- 26-05-2018 08:53
- 451
Milletvekili aday listeleri açıklanınca, aday gösterilmeyen milletvekilli ve aday adayları, listeler açıklanmadan önceki süreçte partilerin genel başkanları öncelikli olmak üzere, partiye bağlılıklarını sürekli dillendirmelerine rağmen, liste dışı kalınca, “U” dönüşüyle tepkilerini değişik mecra ve şekillerde gösterdiler!
Bu aday adaylarından iki milletvekilinin durumu ibretlik ve karakter yapısının ne demek olduğunu ortaya koydu!
MHP milletvekiliyken istifa ederek İyi Parti’nin kurulmasına katılıp, kurucular arasına giren Yusuf Halaçoğlu, aday gösterilmeyerek, yolun başında genel başkanı tarafından ekilenlerden olduğu için kırgın olduğunu belirtirken, ibretlik bir durum ortaya çıktı!..
Bir diğer isim ise geçmişte; “Eğer İran-Türkiye karşı karşıya gelirse, Türkiye'ye karşı, İran safında olurum!” diyen ve aday gösterilmeyince, yurtdışına çıkmaya çalışırken, çıkış yasağı bulunduğu için havalimanı polisinin çıkışına izin vermediği; daha sonra da hakkında yakalama kararı çıkarılan, FETÖ’nün eski ‘Karşı’ gazetesi genel yayın yönetmeni ve CHP Milletvekili Eren Erdem!..
Erdem, bir televizyon kanalına telefonla bağlanarak, Kılıçdaroğlu'nu ve CHP'yi suçladı. Erdem, bugüne kadar yaptığı FETÖ propagandalarından Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve Bülent Tezcan'ın sorumlu olduğunu belirtip; "FETÖ’den belge almakla yargılanıyorum ama MİT tutanaklarını bana Bülent Tezcan verdi" diyerek, Zaman gazetesine gidişini de şöyle açıkladı: "Ben, CHP medya komisyonu üyesiyim. Herhangi bir gazeteye kafama göre gitmem. Zaman gazetesine Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla gittim" dedi.
Bu açıklama, kişinin karakter sorununu ortaya çıkarırken; CHP’nin FETÖ’cüler tarafından yönetildiğinin de tescili ve “Kim ne yaptıysa karşılığını bulmadan ölmez”in bahsi geçen kişi ve partilerde hayat bulmasının ibretlik örneği oldu!
***
Saadet…
Siyaset; parti ve liderlerinin projeleriyle yapılan; iktidarın yaptıklarına karşı muhalefetin de alternatif projeler sunma sanatıdır aynı zamanda…
Üzülerek belirtmeliyiz ki; günümüzde 12 Eylül öncesinin birbirlerine küfür ve hakaret edilen politikasına doğru bir kayma görülmektedir.
Genel başkanlardan daha çok, partililerin ya da alt kademede görev alan yöneticilerin hakaretleri seçim sürecinde olabildiğince arttı!..
Saadet Partililerin, Eminönü-Üsküdar arası sefer yapan vapurun resmini Eminönü’ndeki balıkçıların olduğu yere montaj yaparak, önüne Saadet Partisi yazıp, yanına Hazreti Nuh Peygamber’in gemisi şeklinde bilgi ekleyerek, vapurdaki kalabalığı Saadet partili, vapura binmeyenleri de Hazreti Nuh’un gemisine binmeyenler şeklinde yani kafir olarak gösteren paylaşımlarından sonra yazmayı düşünmüştüm…
Daha önce ve sonrasında ‘bir milli görüş var bir de karşıdakiler’ (CHP ittifakından sonra bu söylemi yazmaz oldular) şeklinde paylaşımlarına da bir şey yazmamıştım fakat son günlerde özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere, şehit eşine; “Şeytan çarşafa bürünmüş, ümmetin liderine hakaret etmeye kalkışıyor. Özel eğitimli bir militan bu”, “Sözde şehit eşi ajan; provokatör!” Özenle seçilmiş provokatör kadın; yeni Fadime Şahin”, “Temel Başkan, Fatih Camii’ndeki, ‘yeni nesil Fadime Şahin Tiyatrosu’na cevap verdi!..” türü yazılardan sonra sadece kendilerinin ‘Hakk’ üzere olduğunu diğerlerinin ‘Hakk’ yolunda olmadığını söyleyenlere diyorum ki; FETÖ’nün Türkiye mümessilleriyle ittifak yapmayı içinize sindirdiğiniz gibi, ‘hızlı tren’e karşı olan fakat ‘hızlı tren’e binen genel başkanınıza bu ittifak öyle gaz verdi ki; konuşma ve asabi hareketleriyle ‘cumhurbaşkanı olacağım’ ütopyası ömür boyu sürecek gibi!..
Gözünüzü öyle karartmışsınız ki; 28 Şubat’ta Refah Partilileri tutukladığı belirtilen DGM hakimi emekli Albay Tanju Güvendiren’i Ankara 1’inci bölge 1. sıra milletvekili adayı yaptığınızı, ittifak içinde olduğunuz ‘yoldaş’larınıza şirin görünmek mi yoksa 28 Şubat zulmüne, şikayetini geri alan Şevket Kazan gibi destek olmak için mi yaptığınızı net olarak siz de bilmiyorsunuz ama bilmediğinizin farkında değilsiniz!..
CHP ve Kılıçdaroğlu’na hakaret eden gençlik kolları başkan yardımcısını CHP, 2. sıradan milletvekili adayı gösterdiği için mutlu oluyorsunuz fakat o kişinin Kılıçdaroğlu ile karşılaştığı zaman yüzüne nasıl bakabileceğini ne siz ne de o hakaretçi, idrak edemiyorsunuz!..
Sosyal medyada bütün paylaşımlarınızda Müslümanlara (bu yazıdan sonra artık bana da İslam adına her türlü küfür ve beni kafir ilan etmek gibi paylaşımlar yapacağınızı tahmin edebiliyorum) hakaret etmenizin İslam ile bağdaşır bir yanı olmamasına ve ben ‘Müslüman’ım diyenin o sözlerden sakınmayı bilmesi gerekmesine rağmen, aynı küfür ve hakaretleri devam ettirerek toplu bir ahlâki sorun yaşadığınızı, kalp gözleriniz de kapalı olduğu için mi anlamıyorsunuz?!.
Kendinizi İslam’ın tek temsilcisi olarak görürken; Hazreti Peygamber’in ‘İslam nedir’ sorusuna ‘İslam güzel ahlâktır’ cevabını düstur edinmek yerine, geçici dünya hayatı için bu düsturu nasıl yok sayıyorsunuz?!.
Hoş; Hazreti Peygamber bugün yaşasa O’na karşı da muhalefet yapabileceğinize artık kimse şüpheyle bakmıyor!..
Çünkü size göre; sizden başkası iyi bir şey yapamaz; yapmışsa da; yaptığı her şey batıl ve onu yapan da ‘Siyonist’tir!..
.
Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com
Twitter: @alimevlutkaya