Ne kral ne general ne…

Senin yerine başkası yapacak hayali,

Hep hayal kalacak.

Kurtarıcı gelmeyecek.

Sen yapacaksın.

Buraya çok yakışacak kaba bir söylem de var ya neyse :)

"Ne yapacağım?"

Hangi konuda 'kurtarıcı' bekliyorsan onu...

"Kendimi neyden kurtaracağım?"

Hangi konuda bacayı sarmışsa artık, zihniyet-i korkudan...

Öncelikle, MÜMKÜN bilinciyle bir DAHA İYİ SEÇEREK;

Başka neler neler mümkünün acabasını merak ederek.

Harekete geçerek.

"Nasıl da olacak?!" kısmını itimatla bırakarak.

ve ŞİMDİye dönerek.

ŞİMDİdeki varlığa şahitlik ederek.

Tüm cevaplar ŞİMDİde.

Tüm varlık da.

Sadece ŞİMDİde NEFES alırsın.

NEFES bu NEFES!

… … …

ŞİMDİ;

Her şeyleri Allah'a havale edip, oturmak da iman etmek sanılabiliyor.

Her türlü donanımı vermiş. Kendinden...

"Özgür irade verdim; Özgür iradenle ne yapıyordun?

Aklı verdim; Bir an durup aklettin mi hiç?

Fikir verdim; Daha iyi hayal edebildin, daha iyi düşünebildin, daha iyi seçebildin mi? En hafifinden bunu yapabilmeyi istedin mi, buna niyet ettin mi?

Beden de verdim; Yaptın mı peki?” demez mi sence?

Bunları 'başkaları' kullanacak olsaydı sana niye versin yani.

Sadece etiketli biri söyledi diye inanç, inanmak, merkezi bir dogmaya hizmet eden inanç sistemleri, aslında hiçbir kanıta dayanmayan varsayımlardan ve önermelerden ibaret çoğunlukla.

Özellikle de, ille de "Bana inan, seni kurtaracağım!..” diyenden sakın. Işıklar içinde süslenmiş gelse de değişmez.

Sana zerre saygısı olsaydı, alim olsaydı derdi ki;

"Bana da inanma,

İnanmayacaksın, ŞİMDİye şehadetinle akledesin!" 

Bu alemin tek şahidi sensin!

Tanımlı bir ışık filan da gelmeyecek!

Ve kimse senin yoluna sürekli ışık tutmayacak.

Arada bir 'dürtebilir' belki.

Bu alemin tek bakanı, tek IŞIĞI da sensin!

BU?

Ve kesinlik olarak dikte edilmiş dogma inançlar, kime-neye hizmet ediyorsa, bir tek sana mahsus O muhteşem, O 'şekillendirici', O tüm bilinç saf kaynak enerjisi de sinsi sinsi bunlara kullandırılıyordur. 

Gözlemci, ŞİMDİyi bırakıp sürekli geçmiş veya gelecek olasılıklarında geziniyorsa, bu çakma olasılıkları da enerjisiyle ŞİMDİye çeker.

Belki de; Günden güne çöküş bundan. Yoksa yaşlanmayacak bile belki de sadece yaş alacak.. 

Belki de; Günden güne, hayretler içinde olan-bitene inanamıyor hale gelmeler de hep bundan..

Şirk denileni, sırf taşa şekile tapmak sananlar, zihniyetleri şekillendirenlerden ise tamamen bihaber.

Artık bazı konulara hakikaten de AYIKma vakti, gönlü güzeller.

Tüm giydirilmiş kimlikleri, kalıpları çıkarıp gönül birliğinde bilinçle görme ve bizzat yapma vakti.

Gönüller bir olsun.

Sevgiyle.

.

Sümeyya Demirel, dikGAZETE.com

Foto: Sümeyya Demirel… Görüntü, ışık illüzyonu değil. Gerçek ve aynen olduğu gibi, fotoğraf çekilirken kareye girdi.

...