Evrensel sömürü! Ahtapotun kolları; Dünya Sağlık Örgütü -EECAN-CAESAR

Türkiye bağımsız lider ülke mi yoksa Birleşik Krallık/United Kingdom adına hareket eden Ortaçağ vassalı mı? 

Neden böyle düşündüğüme gelince. Daha önce İngiliz şirketlerinin Türkiye üzerinden pazar arayışlarının Anglo Türkistan İmparatorluğu projesine zemin hazırlamak olduğunu belirtmiştim. 

Bu İngilizlere asla güven olmaz!..

İngiltere’nin, Osmanlı’yı Rus saldırısına karşı askeri açıdan savunması şartı ile II. Abdulhamid’in İngiliz Hükümeti ile 4 Haziran 1878’de Kıbrıs Anlaşması imzalamasını bir hatırlayın.

Antlaşmayla, Osmanlı Devleti’nin egemenlik ve mülkiyet haklarından kayıtsız şartsız vazgeçilmiyor, bu haklar vekâleten ve geçici olarak İngiltere’ye bırakılıyordu. 

Yani Ada, hukuki olarak yine Osmanlı Devleti’nin bir toprağı olmaya devam edecekti. Nitekim, Ada’da Padişahın ve tebaanın hukukunun korunması ve arazi, vakıflar ve devlete ödenmesi gereken gelirler gibi konularda ek protokol ve antlaşmalar imzalandı. 

Berlin Kongresi oturumlarının sona ermesinden hemen sonra İngilizler, Kıbrıs’a asker çıkardı. O gün bu gündür sülük gibi yapıştılar, bırakmıyorlar; Rumlarla Türkleri  çatıştırıyorlar. 

Şimdi sormalı. Durum böyle iken hangi akla hizmetle Kıbrıs’ta adanın tamamına değil bir kısmına tav olduk?

Oysa II. Abdülhamid, adayı İngilizlere, Çarlık Rusyası’na yardımları karşılığında kiralamıştı. Mülk devrinde bulunmadık. 

Günümüzde ne yazık ki iki devletli İngiliz tezini benimsiyoruz ve bu düşkünlüğe milliyetçilik diyoruz. Daha da kötüsü bunu marifet sayıyoruz. 

Dahası var!..

Doğu Akdeniz’de İkinci Dünya Savaşı sırasında kısa süreli İngiliz egemenliğinde kalan Libya'da mevcudiyetimiz, yine bir başka İngiliz kolonisi Malta ile dengeleniyor, destekleniyor. 

Doğu Akdeniz’de İngiliz egemenlik sahasını genişleten, koruyan, güçlendiren Mavi Vatan konseptini, Yunanistan’a karşı geliştiriyoruz. Ancak nihai sonuçta İngilizlerin Akdeniz'deki pozisyonunu dayatmaktan başka ne olabilir?

Bu Yunanistan’ın cürmü ne ki düştüğü yeri yaksın? Uzun bacaklı sarı çıyanlar, “tavşan kaç tazı tut” yapıyorlar. Maalesef biz de aynalı sazan gibi hemen atlıyoruz. 

Yahu, İngiliz Kraliyet ailesi, Yunanistan Kraliyet ailesi ile akraba. Kraliçe’nin kocası Philip Mountbatten (d. 10 Haziran 1921), Edinburgh Dükü, Birleşik Krallık kraliçesi II. Elizabeth'in eşi. 

Doğumunda kendisine Yunanistan ve Danimarka Prensi unvanı verilmiştir. Armasında halen Yunanistan bayrağı ve Danimarka Kraliyet Bayrağı bulunmaktadır. 

O doğduğu dönemde Yunan ve Danimarka kraliyet aileleri devlet otoritesindeydi. Halen öyle değil mi?

Adamlar Kıbrıs ve Malta üzerinden Cebeli Tarık Boğazı’nın ve Akdeniz'i Kızıldeniz'e bağlayan Süveyş Kanalı’nın korumasını da Türkler’e ihale etmişler. “Derenin taşı ile derenin kuşunu vurmak” diye buna derler.  

Körfez’de Katar; Ankara, Londra'ya ne kadar yakın durursa o kadar bize yakın duruyor.

Yoksa "اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ فَاَصْلِحُوا بَيْنَ اَخَوَيْكُمْ  وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ۟ / İnnemâ-lmu/minûne iḣvetun feaslihû beyne eḣaveykum(c) vettekû(A)llâhe le’allekum turhamûn(e) / Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz" ilahi hükmünü umurlarında mı sanıyorsunuz?   

Londra merkezli Anglo Türkistan İmparatorluğu ve Dünya Sağlık Örgütünün işbirliği…

Londra merkezli Anglo Türkistan İmparatorluğu’nun taşlarını döşemek amaçlı kurgulanan bir yapıdan, Doğu Avrupa ve Orta Asya Ağı -EECAN'dan söz edelim. 

Proje sorumlusu kuruluş, İstanbul'daki İngiltere Uluslararası Ticaret Ajansı (DIT).

Bu projenin bir de sağlık ayağı var. 

Türkiye Halk Sağlığı Kurumu tarafından yürütülmekte olan “Ulusal Antimikrobiyal Direnç Sürveyans Ağı”nın dahil olduğu Orta Asya ve Doğu Avrupa Antimikrobiyal Direnç Sürveyans Ağı/ Central Asian and Eastern European Surveillance of Antimicrobial Resistance-CAESAR. 

2011 yılında kurulan Ulusal Antimikrobiyal Direnç Sürveyans Sistemi (UAMDSS), ülkemizin kıyaslanabilir ve güvenilir direnç verilerinin toplanması amacıyla ve Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışmalarını sürdürüyor.  

Aynı zamanda, Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Ofisi tarafından yürütülen “Orta Asya ve Doğu Avrupa Antimikrobiyal Direnç Sürveyans Ağı (CAESAR)” na dahildir.

Veri analizi Dünya Sağlık Örgütü’nün “WHONET” yazılım programı ile yapılıyor. Biz topluyoruz “WHO” analiz ediyor. 

Sürveyans sisteminin kalite güvencesini sağlamak amacıyla, 2011 yılından beri tüm katılımcı laboratuvarlara Ulusal Dış Kalite Değerlendirme (DKD) Programı uygulanmakta. Ayrıca, katılımcı laboratuvarlar CAESAR Ağı kapsamında Dünya Sağlık Örgütü ve UK-NEQAS işbirliği ile yürütülen Dış Kalite Kontrol programının katılımcısı.  

DSÖ Avrupa Bölgesi'ndeki 53 Üye Devletin tümü, antibiyotikle ilgili Avrupa stratejik eylem planını kabul etti ve Eylül 2011'deki direnç ve antimikrobiyal direnç (AMR) üzerine Küresel Eylem Planı onaylandı. 

Orta Asya ve Doğu Avrupa Antimikrobiyal Direnç Gözetimi (CAESAR) ağı, 2012 yılında DSÖ Avrupa Bölge Ofisi, Hollanda Ulusal Ofisi arasında bir ortaklık olarak ortaya çıktı. 

Halk Sağlığı ve Çevre Enstitüsü ve Avrupa Klinik Mikrobiyoloji Derneği ve Bölgesel ve küresel eylem planının stratejik önceliklerini yerine getirmek amacıyla Bulaşıcı Hastalıklar ve AMR gözetlemesinin kurulmasına ve güçlendirilmesine izin verecek bir ağ oluşturuldu. 

Gözetim verileri antimikrobiyal direnç durumu için bir referans noktası görevi görür. Ülkeler ve bölgeler; Gözetim verilerinin paylaşılması zorluklar, farklılıklar hakkında açık bir diyalog sağlar ve topluluklar ve zaman içinde politika ve eylemin ilerlemesini ve etkililiğini izlemeye izin verir. Gözetim sistemleri olgunlaşır. 

Adrese teslim ‘Virüs’ için yapılan ön çalışmalar…

Antibiyotik direnci, ülkemizde ve tüm dünyada giderek artmakta olan ciddi bir sağlık sorunu. Bu sorunla mücadelede ulusal düzeyde antimikrobiyal direnç sürveyansı çalışmaları önemli. 

Ancak bu çalışmaların Pandemiye yol açacak Covit-19 yani koronavirüsün  laboratuvarlarda üretilmesine katkı sunacağı kimin aklına gelirdi? 

Türkiye’de 2011 yılında Ulusal Antimikrobiyal Direnç Sürveyans Sistemi (UAMDSS), koordinasyonunda Ulusal Antimikrobiyal Direnç Sürveyans Sistemi (UAMDSS) kuruldu ve bilimsel bir komisyon danışmanlığına bağlı. 

Sürveyans; belirli hastalıkların nasıl ortaya çıktığı ve dağıldığına ilişkin sistematik olarak yapılan gözlem anlamına gelmektedir. 

Hastane infeksiyonlarının kontrolü amacıyla verilerin sistematik olarak toplanması, analizi ve yorumu hastane infeksiyonları sürveyansı olarak tanımlanır. 

Sürveyansın hedefi, ülkenin kıyaslanabilir ve güvenilir antimikrobiyal direnç verilerinin toplanması olarak belirlendi.

UAMDSS, 2013 yılı Kasım ayından itibaren Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Ofisi tarafından yürütülmekte olan Uluslararası CAESAR (Orta Asya ve Doğu Avrupa Antimikrobiyal Direnç Sürveyansı) Ağı’na dahil oldu. 

CAESAR ağı, Avrupa Klinik Mikrobiyoloji ve Bulaşıcı Hastalıklar Derneği (ESCMID) ile Hollanda Ulusal Halk Sağlığı ve Çevre Enstitüsü (RIVM) ve Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) ile yakın işbirliği içinde. 

Avrupa Antimikrobiyal Direnç Sürveyans Ağı (EARSS-Net), ECDC koordinasyonunda yürütülüyor ve Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkeler sürveyansa dahil edilmiyor.

Çevrime dahil edilen örnekler, daha önce CAESAR (Orta Asya ve Doğu Avrupa Antimikrobiyal Direnç Sürveyansı) UK-NEQAS DKD programında yer alan ve UAMDS Bilimsel Komisyonu Kalite Kontrol Alt Komisyonu tarafından gönderilen örneklerden seçilmektedir.

Ulusal Antimikrobiyal Direnç Sürveyans Laboratuvarı’nda örneklerin stabilizasyon ve kararlılık çalışmaları tamamlandı. 

Örneklerin bakteri tanımlaması, MALDI TOF MS sistemi ve antibiyotik duyarlılık test sonuçları disk difüzyon, gradiyent strip ve sıvı mikrodilüsyon yöntemleri ile çalışıldı. 

Performans testleri tamamlanan örneklerin çoğaltma işlemi yapılarak örneklerler, taşıyıcı besiyerine (bakterilerin toplanması ve muhafaza edilmesi) alınmıştır.

Bu verilere göre Streptococcus pneumoniae (vücudun farklı bölgelerinde ciddi enfeksiyon hastalıklarına neden olan bir bakteri türü) küçük çocuklarda, yaşlılarda ve bağışıklık sistemi düşkün olan kişilerde daha çok olmak üzere, üst solunum yolu enfeksiyonundan, pnömoni ve menenjite kadar değişen enfeksiyonlara yol açmaktadır. 

S.pneumoniae, tüm dünyada pnömoninin (halk arasındaki bilinen tabiriyle zatürre; kısaca akciğer dokusunun iltihaplanması) en yaygın etkeni olup mortalite (ölüm oranı) ve morbidite (hastalık hali) oranları yüksektir.

Penisilin bağlayan proteinlerde süreklilik gösteren mutasyonlar aracılığıyla gelişen değişim, penisilin direnci ile sonuçlanmaktadır.

Mutasyon süreci sırasında düşük düzey direnç gelişebilmekte ve antimikrobiyal duyarlılık testlerinde orta derecede duyarlı bulunabilmektedir.

Bu suşlarla (deneklerde) gelişen menenjit dışındaki enfeksiyonlarda, yüksek doz penisilin ile tedavi mümkün olabilmektedir. Ancak mutasyon derecesine göre tam dirençli suşlar da gelişebilmektedir.

Florokinolonlara direnç ParC ve/veya GyrA mutasyonları ile gelişmekte ek olarak eflüks mekanizması da rol oynayabilmektedir. Makrolid direnci erm ya da mef(E) genlerinin kazanılması sonucunda gelişebilmekte ve dozu yükseltmekle tedavi sağlanamamaktadır.

Kimi uzmanlara göre, bu deneysel tecrübeler ile pandeminin kapısı  açıldı, içeriye buyur edildi. Lakin kurda konuk (komşu) giden, köpeğini yanında götürür hesabı, verdiği zararın biri bin para. 

Küresel Emperyalizm, yaşlı nüfus ve obeziteyi tasfiye ediyor!..

Kimse  gocunmasın ama Dünya Sağlık Örgütü’nün veri toplama çalışmaları ile tasarlanan bu Covit 19 - korona virüs, küresel emperyalizm için iyi iş çıkardı. 

Koronavirüs özellikle yaşlı nüfus ve obeziteler için önemsenmesi gereken bir tehlike.

Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ), Çin'de bu hastalığa yakalananlar üzerinde yaptığı bir analize göre, özellikle kalp damar hastalıkları, diyabet, yüksek tansiyon, kronik solunum yolu hastalıkları ve kanserden muzdarip olanlar yüksek risk altında. Zaten yakaladığını götürüyor. 

Erkek düşmanı bir virüs. Kadınların bağışıklık sisteminin daha dirençli olduğu görülüyor. Bunun da nedeni, bağışıklık sistemini uyaran ve vücuda giren mikroplara karşı daha yoğun bir mücadeleyi tetikleyen kadınlık hormonu östrojen. Erkeklik hormonu testosteronun ise bağışıklık sistemini zayıflatan bir etkisi var. 

Hastalığın ölüme neden olma olasılığı 65 yaş üstü kişilerde katlanarak artıyor. Örneğin Çin'de 40 yaşın altındaki hastalarda ölüm oranı yüzde 0,2 iken bu oran 70-79 yaş aralığındaki insanlarda yüzde 8'e, 80 yaş üstünde ise yüzde 14,8'e çıkıyor.

Dünya kaynakları sınırsız değil. Bu sınırlı kaynaklar üzerinde daha fazla nüfusla yaratacağımız baskı, bu kaynaklardan alacağımız payı azaltacak, acımasız rekabeti artıracak, sonuç olarak yaşama kalitesini düşürecektir.

O nedenle, küresel vahşi kapitalist sistem, kontrolsüz nüfus artışının, mevcut kaynaklar üzerindeki baskı ve rekabeti artıracağı ve bunun da yaşama kalitesini düşüreceğini biliyor. 

Vahşi kapitalizm, nüfus kontrolü istiyor. Laboratuvar mamülü Corona Virüs ile bir tür doğal seleksiyon sürecini çalıştırıyorlar. 

Dünya Sağlık Örgütü nasıl bir kuruluş?

Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan iç hastalıkları ve kardiyoloji uzmanı, Prof. Dr. Mehmet Çilingiroğlu; “Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tamamen hiçbir ise yaramayan bir kuruluş. Dünyada bu virüsün ölümcül bir pandemiye dönüşme nedeni DSÖ ve Çin hükümetidir” demişti.

Kimi komplo severler, Dünya Sağlık Örgütü’nün Rothschild ailesi tarafından finans edildiği kanaatinde. Efsanevi Rothschild ailesinin, sınırsız zenginliklerini daha da arttırmak için bu virüsü dünyaya salmış olabileceğini düşünüyor. 

Böylece herkese kredi vererek servetlerine servet katacak ve dünyayı boyunduruk altında tutmaya devam edecekler. Bu örnekleri verenler, William Shakespeare’in “Venedik Taciri” oyununa ve kötü adam Shylock’a işaret ediyorlar. 

Dünya Sağlık Örgütü’nün İngiliz Kraliyet Ailesi ile irtibatı…

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2005 yılından bugüne Avrupa sorumlusu, başkanı, temsilcisi, patronu kim biliyor musunuz?

Danimarka Veliaht Prensi Frederik'in eşi, Danimarka Kraliyet Prensesi, Crown Princess (Veliaht Prenses) Mary.

DSÖ Avrupa Bölge Komitesi'nin oturumlarındaki açılış konuşmaları, ülkelere ziyaretler, açıklamalar, konuşmalar ve makaleler dahil olmak üzere çeşitli etkinlikler yoluyla halk sağlığı konularında farkındalık yaratmada aktif rol oynuyor. 

DSÖ / Avrupa çalışmalarına katılımının bir parçası olarak aşılama ve antimikrobiyal direnç (işte burası zurnanın zırt dediği yer) gibi alanlarda anne ve çocuk sağlığının yanı sıra sağlığın geliştirilmesi ve hastalıkların önlenmesine yönelik girişimlerde bulunuyor.  

Anne sağlığını ve güvenli anneliği teşvik eden Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) da dahil olmak üzere çeşitli sosyal, sağlık ve insani yardım kuruluşlarının ve kurumlarının patronu olarak hizmet veriyor.

Eylül 2012'de, Kraliyet Prensesi, Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı (ICPD) için Yüksek Düzey Görev Gücü üyeliğine atandı.

WHO / Avrupa'nın Patronu olarak Crown Princess Mary, DSÖ Avrupa Bölgesi'ndeki 890 milyon insanın sağlığı için eşsiz ve değerli bir savunucu.

Danimarka Kraliyet Prensesi, Mary’ın İngiliz Kraliyeti ile bağlantısı…

Danimarka Veliaht Prensi Frederik, Avustralyalı hukukçu Mary (Danimarka Kraliyet Prensesi)  Donaldson ile evlendi. Avrupa’nın en eski hanedanı olarak geçmişi 899 yılına kadar uzanan Danimarka kraliyet ailesinin ilk kez halktan bir kraliçesi oldu.

-Ayakta sağdan ikinci kişi; Almanya İmparatoru 2. Wilhelm. En sağdaki; dönemin İngiltere Kralı 7. Edward ve solda oturan yaşlı kadın; İngiltere Kraliçesi Victoria…-

İşte bu Danimarka kraliyet ailesi ile İngiliz kraliyet ailesi yüzlerce yıldır akraba. Genleri iç içe geçmiş. Biliyorsunuz Philip Mountbatten (d. 10 Haziran 1921), Edinburgh Dükü, Birleşik Krallık kraliçesi II. Elizabeth'in eşi.

Doğumunda kendisine Yunanistan ve Danimarka Prensi unvanı verilen bu kart moruğun armasında halen Yunanistan bayrağı ve Danimarka Kraliyet Bayrağı  birlikte mevcut. 

Danimarka ve İngiltere Kraliyetlerinin yakınlığı Kraliçe Victoria’ya dayanır. Victoria, kuzeni olan Almanya Prensi Albert ile evlenir. Dokuz çocuğu olur. 

En büyük kızı olan ve kendi adını verdiği Victoria’yı, Almanya İmparatoru 3. Frederick ile evlendirir. O artık bir imparatoriçedir. Oğlu Edward’ı ise Danimarka Prensesi Aleksandra ile evlendirir. 

Böylece üç hanedan, dolaylı olarak bir kez daha birbirine bağlanmış olur. Danimarka demişken, Aleksandra’nın kız kardeşi de (yani İngiliz Edward’ın baldızı) Rus Çarı 3. Aleksander ile evlenir. 

Dediğim o ki; Dünya Sağlık Örgütü’nün Avrupa ayağını Birleşik Krallık United Kingdom adına, Danimarka Veliaht Prensi Frederik'in eşi, Danimarka Kraliyet Prensesi, Crown Princess (Veliaht Prenses) Mary yönetiyor. 

Amerika’dan yükselen Türk'ün sesi; Gusan Yedic…

Guşan Yediç, New York eyaletinde uzun yıllardır ikamet ediyor. 

1958 İstanbul doğumlu. Öğrenimini ve vatani görevini tamamladıktan sonra 1985'de ABD'ye göç etmiş bir Türk iş adamı. Uzun seneler ABD'deki Türk-Amerikan çatı kuruluşlarında üst düzey sivil toplum örgütçülüğü, sivil aktivistlik yaptıktan sonra ABD-Türkiye ilişkileri ve küresel gelişmeler konusunda birikimi nedeniyle, “politik analist” olarak sosyal medyada siyasi politikaları değerlendirmekte olan bir kişidir.

Bakın ne diyor?

-Gusan Yedic-

"Özellikle de Turkiye'deki devlet yetkililerinin, bu makalede yazılanları çok iyi düşünmesi ve Londra merkezli küresel emperyalizme karşı mı yoksa yandaş mı olduğuna karar vermesi gerekiyor.

Küçük bir not olarak da ben şunu ben ekleyeyim Ömür Bey'in makalesine.

Britanya İmparatorluğu'nu uçuran, Kraliyet Ailesi'nin muhteşem servetine kavuşmasına sebep aslında East India Company'nin köle ticareti olmuştur.

Sanıldığı ve düşünüldüğü gibi köleleri para karşılığı satmayıp kölelerin çalıştığı şirketlerde hisse sahibi olmuştur ve böylelikle de tüm zengin toprak sahiplerinin, tüm üreticilerin, tüm şirketlerin doğal ortağı haline gelmiştir Kraliyet ailesi.

Illuminati ailelerini de, hâlâ bugün bile ortağı oldukları şirketlerin yönetici kadrosu, işletmecileri olarak kullanmaktadırlar.

İngiltere'yi tanımayan, küresel emperyalizm hakkında hiç bir şey bilmiyor, kapkara cahil demektir. Bir başka Illuminati ailesi olan Çin'deki Li Ailesi ile Rothschild Ailesi et ile tırnak gibidir.

Çin'in köle işçiliğine dayalı ucuz üretimi ile dünyadaki bütün orta sınıfı öldürüp, küçük esnaf tanımını yok edip, gelecek nesilleri kendi istedikleri gibi, kendi istedikleri ücrete çalıştırmak kararları da Londra'dan verilecektir.

Bugün ucuza aldığınız Çin mallarını, küçük esnaf tamamen ortadan kalktıktan sonra iki veya üç misli fiyata almak zorunda kalacaksınız çünkü başka bir yerden alabilme şansınız olmayacaktır.

ABD'deki küçük esnafı bu taktikle öldürdü İngiltere. 

WalMart'i ülkeye soktuktan sonra fiyatlarla rekabet edemeyen küçük esnaf öldürüldü. Corona ile de gömmeye çalışıyorlar. O nedenle, artık bir sene öncesinde aldığınız her mal için neredeyse iki misli fiyat ödüyorsunuz WalMart'a.

Aynı uygulama, Çin mallarının girdiği her ülkede söz konusu olacak ve gelecek nesilleriniz, kendi muayenehanesini, kendi eczanesini, kendi emlakçı ofisini, kendi avukatlık bürosunu açamayacak.

Küresel elitin uygun gördüğü kişilikteki dalkavuk, omurgasız, biatçı meslek sahipleri, onların tekellerindeki firmalarda iş bulabilecek. 

Aksi taktirde ya işsiz kalacak, ya da köle ücretini kabullenip, hak ettiğinin, emeğinin karşılığının belki de onda biri ücrete çalışmak zorunda kalacak.

Lütfen unutmayın!

ABD'deki kavga, başkan kim olsun kavgası değildir.

Küresel emperyalizmin oturtmaya çalıştığı kölelik sistemine karşı verilmekte olan mücadeledir. Yeni Dünya Düzeni denilen, başkentinin Londra olacağı tek dünya devletini oturtmak isteyen, kendilerini dünyanın tanrıları olarak ilan eden Illuminati'nin CEO'larına ve onların patronu Londra'ya karşı verilmekte olan bir savaştır.

Bu savaşı, sizlerin soyunuzun devamı torunlarınız için veriyoruz."

Evet, Türkiye’nin İngiltere ile ticari ortaklığına siyasi ittifakına ve askeri müttefikliğine karşı çıkmak eğer devlet politikası ise bu, ABD ve Rusya hesaba katılarak yapılmalı.

Ne Doğu ne Batı tam bağımsız Türkiye” için kavgamız devam ediyor. 

La şarkıyye, la garbiyye, illa İstiklâl, illa İstiklâl!..

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

Seçilmiş Kaynakça

https://www.dikgazete.com/ingilterenin-turkiyedeki-avrasya-valisi-christopher-william-james-gaunt-makale,3084.html

https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/uamdss

https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/Mikrobiyoloji_Referans_Laboratuvarlari_ve_Biyolojik_Urunler_DB/uamdss/yillik_raporlar/UAMDSS_2016_Rapor.pdf

Annual report 2018, Central Asian and Eastern European Surveillance of Antimicrobial Resistance

https://www.dikgazete.com/vahsi-kapitalizm-kurumsal-bakim-hizmeti-alan-bakima-muhtac-yaslilardan-korona-virusuyle-kurtulmak-pesinde-makale,2237.html

https://www.euro.who.int/en/about-us/patron/patron

https://www.smh.com.au/topic/the-televisionaries-1ne9?promote_channel=HI_SMH_POD_TV&utm_source=smh.com.au&utm_medium=HouseInventory&utm_campaign=Podcast&utm_content=Televisionaries

https://web.archive.org/web/20190811020648/https://kongehuset.dk/nyheder/hkh-kronprinsessen-udnaevnt-til-kaptajn

https://www.google.com/amp/s/amp.onedio.com/haber/birinci-dunya-savasi-sirasinda-yasanan-muge-anli-yi-bile-gozyaslarina-bogacak-bir-aile-trajedisi-865775

https://turkish.aawsat.com/home/article/2158511/mi%C5%9Fari-zeydi/korona-ve-hurafeci-komplocular

https://www.google.com/amp/s/m.haber7.com/amphtml/dunya/haber/2940016-rockefeller-ve-koronavirusu-laboratuvarda-uretip-dunyaya-saldilar

https://www.google.com/amp/s/www.milliyet.com.tr/amp/pazar/dunya-saglik-orgutu-hicbir-ise-yaramayan-bir-kurulus-6208370

https://www.abdpost.com/gusan-yedic-trump-henuz-kaybetmedi/51506/

...