- 18-03-2023 06:22
- 9307
Yazımız, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ithaf edildi. Her ne kadar bilim insanı olsa da; Pakistanlı sıradan bir Müslüman kadının başına gelenlerin hikayesi.
Özgürlükler Ülkesi Amerika’da yaşanmakta olan “Gerçek Hayat Hikayesi”dir. Dr. Afia Sıddıki’nin Hikayesi, Uzak Asya'dan Ortadoğu ve Avrupa’ya kadar geniş bir alanda konuşulmaya devam ediyor.
Amerikan Rüyasının kökü “tüm insanların yaşam, özgürlük ve mutluluğu arama hakkıyla eşit yaratıldığını ilan eden Bağımsızlık Bildirgesi’ne” dayanmaktadır.
Amerika denilince aklımıza; petrol, dolar, silah, kola ve hamburger gelir. Amerika’nın bir de cama yansıyan yüzü var. Kutsal Hollywood Endüstrisi; yani sinema sanayi. Amerika bolca film ihraç eder. Birinci sınıf kaliteli ve kalitesiz yüzlerce film, dünya milletlerine boca edilir. Filmlerde meşhur FBI/ CIA sahneleri vardır. Kahramanlar dünyayı kurtarır. Azılı suçlular/ teröristler, nihayetinde Amerikan Adaletine teslim edilir. Yüzleri hafiften mahcup, kahramanlık gülümsemesi kaplar. Aslında bu tamamen ajitasyon ve algıya dayanmaktadır. Yapılan zulüm/ katliam ve savaşlara kılıf uydurmanın sanata dönüşümüdür.
Öyle ya; Amerika her zaman haklıdır!.. “Tanrı”; kendi sisteminin koruyucusu olarak Amerika’yı seçmiştir. Amerika, modern dünyanın Tanrı Devletidir.
Afia’nın yaşadığı elbet bir sinema sahnesi değil ama o sahnelerden kat be kat fazlasıdır.
Afia neden meşhur oldu, niçin adı yüksek seviyeli esir/ tutuklu takaslarında yer aldı?
Konumuza dönersek;
Afia Sıddıki, 2 Mart 1972’de Pakistan’ın Karaçi şehrinde dünyaya gözlerini açtı. Ailesi Hindistan’dan Pakistan’a göç eden; Urduca konuşan muhacirlerdendi. Babası Beyin Cerrahı, annesi ise hem Din Eğitimi veren Öğretmen hem de Sosyal Hizmetler Uzmanıydı. Aile eğitimli, münevver ve yardımsever özellikleri ile tanınıyor.
Afia; mimarlık eğitimi alan erkek kardeşinin yanına, üniversite eğitimi için Amerika’ya gitti. Ablası Harvard Tıp’tan Norolog Hekim olarak mezun oldu. Afia almış olduğu burs ile Amerika’nın en prestijli üniversitelerinden MIT/ Massachusetts Instıtute of Tecnology’de eğitimine devam etti. Başlangıçta antropoloji, biyoloji ve arkeoloji alanında üçlü anadal eğitimi alırken; sonrasında biyolojide lisansını tamamladı.
Arkadaşlarının anlattığına göre; Afia üniversitede okurken sosyal gruplara katıldı. Sessiz ve yardımsever bir kız olduğunu hatırlıyorlar.
Üniversiteyi bitirince ailesinin tavsiyesi üzerine; görücü usulü ile Amerika’da Anestezi Doktoru olarak çalışan Pakistanlı Dr. Amjad Muhammed Han ile evlenecekti. Afia’nın bu evliliğinden ikisi erkek, biri kız üç çocuğu oldu.
Afia Sıddıki, Brandeis Üniversitesi’nde “Bilişşel Sinirbilim” alanında doktora yapacaktı. Dr. Afia Sıddıki, birçok bilimsel çalışmaya katıldı, araştırmaları imtiyazlı bilim dergilerinde yayınlandı.
Dr. Afia Sıddıki’nin en son; “Biyolojik Silahların İnsanları Tahribatından Koruyacak Metotlar” ile ilgili orijinal bir program üzerinde çalıştığı, Amerikan İstihbaratının dikkatini çekti. Proje başarılı olursa eğer, Amerika’nın milyonlarca dolar sarf ettiği Biyolojik Silahlar çöp hükmünde olacaktı.
İstihbarat, “Projeyi sonlandırması ve en son halini de yüksek meblağ ile satın almayı” teklif etti. Dr. Afia, bu teklifi; “projeyi bitirmedim” diyerek reddetti.
Buraya kadar her şey normal seyrinde devam ediyor.
Tam bu sırada, ABD finans sisteminin kalbi New York, 11 Eylül 2001 sabahı, İkiz Kuleler olarak bilinen Dünya Ticaret Merkezi'ne yönelik terör saldırılarına uyandı.
Newark, Boston ve Washington'dan havalanıp San Francisco ve Los Angeles'a giden 4 yolcu uçağının kaçırılmasının ardından; uçaklardan biri İkiz Kulelerden (Dünya Ticaret Merkezi) kuzeyde olanına çarptı, bir diğer uçak canlı yayın devam ederken güneydeki kuleye çarptı.
İkiz Kulelere saldırıların ardından kaçırılan bir diğer uçak da ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) binasına çarptı.
Kaçırılan son uçak ise Pennsylvania Eyaleti kırsalında F-16'lar tarafından düşürüldü. 11 Eylül saldırıları sonucu uçakları kaçıran 19 saldırgan hariç New York, Washington ve Pennsylvania'da toplam 2 bin 977 kişi hayatını kaybetti.
11 Eylül saldırılarını organize ettiği öne sürülerek, 2003'te Pakistan'da yakalanan Halid Şeyh Muhammed'in hala sivil mahkemeye çıkarılmamış olması, hukuki sürecin sonuçlanmasının önündeki en büyük engeller arasında gösteriliyor.
Tutuklandıktan sonra "havasız bırakma, boğulma hissi yaratma, makattan su verme" gibi en ağır işkenceler sonucu suçunu kabul eden Halid Şeyh Muhammed, 2008'de ilk kez Guantanamo'daki askeri mahkemeye çıkarılmıştı.
Wall Street Journal'ın 30 Temmuz 2019 tarihli haberine göre, 11 Eylül terör saldırısının planlayıcısı olduğu öne sürülen Muhammed, hakkında idam cezası istenmemesi şartıyla iş birliği teklif etmişti. Dava halen devam ediyor.
Kocasından boşanan Dr. Afia Sıddıki; 11 Eylül Saldırısından sonra Pakistan’a, ailesinin yanına gider. Ailesine göre boşandığı kocası; Amerikan İstihbarat Teşkilatı/ FBI’ya çalışıyordu. Zira kocasının; Afia’nın zamanla radikalleştiğine dair ifadesi ortaya çıkacaktı.
Şeyh Muhammed, işkence eşliğinde verdiği ifadede; “Afia Sıdıki’nin kendilerine lojistik destek sağladığı ve saldırıyı planlayan yedi kişiden biri olduğunu” söyleyecekti.
Dr. Afia Sıddıki’nin ismi “11 Eylül Saldırısı ve El Kaide Dosyası”na yazılacaktı.
Amerika tarafından 25 Mart 2003’te Küresel Bazda Aranan Terörist Listesi’nde Dr. Afia Sıddıki’nin de yer aldığı dünya kamuoyuna açıklandı.
Amerikan Medyası, bundan sonra Dr. Afia Sıdıki’yi “Leydi El Kaide, El Kaide’nin Kadın Dehası” olarak tanımlayacaktı.
Amerika’nın Terörist Listesinde, Dr. Afia Sıddıki; aran tek kadın olarak yer aldı.
Deborah Scroggins isimli bir yazar, kitabında, Sıddıki'nin Amerikan Yahudilerinin "Müslümanlara karşı sonsuza dek entrika çevirdiğine" inandığını yazdı .
11 Eylül saldırılarından Yahudileri sorumlu tutuyor ve 2010'daki duruşmasında jüri üyelerinin Yahudi olmamasını talep etmeye çalıştı.
Afia, 2002’de Pakistan’a döndüğünde muhtemelen Amerikan Terör Listesinde aranalar arasında olduğundan haberdardı. Afia, üç çocuğunu da yanına alarak; İslamabad’daki amcasını ziyaret etmek üzere Karaçi’den ayrılır.
Evden ayrılması ile Afia’dan bir daha haber alınamaz.
Amerikan istihbaratına göre; “Afia, El Kaide Şüphelisi Şeyh Muhammed’in yeğeni Ammar El Belluci ile evlenmiş ve Afganistan Cihadı’na katılmak üzere Belluci’nin ailesinin yanında saklanmaktaydı.”
Ancak bu raporlar, Avukat Elaine Whitfield Sharp tarafından çürütülüyor.
Ailesine göre kesinlikle ikinci bir evlilik yapmamıştı.
Afia çocukları ile birlikte seyahat esnasında, Pakistan İstihbarat Teşkilatı (Inter- Services Intelligence/ ISI) elemanları tarafından alıkonuldu.
30 Mart 2003’te dönemin Pakistan Başbakanı Pervez Müşerref; “Para Karşılığı ve Siyasi Kariyeri” için, Afia’yı Amerika’ya teslim etmişti.
Pervez Müşerref; Pakistan’ın Asil Kız Evladını, Amerika’ya satıp; Pakistan Tarihinde utanç sayfası açmakla itham edildi.
Afia, Amerikalı ajanlara teslim edilince; çocukları ile birlikte Afganistan’a götürüldü.
Bagram Hava Kuvvetleri Üssündeki Bagram Hapishanesi’nde (Amerika tarafından kuruldu) tutuklu olan; insan hakları aktivisti, İngiliz Vatandaşı Muazzam Beg, Sıddıki’ye yapılan işkencelere şahit olduğunu beyan etti.
Muaazam Beg, serbest bırakıldığında, İngiltere’ye dönmüş; hapishanede yaşadıklarını kitaba dönüştürmüştü. Yan hücrede bulunan “650 numaralı” esirden söz ederken; duyduğu çığlık seslerinin kendisine yapılan işkenceyi unutturduğunu söyledi.
İşkence ve tecavüze uğradığını söylediği Sıddıki hapishanede tek kadın mahkumdu ve mecburen erkekler tuvaletine gitmek zorundaydı.
Sıddıki’ye hapishanede kan dondurucu işkence yapılıyordu.
Mahkumlar, kendi aralarında Sıddıki’den bahsederken; “Bagram Hapishanesi’nin Hayalet Hanımı, Gri Hayalet, Bagram’ın Hayaleti” gibi tanımlamalarda bulunuyorlardı.
17 Temmuz 2008 tarihinde, Afganistan’ın Gazne şehrindeki bir camide akşam namazını kılan cemaat; cami çıkışında sokağın başında, sırtında küçük çantalı, yanında erkek çocuğu olan, yere yığılmış mavi burkalı bir kadın gördüler. Yerel polis, çantasında bomba olabileceği düşüncesi ile kadını karakola götürdü.
Zayıflıktan ve hastalıktan bitap düşmüş bir kadın akşam vakti bu sokağa nasıl geldi?
Şahit var mıydı?
Yanında sadece büyük oğlu vardı. Diğer iki çocuğuna ne olmuştu?
İşin bu kısmını, Amerika kapatmıştı.
Afganistan’a 11 bin kilometre uzaklıkta Washington’daki FBI karargahının telefonu çalar.
Telefonu açan şahıs; sıradan bir konuşma yapar gibi “Hı, hı…” der.
Eline aldığı listede Dr. Afia Sıddıki’nin isminin karşısına, çarpı işareti atarak, yakalandığını yazar.
New York bölgesi savcısı Michail Garcia, Dr. Afia’nın 17 Temmuz’da Afgan polislerince Gazne’de yakalandığını basın açıklamasıyla duyurur.
Savcı Garcia’nın yaptığı açıklamaya göre; Amerikalı FBI ajanları, sorgulamak için Sıddıki’nin yanına gider.
Askerler ile birlikte ajanlar, Sıddıki’nin bulunduğu odaya geldiler. O sırada Sıddıki, bir askerin elindeki yarı otomatik M4 Karabina markalı tüfeği almış, emniyet kilidini açarak iki el ateş açmıştı.
Askerler ise karşı ateş ile Afia Sıddıki’yi karnından kurşunlamış, ağır yaralamışlardı.
Sıddıki'nin ABD askerlerini öldürmeye çalıştığı iddialarının yalan olduğunu, Müslüman İngiliz gazeteci Yvonne Ridley şöyle açıklamıştı:
“Yarı baygın vaziyette, zayıf bir kadın, o kadar askerin içinde, nasıl olur da otomatik bir tüfeği kullanabilirdi. Amerika, bu konuda tamamen mizansen uydurdu. Zaten Sıddıki’nin elinde ve elbisesinde barut izi yoktu.
Doktor Afiye Sıddıki, yeryüzünde en çok zulmedilen kadındır ve onun meselesi vahim bir adalet noksanlığıdır. ABD, onu zorla alıkoymakla Viyana Sözleşmesi’ni ayaklar altına almış ve tüm diplomatik kuralları ihlal etmiştir.”
Afganistan’da işlediği iddia edilen bir suç nedeniyle asla New York’ta yargılanmamalıydı.
Amerika, sürekli Afganistan’da bir işgalci olduğunu reddediyor; yasadışı şekilde ABD’ye götürmekle Afganistan’ın egemenliğini ihlal ediyor. O kurban seçilmişti. O gün o odada ne yaşandı?
Afia, vurulduktan sonra sağlığı kötüleşti.
Ayakta durmakta ve tek başına ihtiyaçlarını gidermekte zorlandı. Böbrekleri ve bağırsaklarında ciddi zararlar meydana geldi.
İki hafta sonra Afiye Sıddıki; New York’a götürüldüğünde, karnında iki mermi vardı.
İlk kez 11 Ağustos’ta Manhattan’da bir mahkemede görülen Sıddıki’ye, “Bagram Üssü’nde Amerika’lı askerleri öldürmek” iddiası ile 86 yıl hapis cezası verdi. Dikkat edilirse “El Kaide ve 11 Eylül Saldırıları” suçlamasıyla aranan Afia; mahkemede başka bir suçlamayla hapis cezası almıştı.
Afganistan’da tutuklandığında, Afia’nın yanında bulunan büyük oğlu; Pakistan’daki ailesine teslim edildi.
Kızı ise bir süre sonra Pakistan’da esrarengiz şekilde ailesinin kapısına bırakıldı.
Afia’nın en küçük oğlu hayatta mı değil mi bilinmiyor. Çünkü Amerika, bu konuda hiçbir açıklama yapmadı.
Gazeteci Yvonne Ridley, The Guardian'a verdiği demeçte; Sıddıki'nin tutuklanmasının ardından Amerika'ya yönelik Müslüman öfkesinin bir sembolü ve odak noktası haline geldiğini söyledi.
Siddiki, ABD'nin kötülüğü karşısında Müslümanların mağduriyetini temsil ediyor ve ABD'nin küresel anti-terörizm kampanyasında Müslümanlara nasıl davrandığının güçlü bir simgesi olarak duruyor.
Pakistan Senatosu, 2018’de oy birliği ile Sıddıki’nin serbest bırakılması için ABD ile görüşülmesi ve Afia’ya da “Ulusun Kızı” payesinin verilmesini kararlaştırdı.
Dönemin Başbakanı İmran Han; Sıddıki’nin iadesi için Amerika ile görüşmelerde bulundu.
Amerika; “Pakistan ile Suçluların İadesi Anlaşması” imzalanmadığı için iadeye yanaşmadı.
Peki Sıddıki hayatta mı?
Ailesi hayatta olduğunu düşünüyor.
Amerika’da hayatta olduğunu söylüyor.
Buradaki problem; Sıddıki’nin hiçbir şekilde ailesi dahil kimse ile görüşmeyi kabul etmemesi olduğu söyleniyor.
Ailesi ve insan hakları aktivistlerine göre Sıddıki’nin ruhi bunalımda olduğu zan ediliyor.
Pakistan’ın Amerika’daki elçiliğinden bir görevli, Sıddıki ile görüşmeye gider. Hapishanede yüzü kapalı ve sırtı dönük olan bir kadın gösterilir.
Elçilik yetkilisi, gördüğü kadının Sıddıki olup olmadığını teyit edemedi.
Pakistan’da kurulan Aafia Movement/ Afia Hareketi adlı platform, Sıddıki’nin davasıyla ilgili gelişmeleri güncel olarak yayınlıyor.
Pakistanlı Doktor, halen ABD’deki Texas Carswell’de bir cezaevinde hükümlü olarak bulunuyor.
Bir tanık, Afia’nın mahkemesini şöyle anlatmıştı:
“Afiye'yi kefalet duruşması için mahkemede gördüğümde afalladım. Sol taraftaki kapı yavaşça açıldı ve içeriye zayıf, aksayan ve bitmiş bir kadın, kafasını zar zor dik tutarak tekerlekli sandalye üzerinde girdi.
Üzerinde Guantanamo tarzı turuncu hapishane üniforması ile güçsüz kafasında kemikleri görünen, kollarını örtmesi için aşağıya salınan beyaz bir başörtüsü vardı.”
Bazı tanıklar, ona Kur’an okumayı bırakması için şiddet uygulandığını söylüyor.
“Allah’ınız nerede şimdi?” diye alay ederken, bir kafeste kilitli ağlarken gördüklerini iddia ediyorlar.
ABD eski Başsavcısı Ramsey Clark da, Sıddıki’nin suçsuz olduğunu ve hapiste olmasını “trajik” olarak nitelendiriyor.
20. yüzyıl boyunca Küresel Emperyalist Sistem; tüm dünyayı “Soğuk Savaş” metotları ile baskı altına aldı.
21. yüzyılda ise Terör üretip, halkları sindirdiler. Masum insanları Terörist olarak tutukladılar.
Afganistan ve Irak’a da “Demokrasi götürülüyor” ayakları ile sivil halkı bombaladılar. Nihayetinde Müslümanların en temel Yaşam Hakkı ihlal edildi.
Elbette bu devran dönecek.
“Dünya Beşten Büyüktür” nidaları mustazaf/ ezilenlerin kulaklarına muştu olarak müjdeleniyor.
Dr. Afia’nın hikayesine kaldığımız yerden devam edersek; bu zulmü unutmayalım, dünya kamuoyunda canlı tutalım.
Dünyaya ahkam kesmeye kalkan Amerika, öncelikle adil ve şeffaf bir şekilde Afia Sıddıki’yi tekrar yargılamalıdır. Pakistan olmaz ise 3. bir ülkeye iade edilmelidir.
6 Şubat Kahraman Maraş Merkezli Asrın Felaketi sonrası, Afia’nın kız kardeşi, Türkiye’ye sosyal medyadan baş sağlığı dilemiştir.
Buradan Hükümetimize; Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu’na sesleniyorum.
Dr. Afia Sıddıki’nin davasını yakından takip etsinler. Mesele hem insanlık onuru hem de Müslüman olmamızın gereğidir.
Nisa Suresi 75. ayetini okuyarak bitirelim: "Ve neden Allah yolunda savaşmayı ve namaz kılan erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıfları (savunmak) istemiyorsunuz? Ey Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu beldeden (Mekke'den) çıkar. Kendi katından bizi koru ve katından bize bir yardımcı ver."
.
Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com
https://yekvucut.com/gundem/650-numarali-esir-afiye-siddiki/
https://forward.com/fast-forward/480863/woman-aafia-siddiqui-congregation-beth-isreal-center-muhammed-hostage/
https://www.yenisafak.com/yazarlar/hayrettin-karaman/boyle-zulum-gorulmus-mudur-2049718
https://foreignpolicy.com/2022/01/18/aafia-siddiqui-texas-synagogue-standoff-radical-terrorism/
https://www.theguardian.com/world/2009/nov/24/aafia-siddiqui-al-qaida
https://forward.com/fast-forward/480863/woman-aafia-siddiqui-congregation-beth-isreal-center-muhammed-hostage/
https://tribune.com.pk/story/396935/quelling-rumours-us-prison-officials-deny-dr-aafia-passed-away/
https://changinguppakistan.wordpress.com/2008/08/05/update-dr-afia-siddiqui-extradited-to-us-court/
https://www.hindustantimes.com/world-news/imran-khan-batted-for-afia-siddiqui-in-his-pti-manifesto-so-did-pak-senate-101642477859200.html
https://archive.boston.com/news/world/asia/articles/2010/01/19/suspected_mit_terrorist_begins_trial_today_in_nyc/
https://www.theguardian.com/world/2008/aug/06/pakistan.afghanistan
https://m.bianet.org/bianet/dunya/143954-650-numarali-tutsak-dr-siddiqui
https://turkish.aawsat.com/home/article/2006001/cemile-bayraktar/afiye-
https://forward.com/fast-forward/480863/woman-aafia-siddiqui-congregation-beth-isreal-center-muhammed-hostage/
https://tribune.com.pk/story/396935/quelling-rumours-us-prison-officials-deny-dr-aafia-passed-away/
https://changinguppakistan.wordpress.com/2008/08/05/update-dr-afia-siddiqui-extradited-to-us-court/
https://aafiamovement.com/