Almanya’da darbe söylentisinin arka planı: Almanlar ABD işgalinden rahatsız!

Almanya’da darbe söylentisinin arka planı: Almanlar ABD işgalinden rahatsız!

Darbe sözcüğü Avrupa için bir yüzyıldır neredeyse unutulmaya yüz tutmuştu. 

Almanya'da darbe yapmaya hazırlandığı öne sürülen aşırı sağcılara yönelik yapılan operasyonda, toplumun farklı kesimlerinden, onlarca kişinin gözaltına alındığı haberlerini okuyunca, şaşırmadım desem yalan olur. 

Avrupa’nın ortasında, ABD’nin gölgesi altındaki bir ülkede darbe nasıl olabilir?

Almanya, Afrika’daki herhangi bir muz cumhuriyeti veya Ortadoğu’da krallık ile yönetilen bir ülke değil ki?

Acaba işin içinde başka hesaplar mı var? Yoksa Alman Devleti, darbe haberlerini servis ederek ABD’nin ülke üzerindeki hegemonyasını kırmaya mı çalışıyor? 

Alman derin devleti ve Alman milliyetçiliği yeni yol arayışında!

Bu darbe girişiminin tarihsel ve sosyolojik arka planını iyi okumak gerekiyor. Bu girişimi sadece Nazi Almanyası özlemi gibi görmek veya değerlendirmek yanlış olur. Belki yöntem eleştirilebilir ama darbede yer aldıkları iddia edilenlerin ülkelerine duydukları sevgi ve niyetlerini iyi anlamak gerekiyor. Acaba haklarında fezleke hazırlayan federal savcıların ABD çıkarlarına hizmet etmedikleri, ülkede yuvalanmış CIA merkezinden sevk ve idare edilmedikleri ne malum?

Ülkelerini ABD ve İngiltere’nin hegemonyasından kurtarmak istemelerinin nesi yanlış?

Almanya'nın II. Dünya Savaşı sonrasında  Müttefik Devletlerce işgal ve kontrol edildiği dönemde, Amerikan, İngiliz, Sovyet ve Fransız güçlerinden oluşan Müttefik Tetkik Yönetimi, 1945-1949 arası ülkeyi idare etti. İngilizler Ren bölgesini, Hannover, Schleswig-Holstein ve Hamburg'u; Amerikalılar Orta ve Güney Almanya ile Bremen'i; Fransızlar Saarland ve Yukarı Ren'i; Sovyet kuvvetleri Elbe'nin doğusunu ve Königsberg'i (günümüzde Kaliningrad); Polonyalılar, Doğu Prusya'nın geriye kalan bölümünü, Pomeranya'yı, Brandenburg'u ve Oder ile Neisse ırmaklarının doğusunda kalan eyaletleri işgal etmişlerdi.

ABD, Birleşik Krallık ve Sovyetler Birliği'nin 17 Temmuz ile 2 Ağustos 1945 tarihleri arasındaki Potsdam Konferansı'nda aldıkları karara göre Almanya, tek bir ülke gibi yönetilecekti. Ama bu karar hiçbir zaman uygulamaya geçmedi ve Müttefikler'in her biri işgal altındaki bölgeyi kendi kurallarınca yönetti. Birleşik Krallık, ABD ve Fransa ile Sovyetler Birliği arasındaki görüş farklılıkları giderek keskinleşmeye başladı. Sonunda birlikte çalışma olanağı ortadan kalktı. 

Almanya doğu ve batı olmak üzere ikiye bölündü. Berlin'in bir bölümü Sovyet bölgesinde kaldı. Haziran 1948'de Sovyetler Birliği, Berlin ile Batı Almanya arasındaki ulaşımı kesince, ABD, Birleşik Krallık ve Fransa yeni bir Alman hükûmeti (Bundesrepublik Deutschland) oluşturdular. Almanya'nın federal bir cumhuriyet olmasının ardından,  Ağustos 1949 seçimleri yapıldı ve Konrad Adenauer, Almanya Federal Cumhuriyeti'nin ilk şansölyesi oldu. Sovyetler Birliği de Alman Demokratik Cumhuriyeti'nin (Deutsche Demokratische Republik) kurulmasını sağladı.

Doğu Almanya, Doğu Berlin'i başkent ilan etti. Buna karşılık Batı Almanya, başkentini Bonn yaptı. Batı Almanya, Federal Parlamenter Cumhuriyeti ilan etti ve Birleşik Devletler, Fransa ve İngiltere ile iş birliğine giderek pazar ekonomisine ağırlık verdi. Ülke, 1950'lerin başından itibaren hızla ekonomik gelişme içine girdi. Batı Almanya aynı zamanda 1955'te NATO'ya katıldı, 1958'de Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun altı kurucu ülkesi arasında yer aldı.

Doğu Almanya, Varşova Paktı'nı imzalayarak Sovyetler Birliği'nin askerî ve politik kontrolündeki Doğu Bloku ülkelerinden biri oldu. Sovyetler Birliği'nin dağılması ile Almanya’nın yeniden birleşmesi, 3 Ekim 1990’da gerçekleşti. Yapılan anlaşmalarla bu devletleri kuran dört büyük güç, haklarından vazgeçti ve Almanya sözde tam bağımsızlığına kavuştu.

Alman derin devleti ve milliyetçi unsurlar neden rahatsız?

İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya'da kurulan Ramstein üssü, halen ABD Hava Kuvvetleri'ne hizmet veriyor ve 53 bin personel ile bu ülkenin kendi toprakları dışındaki en büyük üssü olma özelliğini taşıyor. ABD’nin Ramstein dışında Almanya’da 87 üssü daha bulunuyor. Bu üslerde toplam 34 bin 500 asker mevcut. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra AlmanyaABD’den sonraki en büyük karargâh haline getiren ABD, Orta Doğu ve Afrika’daki askeri operasyonlarını halen Almanya’dan yönetiyor. 

ABD Afrika Komutanlığı’nın merkezi de Stuttgart. Amerikalı sığır çobanlarından başka İngiltere, Fransa ve Hollanda’nın da askerleri Almanya’da konuşlu. Üstelik Alman halkına bu işgalin masrafları ödettiriliyor. Nitekim Almanya, son 2012-2019 yılları arasında Almanyada üstlenen ABD askerleri için yaklaşık 243 milyon Euro ödemede bulunmuş. Almanya ayrıca NATO bünyesinde ABD’nin Almanya’daki üsleri için 480 milyon Euro’luk ödeme yapıyor.

Sözün kısası hem Almanya’yı işgal ediyorlar hem de işgalin ortaya çıkardığı masrafı, Almanya’dan tahsil ediyorlar. Alman kamuoyunu; üsler ve daha önce kullanılan alanlar ABD’nin kontrolünde kalmaya devam ettiği sürece, ABD’nin ihtiyaç durumunda her an geri dönebileceği anlamına geldiğini çok iyi biliyor. Dolayısıyla, ABD’nin Almanya’da elde ettiği askeri avantajlardan kolay bir şekilde vazgeçmeyeceği ortada. 

Neden mi?

Almanya’nın askeri olarak ABD’ninarka bahçesi” olmaktan çıkması aynı zamanda ABD’nin dünya üzerindeki savaş politikalarının geriletilmesi anlamına geliyor. Görünürde Alman devleti ve hükümetleri de durumdan çok rahatsız değilmiş gibi davranmayı şimdilik uygun buluyorlar. 

Çünkü bu işgali sonlandıracak siyasi ve askeri güçleri yok. Bu nedenle üslerin kapatılması ancak savaş karşıtlarının vereceği güçlü bir mücadele ve güçlü bir ekonomi ile mümkün. ABD’den bağımsız hareket edecek Almanya’nın bu durumda kendi güvenliğini ABD’ye bağımlı kalmadan sağlayabiliyor olması için kendi ordusunu ve Avrupa Birliği ordusunu kurması gerekecek.

Almanya’nın konusu veya sorunu sadece üsler ve ülkesinde yerleştirilen askerler değil. ABD ve İngiltere’nin; Rusya - Ukrayna savaşını bahane ederek Avrupa ülkelerini Moskova’ya karşı yaptırım uygulamaya zorlaması, efsane Alman sanayisinin enerji tedarikinde sorunlara yol açıyor. Aynı şey, Avrupa Birliği'nden ayrılan İngiltere için geçerli değil. Deyim yerindeyse onların tuzu kuru. Çünkü İngiltere'nin doğal gaz depoları ise şu anda ağzına kadar tıka basa dolu, ayrıca Rusya, bu ülkenin ihtiyacının sadece yüzde 5'ini karşılıyor. O nedenle İngiltere; Rusya'dan gelecek doğal gaza diğer Avrupa ülkeleri kadar bağımlı değil.

İngilizlerin başka projeleri de var!..

ABD ile Birleşik Krallık arasında enerji güvenliğini artırmayı ve fiyatları düşürmeyi amaçlayan yeni bir ortaklık kuruluyor. ABD’den İngiltere’ye sıvılaştırılmış doğal gaz tedarikini artırılması amaçlanıyor. İngiltere hükümetinin açıklamasına bakılırsa yeni ortaklık, Rus enerji ihracatına küresel bağımlılığı azaltmak, enerji piyasalarını istikrara kavuşturmak ve iş birliğini hızlandırmak için kurulacakmış.

Gelsinler bunu külahıma anlatsınlar.

Otaklık projesinin bir parçası olarak ABD, 2021′de ihraç edilen seviyeyi iki kattan fazla artırarak ve Birleşik Krallık’ın önde gelen ithalat altyapısından yararlanarak önümüzdeki yıl 9-10 milyar metreküp LNG ihraç etmeyi hedefliyor.

Rusya Federasyonu'na bağlı doğalgaz şirketi Gazprom; Almanya’nın ihtiyaç duyduğu doğalgazda en büyük tedarikçisiydi. Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya, ihraç ettiği doğal gazın büyük çoğunluğunu kendi kullanıyor. Almanya’nın yaptırımlara mecbur bırakılması; gelecekteki doğal gaz ithalatını büyük sıkıntıya soktuğu söylenebilir. 

Batı ile Moskova arasında artan siyasi gerilimlere rağmen Almanya’nın Rusya ile ticareti geçen yıl 2020’ye göre yüzde 34,1 artarak 59,8 milyar avroya yükseldi. Almanya, Rusya’ya ağırlıklı olarak makine, motorlu taşıtlar kimyasal ve eczacılık ürünleri ihraç ediyor. Jeopolitik gerilim nedeni ile bu ekonomik ilişkilerin kesintiye uğraması, Alman ekonomisinin karşı karşıya kalabileceği en büyük tehlike. Çünkü Almanlar ekonomik güçle, tam bağımsızlıklarına kavuşabileceklerine odaklanmışlar. 

Kim bu darbeciler?

Almanya Federal Savcılığının talimatı doğrultusunda, 3 bin polis tarafından 11 eyalette 130 noktaya operasyon yapılmış. Aşırı sağcı 'Reich Vatandaşları'na yönelik yapılan operasyonda onlarca Alman vatandaşı, 'terör örgütüne üyelikle' suçlaması ile gözaltına alınmış. Aralarında bir Rus vatandaşının da bulunduğu 3 kişi örgüte destek vermekle itham ediliyormuş. 

Vitalia B. adlı Rus asıllı kadından,  Heinrich adına Moskova ile bağlantı kurması talep edilmiş. Federal savcılar, grubun Almanya'nın yeni lideri olarak atamayı planladığı Heinrich XIII P. R.'nin, hükümeti devrildikten sonra ülkede yeni düzen kurulması için müzakere etmek amacıyla Rus yetkililerle temasa geçtiğini, bu konuda kendisine Vitalia B. adlı bir Rus kadının yardımcı olduğunu iddia ediyor.

Rusya bu iddiaları kesin dille yalanladı…

Alman kamuoyunda ve tüm dünyada şaşkınlık yaratan bu darbe kumpası sonrasında Kremlin’den yapılan açıklamada; Alman devletini devirmek için sözde aşırı sağcı bir komploya Rusya'nın herhangi bir müdahalesinin söz konusu olamayacağı kesin bir dille belirtildi. Rus haber ajansı Ria Novosti'nin haberine göre operasyon kapsamında bir Rus vatandaşı da tutuklandı. 

Ancak Rus haber ajansı Tass'ın aktardığına göre Rus Büyükelçiliği, Almanya'daki "terörist" veya "yasadışı" örgütlerle bağlantıları olduğunu hemen yalanladı. Devlet haber ajansları RIA Novosti ve Tass'ın aktardığına göre büyükelçilik, "Almanya'daki Rus diplomatik ve konsolosluk kurumlarının terör gruplarının veya diğer yasadışı oluşumların temsilcileriyle hiçbir teması yoktur"  açıklamasında bulundu.

Sözde darbecilerin başı Henry XIII kimdir? 

Alman medyasının darbecilerin başı olarak takdim ettiği Prens XIII. Heinrich Reuss; Heinrich I. Prince Reuss (1910-1982) ve Mecklenburg Woizlawa -Feodora Düşesi'nin (1918-2019) altı çocuğundan biri. 71 yaşındaki Prens Henry XIII PR (Heinrich XIII PR) soylu Reuss (Reuß) ailesinden. Ailenin 700 yıllık tarihi var. 

Henry XIII 4 Aralık 1951'de Büdingen'de doğdu ve emlak girişimcisi olarak çalışıyor ve nitelikli mühendis.  Frankfurt am Main'de yaşıyor ve Doğu Thüringen'deki Bad Lobenstein'daki Waidmannsheil av kulübesinin sahibi. Henry XIII Prens Reuss geçmişte kaba tezlerle dikkatleri üzerine çekmişti. 2019’da katıldığı " Worldweb forumunda" diğer şeylerin yanı sıra Almanya'nın İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana egemen bir devlet olmadığını, ancak Müttefikler tarafından yönetildiğini söylenmişti. 

Prens, web sitesinde kendisini ailenin aristokrat armasıyla süslüyor: Üzerinde kraliyetin kürk mantoya benzeyen bir perdeyle çevrili çeşitli hayvanlar görülebiliyor. Altında "Tanrı'ya güveniyorum" yazıyor. Almanya’daki en tehlikeli komplo teorisyenlerinden biri olarak görülüyor. Prinz Reuss, bugünkü Thüringen eyaletinin doğusunu 1920'ye kadar yöneten aynı adı taşıyan Doğu Almanya soylu ailesinden geliyor.

Erkek torunların hepsi bugüne kadar Heinrich adını taşıyor. Frankfurt'taki evinde tutuklanan Heinrich Reuss, takipçileri tarafından "gelecekteki devlet başkanı"  görülüyordu. İkinci Dünya Savaşı'nın galip gelen müttefik güçleriyle müzakerelerde bir (askeri) geçiş hükümeti kurulacaktı. Bunun için merkezi temas noktası şu anda Rusya Federasyonu idi. Rus temsilcilerle ilgili temaslar kurmuştu. 

Darbecilerin omurgası radikal sağcı Reichsbürger (Reich Vatandaşları) Hareketi…

Çoğunlukla Almanya'yı meşru bir devlet olarak tanımayanlardan müteşekkil. Hareket, farklı inançlara sahip gruplardan (örneğin monarşist,  cumhuriyetçi, aşırı sağ, antisemitik) oluşur, bu nedenle hareketi ve ideolojisini tanımlamak zor. Hareket, açık ve çoğulcu bir toplumu reddeden, vergi ve para cezalarını ödemeyi veya mahkeme emirlerine ve idari kararlara uymayı reddeden bir tutum içindeler.

Hareket, komplo teorilerini, antisemitizmi ve ırkçılığı benimsiyor. Federal Cumhuriyet'in, Müttefik kuvvetler tarafından kontrol edilen, kendi gücü olmayan bir ekonomik bölge, Amerika'nın bir kuklası olduğunu iddia ediyorlar. Reichsbürger Hareketi'nin ülkede yaklaşık 21 bin üyesi bulunuyor ve bunların yaklaşık yüzde 5'i şiddete meyilli.

Modern Alman devletini tanımayan ve birçoğu bu yüzden vergi vermeyi reddeden grup, 2021'de 1011 suçtan sorumlu tutuldular. Onlarca kişinin gözaltına alındığı Schatten (Gölgeler) Operasyonu kapsamında  gözaltına alınanlar arasında aşırı sağcı Almanya için Alternatif partisinin eski milletvekili Birgit M.-W.’de bulunuyor.

Arama yapılan yerler arasında Almanya'nın güney batısındaki Calw kasabasında bulunan özel kuvvetler birimi KSK'nın kışlası da var. Bu birim geçmişte bazı askerlerin aşırı sağcı olduğu iddiaları nedeniyle mercek altına alınmıştı. Grup üyelerinin Almanya'nın sözde bir 'derin devlet' tarafından yönetildiğine inandıkları belirtildi. Savcılar, şüpheli elebaşlarını Heinrich XIII P. R. ve Ruediger v. P. olarak tanımladı. Bu kişilerden ilki bir Alman soylu ailesinin 71 yaşındaki tanınmış üyesi, ikincisinin ise 69 yaşında eski bir paraşütçü.  

İddialara göre aşırı sağcılar ve emekli askerlerden oluşan grup, Federal Meclis Reichstag'a baskın düzenleyip yönetimi ele geçirmeyi planlıyordu. Planlayıcılar arasında aynı zamanda QAnon hareketinden de bazı üyeler olduğu belirtiliyor. QAnon üyeleri ülkede gizli güçleri içeren efsanevi bir "derin devlet"in siyasi ipleri elinde tuttuğuna inanıyor. 50 üyeli ve içinde kadın ve erkeklerin bulunduğu grubun,  cumhuriyeti yıkıp yerine 1871 Alman İmparatorluğu'nu (2. Reich) örnek alan bir devlet kurmak istediği öne sürülüyor. 

Reichsbürger hareketi, sözde hukuk ideoloğu Heather Ann Tucci-Jarraf tarafından yönetilen bir Amerikan egemen yurttaş hareketi olan Tek Halkın Kamu Güveni'nin bazı kavram ve tekniklerindan faydalanmış. Grubun amacı yeni bir hükümet ('Konsey') kurmaktı. 

Grup, Kasım 2021'den bu yana Federal Meclis'e silahlı bir saldırı ve kamuoyunda huzursuzluğa neden olacak politikacıların alenen tutuklanmasını planlıyordu. "Vatanseverler Birliği", Alman güvenlik yetkililerinin bazı bölümlerinin o zaman terörist grupla dayanışma göstereceğini, bunun da "devrilme"ye yol açacağını ve grubun iktidarı ele geçireceğini varsayıyordu. Ama evdeki pazarlık çarşıya uymadı. Berline pirince giderken Frankfurt’ta ki bulgurdan oldular. 

Reichsbuerger/Reich Vatandaşlar’nın  küçük bir silahlı grupla Alman parlamentosuna zorla girmek için somut hazırlıklar yaptıkları iddiaları, doğruyu söylemek gerekirse bana biraz afaki geliyor. Bu kadar salaklar  mı?

.

Ömür Çelkdönmez, dikGAZETE.com

Seçilmiş Kaynakça

https://www.bbc.com/turkce/articles/cg3j4d48rj0o

https://www.lanazione.it/umbria/cronaca/germania-attacco-1.8362012

https://paratic.com/abd-ingiltereye-dogal-gaz-arzini-artirma-sozu-verdi/

https://www.evrensel.net/haber/407094/almanyadaki-amerika-askeri-usler

https://www1.wdr.de/nachrichten/heinrich-dreizehnter-prinz-reuss-100.html

https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/almanya-nin-rusya-ile-ticareti-yuzde-34-artti/2512589

https://mediaguinee.org/une-tentative-de-putsch-dejouee-en-allemagne-25-personnes-arretees/

https://mediaguinee.org/une-tentative-de-putsch-dejouee-en-allemagne-25-personnes-arretees/

https://www.avapress.com/fa/news/261991/شکست-کودتا-آلمان-پولیس-این-کشور-25-نفر-کودتاچیان-بازداشت

https://kayhan.ir/fa/news/255327/%C2%A0دستگیری-%E2%80%8Cهاینریش-سیزدهم-در-آلمان-پیش-از-آغاز-کودتا

https://www.lefigaro.fr/international/l-allemagne-dejoue-un-complot-de-l-extreme-droite-20221207

https://www.dw.com/ru/cto-izvestno-o-podgotovke-putca-v-germanii-i-pri-cem-zdes-rossia/a-64019948

https://www.nzz.ch/international/reichsbuerger-wer-ist-heinrich-xiii-prinz-reuss-ld.1715891?reduced=true

https://tr.euronews.com/2022/12/07/almanyada-darbe-planlayan-asiri-sagci-orgute-operasyon-cok-sayida-gozalti

https://www.voaafrique.com/a/une-tentative-de-putsch-déjouée-en-allemagne-25-personnes-aux- arrêts/6866751.html

https://www.hessenschau.de/panorama/razzia-gegen-reichsbuerger-wer-ist-heinrich-xiii-prinz-reuss-v3,reichsbuerger-prinz-100.html

https://www.blick.ch/ausland/heinrich-xiii-bereitete-sturz-der-regierung-vor-das-ist-der-schwurbler-prinz-von-deutschland-id18124055.html

https://www.hessenschau.de/panorama/terrorgruppe-plante-staatsstreich-festnahmen-bei-reichsbuerger-razzia---anfuehrer-der-gruppe-aus-frankfurt-v11,razzia-reichsbuerger-100.html

...