- 10-09-2022 06:04
- 16808
Son günlerde Milli İstihbarat Teşkilatı ve Başkanına yönelik 15 Temmuz darbe girişimi üzerinden bazı denyo tiplerin dahil olduğu okyanus ötesi troller, sözde karalama kampanyası yürütüyor. Tam da Ziya Paşa’nın dediği gibi "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde /İnsanın aynası iştir, lafa bakılmaz. Bir kişinin aklının seviyesi yaptığı işte görünür."
FETÖ’cü gazeteci Cevheri Güven’in Hürriyet Ankara Temsilcisi Hande Fırat’ın “15 Temmuz darbe girişiminden bir gün önce MİT’çi Nuh Yılmaz’la görüştüğü ve Tayyip Erdoğan’ın facetime ile canlı yayın bağlantısını planladığı” iddiası, Türkiye’de gündemi değiştirdi.
Neymiş efendim; Hande Fırat, dönemin MİT basın müşaviri Nuh Yılmaz'la, 15 Temmuz’dan bir gün önce 14 Temmuz'da görüşmüş. CNN Türk’ün Ankara Temsilcisi Hande Fırat’ın, Erdoğan’ın halkı sokaklara çağırdığı görüşmeyi, MİT’çi Nuh Yılmaz’la önceden ayarladığı ortaya çıkmış. Doğan TV Ankara Temsilcisi Hande Fırat; Darbe girişimi gecesi yaşadıklarını CNN Türk ekranlarında anlatmış, olaydan kimsenin haberi olmadığını söylemiş. Ancak Altın Kelebek ödül töreninde konuşan Aydın Doğan, Hande Fırat'ın söylediklerinin tam tersi bir açıklama yaparak, Hande Fırat'ın kendisine haber verdiğini ve bunun için evlendirme sözü verdiğini anlatmış-mış.
Baştan belirteyim; Hande Fırat’ın gazeteciliğini de televizyon sunuculuğunu da beğenmiyorum. O gece için başka bir sunucu bulunabilir miydi bilemiyorum? Ama onun tercih edilmesi, adı geçen spikerin MİT nezdinde “güvenilir” olduğunu mu gösterir? Neden böyle düşünüyorum? Çünkü Hande Fırat’ın MİT Başkanı Hakan Fidan’la komşu olduğunu söyleyen Mine Kırıkkanat, “MİT’le iç içe olan Hande Fırat, zaten Hakan Fidan’ın komşuları. Hande Fırat her şey yapabilir. Yalan yanlış bütün haberleri yapabilir. Ve fakat zekasızlığından, iktidarı korumak için Emine Erdoğan’ı zan altında bırakabilecek kadar da zekasız biridir” diyor. Demek ki ellerinde bu varmış, bula bula bunu bulmuşlar.
Cevheri Güven kimdir?
Gelelim bu tartışmayı ateşleyen Cevheri Güven’e. 25 Kasım 1977, Erzurum doğumlu Cevheri Güven, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünden mezun. Nokta dergisi eski genel yayın yönetmeni. 3 Kasım 2015 tarihinde "halkı hükümete karşı silahlı isyana tahrik etmek" suçlamasıyla tutuklanmış, 29 Aralık 2015'te ise adli kontrol şartı ile tahliye edilmiştir.
Cevheri Güven Mayıs 2017'de İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde Nokta Dergisi'nin 2-8 Kasım 2015 tarihli kapağı nedeniyle yargılandığı davadan, "İç savaş çıkarmaya çalışmak" suçlamasıyla 22,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Derginin sorumlu yazı işleri müdürü Murat Çapan da aynı cezayı aldı. Murat Çapan tutuklanarak cezaevine kondu. Cevheri Güven, yurt dışında bulunduğu için tutuklanmadı.
Güven hakkında açılan diğer davalar ise yurt dışında bulunması nedeniyle sürdürülemiyor. 24 Aralık 2021'de yayımlanan Resmi Gazete'de; Türkiye'de bulunan tüm malvarlıklarının dondurulmasına dair karar yayınlandı. 2016 yılının başından beri yurt dışında yaşıyor.
Kendisini ve ailesini Evros nehrinden kuzeydoğu Yunanistan'a götüren kaçakçılara 15.000 Euro (17.000 $) ödedi. Yunanistan'a oradan da Almanya'ya geçti. “YouTube” kanalı var. Yurtdışında kaçak olmasına rağmen, bazı resmi görevlilerin dahi ulaşamayacağı bilgileri konuşuyor, yorumluyor. Hatta kimi zaman “Türkiye'den hangi istihbarat birimi bu bilgileri ona servis ediyor?” diye konuşulduğunu da duyuyorum.
Cevheri Güven’in iddiaları…
“15 Temmuz’da MİT Basın Dairesi Başkanı Nuh Yılmaz’ın çok kritik görevleri vardı. Mesela 15 Temmuz’dan bir gün önce Ankara’da çok dışında gözlerden uzak bir yerde Hande Fırat ile görüşüyor. CNN Türk’ün Ankara Temsilcisi olan Hande Fırat normalde biriyle ya Nusret’te buluşur ya da Ankara’nın klas mekanlarında buluşur. Ama Hande Fırat gidiyor Ankara’nın gözlerden uzak bir yerinde Nuh Yılmaz’la görüşüyor. Nuh Yılmaz makamına da çağırmıyor. Nuh Yılmaz ile görüşmesinden bir gün sonra 15 Temmuz hadisesi gerçekleşiyor. Ve Hande Fırat Tayyip Erdoğan’la o meşhur facetime görüntülü konuşması var ya işte facetime görüşmesini yaparken Allah’ın işine bak her şey ortaya çıkacak ya Nuh Yılmaz tam o sırada Hande Fırat’ı aradı. Ekranda Nuh Yılmaz’ın ismi Hande Fırat’ın telefonunda görüldü. Hande Fırat hemen panikle telefonu kapattı ve Tayyip Erdoğan ile konuşmaya devam etti. 15 Temmuz gecesi de Hande Fırat ile irtibat halindeler. Hande Fırat 15 Temmuz ile bir kitap yazdı o olayı spontane gelişmiş gibi anlattı.”
Hande Fırat, yalan söylemiyor sadece gizli kalması gereken bir sırrı ifşa etmiyor!..
Şimdi burada yapılmak istenilen Hande Fırat’ın yalan söylediğinin ortaya çıkarılması mı? Yoksa lafı dolandırmadan soralım Hande Fırat’ın bazı odaklar tarafından iddia edildiği şekilde “MİT’in tertipçisi olduğu 15 Temmuz darbe girişimi”nin içinde olduğu mu?
Öncelikle Hande Fırat yalan söylemiyor!
Sadece gizli kalması gereken bir sırrı ifşa etmiyor. Bu nedenle Hande Fırat’ın bizzat kendisinin “ …Altı yıl önce 4 Kasım 2016’da dönemin CHP Milletvekili Aytun Çıray ile bir gazeteciye “denizbayrak83” isimli bir e-posta üzerinden bir sahte belge gönderildi. O sahte belge, klasik FETÖ kafasıyla hazırlanmış, sepete her hedef konulmuştu. Adil Öksüz’ün “Timsah” kod adlı MİT personeli olduğundan, darbe girişimini Hulusi Akar’ın kurguladığından benimle MİT Basın Danışmanı Nuh Yılmaz’ın bir gün önce hiç gitmeyeceğim bir lokasyonda bir lokantada buluşup Facetime görüşmesini organize ettiğimize, hatta kıyafetime bile karar verdiğimize kadar bir sürü saçmalık yazıyordu. Bu yalanın o gün üstüne atlayanlar, sıfır teknoloji bilgileri ile işi; Cumhurbaşkanı Erdoğan’la canlı yayında yaptığım görüşme sırasında Nuh Yılmaz’ın beni aramasından yola çıkarak: “Nuh Yılmaz’ın telefonu ile bağlandı” saçmalığına kadar götürdüler.” ifadesi kısmen doğrudur kısmen de eksiktir.
Dönemin MİT Basın Danışmanı Nuh Yılmaz’ın 15 Temmuz gecesi ve 15 Temmuz’dan birkaç gün önce gazeteci Hande Fırat’la darbe akşamı yapılması gerekenler kapsamında gerçekleştirdiği görüşme, MİT Basın Danışmanının görevi dahilindedir ve yasaldır.
Kamuoyunda sanıldığının aksine MİT’in darbeden çok önce haberi olmuştur, darbecilerin arasına sızmıştır ve darbecilerin çuvallamasını sağlamıştır. Eğer öyle olmasaydı, darbe daha sonraki bir tarihte yapılacaktı ve sonuçları Türk demokrasisi açısından hiç de hoş olmayan şekilde sonuçlanacaktı.
MİT, 1971'deki 12 Mart Muhtırası’nda ne yaptıysa, aynısını 15 Temmuz öncesinde yapmıştır.
12 Mart 1971 Muhtırasında ne oldu?
12 Mart Muhtırası sürecinde 12 Mart 1971 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri komuta kademesi, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Faruk Gürler, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Celal Eyiceoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur imzasıyla Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a bir muhtıra vererek 32. Türkiye Hükûmetini istifaya zorlamıştı.
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından emir komuta zinciri içerisinde 12 Mart Muhtırası verilmemiş olsaydı TSK içinde kurulmuş ve içlerinde Emekli Korgeneral Cemal Madanoğlu'nun da bulunduğu askerî cunta harekete geçebilirdi. Cunta içine sızmış ve önemli görevler üstlenen Mahir Kaynak vasıtası ile darbe planları önceden haber alınmış ve darbeye adı karışan ve rütbesinden daha kıdemsiz olanlar resen emekliye sevk edilmişlerdi.
12 Mart 1971 Darbesi'ne giden süreçte "Millî Demokratik Devrimciler"in sivil kanadı da askerler gibi o dönemin siyasi partilerinin demokrasi anlayışının bir oyalamaca olduğunu ileri sürerek “ulusçu-devrimci yöntem” sloganı ile ifade edilen ilkeler doğrultusunda parlamento dışı muhalefeti savunuyorlardı. Maksatları, ulusalcı subayları ikna ederek onlarla birlikte bir 'Millî Demokratik Devrim' darbesi yapmaktı.
9 Mart 1971 tarihinde planlanan darbe, içlerinde Mahir Kaynak’ın bulunduğu Millî İstihbarat Teşkilatı mensuplarının, durumu Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç ve 1. Ordu Komutanı Orgeneral Faik Türün'e haber vermesiyle akamete uğratıldı. Mahir Kaynak; “12 Mart müdahalesine neden olan darbe teşebbüsünün ortaya çıkarılmasında önemli rol oynadım” diyerek, bu süreçteki rolünü belirtmiştir.
-Mahir Kaynak-
9 Mart cuntacılarının ordu üst kademesinden kontak kurduğu kişiler Kara Kuvvetleri Komutanı Faruk Gürler ve Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur’dur. Bu ikisiyle ilişkileri olmakla beraber girişime önderlik etmesi öngörülen asker Korgeneral Atıf Erçıkan’dır. Atıf Erçıkan Mahir Kaynak, vasıtasıyla tespit edilmiş; hatta cunta içindeki devletin ajanına dönüştürülmüştü.
Kısacası 15 Temmuz darbe teşebbüsünde de benzer şeyler yaşandı. Anlayamadığım bu zıvanadan çıkmış dıllo/ denyo sürüsü, Hande Fırat’a da rol veren MİT’in 15 Temmuz darbe girişimine karşı yapmış olduğu önleyici faaliyetten neden rahatsız oldukları?
MİT'in görevi devletin ve milletin bağımsızlığına yönelen harici ve dahili tehditleri ortaya çıkarmak değil mi?
2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri Ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’na göre Milli İstihbarat Teşkilatının görevleri şunlardır, “Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milleti ile bütünlüğüne, varlığına, bağımsızlığına, güvenliğine, Anayasal düzenine ve milli gücünü meydana getiren bütün unsurlarına karşı içten ve dıştan yöneltilen mevcut ve muhtemel faaliyetler hakkında milli güvenlik istihbaratını Devlet çapında oluşturmak ve bu istihbaratı Cumhurbaşkanı (…),Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile gerekli kuruluşlara ulaştırmak. Devletin milli güvenlik siyasetiyle ilgili planların hazırlanması ve yürütülmesinde; Cumhurbaşkanı (…) , Genelkurmay Başkanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri ile ilgili bakanlıkların istihbarat istek ve ihtiyaçlarını karşılamak. Kamu kurum ve kuruluşlarının istihbarat faaliyetlerinin yönlendirilmesi için Cumhurbaşkanı (…) (ve Milli Güvenlik Kuruluna tekliflerde bulunmak. Kamu kurum ve kuruluşlarının istihbarat ve istihbarata karşı koyma faaliyetlerine teknik konularda müşavirlik yapmak ve koordinasyonun sağlanmasında yardımcı olmak. Genelkurmay Başkanlığınca Silahlı Kuvvetler için lüzum görülecek haber ve istihbaratı, yapılacak protokole göre Genelkurmay Başkanlığına ulaştırmak. Milli Güvenlik Kurulunda belirlenecek diğer görevleri yapmak. İstihbarata karşı koymak…”
Kısacası Milli İstihbarat Teşkilatı; Türkiye Cumhuriyetinin; ülkesi ve millet bütünlüğüne, varlığına, bağımsızlığına ve güvenliğine, anayasal düzenine ve milli gücünü meydana getiren bütün unsurlara karşı içten ve dıştan yönetilen faaliyetlere karşı istihbaratı sağlamaktır. MİT, ülkeye yönelik yürütülen istihbarat faaliyetlerine karşı koymakla görevlidir.
Önceden MİT'i darbe girişiminden haberdar olmamakla itham eden bahtsız muhalefet, şimdi de kalkmış FETÖ’cülerln ağzıyla, “darbeden haberiniz vardı” demeye getiriyor.
Tabii ki vardı ey salakolar! Olmasa Türk Silahlı Kuvvetlerinin komuta kademesinin -ki bunu söylemeyi utanç verici buluyorum- darbeci cunta tarafından derdest edildiği ortamda Türk Ordusu'nun bu kaosa kapılmaması mümkün olur muydu?
15 Temmuz darbe girişiminde harici müdahale vardı…
CIA/NATO ve Gladyo’nun darbe girişimindeki rolü her geçen gün netleşiyor. Dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ABD yönetimin her kademesinin darbeyi bildiği gibi FETÖ’nün darbe girişimi ile ilgili olarak; “yargı ve sivil bürokrasi içerisinde belli bir düzeyde olanların darbe girişimi ile ilgili olduklarını ve darbe girişiminden haberdar olduklarından emin olduğunu” söylemişti. Nitekim Darbe girişimi öncesi, 2 kez gizlice Türkiye’yi ziyaret eden General John F. Campbell’ın hem Erzurum’da hem de Adana’daki İncirlik Üssü’nde sır görüşmeler gerçekleştirdiği ortaya çıkmıştı.
İstihbarat kaynağına göre, ordu içerisinde görev yapan tüm subay kadrosunun eğilimleri konusunda hazırlık sürecini yöneten isim yine ABD’li General Campbell idi.
İncirlik’te TSK’nın bütün subaylarını fişleten ABD’li John F. Campbell, darbe girişiminin organizatörüydü. Cuntacılara paralar ise Nijerya bankası kanalıyla CIA ekibince ulaştırılmıştı. Nijerya bankasına para, Suudi Arabistan kaynaklarından transfer edilmiş, FETÖ’cü yapının üst düzey yöneticilerinden Fetullah Gülen’in sağ kolu Emre Çelik’in darbe girişiminden 6 gün sonra Beyaz Saray’da olduğu anlaşılmıştı.
ABD yönetimi, darbe girişiminin başarısızlığa uğramasının ardından darbecilere destek verdiğine ilişkin iddiaları çok kesin dille yalanlamasına rağmen bu kumpasın tam ortasında olduğunu ABD eski Dışişleri Bakanı Colin Powell’in Özel Kalem Müdürü Lawrence Wilkerson, söylemişti.
Lawrence Wilkerson, “CIA Direktörü John Brennan ve diğerlerinin Türkiye’de neler olup bittiğinden haberi var” demişti. Wilkerson, “John Brennan ya buna karşı tavsiyelerde bulundu ki bu zaman zaman olur, ya da zorla etki etmek için sürecin tam ortasında durdu” ifadelerini kullanmıştı.
Wilkerson, ABD’nin çıkarlarına “düşman” olarak gördüğü hükümetleri değiştirmek için siyasi ya da askeri araçları kullandığını söylemişti.
Darbeci cunta nasıl yanıltıldı…
Daha önce yazmıştım, Cumhurbaşkanı Erdoğan, darbe kalkışması sırasında baskına uğrayan ve yakın korumasının şehit düştüğü Marmaris’teki otele hiç gitmedi. Çünkü darbe bekleniyordu ve Cumhurbaşkanı, çok önceden bilgilendirilmişti.
Nereden mi biliyorum?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, darbe girişiminden önceki Ramazan ayında Külliye’deki bir iftar yemeğinde davetlilere yönelik konuşma yapmış, paralelcileri kastederek “Bizim içimizde bile bunlardan var” demiş ve o çarpıcı gerçeği açıklamıştı. Cumhurbaşkanına, yaverinin ve diğer paralelci personelin bilgisini kim verdi sanıyorsunuz?
İşte bu nedenle darbecileri yanıltmak için bazı korumaları ve çalışma arkadaşları Marmaris’teki otele gönderilerek ve “kör göze parmak” dedirten abartılı güvenlik önlemleri ile Marmaris’te tatilde olduğu izlenimi verilmişti.
Çünkü CIA/ NATO kaynaklı darbe kalkışmasını çok önceden yakın takibe alan ve akamete uğratan devletin gerçek sahipleri, devletin devamlılığını temin etmek için çoktan tedbirlerini almışlardı. Darbeci hainlere verilen talimat, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakın çevresinin ölü ele geçirilmesi”ydi.
Derin devlet, derin milletin fedaileri kontrespiyonaj yani istihbarat karşı koyma yani karşı casusluk ile çoktan sızdıkları bu alçak yapının bütün hazırlıklarını deşifre etmiş, tedbirlerini almışlardı. Öncelikle farklı meşrep ve gruplardan devşirilen darbecilerin komuta kademesindeki darbenin amaç/yöntem ve söylemiyle ilgili fikir ayrılıklarını derin anlaşmazlığa dönüştüren sosyo-psikolojik yönlendirmeler yapıldı.
Farklı meşrep ve gruplardaki darbecilerin anlaşmazlığı güven bunalımına evirildi. Bu arada darbecilere direnecek ve onları enterne edecek birimlerin yol haritası koçbaşlarına verildi. Halkın önüne düşecek gönüllülere Cumhurbaşkanının “meydanlara çıkın” çağrısıyla düğmeye basmaları talimatı verildi. İşte Hande Fırat, tam da bu noktada devreye sokuldu. Bu talimatla, yüzbinlerin anında sokaklara dökülmesini ve darbecilere geçit vermemesini tesadüf mü sanıyorsunuz?
Tüm bunlar yaşanırken MİT'in başı kimdi?
İstihbaratın Başbuğu Dr. Hakan Fidan, süreci idare etti, deyim yerindeyse kontrollü kaosu yönetti. Dıllo/denyo tayfasının MİT Başkanı Dr. Hakan Fidan ve ailesi ile ilgili asılsız paylaşımlar yapmasının gerçek sebebi de işte bu kuyruk acısıdır.
Dörtlü Masa/ Pelikancılar/ FETÖ’cüler ve altılı ganyancılar!..
Geçtiğimiz günlerde, yakın zamanda cezaevinden tahliye edilen Alaaddin Çakıcı, MHP Genel Merkezini ziyaret ederek MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli ile görüştü. Her ne kadar Çakıcı, yalnız gelmişse de onun bu ziyaretine birlikte fotoğraf çekildiği kader arkadaşları Engin Alan, Mehmet Ağar ve İbrahim Şahin'in ruhaniyeti eşlik etmiştir. Muhtemelen Çakıcı, Dr. Bahçeli'ye temsil ettiği masanın mesajını/talebini iletmiştir.
Ki sonrası; gelişmelere bakıldığında bu talebin ne olabileceği hakkında fikir yürütülebilir. Levent Göktaş'ın Bulgaristan'da yakalanması, Nakşi Taşkesenlioğlu ailesinin ipliğinin pazara çıkması, sosyal medyada 15 Temmuz'daki başarısız darbe girişiminde MİT'in rolünün sorgulanması ve İstihbaratın Başbuğu Dr. Hakan Fidan'a yönelik mesnetsiz iddiaların uluorta etrafa saçılması, bir kumpasla karşı karşıya olunduğunu gösteriyor.
Bu kumpasa kimler dahil değil ki? 2023 seçimlerinde AK Parti listesine giremeyecek olan mebus eskileri, görevden el çektirilen bazı eski bakanlar ve bürokratlar, bazı şaşkın muhalefet partilerinin aymaz vekilleri, FETÖ’cüler, Pelikancılar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrası onun postuna oturmayı düşleyenler vs. vs.
Pelikancılar…
İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) medyadaki faaliyetlerini “Oda TV” üzerinden anlatan gazeteci Cevheri Güven, AK Parti iktidarının propaganda organı olan Sabah gazetesinin yazarı ve TRT Yönetim Kurulu Üyesi Hilal Kaplan’ın önemli bir itirafını belirtmiş.
Boğaziçi Küresel İlişkiler Merkezi Başkanı Süheyb Öğüt’ün anlaşmalı bir şekilde Temmuz ayında tek celsede boşanma haberlerini doğrulayan Hilal Kaplan ise Odatv’nin boşanmanın sebebi olarak, “Süheyb Öğüt eşini aldattı” algısı oluşturan haberine tepki göstermiş, Pelikan-MİT kavgasını açığa çıkarmıştı. Hilal Kaplan, “Soner Yalçın ve Toygun Atilla katıksız ahlaksızlardır. Siz insan değilsiniz. Köpeği olduğunuz ‘Nuh’a da bunu böyle iletin.” ifadelerini kullanmıştı.
Hilal Kaplan’ın 'Nuh’a böyle iletin’ dediği kişinin MİT Basın Dairesi Başkanı Nuh Yılmaz olduğunun altını çizen Cevheri Güven, Hakan Fidan’nın MİT’in başına geldikten sonra İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı’nda (İHH) görevli Nuh Yılmaz’ı MİT’e getirdiğini söylemiş. Cevheri Güven, Nuh Yılmaz’ın da İHH kökenli bazı kişileri MİT’te göreve başlatarak kendine bir ağ kurarak medyaya nüfuz ettiğini belirtmiş. Oda TV’yi “MİT’in köpeği” olmakla suçlayan Hilal Kaplan’ın sözlerinin son yılların örgüt (pelikan) içi en büyük itirafı olduğuna dikkat çeken Cevheri Güven, Odatv’nin tamamen MİT’in kontrolünde olduğu kanaatinde. Benim kanaatime gelince, at izi it izine karışmış.
MİT Basın Dairesi Başkanlığı…
Başbakanlık tarafından iki defa görevi uzatılan, ardından da emekli olan eski MİT Müsteşarı Emre Taner’in emekliliğinin ardından, kuruma uzun süredir başarı ile hizmet veren basın müşaviri Ülay Şenlier de emekliye ayrılmıştı. Şenlier’in yerine 18 Haziran 2010 tarihi itibariyle Şenol Baltacıoğlu atanmıştı. MİT kökenli olan ve teşkilat içinde çeşitli görevlerde bulunan Baltacıoğlu’nun o dönemde yeni Müsteşar olan Dr. Hakan Fidan tarafından bu göreve seçildiği bildirilmişti.
Üç yıl sonra 15 Ağustos 2013'te MİT'te 2 kritik atama gerçekleşmişti. Bunlardan birisi Nuh Yılmaz, diğeri de Mardin Artuklu Üniversitesi’nden Genel Sekreter edebiyatçı-yazar Murat Dilmen'di. Yılmaz, Basın Yayın Birimi’nin başına geçerken Murat Dilmen de MİT Terör Koordinasyon Merkezi’ne atanmıştı.
2013'te yapılan Yılmaz'ın ataması o dönem tartışma yaratmıştı ve medyada MİT için çalışan gazetecileri gündeme getirmişti. Bu isimlerden birisi Hürriyet Ankara Temsilci Yardımcısı olarak çalışan Hayri Birler'di. Milliyet'te de çalışmış olan Birler, asıl işinin açığa çıkmasından sonra MİT’in Diyarbakır Bölge Müdürü olmuştu.
24 Ekim 2017’de, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi, Hande Fırat'a 'Neler olduğundan haberim yok' dediği öne sürülen Nuh Yılmaz, MİT Basın Müşavirliği görevini bıraktı. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Basın Müşavirliği görevine Temel Yücel Öztürk getirildi. 4 yıl önce MİT Basın Müşavirliğine atanan Nuh Yılmaz teşkilat içinde başka bir göreve atandı. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Basın Müşaviri Nuh Yılmaz, Türkiye’de yaşanan darbe girişiminin püskürtüldüğünü söylemişti.
Türkiye, değişimin eşiğinde. Bekleyelim görelim…
Bazıları içtikleri alkolün kaç cc (ss) olduğunu bilmiyor galiba. Kaç cc/ss olursa sarhoşluk hissi veren herşey haramdır. Kaç cc/ss olursa olsun içki, bütün kötülüklerin anasıdır. Siz, siz olun içkiden uzak durun; kaç cc/ss olursa olsun.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Seçilmiş Kaynakça
https://www.mit.gov.tr/gorev.html
https://www.rudaw.net/turkish/kurdistan/16072016
https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2937.pdf
https://www.kanunum.com/file/cid10989_vid81817_fid17408
https://kriterdergi.com/siyaset/50-yilinda-12-mart-askeri-muhtirasi
https://www.dw.com/tr/nokta-yöneticilerine-22-yıl-hapis/a-38944302
https://www.stargazete.com/gazete/yazar/mahir-kaynak/balyoz-plani-239852.htm
https://www.gzt.com/jurnalist/turkiyeyi-kurtaran-generalin-gunlugunde-yazanlar-3464976
https://theworld.org/stories/2017-06-14/fleeing-erdogans-crackdown-turks-find-new-home-greece
hthttps://www.toplumsal.com.tr/gundem/adil-oksuz-emre-uslu-cevheri-guven-ve-zekeriya-oz-un-malvarliklari-h73597.html tps://kafkassam.com/darbe-soylentileri-ve-mhp-kongresi.html
https://kafkassam.com/cia-kalkismasina-derin-devlet-derin-millet-darbesi.html
https://kafkassam.com/turkiyeyi-avrasyadan-atlantik-rotasina-ceviremediler.html
https://kafkassam.com/darbenin-mimari-abd-eski-turkiye-buyukelcisi-francis-j-ricciardone-mi.html
https://www.orbit-haber.com/nuh-yilmaz-kimdir-en-detayli-anlatim-hande-firat-ile-ne-gorustu/
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/mit-basin-musavirligine-baltacioglu-atandi-15058492
https://sputniknews.com.tr/20171023/nuh-yilmaz-mit-basin-musaviri-istifa-1030718228.html
Error: Tweet not found?s=20&t=rwq1JeIKZ7nLORGEyRgcRQ
https://15temmuzgercekleri.com/15-temmuzda-canli-yayinda-erdogan-ile-facetime-gorusmesi-yapan-hande-firat-bir-gun-once-mitle-gizlice-gorusmus/
https://www.tr724.com/mine-kirikkanat-hande-firat-mitle-ic-ice-foyasi-ortaya-dokuldu/
https://www.gazeteduvar.com.tr/berna-lacin-hande-firat-ve-zafer-sahin-sosyal-medyada-tartisti-haber-1580295
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/hande-firat/fetonun-alti-yil-onceki-yalani-fetoculeri-unutanlar-ve-yalanlara-inananlar-42133732
https://www.odatv4.com/makale/cevheri-guven-bunlari-anlat-pkk-ya-mit-ajanlari-listesi-elebasina-kitap-bdp-ye-pensilvanya-araciligi--249578
https://www.evrensel.net/haber/336000/nuh-yilmaz-mit-basin-musavirligi-gorevini-birakti
https://boldmedya.com/2022/09/07/aydin-doganin-hande-firatla-ilgili-sozleri-yeniden-gundemde-15-temmuzda-ortalik-toz-dumanken-ne-ara-bunlari-konustunuz/
https://www.birgun.net/haber/yeni-mit-basin-musaviri-temel-yucel-ozturk-oldu-186320
https://www.odatv4.com/guncel/mitle-ilgili-cok-tuhaf-ayrinti-1708171200-121569