonundan beri kısa bir süre bağımsız Ukrayna’nın bir parçası olmak dışında, her zaman Rus devletinin vatandaşları oldular. Kırım Tatar halkının büyük oğlu, seçkin eğitimci İsmail Bey Gaspıralı’nın, Rusya Tatarlarının Rus toplumuyla sosyal entegrasyonunu hayal ettiğini unutmayalım!

Kırım Tatarları, bugün de çok uluslu Rus toplumunun bir parçasıdır.

Moskova, Ukrayna ve başka ülkeler ne derse desin, yurtdışında yaşayan Kırım TatarlarınıYurttaşlar Kongresi”ne davet ederek, onların gerçek ve tarihi anavatanlarının; artık Rusya Federasyonu’nun ayrılmaz parçası olan Kırım olduğuna dair açıkça mesaj veriyor.

.

İlber Vasfi Sel - Dr. Sergey Galani, dikGAZETE.com

SERGEY GALANİ YAZILARI İÇİN TIKLAYIN