- 08-11-2021 09:39
- 1448
Baştan belirteyim, yazdıklarımı kim iktidar yalakalığı gibi anlarsa inanın üzülürüm. Yapmak istediğim nesnel, tarafsız bir durum değerlendirmesi ve Türkiye'de siyasetin fotoğrafını çekmek. Bir gram bal için bir kilo harnup yemek zorunda kaldığınız için müteessirim.
Son yaşanan olaylara bakıldığında nekahat sürecindeki iktidara serum takviyesi ile ömrünün uzatıldığı görülüyor. Bunun anlamı şu; cihanşümul kadim Türk Devletinin mevcut siyasi aktörle şimdilik yola devam etme eğiliminde olduğu.
Çünkü geçiş sürecinde, iktidar partisinin elitleri -ki bunlar, siyasi veya asker sivil bürokratlar olabilir- arasından seçilecek bir isimle, ülkenin tek parça halinde bir bütün olarak 2023'e kazasız belasız ulaştırılması gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlık sorunları üzerinden yapılan spekülasyonlara, Erdoğan'ın bizzat sahaya inerek, verdiği fiili cevap, şimdilik bu yalancı çobanları biraz olsun susturur. Ancak Soros'ta para, bunlarda yalan tükenmez.
Bu arlanmaz densizler korosu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sağlığından sorumlu doktorunu “Nazilerin ölüm meleği Josef Mengele”, İletişim Başkanı Fahrettin Altun'u da “Nazileri iktidara getiren propagandaların ve kitleleri ikna eden yalanların ustası Joseph Goebbels” sanıyor olmalı ki, soğuk savaş dönemine rahmet okutur şekilde her türlü dezenformasyona baş vuruyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili sağlık spekülasyonlarının ardından gazeteci ve TV5 sunucusu Hasan Basri Akdemir, “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'a kanser teşhisi konulduğu” bilgisini teyit ettiğini belirterek “Sayın İletişim Başkanı Fahrettin Altun'a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Allah şifa versin” dedi. Konu ile ilgili Fahrettin Altun tarafından henüz resmi bir açıklama yapılmaması dikkat çekiyor.
Devlet aklı devreden çıktı! Muhalefet çuvallıyor!..
Çok yakın zamana kadar hükümetin kötü ekonomi idaresi, beceriksiz ve tamahkar bazı bürokratlar, ehliyetsiz partililer yüzünden bocalayan iktidarın kaybettiği seçmen kitlesinin CHP ve İYİ Parti’ye yöneliminin, kamuoyu araştırma şirketlerinin radarlarına yakalanmaması mümkün mü?
Nitekim son anketlerde bu yöneliminin donma noktasına geldiği anlaşılıyor. Bunun bir kaç nedeni var.
Yakın zamana kadar devletin bazı birimlerinden muhalefete düzenli bilgi akışı vardı. Parti liderleri, grup toplantılarında düzgün ve sağlıklı okumalar yapabiliyor, tabana “iktidara yürüyoruz” mesajı verebiliyordu.
Ancak bir yerlerde film koptu.
Artık eskisi gibi, “turnayı gözünden, hedefi 12’den vuran açıklamalar” duyulmuyor. Bir bocalama dönemine girildiği besbelli. Muhalefet cephesinde devletin rotasına, evrensel yaptırımlarına ters düşen kararlar alınıyor, bu yönde söylemlerde bulunuluyor.
Film nerede nasıl koptu?
2023 seçimlerinde başkan adayının kim olacağı hususunda muhalefet kanadında mutabakat yok. Gerçi “erken öten horozun başını keserler” korkusu, muhalefeti frenliyor olabilir. Ancak yukarıda sözünü ettiğim bilgi akışının kesilmesi, biraz da bu başkan adayının tesbiti ile yakından ilgili sanırım. Muhtemelen film tam da burada koptu.
Muhalefet karavana atıyor!..
Türkiye’nin yargı bağımsızlığını hiçe sayan ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda büyükelçilerinin çıkışında, devletin refleksleri harekete geçtiğinde maalesef “Millet İttifakı”nı oluşturan CHP ve İYİ Parti sınıfta kaldı.
Deyim yerindeyse parsayı Cumhurbaşkanı Erdoğan topladı, Kılıçdaroğlu ve Akşener avuçlarını yaladılar. Erdoğan ve Bahçeli, bu krizden güçlenerek çıktı.
Yine aynı şekilde Irak ve Suriye Tezkere süresinin uzatılmasında CHP, devlet ile ipleri koparan bir karara imza attı ve tezkere için hayır oyu kullandı.
İYİ Parti ise Millet İttifakı’nda çatlak oluşturan bu tezkere oylamasında Cumhur İttifakı ile aynı kulvarda yer aldı. Çünkü terör örgütü ile işbirliği suçlaması yapılan HDP ile aynı safta olduğu imajından kurtulmak istedi. Ayrıca tezkere oylamasını, Cumhur İttifakı’nda MHP'den boşalması beklenilen yere ısınma turları gibi düşündüler.
Dar kapsamda milliyetçilik aşiret şovenizmi…
Diriliş Ertuğrul dizisinin TV’de gösterime girmesi ile Türk halkının büyük bir kısmı, Osmanlı İmparatorluğu’nu kuran “IYI” / Kayı boyunun ongunundan sembolünden haberdar oldu.
Türk halkının diziye teveccühü, MHP'den kopan/koparılan ve yeni bir parti kurma mecrasına yönelen “Asena” lakaplı Meral Akşener ve arkadaşlarını da etkilemiş olmalı ki onlar da parti amblemini ve adını Kayı Boyu’nun Türkçe yazılışına benzettiler.
Bu sonradan görme, batı tandanslı milliyetçiler sanıyor ki Türkiye'de yerleşik ne kadar Türk aşireti varsa hemen hepsi Kayı boyundan hepsi Oğuz.
Oysa Türklere yeniden Anadolu kapısını açan ve Anadolu'nun Antik çağlardan beri Ön Türklerin yerleşimi olan bu topraklarda yeniden kan devridaimini sağlayan Selçuklu Türkleri de Kınık boyundan değil mi idi?
Bu topraklarda sadece 24 Oğuz boyundan Türkler yaşamıyor. Moğollar Oğuz mu? Sakalar, Kaşgaylar Oğuz mu? Hazarlar Oğuz mu? Tatarlar, Nogaylar Oğuz mu? Avrupa’yı titreten, Roma’ya diz çöktüren Hunlar, Macarlar, Kumanlar, Kıpçaklar Oğuz mu? Ama bunların hepsi Türk!
İYİ Parti'nin “Kürt Sorunu” ile imtihanı...
İYİ Parti'nin, MHP gibi, aşırı Türkçü ve Turancı bir görüntüsü özellikle yok. Her ne kadar eski kulağı kesik ülkücü reislerden müteşekkil bir kadrosu olsa da daha ılımlı, Ulusalcı biraz Kemalist biraz muhafazakâr merkez sağ partisi gibi duruyor.
En yakın rakibi MHP ile arayı biraz açmış görünüyorlar. Aslı yok yaylasında yüzde 15 - 18 trendinde görülen oyları var gibi.
“Aslı yok yaylası” diye bilinçli diyorum çünkü en hakiki kamuoyu yoklaması seçim sandığıdır da onun için.
Kürt seçmene şirin görünmek isteyen İYİ Parti’ye “manikür - pedikür” operasyonu
İYİ Parti, ivedilikle milliyetçi/şovenist imajından sıyrılmak istiyor. Çünkü tıpkı HDP gibi Türkiye partisi olmak istiyor, Doğu ve Güneydoğu kökenli seçmenin oylarına talip. Türk siyasetinde anahtar rolü üstlenen Kürt seçmenlerin, iktidar partisini belirleyeceği biliniyor. Tüm hesaplar buna göre yapılıyor.
O nedenle ihtimaldir ki bazı küresel şer odakları, İYİ Parti’nin, aşırı Türk milliyetçisi, Kemalist ve üniter devlet yapısını önceleyen ilkelerini törpülemesi gerektiği tavsiyesinde bulunmuş olabilirler.
Nitekim Siirt Kurtalan'da “burası Kürdistan!..” diyen vatandaşa sesini çıkarmayan Akşener, aslında üstü örtülü şekilde bu tür söylemleri içselleştirdiği bir boyuta geçti sanki. Bu, İYİ Parti’ye yapılan “manikür - pedikür operasyonu”nun ilk aşaması idi.
İkinci aşama, Bingöl'de yaşandı. “Burası Kürdistan” söylemine karşı çıkmayan /çıkamayan İYİ Parti yönetimi, bizzat genel başkan yardımcısının ağzından, PKK terör örgütünün öldürdüğü bir şehit yakınına ana avrat küfrederek sanki “burası Kürdistan” söylemini meşrulaştırdılar. Kürtçülük eğilimini benimseyen Kürt seçmenler için adeta kılçıksız balık oldular.
Belki MHP'den boşalmasına neredeyse kesin gözüyle bakılan Cumhur İttifakı’nın yeni ortaklığına göz kırptılar. Öyle ya Kürt seçmendeki MHP alerjisi, “tırnakları sökülmüş dişi kurt” ile telafi edilmeye çalışılacak. Kısacası şu; İYİ Parti, iktidar olmaya değil ama iktidar ortağı olmaya yakın gibi.
Bir de tersinden okuma yapalım. İYİ Parti’ye ne PKK/HDP çizgisinden ne de bu çizgi karşıtı devletine sadık Kürtlerden gelmesi muhtemel oyların önü kesildi. PKK terörünü, bu ülkenin en ciddi güvenlik sorunu olarak gören Türk seçmen, nasıl bir tutum sergiler?
Sahi kim yaptı bu “operasyon”u?
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Seçilmiş Kaynakça
https://listelist.com/josef-mengele-kimdir/
https://www.evrensel.net/yazi/85706/kulagini-cok-cinlattik-goebbels
https://t24.com.tr/haber/cumhurbaskani-iletisim-baskani-fahrettin-altun-a-kanser-teshisi-konuldu-iddiasi,991247
https://haber.sol.org.tr/haber/fahrettin-altuna-kanser-teshisi-konuldu-iddiasi-bilgiyi-bugun-teyit-ettim-317710
https://www.dikgazete.com/m/ey-aksener-kurtlerin-yasadigi-yere-kurdistan-denmez-makale,3988.html
https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-59094342.amp
https://www.rudaw.net/turkish/kurdistan/291020214
https://havadis.at/mobile/?page=haber&ID=11236
https://www.haber3.com/guncel/politika/aksenerden-10-buyukelci-aciklamasi-haberi-6041328