Engelli Milli Sporcular yüzde 100 bursla üniversiteli olabilecek

Her birey, toplum içinde ayrı bir öneme sahip. 

O değer verdiğimiz varlıkların, sahip olacağı imkânlar, kişinin yaşadığı süreçle birlikte toplumla iç içe ve üretken, bir o kadar da mutlu olmasını sağlayacaktır. 

Ülkemizin nüfusuna baktığımızda, her yüz kişiden 13’ü engelli olarak tanımlanan, özel gereksinimli nitelikte bir kesim söz konusu. 

Her alanda olduğu gibi, sayıları azımsanmayacak bir boyuta ulaşan bu özel insanlarımıza, plan ve program dahilinde gerekli eğtim ve öğretim verildiğinde, ortaya anlamlı bir tablo çıkacaktır. 

İşte o “engelli" dediğiniz özel gereksinimli bireylerin, sporun pek çok alanında elde ettikleri sıradışı başarıları gördükçe, insan ümitvar oluyor. 

Demek ki istenildiği ve gerekli şartlar oluşturulduğunda bugünkü tablo ortaya çıkabiliyormuş. 

Miladi takvime göre bir yılı geride bıraktığımız şu günlerde, ilgilisi tarafından yapılan açıklamalardan bunu çok net bir şekilde görmek mümkün. 

Zihinsel, bedensel, görme veya işitme, engel türü ve derecesi ne olursa olsun farketmiyor. 

Çünkü spor salonlarında/alanlarında her birinin yapabilecekleri birer spor branşı var. 

Yapılan spor branşına göre de bağlı bulundukları federasyonlar, onların da bağlı bulundukları Genel Müdürlükler ve Spor Bakanlığı mevcut. 

Yetkililerin bizzat yaptığı açıklamada, bu özel bireylerin yaptıkları/yapabilecekleri bir spor branşının varlığı söz konusu. 

Engelli bireylerin yetişmesi ve hayat standartlarının sağlanabilmesi için, bundan yıllar önce teknolojik ilerlemede sıkça örnek verdiğimiz, medeniyette ise insanlıktan nasiplenmemiş Batı sempatizanlığı gitmiş, yerine "Biz neler yaptık, bunu geliştirip, daha başka neler yapabiliriz?" mevzularını gündem etmeye başladık. 

Öyle olmasa, bugün istenilen hedeflere ‘yelken’ açıp, yol alma şansına sahip olamazdık…  

Bilimsel araştımalarda, genel eğitim içerisinde Beden Eğitim ve Sporun önemli yere sahip olduğunu, bulunduğu çağa ve çevreye göre sosyal, ekonomik, siyasi ve kültürel açıdan da ayrı bir öneme sahip olduğu vurgusu yapılmaktadır. 

Bu da ancak kişinin daha iyi şartlarda hayatını sürdürmesiyle mümkün olmakta. 

Bunun için gerçekleştirilecek en önemli aktivite, beden eğitimi ve spor. 

Söz konusu hareketlilik sadece bireysel değil, toplumsal etkileşimi de ortaya koyuyor. 

Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı2020Tokyo Paralimpik Oyunları için 29 kota aldığını, hedeflerinin ise “50" olduğunu söylüyor.

Bu demek oluyor ki her geçen gün daha yükseğe çekilmek istenen bir başarı çıtası var. 

Rekabetin olduğu yerde mücadele, çabanın olduğu yerde ise kalite/kazanımın ortaya çıkmaması mümkün değil. 

Bu bağlamda da eğitim ve sosyal ihtiyaçların giderilmesi manası önem taşır. 

Bu da konu hakkında gerekli yasal düzenlemelerin yapıldığının göstergesi. 

Özel sporcuların bağlı bulunduğu Federasyon Başkanı ne diyor; "Yeni oluşturduğumuz Judo’da Dünya Şampiyonu olduk, Basketbolda ise üçüncü…” 

Evinden çıkmayan, günlük yaşantı içerisinde topluma karışmayan bu özel gereksinimli bireylerin elde ettikleri kupa ve madalyalar bir yana, asıl konuşulması gereken, kendilerinin içerisine düştükleri ‘çıkmazdan’ kurtulmaları ve sosyalleşmeleridir. 

Burada, mevcut hükümetin engelliler konusundaki takdir gören politikaları etkili olmaktadır. 

Söylenen ve yaşananların ne manaya geldiğini en iyi anlayan ve anlatacak olan, o özel bireylerin her an yanında olan aileleridir sanırım… 

Engelli bir bireyin, sportif başarısının yanında, eğitimini sürdürme çabası, bu çaba üzerinde titiz davranılması da önem taşıyan ayrı bir konu. 

Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun; "Bakanlık olarak engelleri zihinlerden de, spordan da çıkarmaya kararlıyız" sözleri önemli.

Buna göre, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile 28 vakıf üniversitesi arasında gerçekleşen anlaşma gereği, Milli Paralimpik ve Defolimpik sporcular da yüzde 100 burslaokuyabilecekler.

"Vakıf üniversitelerinden Türk sporuna yükseköğretimde yüzde yüz destek" temalı çalışma mutabakatında, engelli milli sporcular hangi bölümü seçerse seçsin, bursluokuyabilecekler.

Çalışmanın amacı, engelli vatandaşların hayata katılımı kolaylaştırmak. 

Çizilen çerçeve, gerçekleştirilen sözleşmenin kâğıt üzerindeki haline baktığımızda pozitif ayrımcılık söz konusu. 

Uygulama, amacına yönelik gerçekleştiği takdirde, kültürlüsporcu sayılarının arttığını görebileceğimiz gibi, özel bireylerin iş istihdamı sayesinde hayat standartlarının da artmasına neden olacaktır. 

Üzerinde durulması ve takip edilmesi gereken, adı konulan bu tür sözleşmelerin uygulanılırlığının ölçülmesi.

Üniversitelerin alabilecekleri/aldıkları öğrenci sayısı kadar, Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK) başlattığı ve üniversitelerde yakın takibe aldığı ‘Engelsiz Erişim’ ve ‘Engelsiz Eğitim’ hususlarındaki faaliyetlerinin de yakın takibe alınması önem taşımaktadır…

.

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

...