- 25-04-2023 06:06
- 4168
İlk defa yapacakları şey değil. Biraz amiyane tabirle yaptıkları yapacaklarının teminatıdır. 1991’de Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağıldıktan sonra yapılan bir referandumda, Gürcüler bağımsızlıktan yana tavır koydular ve milliyetçi lider Zviad Gamsahurdiya’yı devlet başkanlığına seçtiler.
Gamsahurdia’nın radikal milliyetçi politikası ülkede iç savaş çıkardı. Gamsahurdia, yönetimi 1992 Ocak ayında bırakmak zorunda kaldı. Sovyet Dışişleri Bakanlığı yapan Gürcistanlı politikacı Eduard Şevardnadze, yönetimi kurtarma adına Moskova’dan Tiflis’e çağırıldı.
Gül Devrimi, Gürcistan'ın ayarını nasıl bozdu?
Şevardnadze’nin 11 yıl süren iktidarı boyunca, yoksulluk, yolsuzluk, işsizlik ve suç oranlarında çok büyük artış yaşandı. Ancak Sovyetler Birliği Dışişleri eski Bakanı’nın dehası da AB, ABD ve Türkiye’nin desteğine rağmen Gürcistan’daki siyasi ve ekonomik sorunları çözmeye yetmedi.
O da bu yüzden başarısızlığının faturasını Ruslara kesti.
2003 yılı Kasım ayında düzenlenen genel seçimlere, Şevardnadze lehinde hile karıştırıldığı suçlamaları ile başlayan eylemler, Şevardnadze’nin sonunu getirdi.
Şevardnadze, istifa etmeyi kabullendi. 2 Kasım 2003 tarihinde düzenlenen parlamento seçimleri sonuçlarındaki yolsuzlukları kınamak üzere Miheil Saakaşvili, Gürcistan parlamentosunu yandaşlarıyla birlikte bastı. Saakaşvili, elinde kırmızı bir gül taşıyordu. Bu gül, sözde devrimin sembolüne dönüştürüldü.
George Soros'un fonladığı ‘Gül Devrimi’ diye anılan eylemlerin ardından iktidara gelen Mihail Saakaşvili döneminde Rusya ile ilişkiler iyice gerildi. Saakaşvili, tam anlamıyla Batı’ya bağlılık sloganını taşıyordu. “Gül Devrimi”nin gölgesinde kahramanlık nutukları atılırken toplumsal sorunlar unutuldu. Fakirlik yaygınlaştı ve ekonomi çökme noktasına geldi.
Nüfusu altı milyon olan ülkede bir yılda iki milyar doları bulan Batı yatırımı ağır gelmişti.
Saakaşvili’nin dört yıllık yönetim sonrası övündüğü tek şey çatışma bölgelerine sevk ettiği askerlerdi. Bir zamanlar Sovyetler Birliği’nin en zengin bölgelerinden biri olan Gürcistan’ın ekonomisi, bağımsızlık sonrası Sovyetler’in ucuz enerji kaynaklarını yitirmesi ve ticaret bağlarının kopmasıyla hızlı bir çöküş yaşadı.
O gün bu gündür kendine gelemedi, toparlanamadı.
Mihail Saakaşvili saçların lüle lüle, hadi sana güle güle!..
2013'de Gürcistan'da ABD ve Batı destekli "Gül Devrimi"nin iktidara getirdiği Mihail Saakaşvili dönemi sona erdi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Başbakan Bidzina İvanişvili'nin desteklediği Georgi Margvelaşvili kazandı. İngilizce ve Rusça bilen, Tiflis Üniversitesi ile Budapeşte'deki Orta Avrupa Üniversitesi'nden mezun Georgi Margvelaşvili, Cumhurbaşkanı seçilmeden önce Mihail Saakasvili'ye yönelik eleştirileriyle tanınmıştı.
Moskova karşıtı, batı yanlısı Gürcistan Cumhurbaşkanı…
16 Aralık 2018'de Gürcistan'ın ilk kadın Cumhurbaşkanı olan Salome Zourabichvili, bu görevinden önce 20 Mart 2004 - 18 Ekim 2005 tarihleri arasında Gürcistan Dışişleri Bakanlığı yaptı.
Gürcü kökenli bir ailenin çocuğu olarak Fransa'da dünyaya gelen Zurabişvili'nin babası Levan (1906–1975) bir mühendisti ve Paris'teki Gürcü diasporasının başkanıydı. Salomé Zourabichvili, Gürcü gazeteci Janri Kashia (1939–2012) ile evliydi. İran kökenli Amerikalı ekonomist Nicolas Gorjestani ile olan evliliğinden Ketevan ve Teimuraz adında iki çocuğu var.
1974-2004 yılları arasında çeşitli büyük elçiliklerde Fransa Dışişleri Bakanlığı diplomatik hizmetinde çalıştı. 2003 yılında Fransa'nın Gürcistan Olağanüstü ve Tam Yetkili Büyükelçisi olarak atandı. 2004 yılında Fransa ve Gürcistan'ın karşılıklı anlaşmaları neticesinde Gürcistan vatandaşlığını elde eden Zurabişvili, 20 Mart 2004 tarihinden itibaren Dışişleri Bakanlığı görevini üstlenmiştir.
2004-2005 yılları arasında Gürcistan Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı. Görevden ayrıldıktan sonra 2006 yılında “The Way of Georgia” adlı batı yanlısı liberalizm politik görüşü benimseyen siyasi partiyi kurdu.
"The Way of Georgia- Gürcistan Yolu" Gürcistan'da hiç yaşamamış bir kadını iktidara getirdi. Gürcistan'ın çıkarlarına göre değil, Amerika Birleşik Devletleri'nin talimatlarına göre hareket ediyor.
2006-2015 yılları arasında Paris'teki Institute of Political Studies'de uluslararası ilişkiler doçenti olarak çalıştı.
Burada 6 Mart 2006'da yayınlanan bir makalesinde; "Gürcistan, bir “renkli devrim” sahneleyen ve böylece onurlu ve olgun bir şekilde halkının demokrasi ve Avrupa değerlerinden yana tercihini gösteren ilk Sovyet sonrası ülkeydi. O zamandan beri tüm Gürcü kamu binalarında dalgalanan Avrupa Birliği bayrakları, eski Yunanlılar için o zamanlar bilinen dünyanın ayrılmaz bir parçası olan bir ülkenin tarihi kadar eski olan doğal bir bağlılığa işaret ediyor. Eski Sovyetler Birliği içindeki eleştirel, bağımsız ve hatta asi ruhu da dahil olmak üzere tarihi, kültürü ve gelenekleri ile Gürcistan, başarılı bir demokratikleşme için ideal bir aday gibi görünüyor." diye yazmıştı.
2010'dan 2015'e kadar, İran'a yönelik yaptırımlarla ilgili BM Güvenlik Konseyi izleme grubuna liderlik etti. Salomé Zourabichvili, 2016 yılında bağımsız milletvekili oldu ve Gürcistan Parlamentosu'na girdi. Gürcüce ve Fransızca’nın yanısıra, İngilizce ve Rusça biliyor ve İtalyanca konuşuyor.
Politik duruşu ve icraatlarına bakılırsa kendisini bağımsız Gürcistan Cumhurbaşkanı değil, ABD ve Avrupa Birliği’nin Tiflis’e atanmış bir Koloni valisi olarak gördüğü söylenebilir.
Daha sonra seçimlerde Cumhurbaşkanı seçildi. ABD ile çok yakın ilişkiler kurmayı ülkesinin çıkarına uygun görüyor.
Gürcistan'ın kadın Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, AB'de temaslarda bulunmayı seviyor. Ancak onun dış politika tercihleri ile iktidardaki hükümetin Başbakanı İrakli Garibaşvili'nin dışpolitika stratejisi hiç de örtüşmüyor.
İrakli Garibaşvili'nin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkileri daha samimi.
Çünkü geçtiğimiz aylarda muhalefeti sokağa döken ve Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili’nin karşı çıktığı, “yabancı ajanların şeffaflığı” ve “yabancı ajanların kaydedilmesi” konularındaki iki tasarı; iktidardaki Gürcü Rüyası Partisi’nin yakın ortağı Batı karşıtlığı ile bilinen Halkın Gücü Partisi tarafından teklif edilmişti.
Aman petrol canım petrol!.. Hazar enerji havzası…
Son yıllarda bölgede nüfuzunu artırmak isteyen güçler arasında sadece Moskova'yı var saymak tarihi bir hata olur. Hazar enerji havzasına ulaşmak isteyen Washington da bölgede Moskova’nın rakibi.
Güney Kafkasya’da, Karadeniz’in doğusundaki Gürcistan, Avrasya jeopolitiği açısından önemli.
Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya ile komşu olan bu ülke, Orta Asya ve Azerbaycan’daki enerji hatlarının geçiş güzergâhının başlıca duraklarından biri.
Hazar havzasına ulaşmak isteyen batılı emperyalist ülkelerin bu kavşağı kontrollerinde tutmak için yapmayacakları şey yok. Bu nedenle Gürcistan zor bir coğrafya.
Güvenlik bahane genişlemek şahane!..
Olası ABD-Çin savaşı öncesinde Moskova’nın, Çin Halk Cumhuriyeti’ne yardım etmesinin önüne geçmek için NATO; Rusya’yı Karadeniz’den ve Kafkaslardan kıskaca almayla sonuçlanacak strateji geliştiriyor, adımlar atıyor.
Gürcistan’da ki muhalefetin sokaklara dökülmesi, bu açıdan yorumlanabilir. Ayrıca protestocuların “körün gözüne parmak” dercesine, Gürcistan Parlamentosu önünde Ukrayna bayrağı açmaları, bu gösterilerin perde arkasındaki azmettirici odağı ele veriyor.
ABD - Gürcistan ilişkileri…
Tiflis yönetiminin Avrupa/Atlantik bağlantısı, Rusya açısından güvenlik sorunu konseptinde algılanıyor. Batılı emperyalistlerin en büyük argümanı, Sovyet coğrafyasında sözde demokrasi kültürünü yerleştirmek ve güçlendirmek.
Irak, Afganistan, Suriye ve Ukrayna'da bunu nasıl yaptıkları görüldü. Aklım çıkıyor, Allah korusun, Türkiye'ye de demokrasi ihraç edecekler diye.
Dediğim gibi; Ermenistan ve Gürcistan'da yalan yanlış demokrasinin güçlendirilmesi sürecini destekleyen uluslararası aktörlerden biri de ABD.
Washington'daki Joe Biden yönetimi, Gürcistan/ Rusya anlaşmazlığından faydalanmanın yolunu bulmuş görünüyor.
Gürcistan’ın Abhazya ve Güney Osetya ile sorunları mevcut. Bu çerçevede Sovyetler dağıldığında Abhazya ve Güney Osetya, Gürcistan'dan ayrılarak bağımsızlıklarını ilan ettiler. Gürcistan ile Rusya'nın fiili desteğini alan Abhazya ve Güney Osetya arasında çatışmalar yaşanmıştı.
Güney Osetya ve Gürcü yönetimi arasındaki güç mücadelesi ve sözlü sataşmalar beş gün süren Ağustos 2008 savaşıyla sonuçlandığında, Gürcistan’ın askeri gücünün bulunmadığı ortaya çıkmıştı. Çünkü Gürcistan topraklarının bir kısmı, hiç de hesaba katmadığı biçimde Rus birliklerince işgal edilmişti.
Savaş, AB’nin arabuluculuğuyla 12 Ağustos 2008'de sağlanan ateşkes anlaşmasıyla sonlandığında, Rus birlikleri, Ekim 2008’de Abhazya ve Güney Osetya dışında işgal ettikleri Gürcü topraklarından çekildiler, Tiflis ancak o zaman rahat bir nefes alabildi.
Rusya Federasyonu, Abhazya ve Güney Osetya’nın bağımsızlıklarını tanıma kararı aldı ve Abhazya ile 24 Kasım 2014 tarihinde “Stratejik Ortaklık ve İttifak Anlaşması”, Güney Osetya ile de 18 Mart 2015 tarihinde “İttifak ve Entegrasyon Anlaşması” imzaladı.
Gürcistan; batılı gizli servislerinin kışkırtması ile boyundan büyük işlere kalkışan Gürcistan, kendi etti kendi buldu denilebilir mi?
Sınırlarına dahil Abhazya ve Güney Osetya, 2008’den beri Rusya’nın nüfuz bölgesinde. İş işten geçti… Gürcüler treni çoktan kaçırdı.
Uzun sözün kısası; ABD ve Avrupalı müttefikleri, fırsat kaybetmeden Gürcistan’ın ihtiyaç duyduğu askeri desteği sunarak bölgeye girme çabasında.
Türkiye izin vermezse avuçlarını yalayacakları kesin. Rusların akılları varsa, Ankara'nın nabzını iyi tutsunlar.
Neden mi?
Türkiye'nin Kars Anlaşması'nda yer alan garantörlük hakkı…
Türkiye, Batum/Acara Livası’nı Ermenistan, Azerbaycan ve Gürcistan tarafından 13 Ekim 1921'de imzalanan Kars Antlaşması’nın 6. maddesine göre, şartlı olarak Gürcistan’a devretmiştir.
Antlaşma ile Türkiye, Acara’daki halkın haklarını koruma altına almaktadır. Gürcistan, Sovyet sonrası bağımsızlığını kazandığında,1992 yılında imzalanan “Türkiye-Gürcistan Dostluk ve İşbirliği Antlaşması” ile Kars Antlaşması tekrar onaylanmıştır.
Kars Antlaşması’nın 6. maddesine aykırı olarak yapılan düzenlemelere karşı Türkiye’nin etkin tedbirlere başvurması çerçevesinde müdahil olma hakkı her daim mevcut.
O nedenle, bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Nahcivan ve Gürcistan’da askeri üssü var…
Gürcistan'daki ABD operasyonlarını Büyükelçi Kelly Degnan yönetiyor…
Kelly Degnan; 31 Ocak 2020'den itibaren ABD'nin Tiflis Büyükelçisi. Türkiye'deki ABD Büyükelçiliğinde Siyasi Müsteşar olarak çalışmışlığı var. Bu kadroda genellikle gizli servis mensupları ikame edilir. Degnan, İngilizcenin yanı sıra İtalyanca, Fransızca, Türkçe ve Urduca biliyor; herhalde Gürcüce de öğrenmiştir.
Degnan, atama töreninde yaptığı ilk halka açık konuşmasında Rusya'yı Gürcistan'ın düşman komşusu olarak nitelendirdi ve görevinin demokrasi, ticaret ve güvenliğin geliştirilmesinde Washington ile Tiflis arasındaki ilişkileri derinleştirmeye adanacağının altını çizdi. Kelly Degnan, konuşmasında defalarca Gürcistan'ı ABD'nin önemli bir stratejik ortağı olarak nitelendirdi ve Gürcü birliklerinin Afganistan'daki operasyonlara katılımını vurguladı.
Kelly Degnan, Gürcistan'a yeni büyükelçi atandıktan sonra hükümet karşıtı sokak gösterileri arttı.
Muhalefet parlamento dışında politikaya yöneldi. Kelly Degnan bu işte kısmen göreceli başarısı var gibi. Nitekim ABD Dışişleri Bakanlığı'nda Doğu Avrupa'nın pozisyonunu denetleyen, Ukrayna'dan sorumlu olan oydu.
Neden böyle davranıyor?
Çünkü ABD, Gürcistan halkının çıkarlarını umursamadan, emirlerine sıkı sıkıya uyanların iktidara gelmesi için, Gürcistan hükümetini değiştirmek için tüm eylemlere tam onay verdi. Bu görev de Kelly Degnan'ın.
Rus medyasında ABD ve Avrupa basınında yayınlanan, Gürcistan ve diğer Transkafkasya ülkeleri hakkındaki haber ve analizler ilgiyle takip ediliyor.
Londra merkezli The Ekonomist'de yayınlanan "ABD, Gürcistan'daki hükümeti değiştirmeye onay verdi" başlıklı haber analiz de bunlardan biri. Bu tespitte bulunan kişi ise Rusya ve Gürcü Halklarının Birliği Vakfı Başkanı, Rusya Ulusal Dernekler Kongresi Başkanı Dr. D. Profesör Vladimir Kirillovich Khomeriki. Ona göre ne de olsa bugünün muhalefeti, Amerika Birleşik Devletleri'nde okumuş olan Mihail Saakaşvili'nin evlatlıkları.
Bu evlatlıklardan Türkiye'de de çok var!..
İster “kanı bozuk” deyin, ister “cibilliyetsiz” deyin, size kalmış?
Hatta bazıları, Milli Savunma Bakanlığı ve MİT için “gayri milli” diyebilme densizliğinde bulunuyor. Gel de bu tiplere vatan haini deme?
Deyince de “hakaret etti” diye soluğu mahkemede alıyorlar. Vallahi billahi karakolda, Cumhuriyet Savcılığında ifade vermekten gına getirdim.
Ha bir de utanmadan sıkılmadan Anayasadan Türk ifadesini çıkarmayı düşünen zibidiler mevcut. Tanrı, Türk'ü bu kanı bozukların şerrinden korusun.
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Seçilmiş Kaynakça
https://www.pravda.ru/world/1809995-gruziya/
https://old.civil.ge/eng/article.php?id=11010/?id=11010/
https://ge.usembassy.gov/our-relationship/our-ambassador/
https://www.congress.gov/nomination/113th-congress/1381/1
https://jam-news.net/georgia-to-have-us-ambassador-after-1-5-year-pause/
https://www.ydh.com.tr/HD3996_gurcistan-devrim-gulleri-solarken.html
https://www.project-syndicate.org/commentary/georgia-on-europe-s-mind
https://www.ntv.com.tr/dunya/gurcistanda-gul-devrimi-bitti,JNQkw_shr0eDvhmHLKM_nQ
https://www.consilium.europa.eu/ga/european-council/president/news/2021/05/19/20210519-oped-georgia/
https://www.iletisim.gov.tr/turkce/haberler/detay/cumhurbaskani-erdogan-gurcistan-basbakani-garibasviliyi-kabul-etti-23-02-23