- 03-05-2019 00:42
- 659
ABD’nin Çin merkezli iletişim ve bilişim firmalarına savaş açmasının en büyük kurbanı; “Made in China 2025” projesinin önemli sacayakları olan Huawei ve ZTE isimli dev Çin şirketleri.
Washington yönetimi bu şirketlerin; ABD’de faaliyet göstermesine asla rıza göstermediği gibi, müttefiki olarak gördüğü Avrupa Ülkelerini de baskılayarak Çin şirketlerine müsamaha gösterilmesini engelliyor.
Bu çerçevede Kanada, Avustralya, Fransa, İngiltere gibi müttefiklerinde de yasaklanması için her türlü yöntem deneniyor.
Huawei Şirketi’nin kurucusunun kızı ve halen şirketin Baş Finans Yöneticisi (CFO) olan Meng Vanzhou'nin, ABD'nin İran yaptırımlarını deldiği iddiasıyla Kanada’da tutuklanması bu yaptırımlara en net örnek.
ABD, neden Huawei’e takık?
Huawei Şirketi’nin kurucusu Ren Zhengfei, bir mühendis ve asker. Şirketin Kurucusu Ren Zhengfei, hem Çin Komünist Partisi üyesi hem de Çin ordusunda görev yapan bir mühendis. Her ne kadar bu, Çin için pek rastlanılmamış bir durum olmasa da ABD ve Batı'da “Kaygı yaratan” bir özellik.
1944’te Çin'in Zhejiang eyaletinde dünyaya gelen Ren Zhengfei, Chongqing Üniversitesi'nden inşaat mühendisi olarak mezun oldu.
Bir süre çeşitli firmalarda çalıştıktan sonra Çin Halk Kurtuluş Ordusu’nda mühendis olarak görev yaptı.
Ren Zhengfei’nin kurduğu ve geliştirdiği Huawei, Çin ordusu için kurulması istenen haberleşme sistemini geliştiren ve hükümetin yerli üreticiyi destekleyen adımlarıyla önce ülkesinde sektöre hakim olup daha sonra yurt dışına açıldı.
Huawei günümüzde, 170'ten fazla ülkede faaliyet gösteriyor.
Huawei gelişimi, sıkı çalışması ve istikrarlı bir şirket liderliğiyle Çin’in dünya pazarında artan başarısının bir yansıması olduğu gibi küresel güç konumuna geldi.
Huawei şirketi, Türkcell dahil, dünyanın en büyük 50 operatöründen 45'i için haberleşme çözümleri ve ekipmanlarının tedarikçisi.
Çin ile ABD arasındaki ticaret savaşı siber savaşa döndü…
Telekom devi Huawei, Çin'in en başarılı küresel şirketleri arasında. ABD ile Çin arasındaki ticari rekabetten kaynaklı anlaşmazlık Çin şirketlerini de etkiliyor.
ABD Ticaret Bakanlığı, güvenlik riskleri nedeniyle Çin'in devlet tarafından işletilen en büyük telekom operatörü China Mobile'e lisans verilmemesini istedi.
ABD ile Çin ticaret savaşının temeli, ABD Başkanı Donald Trump’ın 1 Mart’ta ilan ettiği kararla birlikte, çelik ithalatında yüzde 25, alüminyum ithalatında yüzde 10 gümrük vergisi uygulamaya başlamasıyla atıldı.
Washington’ın 6 Temmuz’da Çin'den ithal edilen 34 milyar dolar değerindeki 800'den fazla ürüne yüzde 25 ek gümrük vergisi uygulama kararıyla seviye atlayan ticaret savaşının en önemli konu başlıklarından biriyse inovasyon.
ABD, inovasyon alanında üstünlüğünü kaybetmeye başlaması sebebiyle ciddi kaygılar taşıyor.
Çin kendi gelişim sürecine karşılık ABD’nin ek vergi listelerini havacılık, telekomünikasyon ve yapay zeka gibi kulvarlarda uyguladığını belirtiyor.
ABD Adalet Bakanlığı, Huawei’yi “Banka dolandırıcılığı ve Amerikan şirketine ait ticari sırları çalmak”la ve “ABD yaptırımlarını ihlal ederek İran’a ekipman satmak için Hong Kong’da paravan bir şirket kullanmak”la suçluyor.
Çin'in donanımsal bir saldırı ile ABD'li telekomünikasyon şirketlerine sızdığı iddia edilmişti.
Çin hükümeti; ABD'li anakart üreticisi Super Micro'nun, Çin'de üretilen anakartlarına çip yerleştirmiş ve bu anakartların kullanıldığı sunuculara sızmayı başarmıştı.
Bu sayede Çin hükümetinin Apple ve Amazon başta olmak üzere, onlarca Amerikan şirketine ve hükümete ait verilere erişebildiği iddia ediliyordu.
Ancak Apple, Amazon ve Super Micro'nun yanı sıra hem Çin hükümeti hem de ABD hükümeti bu iddiaları reddetmişti.
Madem doğru değil, ABD neden kırmızı görmüş boğa gibi Çinli Şirketin üzerine saldırıyor?
ABD, Huawei'nin Çin hükümeti ile ilişkileri ve yeni nesil mobil teknoloji olan “5G” piyasasına küresel ölçekte egemen olması nedeniyle Batılı ülke vatandaşları, kurumları ve devletleri hakkında bilgi toplayabileceği iddiasında.
Amerikalılar, Çinli şirketlerin ABD'deki rakipleriyle özel hayatın gizliliğine dair aynı düzenlemelere tabi olmadıklarını söylüyor.
Amerikalıların bu konuda şakası yok.
ABD Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi, 2012 yılında hazırladığı raporda, telekom şirketleri Huawei ve ZTE'nin ABD'de faaliyet göstermesine izin verilmesi halinde haberleşmeyi izleyebileceklerini ve hatta elektrik şebekesi gibi ABD'deki altyapı tesislerine yönelik siber saldırılar düzenleyebileceklerini öne sürmüştü.
ABD'de FBI ve CIA’nın dahil altı istihbarat kurumunun başkanları Kongre’de yaptıkları konuşmalarda, Amerikan halkını Huawei cihaz ve ürünleri kullanmamaları konusunda uyardı.
Sonuçta Washington; Huawei'yi bir "ulusal güvenlik tehdidi" olarak görüyor ve federal hükümet tarafından açılan ihalelere katılmasını yasaklıyor.
Huawei'nin sahibi ve yöneticisi Zhengfei ise Huawei'nin özel bir şirket olduğunu ve Çin devleti ile tek ilişkisinin vergi ödemek olduğunu söylüyor.
Avrupa Huawei konusunda Amerikan uyarılarını geçiştiriyor!
Avrupa Birliği (AB), siber güvenlik ve 5G teknolojisi alanındaki tavsiyelerinde, ABD'nin Çin teknoloji firması Huawei'nin ürünlerinin yasaklanması çağrısını göz ardı etti.
Bu göz ardı edişin birden çok sebebi var. Çinlileri “Siber casusluk”la itham eden Amerikalıların bu alanda sabıka sicilleri çok da temiz sayılmaz. Al birini vur öbürüne.
İngiltere Savunma Bakanı görevinden azledildi...
İngiltere Ulusal Güvenlik Konseyi'nin Çin'in akıllı telefon devi Huawei'nin 5G internet şebekesine erişmesine sınırlı izin verme kararı aldığı geçen hafta Çarşamba günü basına sızmıştı.
İngiltere Başbakanı Theresa May, Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısı sonrasında "Huawei'ye bilgi sızdırdığı" iddiasıyla Savunma Bakanı Gavin Williamson'ı görevden aldı. Williamson'ın yerine Uluslararası Kalkınma Bakanı Penny Mordaunt getirildi.
Gavin Williamson, Rusya’da skandal ifadeleriyle tanınıyor.
Williamson, geçen yılın Mart ayında 23 Rus diplomatın sınır dışı edilmesinin ardından Moskova’nın olası misillemesiyle ilgili “Rusya çekip gitmeli ve çenesini kapamalı” demişti.
Moskova, Williamson’un bu ifadesini İngiliz diplomasisindeki gerilemeye bağlamıştı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Williamson’un muhtemelen yeterli eğitime sahip olmadığını söylemişti.
Gavin Alexander Williamson; CBE 25 Haziran 1976 (42 yıl yaşında), İngiltere Scarborough doğumlu. Raincliffe School ile Bradford Üniversitesi Sosyal Bilimler alanından mezun.
2017'den beri Savunma Devlet Sekreteri olarak görev yapan İngiliz Muhafazakâr bir politikacı ve 2010'dan bu yana Güney Staffordshire Parlamento Üyesi olarak görev yapıyor.
Williamson, eski bir ilkokul öğretmeni olan: Joanne Eland ile evli. Çiftin iki kızı var, Annabel ve Grace.
Şömine üreticisi bir şirkette ve seramik firmasında pazarlama müdürü ve yönetici olarak çalışan Gavin Alexander Williamson’ın savunma alanında bir tecrübe ve eğitimi olmamasına rağmen bu göreve atanması İngiliz medyasında çok da tartışılmamıştı.
ABD, daha önce Huawei'nin mobil internette 5G şebekesine erişmesine izin veren tüm müttefikleriyle istihbarat paylaşımını gözden geçireceğini açıkça söylemesine rağmen İngiltere Ulusal Güvenlik Konseyi'nin Çin'in akıllı telefon devi Huawei'nin 5G internet şebekesine erişmesine sınırlı izin verme kararı alması, Amerikalıları çok kızdırmış olmalı ki, Gavin Alexander Williamson görevden uzaklaştırılarak gazlarına pansuman yapılıyor.
Türkiye, Amerikalıların Çin ve dev şirketi Huawei’e kızgınlığını anlıyor…
Çin’i küresel ekonomiye entegre etmeyi hedefleyen “Bir Kuşak Bir Yol” altyapı projesinin ikinci zirvesi Nisan’ın son haftası Pekin’de gerçekleştirildi. Zirvede 37 ülke lideri yer aldı.
2017’deki ilk zirvede Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın temsil ettiği Türkiye’den ise toplantıya Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turan katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu zirveye katılmaması Ankara’nın, Pekin yönetimin Doğu Türkistan halkına uyguladığı baskıları tasvip etmediği şeklinde yorumlanabilir.
Bir başka değerlendirme de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Pekin’deki zirveye katılmamasının “Trump’a mesaj” olduğu yönünde.
Çin lideri Şi Cinping, zirvede yaptığı konuşmada, “Yeni İpekyolu” diye de adlandırılan bu projeyle, Pekin’in küresel hegemonya kurmaya çalıştığı iddialarını reddetti.
İngiltere, Çin’le ekonomik ilişkilerini güçlendirme yolunda adımlar atıyor. Londra merkezli finans şirketleri Pekin’de soluklanıyor.
Çünkü paranın kokusunu alan bankerler kuşağı çok iyi biliyor ki; yeniden yükselen Çin’le beraber dünya ekonomik merkezi de Asya Pasifik bölgesine kayıyor.
Büyüyen Çin’in arkasındaki Avrupalı güç, İngiltere.
Çin tarafı, “Uygur ayrılıkçı hareketi”nin ideolojik kaynağını “Pan İslamizm ve Pan Türkizm" olarak tanımlamaktadır.
Doğu Türkistan meselesi, daha ziyade “Amerika’nın Çin’e yönelik operasyonlarının anahtarı” durumunda.
Uygurları, Çin yönetimine karşı şantaj malzemesi yapıyor.
Türkiye ise Çin yönetiminin, Doğu Türkistan’daki zulümlerine fren olmanın peşinde. Dindaşlarına ve soydaşlarına yönelik her türlü zulüm ve işkenceyi ortadan kaldırmak istiyor.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete