- 23-11-2019 10:02
- 1635
Wer hat Fritz von Weizsäcker getötet? Olay, ilk önce “Psikopat bir Alman’ın işlediği cinayet” gibi yansıtıldı.
Oysa cinayeti işleyen katilin, kendince haklı nedeni var ve bu gerekçe İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi yönetiminin işlediği Nazi Sağlık Suçlarının ötelenmiş cezalandırılmasına yönelik.
Buna “Mazlumların Nazilerle geç kalmış hesaplaşması” da denilebilir.
Ancak Nazi Almanlara yönelik cezalandırmanın yine bir Alman tarafından gerçekleştirilmesini herhalde “kaderin cilvesi” diyerek geçiştiremeyiz. Ma’şeri vicdan sınır, renk, ırk, din tanımıyor.
Almanya'nın eski Cumhurbaşkanı Richard von Weizsäcker'in oğlu Fritz von Weizsäcker, Berlin'de görev yaptığı hastanede uğradığı bıçaklı saldırı sonucunda hayatını kaybetti.
-Baba Richard von Weizsäcker ve öldrülen Fritz von Weizsäcker-
Olay, Charlottenburg Sarayı yakınındaki özel Schlosspark Kliniğinde meydana geldi.
59 yaşındaki Fritz von Weizsäcker'in dahiliye bölümü başhekimi olarak görev yaptığı Schlosspark Hastanesi'nde, 20 kişinin katıldığı kamuya açık bir seminer verdiği sırada bıçaklandı ve olay yerinde can verdi. Saldırganı durdurmaya çalışan polis memuru ağır yaralandı ve hastanede tedavi altına alındı.
1984-1994 yılları arasında Almanya'nın altıncı cumhurbaşkanı olarak görev yapan Richard von Weizsäcker, 2015'te ölmüştü. Richard von Weizsäcker, Nazi rejimi tarafından milyonlarca sistematik olarak imha edilmesi hakkında bilgi edinen ilk Almanlardan biriydi.
Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesi onun cumhurbaşkanlığı sırasında gerçekleştiği için Von Weizsäcker, "Birleşmenin Cumhurbaşkanı" olarak da anılıyordu.
Richard von Weizsäcker, 1986 yılının Mayıs ayında Türkiye'yi ziyaret ederek 12 Eylül sonrası Türkiye'yi ziyaret eden ilk Almanya Cumhurbaşkanı olmuştu.
Almanya'nın altıncı cumhurbaşkanı Richard von Weizsäcker’ın öldürülen oğlu Fritz von Weizsäcker; tıp alanındaki kariyeri boyunca 2005 yılında Berlin Schlosspark Hastanesi'ndeki görevi öncesinde Freiburg, Boston ve Zürih'te görev yaptı.
Richard von Weizsäcker'in dört çocuğundan biriydi.
Failin, sosyal ve psikolojik portresi…
Katil zanlısı Gregor S. 57 yaşında. Saçı yok yani kel ama İdeolojik olarak Dazlak değil.
Tanık ifadelerine göre saldırı sırasında koyu renk bir ceket giymişti. Zanlının ikamet ettiği Almanya'nın Renanya-Palatina eyaletinde yer alan Andernach, 29 bin 602 nüfuslu küçük bir şehir. Olay sonrası Andernach’te oturduğu apartman dairesinde Alman polisi arama yaptı.
Çalıştığı iş yeri ise 18,7 km uzaklıkta, otobüsle 17 dakikada ulaşılan Koblenz’de bulunuyor. Oturduğu Andernach’ten çalıştığı Koblenz’e günü birlik gidiş dönüş yaptığı biliniyor.
Koblenz’de ABD kökenli küresel pazarlama şirketi Amazon’un bölge deposunda -Amazon warehouse worker- işçi. Polis arşivinde sabıka kaydı yok. Hatta Schlosspark Kliniği kayıtlarında zanlının klinikle irtibatına veya bilgi tutanaklarına rastlanılmamış.
Zanlının yaşadığı bölge Alman üzüm ürününün üçte ikisinin yetiştiği Renanya-Palatina bölgesi şarapçılığın merkezi, önemli bir kereste üreticisi. Büyük kimya sanayii merkezi ve otomobil sanayiinin parça üreticisi. Ludwigshafen kentinde bulunan ünlü Anilin ve Soda Fabrikası BASF, Avrupa'nın en büyük kimya fabrikası ve aynı zamanda Renanya-Palatina’nın en büyük üretim işletmesidir.
Burada Idar-Oberstein’deki değerli taşlar sanayii, Westerwald'deki seramik ve cam üretimi ile Hunsrück ve Palatina’nın deri sanayii de önemli rol oynar.
Kentin geçmişinde, Almanya'nın en eski ve Avrupa'nın işçi sınıfına dayanan en köklü siyasal partilerinden, Sosyalist Enternasyonal'in başlıca kurucularından biri olan Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nin ayrı bir yeri var. Ayrıca Adolf Hitler'in Nationalsozialistische Deutsche Arbeiterpartei - Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi de, Andernach’de halk nezdinde güçlüydü.
Günümüzde Andernach’da Türk işçilerin cemaatini oluşturduğu Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne bağlı Mimar Sinan Camii mevcut.
Zanlının çalıştığı firma; Almanya'nın güneybatısında, Bonn'un 60 kilometre güneyinde, Rheinland-Pfalz eyaletindeki Koblenz kentinde bulunuyor.
Moselle ve Ren Nehirlerinin kesiştiği noktada bulunan Koblenz’ın, Fransız yaşama tarzı ve Alman geleneğinin harmanlandığı sosyokültürel bir yapısı var.
Neo Nazi Dazlaklar, katilin çalıştığı Koblenz’de örgütlü…
İki yıl önce kendilerine “Özgürlükler ve Uluslar Avrupası” (ENF) grubu adını veren Avrupa'daki aşırı sağ partilerin liderleri, Almanya'nın Koblenz kentinde buluşmuştu.
Alman neo-Naziler günümüzdeki Almanya Federal Cumhuriyeti devletine karşı muhalif bir tavır sergileyerek mevcut sisteme karşı koyuyor. Almanya İçişleri Bakanlığı verilerine göre, ülkede 24 bin civarında aşırı sağcı var ve bunların 12 bin 700‘ü şiddete eğilimli.
Ülkede habersiz sinek uçurmayan Alman polisine rağmen Almanya’da haklarında tutuklama kararı bulunan 467 aşırı sağcının izini kaybettirebildiğine ne demeli?
Neo Nazi gruplarını, Alman derin devleti koruyor, kolluyor.
Neo Nazi gruplarından biri de kendilerini "Nordkreuz", yani "Kuzey Haçı" olarak adlandırıyor.
Nordkreuz -Kuzey Haçı- grup üyeleri, polis ve askerlerden oluşuyor.
Grup üyeleri yerel siyasetçilerden oluşan "ölüm listeleri" hazırlamakla kalmamış hatta 200 ceset torbası bile sipariş etmişler.
Tehlikeli olan ne biliyor musunuz?
“Kuzey Haçı" isimli Neo-Nazi örgüt üyelerinin, birçok silaha ve on binlerce mühimmata erişimi söz konusu.
Almanya'da Neo-Nazilere dönük en büyük davalardan biri Koblenz'deki Neo-Nazi davasında sanıklar, suç örgütü kurmak, kamu düzenini bozmak, tehlikeli şekilde adam yaralamak, korku atmosferi yaratarak özgürlükçü demokratik temel düzeni ortadan kaldırmaktan yargılanıyorlardı.
“Allem-kallem” ettiler, dava düştü.
2012 yılının Mayıs ayından bu yana cezalandırılmaya çalışılan Neo-Nazilerin tamamı aklandı.
İlk iki girişimi rezaletle sonuçlanan Neo-Nazi davası, tüm sanıklar hakkındaki davaların düşürülmesi nedeniyle sona erdi. Dosya kapandı, bütün sanıklar salındı.
Bad Neuenahr- Ahrweiler'deki 'Braunes Haus'ta (Kahverengi Ev) buluştuğu belirlenen sanıklar, solculara saldırmak, izinsiz gösteri yapmak, sprey boyalarla gamalı haç çizmek ve otomobil kundaklamaya teşebbüsle suçlanıyordu.
Katilin ideolojik gerekçesi neydi?
Cinayet sebebi zaman içinde çok geriye gidiyor. Katil, soruşturmasında 30 yıl önce cinayet planları yaptığını söylüyor.
Cinayet eyleminin nedeni olarak Gregor S., Vietnam halkına bağlılığını ve Richard von Weizsäcker'ın 1962-1966 yılları arasında kimyasal ve ilaç şirketi Boehringer Ingelheim'in yönetimindeki faaliyetlerini belirtmiş.
Boehringer Ingelheim, 130 yılı aşkın bir geçmişe sahip bir Alman ilaç şirketi. Boehringer ailesi, Von Baumbach'larla birlikte, birkaç kuşak sonra şirketin kontrolünü elinde tutuyor. Bu iki aile 52 milyar doların altında toplam servete sahipler.
Boehringer Ingelheim,1885'te kurulmasından bu yana ilaç endüstrisinin en büyük 20 şirketinden biri.
Günümüzde insan ilaçları, hayvan sağlığı ve biyofarmasötikler olmak üzere üç alanda 50.000 kişi çalışıyor.
“Agent Orange” - ajan portakal…
İkinci Dünya Savaşı’nda ve Vietnam’da kullanılan kimyasal silahlarla binlerce kişinin ölümüne, sakat kalmasına yol açan, "agent orange” isimli maddeyi üreten bunlar değilmiş gibi bir de kalkıp utanmadan “İnsan ve hayvan sağlığını iyileştirerek insanlığa hizmet etme arzusundan…” hareket ettikleri iddiasındalar.
Yerseniz! (bkz. https://www.boehringer-ingelheim.com/corporate-profile/our-company/who-we-are)
“Gökkuşağı Herbisitleri” olarak adlandırılan yaprak dökücülerin pembe, yeşil, mor, mavi, beyaz ve turuncu renkli galonlarda muhafazasıyla bu renklerle anılan maddelerden “agentorange”, Vietnam savaşının sembollerinden.
Vietnam’da 1961–1971 yılları arasında tam 10 yıl süren ve “Ranch Hand” olarak isimlendirilen bu operasyonda, 80 milyon litre herbisit (ot öldürücüler) ve yaprak dökücü, 7,4 milyon hektarlık bir arazi üzerinde kullanıldı.
Dioxin içeren bu madde insan yapımı en zehirli kimyasal olarak nitelendiriliyor. O günkü yıkım ve bugüne uzanan etkileriyle agent orange’ın gözle görülür hasarları ise tam üç kuşaktır Vietnamlılar’ın kâbusu olmaya devam ediyor.
Vietnam’ın yoğun bitki örtüsünü yok ederek bölge halkının ve Kuzey Vietnamlı savaşçıların hem gıdaya ulaşımını engellemek hem de sık ormanlık alanlarda insanların yerlerini tespit etmek için birtakım kimyasallar denendi.
Bu kimyasal maddeye maruz kalan askerler ve bölge halkının üçüncü kuşağında, bedensel ve zihinsel engelli olarak doğan çok sayıda çocuk var.
Boehringer Ingelheim ilaç Şirketi, Amerikan Dow Chemical grubunu, Vietnam Savaşı'nda kullanımı yüz binlerce insanı zehirleyen agent orange/Ajan Portakal'ın üretiminde destekledi.
Binlerce masum sivilin ölümünden sorumlu savaş suçlusu bir Nazi'nin oğlu olan Richard von Weizsäcker, agent orange/Ajan Portakal'ın üretiminden kimya firmasından ayrıldıktan sonra haberi olduğunu, büyük pişmanlık duyduğunu belirtti.
Ne de olsa günah çıkarmayı Nürnberg Mahkemesi’nde yargılanan babası, Almanya’nın Vatikan Büyükelçisi Ernst von Weizsäcker'dan öğrenmişti.
Baba oğul yöntemleri belli; suç işle, inkar et, kurtul!
Vietnam halkını kasıp kavuran kimyasal silahları üreten, Dow Kimya Şirketi, 1897 yılında kuruldu. Şirketin imal ettiği hardal gazı, I. Dünya Savaşında, agent orange/Ajan Portakal’, Vietnam Savaşı’nda yüz binlerce insanın ölümüne, sakat kalmasına neden oldu.
Katil, Almanya'nın eski Cumhurbaşkanı Richard von Weizsäcker'in oğlu Fritz von Weizsäcker'ı öldürmesine gerekçe olarak, Cumhurbaşkanı Richard von Weizsäcker’ın, babası Alman diplomat ve politikacı, 1948 - 1943 yılları arası Nazi Almanyası'nın Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı, 1943-1945'te Alman Vatikan Büyükelçisi olarak görev yapan, Ernst von Weizsäcker'ı Nürnberg savaş suçu davalarında savunmasını ileri sürüyor.
Ernst Freiherr von Weizsäcker, Alman diplomat ve politikacıydı. Nazi Almanyası'nın Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlığını yaptı.
Almanya Cumhurbaşkanı Richard von Weizsäcker ve fizikçi ve filozof Carl Friedrich von Weizsäcker'in babası idi.
Savaştan sonra tutuklandı ve yargılandı.
Ernst, daha sonra, ana savaş suçları davasına suçlanmaksızın tanık olarak davet edilerek dinlenildi.
2 Nisan 1949’da, 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı; 18 ay sonra genel af kapsamında serbest bırakıldı.
1951 Ağustos’unda geçirdiği felç sonucu öldü. Ateşi bol olsun.
Nazi Sağlık Suçları ve medikal cinayetlerin geç kalmış hesaplaşması…
Soruşturma savcılarının katil zanlısına psikiyatrik muayene talep etmeleri düşündürücü.
Zanlı; Fritz von Weizsaecker ile kişisel bir ilişkisinin bulunmadığını, ancak kurbanın ailesinden maktulün babası Almanya eski Cumhurbaşkanı Richard von Weizsäcker’e duyduğu kin ve nefret nedeniyle bu cinayeti işlediğini itiraf etmişti.
Aslında bu kin ve nefret duygusu eski Cumhurbaşkanı ile sınırlı değil, aile boyu.
“Üçüncü Reich” olarak adlandırılan Nazi Almanyası’nda insanlar üzerinde yapılan “tıbbi” çalışmalar 3 kategoriye ayrılıyordu:
Askeri personelin hayatta kalması için yapılan deneyler, bulaşıcı ve ölümcül hastalıkların tedavisine yönelik ilaçların geliştirildiği halk sağlığı çalışmaları ve diğer uygulamalar.
Bir soyun, genetik kalitesini arttırmaya yönelik uygulamalar bütünü, kısaca soy ıslahı için canlı insan denekleri üzerinde yapılan medikal operasyonları da ekleyebiliriz.
Soy ıslahı için Auschwitz’in “Ölüm Meleği” lakaplı doktoru Josef Mengele, sarışın-mavi gözlü yüksek ırkın daha hızlı üreyebilmesi için yeni yöntemler bulması istenince, çoğul doğumları incelemek üzere Auschwitz’de 1.000’in üzerindeki “ikiz”de deney yaptı; binlercesi sakat kaldı ya da psikolojik zarar gördü.
Bunun yanında, yapay dölleme deneylerinde de aynı kamptaki yaşları 20 ile 40 arasında değişen kadınları kullanmıştı.
Josef Mengele, Nazi toplama kampı Auschwitz-Birkenau`da yaptığı acı verici ölümcül deneylerle bilinen bir Alman Nazi doktoru.
Yaptığı korkunç deneylerle ve acımasızlığıyla tarihe “Ölüm Meleği” olarak geçmiş isim.
Nazi Almanyası'nın toplama kampı olan Auschwitz'te binlerce deney yapmış o deneylerde milyonlarca insanın ölümüne sebep olmuştu.
Nazi Weizsäcker ailesi...
İkinci Dünya Savaşı, küresel emperyalizmin ulusal kaynaklar için bir yük olarak görülen “istenmeyenler”in öldürülmesi için gerekli bahaneyi sağlamıştı.
Vatikan’ın açtığı ihaleyi, ‘Führer’ Hitler ve ‘Duçe’ Mussoloni kazandı.
1939’da Nazi yönetimi, idam edilen tüm mahkûmların cesetlerinin, anatomik çalışmalar için en yakındaki tesislere intikal ettirilmesi talimatı veren bir yasa çıkardı. Bunu Hitler’in “tedavi edilemez” olduğu belirlenen hastaların “acısız bir şekilde öldürülmesi”ne yetki vermesi izledi.
Çocuklarla başlatılan katliam programının sonraki kurbanı yetişkinler oldu. Savaştan sonra Nazilerin etnik temizlik ilkelerini çeşitli yollarla yürüten ve haklı çıkarmaya çalışan biyomedikal uzmanlarının çok az bir kısmı yaptıkları nedeniyle ahlakî açıdan yargılandı ya da bu kişilere soruşturma açıldı.
Çoğu, profesyonel kariyerine devam etti.
Nürnberg yargılamalarında sanıklar, yaptıkları deneylerin ve kullandıkları yöntemlerin meşru olduğunu ve Alman birliklerine savaş esnasında yardımcı olmak için yapıldıklarını ileri sürmüşlerdi. Ama onların bu konuda bir fark yaratabildiklerine dair bir kanıt da yoktu.
Öldürülen doktorun bir diğer akrabası Victor von Weizsacker, sonuçta onların ne sahadaki Alman askerlerin savaş kabiliyetini arttırabildikleri, ne de evde kalan halkın sağlığını koruyabildikleri yorumunu yapmıştı. Bunun nedeni, Alman otoritelerinin, deney sonuçlarını, Savaş’ın en sorunlu zamanlarında uygulamaya sokamaması değil, elde uygulanabilecek hiçbir bulgunun olmamasıydı.
“Somatizasyon Bozukluklar” ile fiziksel sağlığı etkileyen psikolojik faktörler ve tıbbın yeterince açıklayamadığı, bedensel belirtiler (ağrı, acı, allerji gibi) ile kendini gösteren ruhsal sorunları araştıran Psikosomatik tıp uzmanı, Almanya eski Cumhurbaşkanı Richard von Weizsäcker’ın amcası, Alman fizyolog, Nazilerin doktoru Josef Mengele 'nin arkadaşı, Viktor von Weizsäcker’de (1886-1957) bu kin ve nefret sarmalının hedeflerinden.
Viktor von Weizsäcker; Freud'un psikanalitik teorileri ve fonksiyonel hastalıklar arasındaki olası ilişkileri araştırmıştı.
Algı ve hareket birliği teorisini ispatlamak için canlı varlıklar, Hazar Türkü Yahudiler, Çingeneler ve engelli bireyler üzerinde çalıştı.
Nazi döneminde, Weizsäcker’ın Breslau’daki etkinliği ne yazık ki günümüzde “En değerli bilimsel çaba verisi” olarak kabul edilebiliyor.
Viktor von Weizsäcker; Josef Mengele'nin emri altında Scherer'in önderliğindeki Nöropatoloji Anabilim Dalı'nda “T4 eylemleri”nden gelen beyinleri (ötenazi) araştıran ekipte yer almıştı.
Medikal Antropoloji’ye önemli katkılar sunmuştu.
“Ötenazi ve insan deneyleri, Psyche 1” (1947/48) isimli kitabı oldukça ünlü. Weizsäcker, ötenaziyi ve insan deneylerini tıptaki “bütüncüllük” kapsamında savunmasıyla tanınıyordu.
Şimdi anladınız mı Wer hat Fritz von Weizsäcker getötet?
İkonik ipuçları…
1- Katil zanlısı, Neo Nazi grupların etkin olduğu bölgede yaşıyor ve Neo Nazilerin rol model kabul ettiği isimlerin ailesine saldırıyor. Aslında mesaj Neo Nazi grupları himaye eden Alman derin devletine.
2- Katil zanlısı, küresel ölçekli bir Amerikan şirketi çalışanı. Mesaj biraz da Amerika’ya.
3- Nürnberg savaş suçu davalarına dikkat çekmesi, Nazilerin öldürdüğü Yahudilerin, Çingenelerin ve mazlum toplumların torunlarına mesaj. Belki de mesaj, onların torunlarından ABD - Almanya işbirliğine verildi.
Zalimler için yaşasın cehennem!
.
Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com
Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete