- 25-09-2016 12:12
- 487
Doğuştan veya sonradan vücut uzuvlarını kullanamayan engelli vatandaş dendiği vakit, düne kadar ‘çaresizlik’ akla gelirken, kendilerine verilen imkânlarla şimdi onlar, başarılarıyla takdir edilme ve el üstünde tutulmaya başlandılar...
Hayata tutunabilmek, diğer bir ifade ile hastalıklarını yenmek amacıyla başladıkları egzersizler, işleyen süreçle birlikte onlar için yeni hedeflere yol almalarını sağladı. Doğru rehberin-eğitimlerin sonucunda, yeni hedeflerin peşinde yol alarak, üst üste başarılar kazandılar...
SPORUN DEV ORGANİZASYONUNDA ATILAN TARİHİ İMZA
Engel tanımayan sporcularımız, altıncı kez boy gösterdikleri sporun dev organizasyonunda, tarihi bir rekora imza attı. 2004, 2008 ve 2012’de birer altın kazanan ay-yıldızlı sporcularımız, Rio Paralimpik Oyunlarında 1 gümüş, 5 bronz, 3 altın olmak üzere tam 9 madalyanın sahibi oldu. Bu sonuçla Türkiye, organizasyonun başarı sıralamasında 34’üncü sırada yer aldı...
Spor Organizasyonları için önem taşıyan en önemli unsur ‘madalya’ olduğuna göre, o madalyaların neler olduğuna baktığımızda önemli bir ayrıntı çıkıyor karşımıza. Kazanılan 3 altın madalya, Halterde Nazmiye Muratlı, Masa Tenisinde Abdullah Öztürk ve takım sporlarında Goalball’dan geldi. Kazanılan gümüş ve bronz madalyaların branşlarına bakıldığında Judo, Atletizm, Atıcılık yer almaktadır...
2016 RIO’DA ORTAYA ÇIKAN GERÇEK...
2016 Rio Paralimpik Oyunları ile bir kez daha devşirme sporcu ile bir yere varılmayacağını görmüş olduk. Nazmiye, Kübra, Abdullah, Ecem, Semih, Ayşegüllere güvenmek gibi bir zorunluluğumuz var. Madalya aldığımız diğer branşlar bir yana, Masa Tenisinde Abdullah Öztürk’ün Çinli, Güney Koreli, sporcuları geride bırakıp altına ulaşması takdir edici. Dileriz bu durum, kendi insanına güvenemeyenlere ders olur!..
Engelli veya engelsiz fark etmiyor, sporun her branşında olduğu gibi başarı için devamlılık şart. Onun en önemli göstergesi oldu Rio’daki oyunlar; Londra’da 2012 Paralimpik Oyunlarında altın madalya kazanan Haltercimiz Nazmiye’nin ikinci kez birincilik kürsüsünde yer alması buna en güzel örnek...
KAMU VE ÖZELDE ÇALIŞANLARA BİR SORSANIZ...
Oyunlar tarihinde ülkemize takım sporlarında ilk Şampiyonluğu, son Avrupa Şampiyonu Goalball takımımız kazandırdı. Şimdi soruyorum; ‘Kamuda, özelde, federasyonlarda çalışan bazı spor adamlarına bir anket yapıp da ‘Goalball nedir?’ diye sorsanız, kaç kişi size doğru cevap verir acaba!..
İsimlerine spor-bilim adamı dense de, Olimpik olmasına rağmen yabancı olduğumuz o branşlarda Uluslararası Organizasyonlarda altın madalya kazanmamız, ‘Spor Kültürü’ ile bağdaşan bir durumdan başka bir durum değil de ne?..
GOALLBALL VE GÜNÜ KURTARMAYA ÇALIŞAN SPOR ADAMI, AKADEMİSYEN, BİLİM ADAMI...
Goalball takımı ile ilgili bir araştırma yaptığınızda karşınıza ilginç tespitler çıkabilir. Paralimpik Oyunlarında takım halinde bir ilki yaşatan ekibimizin antrenörü Kahramanmaraş ilinde sınıf öğretmeni, sporcuların çoğunluğu ise bu ilimizden. Nerede bizim İstanbul, Ankara, İzmir veya diğer büyükşehirlerimizdeki sporcularımız. Veya, nerede Üniversitelerin spor bölümlerinde yer alan bir kısım akademisyen, bilim adamları? Onların, en kolay yol olarak, ‘devşirme’ sporcuları tercih etmeleri, günü kurtarmaktan başka ne manaya gelir?..
BAŞARISIZ SONUÇLAR GÖZDEN GEÇİRİLMELİ...
Evet, 2016 Rio Paralimpik Oyunları’na rekor sporcu ile katıldık. Rekor katılım ve sonuçları bizler için gurur kaynağı oldu. Düşündürücü olan ise Rio 2016’da beklentilerin gerisinde kalan sporcular, dolayısıyla çalıştırıcılar. Özellikle ferdi sporlarda, alınan başarısız sonuçlar gözden geçirilmeli, Milli forma altında görevinin hakkını veremeyenler için gerekli işlemler yapılmalı…
Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com