28 Şubat Bakanı Kazan’ın ardından!

Her ne kadar ‘örtülü’ deseler de, açık bir darbe olan 28 Şubat dönemi REFAHYOL Hükümeti’nin Adalet Bakanı Şevket Kazan, geçtiğimiz günlerde vefat etti.

Kendisi yaşarken, hakkında bu yazı benzeri 4 ayrı yazı yazmıştım…

Vefatından sonra da yazmak varmış…

Adalet Bakanı olduğu o dönemde, “Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık” eylemi yapanlara yönelik, “Mum söndü oynuyorlar” diye bir kesimi hedef göstererek halkı galeyana getirip darbenin çabuklaşmasına müsebbiplerden biri olmuştu.  

Daha sonra, ikna odalarında psikolojik işkenceye tabi tutulanları, başörtüsünden dolayı okul bırakan ya da okuldan atılanları, memur, öğretmen, subay, hemşire, doktor velhasıl her meslekten insanların işlerinden olup evine ekmek götüremeyenleri; ekmek götüremediği için çocuklarının yüzüne bakmaktan utanarak hayatına son verenleri; orada burada itilip kakılanlarıyla tarihe kara bir leke olarak geçen 28 Şubat, birçok insanı hayattan kopardığı gibi, binlercesinin istikballerini de karartmıştı!..

Buraya kadar Şevket Kazan’ın istemeyerek, bilmeyerek hata yaptığını düşünenler çoğunluktaydı…

Ne zaman ki, aradan yıllar geçmesine rağmen darbecilerin yargılanması kararı alındı, Şevket Kazan’ın durumu netleşti!..

Oysa, “Öncesi ve Sonrası 28 Şubat”, “28 Şubat Postmodern Bir Darbenin Anatomisi” isimli kitapları yazdığı gibi, yine kendisine ait 4 ciltlik “Refah Gerçeği” adlı kitabını, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 28 Şubat sürecine ilişkin yürütülen soruşturmaya da ''delil'' olarak sunmuştu!..

Kendisi, ayrıca 28 Şubat konferans ve panellerine katılıp, “mağdur” naralarıyla 28 Şubatçılara verip veriştirdiği bir yana, 28 Şubat’ın her yıldönümünde giydirmeye devam da etmişti!..

Fakat…

"Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan (Darbeci) 103 sanığın yargılandığı Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 28 Şubat Davası'na "mağdur" sıfatıyla katılıp ve "Size yönelik tehdit oldu mu" sorusuna, "Hayır” derken; "Şikayetçi misiniz" sorusuna;  “Ben şikayetçi değilim” dedi!..

Ve öncelikle mağdur öğrenciler olmak üzere herkesi şoke etti!..

Bu cevap, başta kendi avukatı olmak üzere diğer mağdur/müşteki avukatlarını da en az sanıklar kadar şaşırttı! 

Avukatı, Kazan’ın mahkemeye sunduğu dilekçede şikâyetçi olduğunu vurgulayarak, “Duygusal bir ortam var. Biraz da yoruldu. Bu nedenle bu hususun tekrar sorulmasını talep ediyorum” dedi.

Mahkeme başkanı, yapılan beyandan rücu edilemeyeceğini anlatmaya çalışırken araya giren Kazan, avukatına da şikayetçi olmadığını söyledi!

Sanıkları kastederek; “Buradaki arkadaşlar içinde değerli arkadaşlarım var” diyen ve şikayetçi olmayan Kazan’a; yargılananlar arasında bulunan 28 Şubat darbesinin ekran yüzü orgeneral Çevik Bir, teşekkür etti!

(Selanik göçmeni bir aileye mensup ve Sakarya doğumlu olan Kazan, Kocaelili ve ‘Gürcü’ olarak tanınıyor/tanıtılıyordu.

Yıllar sonra verdiği bir röportajda ailesinin Selanik göçmeni olması nedeniyle hakkındaki ‘Sabetay’ iddialarını kesin bir dille reddeden Kazan’ın, Çevik Bir’in de Selanik göçmeni olmasından dolayı mı şikayetçi olmadığı da yazılıp-çizilmiştir.)

Şevket Kazan'ın açıklamasına tepki gösteren bazı izleyiciler, duruşma salonunu terk etti.

(Mahkeme başkanının yapılan beyandan rücu edilemeyeceğini söylemesine ve hukukçu olan Kazan, bunu bilmesine rağmen, gelen tepkiler üzerine, bir gün sonra çark ederek mağdurlara yediririm düşüncesiyle şikayetçi oldu fakat mahkeme, davaya katılma talebini reddederek riyakârlığa izin vermedi!..)

TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu tarafından dinlenen Kazan, bir komisyon üyesinin “Mum söndü oynuyorlar” sözünü anımsatarak, “Şeytanın gözüne parmak sokmak değil mi, siz de çanak tutmuşsunuz” sözüne, cevap olarak; “Evet, tutmuşuz” diyerek, zaten halini arz etmiştir!..

.

Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com

Twitterda bizi takip edin: @alimevlutkaya  @dikgazete

...