Cumhuriyet'in ilanının yüzüncü yılında, “Tam Bağımsız Türkiye” şiarı/ ülküsü çerçevesinde seçime gidildi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci turun sandıktan çıkması sürpriz olsa da ülkemiz için hayırlı olacak. Hani meşhur bir söz var ya “olanda hayr vardır…”
Türkiye, bulunduğu coğrafyada ne zaman bir adım ileri atsa; darbe ile on adım geriye götürüldüğü dönemleri yaşadı. Darbe ile ilintili dönemlerde, seçim yapılsa da idarenin/yönetimin arzusu ile halkın iradesi aynı çizgide buluştu.
Darbe ve seçime müdahale; Türkiye’nin gündeminden düşmelidir. Siyasetin bozulmadığı; halkın taleplerinin sandığa yansıdığı göz ardı edilmemelidir.
Heybesine doldurduğu buzu pazarda satmaya çalışan satıcının: “sermayesi eriyen adamın malını alacak yok mu” diyerek satması gibi; siyasetçilerin de pazara çıkardıkları mal alıcı bekliyor.
Gün ilerledikçe partilerin de sermayeleri tükeniyor.
Halkın kendilerine yüklediği kredi azalıyor. Siyaset yapıcılar, tükenen bu sermayenin ikamesi için uğraşmalıdır. Meydanlarda atılan hamasi nutuklar, tükenen ömürlere katkı sağlamıyor. Elbette; vatandaşa yapılan hizmet karşılık bulacaktır.
28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası, siyasiler özeleştiri yapmalıdır. Partiler, kendilerini onarabilirler ise Büyük Değişimi başlatabilirler. İttifaklar nezdinde parti proje/programlarının halkın gözünde nasıl göründüğü seçim ile biraz daha netleşti.
Anadolu, bazen sessiz kalsa, boynunu bükse de 15 Temmuz itibari ile Türkiye’ye dayatılan kuşatmayı yarmıştır. Dayatılan zulmü alnının akı ile defetmiştir.
15 Temmuz’da meydanları boş bırakmayan Anadolu’nun saf/temiz ve berrak gönüllü yiğitleri, sandığın kıymetini bilecektir. Örselenen/ ötelenen, hissedilmeyen, eğlenilen, kaale alınmayan Anadolu İrfanı, seçime damga vuracak.
Bu vatanı şekillendiren, insanı yoğuran Horasan Erenleri sayesinde Anadolu; İslam ile bütünleşmiştir. Hakkın yolunda nefer olup, Hakktan batılı ayırabildiysek; Anadolu İrfanı sayesindedir. Küffarın zulmetine bu sebeple ortak olmadık; hak ve adaletin peşinde koştuk.
Cumhurbaşkanlığı seçimi; Türkiye’nin Gelecek Tasavvurunu şekillendirecektir. Türkiye ile jeopolitik/jeokültürel ilintili, bağlantılı coğrafya da bizimle birlikte şekillenecek. Yeter ki siz Anadolu’yu hor görmeyin.
İlk Anadolu Evliyalarından olan Ebul Hasan Harakani; Türkistan'dan (Türkmenistan) Anadolu'ya Selçuklu akınları sırasında gelmiş, Hicri 425 (Miladi 1033) yılında Kars'ta Bizans ordusu ile yapılan bir savaşta şehit olmuştur.
Şahadet mertebesine erişen Ebul Hasan Harakani, Anadolu’nun kapısını açan ilk öncülerindendir. “Tandırdan elbisene bir kıvılcım sıçrasa, hemen onu söndürmeye koşuyorsun! Peki dînini yakacak olan bir ateşin, yani kibir, haset ve riyâ gibi kötü sıfatların kalbinde durmasına nasıl müsâade edebiliyorsun?!” der Harakani.
Anadolu’nun Pirlerinden Horasan Ereni/ Gönül Sultanı Hacı Bektaş-ı Veli’nin sözü; gündelik yaşantımızı güzelleştirir, anlam katar, yol gösterir. “Aynaya bakan kendi yüzünü görür. Kendi yüzünü/ ayıplarını gören kişi kimsenin ayıbına dil uzatmaz”.
Başkasının ayıbını örtelim ki kötülük ne yayılsın ne de başkaları da şahit olsun. Büyük Değişimi önce kendi benliğimizde başlatalım.
Cumhurbaşkanlığı Seçimi Anadolu kazandı; İnşallah.