Ümit Özdağ provokasyonlarla neyi amaçlıyor?

Ümit Özdağ provokasyonlarla neyi amaçlıyor?

Ümit Özdağ provokasyonlarla neyi amaçlıyor? Ümit Özdağ provokasyonlarla neyi amaçlıyor?

Ümit Özdağ, "Hatay sınırına mayın döşeyeceğiz" açıklamasıyla gitmek istediği Hatay’a alınmadı. Bir dizi toplantıya katılmak için gitmek istediği Hatay'a girişine izin verilmeyen Özdağ, Hatay sınırında beklemeye başladı.

Özdağ, "Türkiye'deki tüm Zafer Partilileri Hatay'a bekliyorum" diye açıklama yapmayı da ihmal etmedi.

Ümit Özdağ’ın bu söylemi ve girişimi açık bir provokasyondur.

Her ne kadar mecazi anlamda da söylese "Hatay sınırına mayın döşeyeceğiz" açıklaması, bir siyasi parti liderinin güvenliğini sıkıntıya sokacağından Valiliğin önlem alması kaçınılmazdır.

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İbrahim Çataklı’nın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, "Tek güç kaynağı yabancı düşmanlığı olan, iki gündür Hatay sınırına mayın döşeyeceğini söyleyerek kışkırtıcı bir yol izleyen, hayatı yalan ve provokasyondan ibaret birinin bu provokasyonuna, tahrikine izin verilmemiştir" açıklaması da tarihe not olarak düşülmüştür.

Bu tip eylemleri neticesinde engelleneceğini biliyor Sayın Özdağ, bilerek gidiyor ve buradan prim yapıyor. Reklamını yapıyor, gündem belirliyor. Siyaseten doğru bir strateji izliyor. Zaten Partisini ayakta tutan etken de bu açık provokasyonlardır. Bu girişimleri sebebiyle Ümit Özdağ’ı bir siyasetçi olarak eleştiremeyiz.

Ümit Özdağ’ın amacı üzüm yemek olsa “mayın döşeyeceğini” sosyal medyadan paylaşmaz, sessizce Hatay'a, toplantılarına giderdi. Gazete ordusu, nasıl olsa peşinde olacaktı. Sosyal medyadan yaptığı paylaşımla “bağcıylamücadele edeceğini şimdiden belli ediyor.

Ülkenin her köşesine gidebilen Ümit Özdağ, kasten devleti tahrik ediyor, sinir uçlarına dokunuyor. Tartışıyor. Olay çıkarıyor. Politik olarak fayda sağlıyor. İyi bir stratejist olarak devletin sinir uçlarını biliyor olsa da devletin reflekslerini nerede göstereceğini de bilerek hamlelerini yapıyor.

Devletin en zorlu koşullarda bile her zaman sinir uçları vardır. Bugün değil, 90'lı - 80'li yıllarda bu açıklamayı yapıp da hiç kimse bir vilayete giremezdi.

Devlet, öncelikle Sayın Özdağ'ın can güvenliğini sağlamalıdır. Bu tür açıklamalardan sonra herhangi bir işlem yapılmazsa, devlet suça taraf olur. Ancak o zaman bir suç işlemiş olur.

Hatay'a girişine izin verilseydi ve Ümit Özdağ’a karşı her türlü önleme rağmen provokasyon olsaydı, bir saldırı girişimi vs, o zaman devlet suçlu ilan edilmeyecek miydi?

İçişleri Bakanlığı için her türlü tezvirat yapılır, hatta Bakan Süleyman Soylu açıkça suçlu ilan edilirdi.

Ümit Özdağ, geçtiğimiz günlerde Süleyman Soylu'yu İçişleri Bakanlığı önünde kavgaya çağırdı. Bakanın gelmeyeceğini bilmiyor mu, bunlar hep siyasi hamlelerdir. Ümit Özdağ bu alandaki bir boşluğu milliyetçi bir söylemle doldurmaya çalışıyor. Bu başka türlü mümkün değil. Başarılı bir politika izliyor. Provokasyon olarak da olsa mülteci sorununu gündemde tutmaya çalışıyor.

Valiliğin daha sonra yasağı kaldırdığını ve şehre girmesine izin verdiğini belirtmek gerekiyor.

Destek için Ankara'dan yola çıkan Muharrem İnce ise "Sayın Özdağ aradı, Valiliğin yasağı kaldırdığını söyledi. Teşekkür etti. Kendisinin de döneceğini söyledi. Ben de Niğde yolundan geri dönüyorum" dedi.

Ümit Özdağ, İçişleri Bakanlığı ile sürekli tartışarak ve Göç İdaresi ile dolaylı olarak çatışarak, sığınmacı sorununu gündemde tutarken, bu girişimle Türkiye'nin uluslararası arenadaki çalışmalarının yönünü de etkilemeye çalışıyor.

Türkiye'nin sığınmacı sorunu, uluslararası bir sorundur. Bu bir iç mesele değildir.

Sığınmacıları bir gün, bir hafta veya bir ayda sınır dışı etmek de teknik olarak imkânsızdır. Zaten Türkiye, bir süredir sığınmacıları geri göndermeye çalışıyor. Bu bağlamda Suriye'de altyapı çalışmalarıyla uğraşıyor. Sınır ötesi harekâtı gündemde tutuyor.

Devletin çözüm için uğraştığı sığınmacılar sorununu sürekli gündemde tutması ve oy almaya çalışması siyasi bir hamledir, normaldir, hak verilebilir. Ancak bu provokasyonların ırk çatışmasına yol açtığını ve sığınmacılara karşı fiilen suça teşvik anlamına gelen eylemleri başlattığını belirtmek gerekir.

Milliyetçi duyguları okşasalar da bu tür provokatif açıklamalar tehlikelidir ve devletin çözüm için harcadığı zamanı boşa harcama tehlikesini de beraberinde getirmektedir.

Ümit Özdağ'ın niyeti üzüm yemekse, devletin sınır ötesi operasyonlar için gün saydığı bugünlerde, sürekli sığınmacı sorunuyla ilgilenmez ve başka sorunları gündeme getirmeye çalışır. Aksi takdirde Ümit Özdağ'ın Rus siyasetine uygun hamleler yaptığı tezi doğruluk kazanmaya başlayacak.

Umarım bu tez doğru olarak karşımıza çıkmaz.

.

Muhammed Işık, dikGAZETE.com

Ümit Özdağ, "Hatay sınırına mayın döşeyeceğiz" açıklamasıyla gitmek istediği Hatay’a alınmadı. Bir dizi toplantıya katılmak için gitmek istediği Hatay'a girişine izin verilmeyen Özdağ, Hatay sınırında beklemeye başladı.

Özdağ, "Türkiye'deki tüm Zafer Partilileri Hatay'a bekliyorum" diye açıklama yapmayı da ihmal etmedi.

Ümit Özdağ’ın bu söylemi ve girişimi açık bir provokasyondur.

Her ne kadar mecazi anlamda da söylese "Hatay sınırına mayın döşeyeceğiz" açıklaması, bir siyasi parti liderinin güvenliğini sıkıntıya sokacağından Valiliğin önlem alması kaçınılmazdır.

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İbrahim Çataklı’nın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, "Tek güç kaynağı yabancı düşmanlığı olan, iki gündür Hatay sınırına mayın döşeyeceğini söyleyerek kışkırtıcı bir yol izleyen, hayatı yalan ve provokasyondan ibaret birinin bu provokasyonuna, tahrikine izin verilmemiştir" açıklaması da tarihe not olarak düşülmüştür.

Bu tip eylemleri neticesinde engelleneceğini biliyor Sayın Özdağ, bilerek gidiyor ve buradan prim yapıyor. Reklamını yapıyor, gündem belirliyor. Siyaseten doğru bir strateji izliyor. Zaten Partisini ayakta tutan etken de bu açık provokasyonlardır. Bu girişimleri sebebiyle Ümit Özdağ’ı bir siyasetçi olarak eleştiremeyiz.

Ümit Özdağ’ın amacı üzüm yemek olsa “mayın döşeyeceğini” sosyal medyadan paylaşmaz, sessizce Hatay'a, toplantılarına giderdi. Gazete ordusu, nasıl olsa peşinde olacaktı. Sosyal medyadan yaptığı paylaşımla “bağcıylamücadele edeceğini şimdiden belli ediyor.

Ülkenin her köşesine gidebilen Ümit Özdağ, kasten devleti tahrik ediyor, sinir uçlarına dokunuyor. Tartışıyor. Olay çıkarıyor. Politik olarak fayda sağlıyor. İyi bir stratejist olarak devletin sinir uçlarını biliyor olsa da devletin reflekslerini nerede göstereceğini de bilerek hamlelerini yapıyor.

Devletin en zorlu koşullarda bile her zaman sinir uçları vardır. Bugün değil, 90'lı - 80'li yıllarda bu açıklamayı yapıp da hiç kimse bir vilayete giremezdi.

Devlet, öncelikle Sayın Özdağ'ın can güvenliğini sağlamalıdır. Bu tür açıklamalardan sonra herhangi bir işlem yapılmazsa, devlet suça taraf olur. Ancak o zaman bir suç işlemiş olur.

Hatay'a girişine izin verilseydi ve Ümit Özdağ’a karşı her türlü önleme rağmen provokasyon olsaydı, bir saldırı girişimi vs, o zaman devlet suçlu ilan edilmeyecek miydi?

İçişleri Bakanlığı için her türlü tezvirat yapılır, hatta Bakan Süleyman Soylu açıkça suçlu ilan edilirdi.

Ümit Özdağ, geçtiğimiz günlerde Süleyman Soylu'yu İçişleri Bakanlığı önünde kavgaya çağırdı. Bakanın gelmeyeceğini bilmiyor mu, bunlar hep siyasi hamlelerdir. Ümit Özdağ bu alandaki bir boşluğu milliyetçi bir söylemle doldurmaya çalışıyor. Bu başka türlü mümkün değil. Başarılı bir politika izliyor. Provokasyon olarak da olsa mülteci sorununu gündemde tutmaya çalışıyor.

Valiliğin daha sonra yasağı kaldırdığını ve şehre girmesine izin verdiğini belirtmek gerekiyor.

Destek için Ankara'dan yola çıkan Muharrem İnce ise "Sayın Özdağ aradı, Valiliğin yasağı kaldırdığını söyledi. Teşekkür etti. Kendisinin de döneceğini söyledi. Ben de Niğde yolundan geri dönüyorum" dedi.

Ümit Özdağ, İçişleri Bakanlığı ile sürekli tartışarak ve Göç İdaresi ile dolaylı olarak çatışarak, sığınmacı sorununu gündemde tutarken, bu girişimle Türkiye'nin uluslararası arenadaki çalışmalarının yönünü de etkilemeye çalışıyor.

Türkiye'nin sığınmacı sorunu, uluslararası bir sorundur. Bu bir iç mesele değildir.

Sığınmacıları bir gün, bir hafta veya bir ayda sınır dışı etmek de teknik olarak imkânsızdır. Zaten Türkiye, bir süredir sığınmacıları geri göndermeye çalışıyor. Bu bağlamda Suriye'de altyapı çalışmalarıyla uğraşıyor. Sınır ötesi harekâtı gündemde tutuyor.

Devletin çözüm için uğraştığı sığınmacılar sorununu sürekli gündemde tutması ve oy almaya çalışması siyasi bir hamledir, normaldir, hak verilebilir. Ancak bu provokasyonların ırk çatışmasına yol açtığını ve sığınmacılara karşı fiilen suça teşvik anlamına gelen eylemleri başlattığını belirtmek gerekir.

Milliyetçi duyguları okşasalar da bu tür provokatif açıklamalar tehlikelidir ve devletin çözüm için harcadığı zamanı boşa harcama tehlikesini de beraberinde getirmektedir.

Ümit Özdağ'ın niyeti üzüm yemekse, devletin sınır ötesi operasyonlar için gün saydığı bugünlerde, sürekli sığınmacı sorunuyla ilgilenmez ve başka sorunları gündeme getirmeye çalışır. Aksi takdirde Ümit Özdağ'ın Rus siyasetine uygun hamleler yaptığı tezi doğruluk kazanmaya başlayacak.

Umarım bu tez doğru olarak karşımıza çıkmaz.

.

Muhammed Işık, dikGAZETE.com