- 29-10-2024 15:50
- 1614
Cumhuriyet Gerçeği ve Liderlik İkilemi
İnsan topluluklarının kendi kendini yönetme kabiliyeti, tarih boyunca sınırlı kalmıştır. Toplumlar, karmaşık yapıları nedeniyle daima liderlerin rehberliğine ihtiyaç duyar. Bu nedenle, tarih boyunca yönetimlerin başarısı daima liderlerin niteliğiyle şekillenmiştir.
Liderlik, anlık rahatlık yerine fedakarlık, sıkıntıya katlanma, disiplin ve özveri gerektirir. Ancak, Cumhuriyet rejimi, ideal olarak halkın seçimiyle lider belirlemeyi amaçlasa da aslında gerçek liderlerin önünü kesen bir yapı haline gelebilir. Halkın tercihi, çoğunlukla popülist vaatler sunan, anlık konforu önceleyen yöneticilerden yana olur ve uzun vadeli liderlik gerektiren zorlu süreçler gölgede kalır.
Patronsuz bir şirketin başarı elde etmesi, kaptansız bir geminin limana varması veya komutansız bir ordunun zafer kazanması mümkün değildir. Liderlik, toplumun her alanında başarının temel taşını oluşturur. İyi liderler, toplumları yükseltirken; kötü liderler, onları felakete sürükler. Ancak kitleler, genellikle iyi lider seçemez ve konfor vaat eden liderleri tercih eder. Kısa vadeli rahatlık arayışı, kitlelerin gerçek liderlikten uzaklaşmasına neden olur.
Bu durum, günümüz Türkiye’sinde de açıkça görülmektedir. 11 vilayetimizi yıkan büyük bir deprem yaşandı, 3. Dünya Savaşı’nın kapımızda olduğu bir dönemdeyiz ve ülkemiz ağır ekonomik ve politik saldırılar altında. Böylesine kritik bir süreçte toplumun geniş kesimleri, uzun vadeli milli çıkarlar yerine günlük konforlarını ön planda tutmaktadır. Bunun çarpıcı bir örneği, kredi kartı limiti 100 bin TL ve üzeri olanlardan 750 TL savunma sanayiine katkı alınması planıdır. Bu limit, belli bir ekonomik gücü ifade eder ve bu katkı miktarı, bu ekonomik güce sahip kişilere dokunmaz. Ancak, toplumda bu düzenlemeye yönelik büyük bir tepki oluşmuştur. Bu da toplumun kısa vadeli konforunu ön planda tuttuğunu ve gerçek fedakarlıklardan kaçındığını göstermektedir.
Cumhuriyet, ideal anlamda halk iradesini esas alsa da, liderlik kavramını anlık tercihlerin, popülizmin ve kısa vadeli hesapların esiri yapabilir.
Gerçek başarı ise ancak fedakârlık, sıkıntıya göğüs germe, disiplin ve özveriyle gelir. Cumhuriyetin çelişkisi, liderlik ihtiyacını ortadan kaldırmaya çalışırken, aslında toplumun gerçek liderlikten mahrum kalmasına neden olmasıdır. Bugünkü yaşadıklarımız, bu gerçeğin en somut tezahürüdür.
.
Barbaros Nasün, dikGAZETE.com