Futboldan yüzmeye!.. Yücehan Yıldız’ın derslerle dolu hayat serüveni

Spor-egzersiz hareketlerinin normal vatandaşların olduğu kadar, engelli bireylerin hayat kalitesi üzerinde olumlu etkilerini bilimsel araştırmalarda görmek-gözlemlemek mümkün. 

Fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan gözlemlenen bu etkileşim-gelişimler, bir ölçüde spor-egzersiz yapmayı da zorunluluk haline getiriyor. 

Bireyin katıldığı her türlü sportif-egzersiz neticesinde ulaştığı denge, kuvvet, esneklik gibi tanımları içerisinde yer alan psiko-motor, toplum içerisindeki davranışlarını etkileyen psiko-sosyal davranışları üzerinde belirleyici olmakta...

Bu tanımlar, sadece bilimsel araştırma, panel, sempozyum veya ders notu olarak tozlu raflar veya bilgisayarların hafızalarında kalmamalı. 

Gerçekleştirilen her anlamlı-örnek çalışmalarla gündeme taşınarak, yapılacak yeni adım-hareketlere öncü olması gerekiyor.

HAYALİ, RONALDO GİBİ YILDIZ BİR FUTBOLCU OLMAKTI...

Tıpkı Yücehan Yıldız’ın derslerle dolu hayat serüveni gibi.

TRT’de yayınlanan ‘Engel Yok’ programında onu defalarca izlerken, başarma azim ve gayreti, örnekten de öte derslik hayat hikâyesinin sadece ekranlarda değil, yazıya da taşınması gerekliliği düşüncesine kapıldık… 

Yücehan Yıldız…

Hayali Ronaldo gibi yıldız olmaktı.

Onun için daha çok koşup daha çok çalışıyordu.

Babası Eyüp Yıldız’a göre futbol onun için önemli bir tutkuydu.

Nasıl çalım atıp, nasıl şut atacağı hayali ile okul yılları geçer Yücehan’ın.

Öğrencilik yıllarında okul takımlarında forma giymekle kalmaz, Beşiktaş Kulübünün seçmelerine girer ve kazanır.

Antrenmanlarını izleyenlerin ‘Bu adam geleceğin büyük yıldızı olacak’ düşüncesine kapılmaları, orta sahada görev alması, fiziği ve kuvveti, sahip olduğu yeteneğinin yansımasının kaynağıydı…

HAVUZA KONTROLSÜZ ATLADI VE...

Tatil amaçlı gittikleri kaplıcada, hayalleri kadar hayatı da değişir.

Derinliği az olan havuza kontrolsüz atladığında boynunu kırdı.

Ameliyatı başarılı geçmesine rağmen doktorların teşhisine göre, yüzde doksan felçli ve yatağa bağlı yaşayacaktı.

Yoğun bakım ünitesine girdiğinde hiçbir tarafını oynatamıyordu.

Babası Eyüp Yıldız’a göre bu bir rüya, uyandıklarında her şey gerçeğe dönüşecekti.

Tıp dilinde ‘C5’ denilen boyun bölümünün kırıldığı, artık tamamen böyle kalacağı haberinin şokunu yaşıyordu.

Hiçbir tarafı hareket edemiyor, okula gidemiyor, kabullenilmesi zor biz süreçten geçiyordu Yücehan.

"Allah, kimseye böyle bir imtihanı göstermesin" diye dua ediyordu. İnanmışlardı, şifayı Allah veriyor, kişinin gayret gösterme gerekliliğine… 

Yücehan için "hiç yürümeyecek" denmesine rağmen, o azminden bir şey kaybetmedi. 

2014 yaz aylarında Engelliler Yüzme Eğitim Uzmanı Duran Arslan ile tanışması, onun plan ve programlı şekilde eğitim alması, yüzme şampiyonluğuna kadar uzanacak anlamlı yolculuğunun da başlangıcı oldu. 

Yüzme bilmiyordu. 

Hocası Duran Arslan’a göre serbest yüzme stilinin omuriliğine zarar vereceği kanaatiyle, sırt üstü yüzmeye başladığında, 50 metreyi ancak 20 dakikada yüzebiliyordu. 

Yücehan’ın azmi ve yeteneğini gören hocası, koşu egzersizleri, fitnes ve bisiklet antrenmanlarıyla sağlığı ve yüzme branşında kısa sürede daha fazla yol almasını sağladı… 

Geçmişinde takım sporu (futbol) yaptığı için, bireysel spora (yüzme) yabancıydı. 

Buna rağmen doğru eğitimlerle kısa sürede lisanslı sporcu oldu. 

ŞAMPİYONLUĞA GİDEN YOL...

Antrenörün desteği ile imkânsızı başarması anlam taşıyordu. Hocası Duran Arslan, şampiyonaya gitmesine destek oldu.

Katıldığı ilk Türkiye Yüzme Şampiyonasında 3 altınmadalyanın sahibi oldu.

Yıldız sporcu, bambaşka bir duygu yaşıyordu. 

Yarış bittiğinde birincilik kürsüsünde olmak ona göre büyük mutluluktu. 

Hiç kimsenin ayağa kalkamaz, yürüyemez dediği Yücehan, azmi ve gayreti ile tekrar ayağa kalkıyordu. 

Göz kamaştıran çalışmaların yerini kulaçlar, koşmaların yerini havuzda alınan mesafeler alıyordu… 

ÜNİVERSİTE HAYALİ VE SONRASI...

Kazadan önce Yücehan Yıldız’ın bir de hayali vardı; üniversite okumak. 

Bu kadar olaydan sonra, üniversiteye gitmenin hayalden öteye geçmeyeceğini düşünüyordu. 

Kendi ifadesiyle, en zor anında yanında olanların desteğiyle şimdi o İstanbul Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi öğrencisi. 

Yeni hedefi ise; futbol veya yüzme branşında yönetici olarak Türk sporuna hizmet etmek.

Yolun ve bahtın açık olsun yürekli şampiyon…

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

...